15 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü İstanbul, asırların konserve - sidir. Eskiyi, çürüyüp kokmak- tan, geçmişi bayatlamaktan ko- ruyan bu koskoca tarih şehri, Türkiye hudutları içinde, her yeniliğin de ilk istasyonu olmak rolüne devam ediyor: batının doğuya yolladığı her yeni fikir ve zevk, ilkönce bu transit mer- kezinden geçer. Bana öyle geliyor ki ,İstan - bulun plânını yapmak demek, her şeyden önce, burada eskile yeninin en güzel terkibini bul - mak, dünle yarının transandan- tal bir mekân ve zaman vahde - ti, ahengi içinde birleşen taraf- larmş anlamak demektir. O tarz da ki, Süleymaniye camii, arka tarafmna çıkılacak bir kübik apar tımana yan bakmasın; şehrin içindeki minarelerle dışındaki fabrika bacaları biribirini ya - dırga_masm; Eyüp mezarlığı, kendisini her gün biraz daha ko Yala_yan madde medeniyetinden ürküp kaçıyormuş gibi şehrin bir köşesine büzülüp kalmasın ve Yahya Kemalin bize bizden haber getiren ebedi servilerinin mırıltılarını genç Nâzım Hik - metin özlediği makina traktiki- taktakları dağıtmasın. Bugünün Roması gibi, İstan- bul, eski tarihle yeni medeniye- tin en halis maddelerini biribi - rine katarak, üstelik bir de yer- yüzünün en nefis tabiat deko - ru içinde, doğudan batıya doğ - Tu, Avrupanın en güzel antresi olmaya lâyık bir şehir haline ge lebilir. Fakat bunun için bir ec- nebi mütehassısla beraber İstan bül şairine de danışmak lâzım - dır, çünkü bu şehir bir liman ol- duğu kadar da bir şiirdir. Peyami SAFA Tramvay Şir- ketini Protesto Belediye: Tramvây 'Şirketinin yap mağa mecbur olduğu yolları usulü | dairesinde tâmir etmediğinden dün | şirketi resmen protesto etmiştir. Pro | testonun sebebi şudur: Tramvay şirketi mukaveleye gö - Te tramvay hattının iki tarafında bu- lunan yolları tamir etmekle mükellef- tir. Bu tamir de belediyenin kontro- lü altında yapılır. Eğer şirket muka- veleye göre yolları yapmaz veya ta- mir etmezse belediye bir ihtarda bu- Junur, Bu ihtara rağmen şirket yolu yaptaımnazsa belediye bu yolu istediği gibi yaptırır ve parasını şirkete öde- tir. Son aylarda girket; Fatih hattında hul_unır.ı yolları tamir etmemiştir. Be lediye ihtarda bulununca şirket ta - mire başlamağa mecbur olmuş ve kı- sSa zamanda işi bitirmiştir, Fakat belediye mühendisleri yolu tetkik ettikleri zaman — üsulen parke taşla"rmm altına konması icap eden 15 santim kum yerine 5 santim bulundu- gunu görmüşlerdir, Bundan başka birçok yerlerde — TAN vi — 15-6-035 U DA ——— — SEHİRDE OLUP BİTENLER 44 Üncü İlkmektep dün sergisini açfı, Robert Collej'den 54 genç mezun oldu ve dün diplomalarını aldılar Tuz Kanunu Tatbik Ediliyor 'Tuz fiyatları hakkında Kamutay - dan çıkan kanun bugünden itibaren tatbik edilmeğe başlanıyor. Tuz, bu suretle leketin her köşesinde üç kuruş daha ucuza satılacaktır. Tuzla- larda yeni satışlar için 3 kuruş fiyat konmuştutr. Ambarlar, nakliye ve si: gorta ücretlerini ekleyerek satış ya - pacaklardır. Buna nazaran Karadeniz sahili ambarlarında 3 kuruş 90 san- time, Akdeniz ve havalisi ambarların- da da 4 kuruşa satılacaktır. Hudut- larda ve Orta Anadoluda tuzun ma- liyet fiyatı olan 3 kuruşa nakliye üc- reti de eklenerek ona göre fiyat ko- nulacaktır. Tuzun yeni fiyatı eskisinden 3 ku- ruş aşağı olduğuna göre, bakkallarda 9 - 10 kuruşa yapılan satışlar bu sa- bahtan itibaren 6 - 7 kuruşa inecek- tir. Tuz, diğer inhisar maddeleri gibi her yanda net fiyatlarla satılmadı - ğı için, perakendecilerin ihtikâr yap- mamaları için İnhisar idaresi memur- ları tarafından sıkı kontroller yapıla- caktır, Tecimenlerin ve bakkalların ellerinde bulunan tuz mikdarı İnhisar idaresi tarafından dün akşama kadar tesbit ettirilmiştir. Tenzilâttan hâ- sıl olan fiyat farkları mal sahiplerine tuz verilmek süretile ödenecektir. Esnafın kaydı bitmedi İstanbuldaki esnafım sağlık bakma- ları ve yazılmaları, yazma zamanı bit- tiği halde, bitmemiştir. Yazma işine dün de, Birleşik Esnaf bürosunda ve diğer Esnaf cemiyetlerinde bakılmış- tır. Dün son gün olması yüzünden bir cok esnaf yazılma işlerini bitirmek için acele etmekte idi. Yazım işleri gayet çabuk yapılarak dün birkaç bin esnafın yazılması temin edilmiştir. Fa kat geride daha yazılmağa galmiyen birçok esnaf kalmıştır, Şimdiden son- ra yazılacak esnaftan ceza alınacak - tır. .. —— Bir kaçakçı yakalandı Avrupadan konvınıiyor!el treni ile Beyaz düşman Karargâhı basıldı ! Muhafaza teşkilâtı mühim bir ero- in fabrikasını meydana çıkarmış ve jandarma kuvvetlerile birlikte evvelki gece bu fabrikayı basmıştır. Fabrika Bakırköyünde Nifos köyü civarında dişçi Atıfın sahip olup Kemal tara - fından kiralanan çiftlikte kurulmuş- tur. Eroinciler Kemal, dayısı Fehmi ve Moizdir. Moiz İtalyan tebaasından o- lup ustabaşıdır. Muhafaza teşkilâtı memurları bu işin uzun günlerden - beri arkasını gütmüşlerdir. Evvelki gece, jandarmalarla birlikte çiftliğe giderek baskın yapmışlar ve eroinci- leri, eroin yaparlarken iş Üüzerinde yakalamışlardır. Çok büyük bir gekil- de kurulan fabrikada 10 kilo eroin ile kilolarca iptidaf mevad bulmuşlardır. Kemalin bu zehirli; fakat kârlı işi ö- tedenberi yaptığı anlaşılmıştır. Bura ya taşınalı iki ay kadar olmustur. Bunlar bir kilo eroini 400 liraya satar larmış, Dün jandarma kumandanı Binbaşı Izzet ve Muhafaza teşkilâtı başmüdürü Hasan bu eroin fabrikası- nı görmüşlerdir, Suçlular mahkemeye verilecektir. Daha başka ortakları olup olmadığı araştırılmaktadır. — Tramvay şirketine verilen Tramvay Şirketinin hüküme- te borçlu olduğu iki buçuk milyon li- ranın iadesi için sosyeteye verilen mühlet dün akşam bitmiştir. y Sosyete Direktörü Gindorf Anka- cada bu hususta Bayındırlık Bakan- liğile temaslara başlamıştır. Direk- tör ayni zamanda sosyete ile bakan- lık arasındaki ihtilâflı diğer işleri de düzeltmek için müzakerelerde bulu- nacaktıı. ——— Robert College'in yeni mezunları Dün “Robert College,,de mekte- bin yetmiş ikinci diploma tevzil me. rasimi yapılmıştır. Merasime saat 17 de başlanmıştır. Merasimde Amerika büyük elçisi Mr. Robert Peet Skin- gelen yolculardan Osman inde bir adamın hal ve durumu muhafaza teş- kilâtı memurları tarafından şüpheli gö rülmüş ve üzeri sıkı bir şekilde aran- mıtşır. Bu atamada Osmanın cepleri- ne ve vücudünün ayrı ayrı yerlerine de - killenmiş toprak — tabakalarının birteri ; Seri z yerleştirlmiş bir ipekli rop değeri üzerine parkelerin döşendiğini de an- | yüksek h ğ bir iı:ekllıîJ bi dedim '.“;' Bu yet karşısında be | zon, bir büluz, iki eşarp ve saç toka- ediye şirketi resmen protesto etmiş | larile altın bilezikler bulunmuştur. ve dünden itibaren şirket hesabına bu | Osman hakkında lâ e yolu yeniden tamire başlı le 1 P e e Si yes . No. 54 Erik Çiçekleri dahmud YESARI — Bugün aptallığın üstün - de...Burada kapana kapana, bey nin de kapandı, sersemleştin... Dediği doğruydu, hakiki ola- rak sersemleşmiştim: K — Senden başka birini de mi sevdi? Kaşlarını çatmıştı; kuvvetin- den emin, mağrur bir dikilişle başını doğrulttu: — O, daha bir müddet ben - den başkasını sevemez! — Bundan da bir şey anla - madmım. — Konuşuyor muyuz? Yoksa bilmece düğümü mü çö- züyoruz? Sesine garip bir hüzün çöker gibi olmuştu: — Biraz uyan, sevgilim... — Uyanığım! — Hiç te değilsin... Açık açık mı söyliyeyim? Benim, zavallı şairimin başına ne geldi, biliyor musun ? Bi li ee d RE ll n SA L Gülümseye gülümseye yüzü- me bakıyordu: — Pasaportunu verdim. Bu kadının günü gününe, sa- atı saatma, dakikası dakikasına uymuyordu. Kafası, kalbi, sinir- leri, esinti sağanakları, hava değişiklikleri — ile fır fır dönen fırıldaklara benziyordu, Daha iki gün önce, yeni âşı - kından bahsederken gözlerinde ateşler yanıyor, sesine baygın - Irklar geliyordu. Yüzünü gör - mediğim bu genç çocuğa acıyor dum, Onu böyle birdenbire in - safsızca fırlatıp — attırabilmek için hangi hava esmişti? Donup kalmıştım: — Sebep? Bana daha — sokulmuş, uzun kirpiklerini indirerek süzük sü- zük bakıyor, yanağını çukurlaş- tırarak gülümsüyordu: — Sebep mi? Onun vücudunun hararetini, vücudumda duyuyordum. Se - sim, yorgun, hasta mıydı? bil - miyordum. O dakikada, yaka - dan atılan — genç çocuğa, hem acıyor, hem de — acımıyordum. ner fından bir söylev söylenmiş- tir. Bunu mütecakıp mektebin direk- törü Dr. P. Monroe bugüne mahsus hususi kıyafetlerile gelen mezunlara diplomalarını dağıtmıştır. Merasim - den sonra talebe velilerine ve misa- firlere çay ikram edilmiştir. Mektep bu sene 54 mezun yermiş- tir. Bunlardan 5 şi edebiyat, 25 şi fen, 3 ü elektrik mühendisi, 13 Ü na- fra mürendisi ve 8 i de makine mü- hendisi olarak çıkmaktadır. Acıyordum, çünkü kayıbı çok büyüktü, yerine güç gelirdi. A- cımıyordum, çünkü, Kadriyenin kalbi, boş kalmıştı! Sonra?.. Yani boş kalınca?.. Kadriye'nin hakkı var, Ben ayakta uyuyorum, bugün ser - semliğim, aptallığım üzerimde.. Sordum: — Her halde sebepsiz değil - dir, Gözlerini kırpıştırıyordu; — Evet, sebepsiz değil... — — Kabahatı ne? Omuzlarını oynattı; — Kabahati yok... — Anlamıyorum... Zavallıya gııı:â'ğö ylliz verdin, şımarttın,... yle — atıvı günah, değil miz 6 yazık, Göâel;îğ;myummuşm : — Ka *« Sevgi bu... Kafa ile güdülmüyor kl81 — Peki, hiç mi acımadın? Birden gözlerini açtı ve sol eliyle çenemden yüzümü tuttu, sıktı: — Hain! Ona, sen acımadın! — Ben mi? Sesi dik ve titizdi; , 30 Bin Değil, 60 Bin Lira! Tramvay işçilerinin, sosyetede ku- rulan “Ceza ve yardım,, adir bir san- dıktan hava kurumuna 60 bin lira kadar teberrüde bulunacaklarını yaz- mıştık. Ancak, işçilerin söyledikleri- ne göre, sosyete bu sandıktaki para tamamını, işçilerin tahmin ettiğinden çok daha az olduğunu ileri sşürmek.- tedir. İşçiler şöyle söylüyorlar: “— Ceza ve yardım sandığı şirket kuruluürken yapılmış ve bugüne ka- dar işçilere hesap gösterilmemiştir. Biz, dıktaki para beş veya altı yüz bin lira tahmin ediyo- ruz. Çünkü, uzun senelerdenberi sık sık işçilerden para kesilerek bu san- dığa yatırılmaktadır. Buna mukabil, diyebiliriz ki, ameleden hiç kimseye hemen hemen hiç yardım yapılma- mıştır, Bu defa bütün arkadaşlar, kendi yevmiyelerinden kesilen ve kendile- rine hesabı gösterilmiyen bu paranın mühim bir kısmını, vatanın selâmeti için bir iki tayyare almak üzere ha- va kurumuna terke karar verdik. Ancak sandık muhteviyatını tam olarak bilmiyoruz. Şirketin bize he- ıkucux HABERLER | * Fransa hükümeti, 27 'Temmuz 1933 tarihli Türkiye - Fransa muvak- kat tecim anl, bağlı bul takas Aanlaşmasını 13 Ağustos 1935 tarihinden itibaren feshettiğini Türki ye hükümetine bildirmiştir. * Kızılayın gezintisi — Kızılay A- lemdar nahiyesi tarafından geçen cu- ma için'tertip edilen Yalova gezinti- si, hafta tatilinin değiştirilmesi üze- -| işine ne dersin? BENDEN KENDİ KENDİMLE KONUŞTUM ğ Sıra ve bağ gözetmeksizin, ak lıma gelenleri yazıvererek ken - di kendimle şöyle konuştum: Ben No. 1 — İtalyan - Habeş Ben No. 2 — Kurtla kuzu me selesi. Yalnız bizim - bildiğimiz kuzu ak, kurt kara olur. Burda iş tersine; ak tüylü bir kurt, ka- ra tüylü bir kuzuyu parçalamak ister. Tüylerin boyalarındaki bu aykırılıkla, iş büsbütün bulan - dırılıyor. Maşalda, kara kurt ak kuzuyu yutar; fakat senin de - diğin işde ak kurtun kara tüylü kuzuyu yutacağını sanmıyorum. Ve istiyorum ki; masal tersine çıksın, kuzu koç olsun. « Ben No. 1 — Dilenci, dolan- dırıcı ve tıraşçı arasındaki ayrı- j lık nedir? n Ben No; 2 — Dilenciye para- yı verirsin gider; dolandırıcı pa- 5 rayı alır bir daha kendi görün - mez; tıraşçı Darmağını yakan' - zın iliğine geçirmiye görsün, hir daha elinden kurtulamazsınız. ! Orhan SELİM rine yarın (Pazar günü) yapılacak - tır. Akayın bir vapuru gezmeğe gi - denleri sabah saat 9 da Köprüden ala- caktır. Davetiye alamıyanların daveti yeleri de vapurda verilecektir. * Kraliçe Marya vapurile dün şeh rimize 150 seyyah gelmiştir. Seyyah- lar şehrin mühtelif yerlerile cami ve müzeleri gezmişlerdir. Vapur yarın li manımızdan ayrılacaktır. * Akay ve Şirketi Hayriyenin yaz için Perşembe akşamları hareket et- mek Üzere tertip ettikleri gezinti pos taları cumartesi akşamına çevrilmiş, ancak cumartesi günü öğleden sonra yönetge tatil olduğundan gezinti va- purlarının cumartesi günü saat 2,5 da kaldırılması kararlaşmıştır. * Dükânında yaprlan aramada 47 kaçak çakmak taşı bulunan Derviş Ahmedin duruşması dün 9 uncu ihti- sap vermesi için teşebbi giriş- tik. Hava kurumuna diğer vatandaş- larımız gibi bir an evvel yardım için İRKİr AA İ tan £ Srea D craftabe D0 dakdasırise a. ea — -— Tramvay kazalarının önüne geçilecek Tramvay kazalarına ekseriya kü- ük P. $ yet verdiği göz önünde tutularak Bayın- dırlık Bakanlığı İmtiyazlı Şirketler > , .. ha P x Şehrimizdeki bütün ilkmekteplere, çocukların tramvaylara atlamalarının önüne geçmek için icap eden tedbir- lerin almması müfettişlikten bildiril- miştir, Mektep idareleri tramvaylara atlıyan yaramazlara cezalar tertip edecek ve çocuklarının hareketlerine dikkat etmelerini talebe velilerine bildirecektir. —— Berber dükkânları kapatılacak Berberlerin Pazar günü kapalı bu- sas hakyerinde bitirilmiştir. Suçlu al- tı ay hapse ve 11 lira para cezasına Kazalarda Tapu Direktörlükleri Tapu genel direktörlüğü, tapu ida- relerinin kazalara ayrılacağını bildi- rerek noksanların tesbit edilmesini İs tanbul tapu yönetgesinden istemiştir. İstanbul Tapu müdürlüğü yönetgesi derhal faaliyete geçerek kazalarda ku rulacak tapu daireleri için müsait bi- na aramağa koyulmuştur. Yeniden, Eminönü, Fatih, Beyoğlu, Kadıköy, Beşiktaş ve Sarıyer kazalarında bi « rer tapu yönetgesi kurulacaktır. l Diğer taraftan Beyoğlunda yeni j ihdas edilen kadastro direktörlüğü - nün kadrosu da seçilmiştir. Komisyon azalığına Konya kadastro memurla- rından Mustafa, Posta memurlukları- na Bursa kadastro —memurlarından Mennan, İstanbul ikinci kadastro mıntaka memurlarından Necmeddin, en Fakültesi jeoloji - profesoru Hâmid Nafiz- ilmi etütlerde bulun - mak üzere önümüzdeki hafta Alman- yaya gidecektir. * İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesinin Türk inkılâbı imtihanı 26 Haziranda ÜUniversite konferans salonunda yapılacaktır. * Yaz çalışmasına başlamış olan 'Yabancı diller mektebine son günler- de fazla talebe kaydolmuştur. Her li- san için 2 - 3 kur açılmıştır. Talebe- nin çoğunu lise talebesi teşkil etmek- tedir. * Avrupada seyahatte bulunan İs- tanbul ilbayr ve sarbayı Muhiddin Ustündağın önümüzdeki hafta içinde I bula dö duyul ştur. * Brükselde toplanmış olan Ulus- lar kurumu müzaheret kurumu kon - gresinde Türkiye delegesi İstanbul ÜUniyersitesi rektörü Cemilden dün U- niversiteye bir mektup gelmiştir. Bu mektuba göre Cemil ayın 20 sinde İs- bula dönmüş olacaktır. eği 1 k üzere yap müsebt netice vermiştir. Ankara be- lediyesince alınan karar gibi, şehrimiz de de berber dükkânlarının haftada bir gün kapalr durması temin edile - cektir. Bunun için İlbayın Avrupadan dönmesi beklenmetkedir. — Evet.."Sen! 8 Köşkte, balkonlu kırmızı oda- dayız, Gece.., Çamların arasında, ge. veze bir bülbül, titriyerek, kısa, sürekli dem çeke çeke şakıyor... Vakit, gece yarısı... Ne bağ aralarında, ne komşu köşklerin pencerelerinde, tek ışık yok... Bülbülün sesi; gecenin kalbi, gecenin sesi, gecenin ruhu san- Bij Kadriye, ateşi al kimonosunu giydi. Karşımda oturuyor. Vü- cuduna yapışık ince al ipek kombinezon, göğsünün ve beli- nin bütün - kıvrımlarını, yuvar- laklıklarını,, tekmil inceliğiyle gösteriyor. -Dudak ucuyla gülüşlerinde, göz ucuyla bakışlarında; süzü- ğl:leı;inde. kırılıp dökülüşlerin- , O ve ” ru vaış.“n S ai gurü Bu olgun ve güzel kadınm yanında, yakınında bulunmak- tan, ben de gurür duyuyorum. D Pek az konuşuyoruz, - * Sofya elçimiz Şevki, dün ekspres le Sofyadan şehrimize gelmiştir. Bir kaç gün İstanbulda kalacak ve sonra Ankaraya gidecektir. * Bu sene sebze fiyatlarının biraz pahalı oluşu, bir kısm İstanbul bos - Kadriye birdenbire sordu: — Defterde neredesin? Ben de doğruldum, cebim- den defteri çıkarırken: — Avrupadan İstanbula dön- dün! dedim. O, düşünmeğe başlamıştı: — Hasta yavrum, öldükten sonra mı? — Evet. Defteri açıyordum, elile işa - ret etti: — Açma... bırak... hatta tek- rar cebine koy. Elini alnından geçirmişti, dü- şünüyor gibiydi. Defteri cebi- me koydum; ona bakıyor, söze başlamasını bekliyordum. Kadriye, ayağa kalkmıştı; kimonosunun açık önünü ka - vuşturdu; salına salına yürüdü, kapıya doğru gitti, Onun, böyle salına salıma yü- rüyüşünden, aklına yeni bir şey geldiğini ,yeni bir şey düşündü- ğgünü anlıyordum. Onun, tavır- larından, hallerinden, dimağının zembereğinin nasıl işlediğini :;lıımnağa, duymağa başlamiış- sarluklayına day- İştanbuldan — den Kemal atanmışlardır, —— Kibrit daha ucuzlayacak mı Finans Bakanlığınca gönderilen bir mütehassısın Kibrit- Şirketinde yap- tığı tetkikat sonunda kibrit fiyatları- nın yeniden on para indirilebileceği anlaşılmıştır. Kibrit Şirketi, Bakan- lIrğa müracaatta bulunarak bu indir- menin hangi rakamlara istinaden ya« ıldığını sormustur. Bakanlık verdiği çevapta hesapla- rın şirket komiserinde bulunduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine şirket bu hesapları tetkik etmeğe karar vermiş ve müteh yaptığı hesapları ko- miserlikten istemiştir. — Şirket tetki- katını bitirdikten sonra hesaplar üze- rinde mutabakat hâsıl olursa kibrit fiyatlarını on para indirecektir. tanlarına hastalık ârız olmasından | ileri gelmektedir. 1 * Telgraf müvezzilerinden şimdi - | ye kadar Tramvay ve vapurlarda pa- ra alınıyordu. Posta ve Telgraf kanu- nunuün on beşinci maddesine göre, Telgraf müvezzileri ve hat bakıcıları şehir içindeki nakil vasıtalarile para- sız seyahat edeceklerdir. O, kapının yanındaki zile basmıştı. Biraz sonra içeri gi- ren hizmetçiye sordu: — Buz dolabına şampanya koydun mu? ç Hizmetçi kadın, başını eğdi: — Siz iki şişe söylemiştiniz. Ben, ne olur olmaz, diye, üç şi- se koydum. — Cok iyi etmişsin. — Şimdi getireyim mt; — Yalnız bir şişe getir. Ama kovaya da buz at. Hizmetçi çıktı. Kadriye, ba- na dönmüştü; gene ağır ağil, salına salına yürüyordu. ; Önümde durdu, yumruklarını kalçalarına dayadı ve gözlerini kırparak baktı: — Nasrtl, fikrim fena mı? — Şampanya içmek, nereden aklına geldi? *'î“j*-' — Onu da anlatacağım. BU — gece, bira, rakı, karışık içtik. —— Başımda bir sersemlik var. Şaml panya bu sersemliği dağıtır. Hizmetçi kadın, parlak kovâ içinde şampanyayı getirmişti. — Kadriye, usta bir metrdotel € — (Arkası vâr)

Bu sayıdan diğer sayfalar: