MEMLEKETTE TAN y TüylerÜrpertici Bir Daktilonun Tokadı! Bir Finans İşyarı Daktilodan İki Tokat Yedi (Hususi muhabirimiz bildiri hâdise olmuştur: daktilo Muzaffere el ile daktilo bunu makine ile Bu cevap, daşma bir tılmıştır. Tacaat etmemiştir. Pazarlar, Salı Günü Kurulacak (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Şarbaylık kurultayı dün Şarbay Nafiz Karabudağın başkanlığında toplanarak Aydın Ppazarının bundan sonra salı günleri kurulmasına karar vermiş- tir. Pazarın salı günü olması tecim ve endüstri odasında yapı- lan genel toplantıda da muvafık görülmüştür. Memurlar Yüzde iki Veriyorlar (Y:I!xsııı muhabirimiz bildiriyor) — Hava kurumu için İlbay Y:kılı Fahrettin Başal'ın başkanlığında yapılan toplantıda bü- tün daircler şF(lcd bulundular, Memurlar aylık maaş ve ücret- lerinden ellerine geçen miktarın yüzde ikisi nisbetindeki para- yı bir yrl devam etmek üzere kurüma vermeği onaylamışlardır. Sıvas kazalarında da hava kurumuna karşı halk ve memurlar arasında büyük bir alâka vardır. Yeni Subay Yurdu (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yeni Subay Yurdu için şehrin en ir yerinde, Gazi Parkı civarında büyük ve bahçeli bir bi- Özel ve merkezi yapılacaktır. ipek Böcekciliği Mektebi Pa N “Antalya, (Husus? muhabirimiz bil. diriyor) — İpek böcekçiliği mektebi- ne ait bir ıslah lâboratuvar binası (: şa edilmiştir. Bina mektebin yanımdı yor) — Finans yönetgesinde bir İşyarlardan Sıtkı, yazılması için uzun bir yazı vermiş, daha kolay yazabileceğini söylemiştir. evap, aralarında yakışık almıyacak sözler sarfına vesile vermiş, sinirlenen daktilo, el ile yazılmasında israr eden arka- )_ukaı vurmuş, buna rağmen hâdise büyümeden kapa- Finans işyarı, yediği tokada rağmen hakyerine mü - rııı kiralanmıştır. Ufak telek tadilâttan başka, bahçe kısınında üzeri tara- ç bir de salon yapılmağa başlanmıştır. Açılış merasimi haziranın yirmi- kısmında birgazino,yukarı kısmında zabitan için bir misafir- a bahçe ve bir salon bulunacaktır. Haltada iki defa hava teh- konleranalar, verilecek, | yardım ve korunma çareleri huki parlörlerle şehrin her yanına duyurulataktır. n Garino ve lokanta kısmında akşamları askeri ba Çorum, 14 ayni yönetgede çalışan Aydın, 14 Sıvas, 14 —N.N. Samsun, 14 yellie Yanlışlıklar Biraz Uzadı Merzifondan aldığımız bir ha- berde, yeni Hafta Tatili Kanunu münasebetile, cumartesi günleri b tün dükkânların kapatıldığı bil liyor. Bizim anladığımıza göre, ortada yanlış anlaşılmış ve yanlış tatbik edilmiş bir vaziyet vardır. Cumar- tesi günleri öğleden sonra kapı bulunacak yerler, bankalar, resmi daireler, şirket ve sair hususi mü- esseselerin büroları ve merkezleri- dir. Bunun haricinde kalan dükkân- mağazalar, ticarethaneler cu- martesi günleri exkisi gibi açık bu- lunacaklardır. Haklı ve yerinde şikâyetlere yol açan bu vaziyetin bir an evvel dü- | zeltilmesi lâzımdır. AA A Meyvalar da Bozuluyor Aydın, (Hususi muhabirimiz bildi- tiyor) — Sıcak ve kurağın meyvala- ra da tesiri olmuştur. Fakat taze mey- vaların azlığına daha ziyade çiçek za- manında yağan yağmurlar sebep ol- muştur. Aydının — yaylâ kirazları ye- tişmiş, kilosu 10 kuruştan satılmağa başlamıştır. Kuraktan en fazla sebzeler zarar görmüştür. Bir başka sebep te sula- rın kesilmesidir. Lüğamla karıştı. anlaşılan bazı bostan suları şarbaylık- ça kesilmiş ve kapatılmıştır. Samsunda Hava kurumu çalışıyor Samsun, (Tan )— Hava tehlikesi kurumu için burada da etraflı çalış- malar devam etmektedir. Dün vilâyet meclis salonunda Tay- yare Cemiyeti başkan ve üyeleri, Halk Partisi idare heyeti, şarbay ve he ci de bando- g dır. 24 bin liraya mal olmuştur. Uç ün kurumların iştirakile Nbal Ve- kili Talât Yetgin'in başkanlığında bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Hava Tehlikesini Bi- lenler Kurumuna — yapılacak yardım şekilleri konuşulmuş ve bu işlerle uğ- raşmak ve kuruma üye yazmak Haa ğ iltpesejlmi lular müi racaate başlamışlardır. ÜKÜÇÜK TELGRAF | İHABERLERİ -| * Samsun, (Tan) — Samsun, Bal- ra, Alaçam, Erbaa ve Niksarda satış- lar hararetle devam etmektedir. Bu sene mahsulün tamamen satıla.- | cağı ümitlidir. * Antalya, (Tan) — Memleket bastahanesinin hariciye pavyonu üç yıl önce inşa edilmişti. Çok gürel olan bu binanın ikinci kısmı yaptırıl. maktadır. Bina 14,500 liraya müte - &hhide ihale edilmiştir. * Antalya, (Tan) — Hava kuru- muna yazılmak için burada çok büyük bir alâka vardır. Hükümet konağın- da bu münasebetle büyük bir toplan: ti hazırlanmıştır. * Balıkesir, (Tan) — Her pazar sabahı Bandırmaya - gidip geç vakit dönen gezi trenleri çok rağbet bul - maktadır. — —— ——— neti muhafaza edecek tarzda soğuk hava tertibatı da vardır. Bu suretle ipek böceğinin büyümesi için lâzım- katlı, iç duvarları mantar kaplıdır. Bu suretle dışardan gelen hararetten mü- Istenilen suhu- gelen sabit hararet elde edilmektedir. Gönderdiğim resim bu yeni binayı mı?ıiyor. No. 54 BEdsarı bal) Bürhan CAHIT Dolaşa dolaşa Nadya ve ar - kadaşlarınım bulundukları yere gelmişlerdi. Turgüt, misafirleri- ne ayırdığı bu köşede Erguv,&'ı- nı da ağırlamakta mahzur gör- medi, — Yabancılar yok, dedi, bu- rada dinlenelim. Hem size en iyi ve en eski bir arkadaşımı da tanıtayım, O sırada ayakta gduran Muh- tar, süvari kıyfetile gelen bu genç kızın Şahin'in nişanlısı ve işlettiği arazinin sahibi Demir beyin kızı olduğunu anlamıştı. Turgut onu Erguvana tanıt- tı. Muhtar, eski salon adamı de- rin bir saygı ile eğildi ve genç kızın elini sıktı. Turgut kulağına kadar ge'len bazı dedikoduların bu - fırsatla ortadan kalkmasını — arzu edi - yordü. Fakat Erguvan, bir kraliçe azameti ile — etrafına bakınan, Nadyayı görünce kaşlarını çat- mişti. Müuhtar bir salon terbiyesi ve "":k_!:ıeâl_e_k_;rımı ona tanit - mak istedi. — Tur, töreül güda yavaşça — Fransızca bilir mi? — Mükemmel, Bir fırtma alâmetleri Şahin gerilemişti. Muhtar saf ve neşeli Ergu - vana karısını gösterdi: — Müsaade — ederseniz sizi madamla tanıştırayım. Zeki ve kavrayışlır Nadya, genç kızla dost olmak istiyor - dü. Kocasının bu işareti ile ye- rinden kalkarak neşeli bir te - bessümle elini uzatmağa hazır- landı. Erguvan bu hareketleri görmemiş gibi başının hafif bir hareketi ile onu selâmladı: Bezen — Görüştüğümüze memnun oldum. madam. Nadya sapsarı olmuştu. Hiddetini yenmeğe çalışarak süratle yerine oturdu. . Pirovani koltuğunu Erguva » na vermişti, Turgut, Şahin ve daha bir kaç kişi etrafını aldı - lar. Yarı türkçe, konuşuyorlardı. Müuhtar Erguvana özür dili - yordu: — Nadya bir türlü türkçeyi öğrenemedi. O kadar da çalış - tığım halde, Genç kız bacak hacak üstüne atmış, biçimli çizmesinin ucu havada, yeşil avcı şapkası dizle- rinin üstünde konuşuyordu, Nadya,ya fransızca sordu: /— Kocanız türkçe öğrenme- diğinizi söylüyor madam, Kaç yıldır evlisiniz? — Sekiz yıl matmazel. — © halde kabahat kocanız- da madam. Bu uzun yıllarda si- ze kendi dilini öğretemeyişi af- fedilmez bir kabahat. Bu mevzu üstünde uzün uzun | konustular, Nadya tecrübeli ve | temkinli bir kadın vaziyetinde Ergüuvanın çetinliğine mukave - met etti. Onun ne ele avuca sığ- maz ve tehlikeli bir mahlük ol- duğunu son tesadüflerinde an - yarı fransızca B el | teslim edilmiştir. POLIS Vahşet Sahnesi Zavallı Kız, Zavallı Ana, Zavallı Nişanlı Ve Dağlılar ! Torbalıya bağlı Çaybaşı köyünde güyet feci bir cinayet olmuştur. Bun- dan bir kaç gün evvel kendi tarlala- rından dönen Halille nişanlısı Mürvet we kaynanası Fatmanın önüne 3 kişi çıkarak Mürveti kaçırmak istemişler- dir. Bu isteğe ilk önce karşı koyan kız anasının Üzerine saldırarak her yanını bıçak yarası içinde bırakmış- lardır. Fatmanın damadınım gi tarlarım sahibi Zekiye adlı kadın da aynı bıçak hücumuna uğramış ve ya- ra içinde kalmıştır. Biraz sonra Fat- ma ölmüş. Zekiye ve Halil de can çe- kişir bir hale gelmişlerdir. Yardımsız kalan Mürveti Aslan dağına çıkaran liç canavar zorla berbat etmişlerdir. Hattâ bu iş için onun da bacak da- marlarını kesmeği ve öylece zorlama- yı görze almışlardır. Mürvet kız At- lan dağında, çok perişan bir. halde bulunmuştur. Yapılan araştırmada bu üç haydut yakalanmıştır. Bunlar aynı köyden olan muhacir Mehmetle oğlu İbrahim ve Dağlı Alidir. Üçü de ad- liyeye teslim edilmişlerdir. * Sarryer jandarması garip bir ser- seri yakalamıştır. Bu adamın gelip geçen otomobilleri ve otobüsleri dur- durarak binmek ve para vermemek merakı vardır. Büyükdere - Maslak arasında gidip gelen bütün şoförlerin bu adamdan şikâyeti üzerine jandar- ma bu garip serseriyi dün yakalamış. tır. * Evvelki gün Ketenciler çarşısın- da bir dolandırıcılk vakası olmuş ve derhal önüne geçilmiştir. Öğrendiği- mize göre hâdise şöyle olmuştur: Roza isminde bir Musevi kadım elin- deki elden düşme İngiliz kumaşı de- bir muşambayı Satılmış adında birisine on beş liraya satmıştır. Etra- fina topladığı tavcılarla bu işi yapan Roza bir müddet sonra Satılmışın po- Hise baş vurması ile ele geçmiştir. Yapılan araştırmada Rozanın eleba- şılığı ile bu şebekenin bir hayli do - landırıcılık ve sahtekârlıkları olduğu ınl':ıılmıınr. Bakırları ve sarı tene- Tahiakalede bir cinayet oldu! Dün sâat üçte iki arkadaş bir büfe yüzünden kavga etmişler ve biri ağır | suürette dört yerinden yaralanmıştır. | Yaptığımız araştırmaya göre vaka şöyle olmuştur: Kadıköyünde börek- Çi feranını ve Kadıköy iskelesi içinde- ki büfeyi Müslimle ortak olarak işle- ten Bulgaryalı Dimitri dün ortağı ile 'Tahtakaleye mal almağa gelmişler, bu aralık büleyi yalnızca işletmek yüzünden kavgaya tutuşmuşlardır. Büfeyi paylaşamadıkları için bu ağız dalaşması artmış, tokata, yumruğa da binmiştir. Bu azgınlık arasmda Müs- Hm taşıdığı tabancayı çeğerek Dimit- rinin göğsüne dört el ateş etmiştir. Kanlar içinde yerlece yuvarlanan Di- mitri hemen yetiştirilen imdat otomo bili ile Cerrahpaşa hastahanesine kal dıtılmış ve Müslim tabancası ile ya- narak Eminönü merkezine götü- üştür. Yaralıya Cerrahpaşada ya röntgen neticesinde kurşunla - biri omuz mafsi da, diğerleri de böğründe görülmüş- tür, Profesör Nissen hemen ameliyat yaparak böğürdeki kurşunu çıkarmış lamıştı. Onun haşarı hareketle- rine, ağır kaçan sözlerine mu - kabele etmek cesaretini göre - medi, İçinde — müthiş isyanlar köpürmesine rağmen sohbetin ve cemiyetin — tadınt kaçıracak bir harekette bulunmaktan çe - kindi. Şahin tehlikeyi savuşturduğu için seviniyordu. Kalabalık olmaları, sohhetin her dakika seyrini değiştirmeşi iki kadın arasında patlamak is- tidadı gösteren fırtınayı dağıtı- yordu. Cazbant bir çok defalar ol - dukça güzel parçalar çaldığı hal de kalkan olmadı. Geceyarısını bulmuşlardı. İşçiler park eğlencesine kan- mışlar, alışmadıkları bu gece â- lemini bırakıp — tatlr uykularını '";“;Ğl Bidi)':lfhrdı. 'akat meraklılar, uktan, Müzikten, bol bol dagn':ı..n ğt monata ve pastalardan ziyade hurma ağaçları altında gülüp eğlenenlerin seyrinden zevk a - lanlar o civardan bir türlü a; lamıyorlardı. ; fakat diğerleri alımnamamıştır. Eğer hastanın dayanabileceği kes- tirilirse göğsündeki kurşunları almak için bugün de bir ameliyat denemesi yapılacaktır. Müslim adliyeye veril - miştir. HAKYERLERİNDE Erkek Kızın Dilevi Biribirlerile nişanlanan iki genç kızdan kendisine Kenan adını veren genç aleyhine nişan lısı Remziye tarafından açılan davaya dün de üçüncü cezada gizli olarak bakıldı. Genç kızlar mahkeme salo - nundan çıkarken kalabalık bir meraklı kafilesi de peşlerinden yürümekte idi. Suçlu Kenan, güç hal ile ken dini saran kalabalığın içinden kurtularak vekili İrfan Eminle birlikte merdivenleri inmiş ve bir tramvaya atlayarak evine gitmiştir. Kenanın duruşmasına 2 tem- muz Salı günü devam edilecek - tir. * İcra dosyaları üzerinde tah- rifat yapmaktan suçlu icra me- muru Kadri ile Herant, Refet, Viçen ve arkadaşlarının duruş - ması dün de ağır cezada yapıl - mış ve bazı kimseler dinlenil - miştir. Gelmeyen şahitlerin ça- ğgırılması için duruşma 12 tem- muza bırakılmıştır . * Köylü cigaralarını kaçak o- larak sattığı bir sırada, kendi - ni yakılımîk if_îeyen gümrük mekten suçlu Salihin dün birin ci cezada duruşması yapıldı. Sa lihin vekili, uzun uzadıya müda faada bulunarak köylü cigarala rının kaçak — sayılamıyacağını, müvekkilinin rüşvet değil, sade ce bunun bey'ie bedelini verdiği ni söyledi. Duruşma, karar ve - tilmek üzere başka güne bırakıl di. * Ankarada kunduracı Yusu- fu parmağından yaralamaktan suçlu Ali Rızanın duruşması ya pılirken şghit olarak İstanbulda bulunan bakkal Hayri isminde birinin de ifadesi alınmıştır. Bakkal Hayri, dün birinci ce zada sorguya çekilerek Yusu - fun Çatıkırı caddesindeki dük - kânında otururken Ali Rızanın dükkân üstündeki tenekeleri sök meğe başladığını, Yusufla ikisi arasında bu yüzden kavga çık - tığını anlattı. Bakkal Hayrinin ifadesi An - kat gönderilecektir. Hele çocuklar sine sine a - ğacları, dalları siper ala ala so- kuldukları bu grupu rahat rahat seyrediyor, biribirlerile fısılda- şıyorlardı: — Ak kızı gördün mü? Bak, erkek gibi oturuyor. — Sarı balın kokusu buraya kadar geliyor. Bu kokuları ona İspanyol getiriyormuş. Çocuklar büyüklerden işit - tiklerine mim koymuşlardı. Vaktın ilerlediğini gören Er- guvan, patrondan müsaade is - tedi. Turgut şaşırmıştı: — Nasıl, çiftliğe dönecek mi- siniz? — Tabii. Hepsi hayretle ona bakıyor - lardı. Mühendis Nuri bey: — Bu saattan sonra mı? dedi. Erguvan da onların hayreti- ne saşıyordu: — Neden, dedi, dönmek için saatın, zamanın — kıymeti olur mu? Şahin: — Ben refakat edeyim, dedi. 15.6.933 ——— VELLRLAARA AM SAĞLIK OGÜTLERi aa AARARRDI Rümatizmalının Barometrosu # Her evde hiç olmazsa bir rüma- tizmalı bulunduğundan, göze görün- mez, elle tutulmaz, fakat adısı ve di- rıltısı bütün ev halkmın yüreğine işliyen o barometreyi herkes bilir. Hava güzel güzel giderken, her- kes keyifli bulunurken büyük baya- nın, yabut büyük bayın dizleri bir- denbire fazla ağrı çıkarır, her vakit- ki gibi uvma ile bu ağrı geçmez. Üs- telik uykusu da kaçar. Bütün gece inlemesinden, bağırmasından kimse uyuyamaz... İki gün, üç gün, beş gün, bazan bir hafta- sonra fırtına kopar, şimşek çakar, yağmur yağar. Rümatizmalı sakinleşir, ev içindeki- ler de rahat ederler. Rümatizmalırın barometresi işte budur, Fırtınayı, yağmuru, rütubeti daha gelmezden önce haber verir, Rümatizmalı bu önceden “duygusu ile kendisinde başkalarına karşı bir yükseklik duyar. Kendisi gibi fırtı- nayı önceden haber vermiyenler için! “Duygusuz adamlar ,, der. Onların bu önceden duygusuna kimseler inanmazlar, bellibaşlı he- kimler arasında bile tesadüf diye ge- çenler vardır. Fakat rümatizmalı- ların da ağız birliği ederek herkese fırtına geleceğini birkaç gün önce- den haber vermeğe borçları olmadı- gından, bu Tümatizma — barometresi- nin nasıl olup da havanın değişik- liklerini en ince fizik âletlerinden da- ha önce haber verdiğini merak eden hekimler de olmuştur. Bundan yüz yıl önze bir ingiliz hes kimi bu işi kitaplara yazmış ve rü- matizmalı hastanın havadaki gelecek değişiklikleri olsa olsa akciğerlerile duyabileceğine hükmetmişti. Ondan birçok zaman sonra başka bir ingi- liz hekimi bacağı kesik bir adamın hava değişikliklerini önceden habet vermesini tetkik etmiş o da bu has- sayı havadaki elektriğe, yahut man- yetizmeye bağlamıştı. Birkaç yıldanberi hep İngilterede yapılan daha derin tetkikler o ikinci hekime bak verdirmişlerdir. Bu tet- kiklere göre Tümatizma ağrılarının artmasında nc sıcaklığın, ne de rütü- betin hiç tesirleri yoktur. Baromct- renin düşmesi çok defa ağrıları art- tırır, fakat bu da her dela değil. Rümatizmalının ağrılarının artma- sına asıl sebep, havadaki clektrik de- ğişmeleridir. Zaten ha ırtınalar hava menfi iyonlarla dolar, sonra rometre iner, rütubet derecesi ile sı- caklık derecesi çıkar. Fırtına geçin- ce havadaki menfi - elektrik iyonları müspet olur, barometre yeniden çı- kar, ötekiler inerler. Bunlara göre, tümatizmalınım fır- tınayı önceden haber vermesi hava- daki menfi elektriği duymasından ileri gelir. Menfi elektrik onun ağrı- darımı arttırır, sinirlendirir. Dolayısi. le bütün ev halkını rahatsız eder. Şu halde, rümatizmalının - daima rahat etmesi için, her vakit müspet elektrikli bir yer bularak orada hava tebdiline gitmesi lâzım olacak, fakat her vakit müspet elektrikli bir yer bulunması kabil olsa bile, ilkin her yerin hava elektriğinci tetkik ederek Yeniden bir elektrik haritast yapmak ister. Halbuki havadaki elektrik tet- kikleri henüz pek yeni şeylerdir. Her ülkenin her tarafı tetkik — edilerek elektrik haritası yapılmcaya kadar haylice vakit geçecek. O vakte kadar sızılarını azaltmak istiyen — rümatizmaldlar — Yalovaya, Bursaya gidebilirler, yahut Florya plâjr açılmca orada sıcak deniz suvu ile banyo yaparlar. Rümatizmayı sı- cak deniz tuyu ile tedavi etmek de henüz modası geçmemiş bir usuldür. Lokman Heki Erguvan hafif bir dudak bü- küşile güldü : — Buna neden lüzüum görü - yorsunuz? Turgut, onun kızdığını his « setmişti: — Bu lüzum değil, onun için bir ihtiyaç sanırım. Ben de ol - sam böyle bir gece yürüyüşünü nişanlımla yapmak isterim. Erguvan, patronun bu tevili- ne teşekkür etti: — Çok naziksiniz Turgut bey. Hele bu akşamki ikramla - rınızı Unütamıyacağım. Babam gelemediği için üzülecektir. Ayağa kalkmıştı. Turgut, ötekilere bakabark: — Artık biz de gitsek! Patronun teklifi Nadya'nın hoşuna gitmedi. — Fakat orada pek yalnız kalacaklarını hisset- tiği için kalkmağa mecbur ol « du. Bu —akşam neşesi kırılmıştı. Erguvanın gelişi onun mutlak hâkimiyetini parçalamıştı. Bu TArkası var)