Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bi — 15-6-935 Üsnin —— iKi ÖNEMLİ KARAR Köylünün Borcu On Beş Yıl Taksite Bağlandı IHUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI| Ankara, 14 Bugün Kamutayda kabul edilen lâ- Yıhalara göre, Ankara - İstanbul ve Avrupa telefon devrelerinin çoğaltıl- Ması yolunda 200 bin liraya kadar taahhütlere girilmesi için Bayındır - :k Bakanına salâhiyet verilmekte - ir, Bugün Amortisman sandığı hak - kındaki kanün lâyıhası da kabul e - dildi. Bu lâyıhaya göre, Finans Ba- kanlığının kontrolu altında bulun- Mmak ve Cumuriyet Merkez Bankası Genel Direktörlerile, Bankanın idare meclisi üyeleri arasından Finans Ba- anlığınca seçilecek iki kişiden mü - tini almak şartile, faiz getiren menkul kıymetlere yatırabilirler. Bankaların ihtiyarı ile yapabile - cekleri bu muamele mevduat sahip - lerinin icabında mevduatını nakden geri almak haklarını hiç bir suretle tahdit etmez. Ziraat bankasının alacakları Ziraat Bankasının ipotekli ve ipo- teksiz alacaklarının taksitlendirilme- si hakkında kabul olunan lâyıhaya göre, Türkiye Ziraat Bankasının 931 sonu envanterinde yazılı vadeleri gel miş veya gelmemiş ve bu tarihten sonra yeni senetlere bağlanmış veya Tekkep bir heyet tarafından idare .e- dilmek üzere bir Amortisman sandığı teşkil edilmiştir. Sandığı idare edecek olan heyetin vazifesi dahili ve harici devlet borçlarına ait tahvilleri mü - bayaa etmek ve bunların piyasasını tanzim için icap eden müdahaleleri Yapmaktır. -Dahili istihlâk vergisi kanununun bir maddesinde yapılan değişikliğe göre, 1860 ve 243 numaralı muame- le vergisi kanunları hükümleri daire- sinde alınması icap eden 'muamele Vergisinin 934 mali yılından - evvelki Zamana ait kısmının kaydi terkin e- dilmektedir. Mevduatı koruma kanununda değişiklik Mevduatı koruma kanununda da değişiklik yapılmıştır. Buna gö- re Bankalar, vadeli veya — va- desiz olarak tasarruf mevduatının kar şılığını teşkil etmek Üüzere aşağıda gösterilen nisbetler dahilinde kasa - larında karşılık ihtiyat bulundurma- 8a mecburdurlar: A —. Vadesiz veya en çok bir ay Vadeli veya bir ay evvel ihbara tâbi BE Bir aydan ziyade veya bir se- Deden az vadeli' veya bu müddette bara tâbi mevduat için yüzde 20, - — Bir sene ve daha ziyade va- d_dl_ veya bu müddet içinde ihbara tâbi mevduat için yüzde 10. Bankalar kasalarında nakten bu - Undurmağa mecbür oldukları bu kar $ilık ihtiyatlarını kısmen veya tama- Men Finans Bakanlığının muvafaka- bağl ş ipotekli, müteselsil ke- faletli bütün zirai alacakları bu kanu- nun aşağıda yazılı hükümlerine göre, yıllık yüzde üç faizle taksitlendiril- miştir. Taksitler müsavi ve senevi o- lup 15 senede ödenir. Ancak, taksit adedi her bir taksitin. baliği beş lira- dan aşağı düşmiyecek surette baliği- ne göre hesaplanarak bulunur. Borç taksitlerin vadeleri: Birincisi: 1936 yılına düşmek üze- re her yerde mahsul toplama ve sat- ma mevsimlerine göre bankaca tayin edilir. Bankaya asaleten borçlu olan- larla kefaleten borçlu olanların borç- lu vaziyetlerinde hiç bir fark gözetil- mez, Borcun, kefillerin iştiraki olmak - sızın işbu kanundan sonra veya ev- vel yeni senetlere raptı keyfiyeti, ke- faletleri natık olan senetler kendile - rine geri verilmedikçe kefillere tec - dit ve kefaletin sakıt olmak iddiası- nı bahşetmiyeceği gibi, kefalet borç- larının da müstakilen tehir di bağlanmasına mâni teşkil edemez. Bankanın alacaklarından işbu kanu - nun neşri tarihind evvel vadeleri gelip te yeni senetlere bağlanmamış olanların geçmiş günler faizi bu ka- nunun neşri tarihine kadar yüzde 5 üzerinden hesaplanacaktır. taksitlendirilmiş olan alacakların, va- delerinin hulülünde hiç bir suretle tecile tâbi tutulmıyarak tahsil edile- cektir. Kuraklık ve her hangi bir âfet ve- ya mücbir ve fevkalâde bir sebeple bir kaç taksitin kısmen veya tamami- le teciline zaruret görülecek haller- de bu tecil, bankanın teklifi ile ve Bakanlar Heyeti kararile yapılır. Ceza Evinden Kaçanlar Anakra, 14 ., Ankara ceza evinden dıvarı d_elmek suretile kaçtıklarını bil dirdiğim mahkümlar hakkında tlde ettiğim malümatı bildiriyo- Tum: Ceza evinde birinci münferit Ovuşta bulunan metresini yara lamaktan suçlu Nazmi, hırsızlık tan suçlu Nasir, Emin,Tur Ali, Sait ve İbrahim karyola demiri Parçalarile 10 metre kadar uzun üukta bir tünel açmışlardır. ahkümlar çarşamba sabahı ce Za evi dıvarını delmeğe başla - Mışlar ve bu işi saat 16 da biti - Tebilmişlerdir. Mahkümlar saat 17 de hep Jber kaçmağa teşebbüs etmiş lerdir. Fakat hepsi daha delik - ten çıkmadan, nöbetçi jandar - malar hâdisenin farkına varmış lar ve delikten çıkanlara durma ları için ateş açmışlardır. Ateş - ten korkan Sait ve İbrahim de- likten çıkmamışlar ve tünelin içinde yakalanmışlardır. Nazmi, Nasir, Emin, Tur Ali kaçmağa muvaffak olmuşlardır. Bunlardan Nazmi dün yaka - lanmıştır. Diğer kaçanlar aran - maktadır. Müddeiumumilik işe el koymuş ve mahallinde keşif yaparak tahkikata başlamıştır. Kaçanların tüneli ne ile ve nasıl actıkları ve bu işi nezaret altında olmalarına rağmen nasıl başarabildikleri tahkik edilmek- tedir. SON DAKiKA İzmir Panayırını Başbakan 22 Ağustosta Açacak (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI) 5 Anakra, 14 Arsrulusal İzmir panayırı için hazırlıklara devam - olunuyor. l seferki panayıra dış memleketlerden daha fazla iştirak olaca- 81 umuluyor. Ekonomi Bakanlığı, bu panayırın mümkün mertebe Sok rağbet görmesi için icabeden tedbirleri almaktadır. İzmir pa- hayırı 22 Ağustosta Başbakan İsmet İnönü tarafından verilecek ir söylevle açılacaktır. İsmet Inönü, panayırdan sonra Nazilli fabrikasının temelini Atmak üzere Nazilliye gidecektir . SO Bin Liralık Bir Teberru Balıkesir, 14 A.A, — Memleketimizin tanınmış tecimenlerin- €n Emir oğulları Mehmet, Ahmet ve Ali kardeşler Balyadaki Ütün özelgelerini Kızılay ve çocuk esirgeme kurumlarına teber- —0 9 etmişlerdir. 40 - 50 bin lira değerinde olan bu özelgenin üçte si Kızılay'ın, üçte biri de Çocuk Esirgeme Kurumunun ola - Bğlki Kti Kamutayda Dün Onaylanan Lâyihalar (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI| " Ankara 14 Kamutay bugün saat 14 de Nuri- nin başkanlığında toplandı. Ruzname- nin birinci maddesini teşkil eden bazı saylavlarm — mezuniyetleri tezkerele- ri okunarak kabul edildi. Bundan son ra ruznamenin diğer maddelerine ge- çilerek, zaruri sebepler dolayısile ta- kip ve tahsiline imkân görülemiyen zimmet kayıtlarının terkini için Büt- çe encümeninin mazbatası onaylandı. Ve ile aşağıdaki | lar müza- kere edildi : 1930 yılı hazine hesabı kat'isi lâyi- hası, Türkiye ile Yugoslavya arasında aktedilmiş olan afyon anlaşması tat- bikı lâyihası, Türkiye - Bulgaristan arasında ya- prlan ticaret * mukavelesinin tasdikı Çubuk barajının ağaçlandırılması. A- mortisman sandığı teşkili kanununda Refik İncenin sualine Maliye Bakanı cevap vererek, banka memurlarının amortisman sandığında çalışmalarının asıl vazifelerini ihlâl edecek mahiyet- te olmadığını söyledi. Refik İnce, Maliye Bakanınm iza- hatınımn kanaatbahş olmadığını söyli- yerek, tekrar söz aldı ve kanunun bi- rinci maddesinin sarih olduğunu söy- liyerek amortisman sandığı yapmak- tansa, bunun Merkez Bankası vazife- lerinin içine konmasını istedi. Finans Bakanı tekrar cevap verdi ve amortis- man işinin Maliye Bakanlığının işi ol- duğunu söyledi ve kanun onaylandı. Ankarada dil ve tarih, coğrafya fakülteleri kurulması hakkındaki lâ - yihanın müzakeresinde Saffet Arrkan TAN EETAFLAR Gür Ve yollarınımn y " Büyük gürlük genlik ve ——i Demiryolu Siyasamızın rimleri kuvvet aracı olan demir- m Cümhuriyet ile yaşıt olan demiryo- lu siyasamız, Atatürk'ün direktifi ils çok sayın Başbakanımız İsmet İnönü tarafından - ortaya konduğu sırada | kendisine çok çatıldı idi. Uzak gitmiyelim, daha dört yıl ön- ce Serbest Cümhuriyet Partisi kurul- duğu zaman bu partinin il_k'ıataştı.ğx şey, İsmet İnönü hükümetinin demir- yolu siyasası olmamış mı idi? O zaman, gene bu sütunlarda (de- miryolu siyasetimiz) başlıklı _yazga- rımızda, Serbest Partinin çattığı yön, ulusçu, halkçı, devletçi ve lâik Cüm—' huriyet Halk Partisinin en _kı.ıvvetlı yönü olduğunu, Serbest Partinin seç- tiği saldırış noktasında çok aldandı- ğını belirtmeğe çalıgmışfık. € Serbest Partinin, bütün o tenkitle- ri önünde, cuda sarsılmıyan, tuttuğu yolun doğruluğundan güphesi olmi- yan Cümhuriyet Halk Partisinin 1931 yılı üçüncü büyük kurultayının ver- diği karar; bu yazının başına koydu- ğumuz karar oldu. b d B Şimdi bu kararın güt!uk.lu yerimi önündeyiz. Çünkü Cümhuriyet Halk Partisinin Dördüncü Büyük Kurulta- yı bu prensibin son dört yıllık veri- mini Türk ulusunun gözü önünde be- lirtmiş bulunuyor. Demiryolu siyasamız, bu yurdun ulusal, engin ve hayatiğ ihtiyaçların- dan doğmuştur. Bu siyasa, imkânı olduğu kadar az zamanda: a) Atatürk Türkiyesinin bayındır- laşması, RUAARA şlı) Türk ulusunun ulusal birliğe ermesi, €) Ökonomik genliğe kavuşması, €) Soysal yükselişe varması, — d) Kültür alanında genişlemesi, e) Atatürk devriminin yurdun her yerinde yayılıp kökleşmesi ve bütün bunları bağrında yaşatacak olan yur- dün korunması bakımlarından birinci derecede göz önünde tutulması gerek olan esaslardan idi. Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, kendine özgü olan açık, kesin ve enerjik sözlerile — Kurultay üyeleri önünde bu ana siyasamızı bir kez da- ha belirtti. Gerek dilek encümeninde ve gerek bu iş için 150 bin lira alındığımı, ile- ride icap ederse bu fakülte için lâzım gelen tahsisatın gene Kamutaydan is- temek hakkını mahfuz tuttuğunu söy setiş srı omu ylaıkır Dahili istihlâk vergisi kanununun 10 uncu maddesinin tefsiri devlet me murları aylıklarının tevhit ve teadü - lüne ait kanuna ek, diyanet işleri re- isliği vazife ve teşkilâtına ait kanun lâyihası kabul edildi. Posta Telgraf ve Telefon memur- larının müteselsil kefaletle bağlan - maları hakkındaki kanun lâyıhası Türkiye Cumuriyeti ile İtalya kral- lığı arasında aktedilen klering anlaş- masının bazı hükümlerini değiştiren kanun kabul edildi. Üsküdar, Kadıköy ve havalisi Tram vay şirketinin hisse senetlerinden 218 bin liralığın Evkaf Müdürlüğünce sa- tın alınması, askeri mükellefiyet ka- nunuünün bazı maddelerini değiştiren kanun, maarif teşkilâtı kanununun 11 inci maddesinin iki sene daha uza- tılması, kimya harbinden korunmağa mahsus malzemenin bir elden satılma- sı, Ankara - İstanbul ve Avrupâ tele- fon devirlerinin tslahı ve çoğaltılması, Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti teşki- lâtı lâyihası kabul edildi. Bundan son- ra Abidin Özmenin yerini genel mü- fettişliğe naklinden dolayı Aydın say lavlığından istifası okundu. s İkinci celse İkinci celsede, eskiden bazı evra - kın ruznameye alınması hakkında İs- met İnönünün verdiği takrir kabul e- dildi. Ankara belediyesinin hariçten getireceği makinelerin gümrüksüz ge- çirilmesi, hazerde takım ve bölük ve sanat mekteplerinde bulunan yar su- baylardan yüzbaşıya kadar ve seferde bütün subaylarla askeri lara Kurultayın gencl top onun bu soğukkanlı, derin bakışlı ve güven verici edasile yürekten anlatısı, üye- ler üzerinde gerçekten sevinçli bir gü- sen ve inan Uyandırdı. Kurultay üyeleri ve dolayısile ka- muğsal “işün bir kere daha öğrendi ve anladı ki: Atatürk'ün kurtuluş surunu üfledi- ği 19 - Mayıs - 1919 da bugünkü ulu- sal toprağımızdaki demiryolları: Ana- dolu - Bağdat, İzmir - Kasaha, İzmir- Ayvdın, Şark Demiryolları adlı (3693) kilometrelik nomal, Bursa - Mudanya ve Sarıkamış - Erzurum - Ilıca hatla- rı adlı (344) kilometrelik dar hat ki, hepsi birden (4037) kilometre idi. Bunların da hepsi, yabancı malı, ve yabancı işletmesinde idi. o Tam erkinliğine eren bir ulus, Türk ulusu, Osmanlı İmparatorluğunun ekonomsal liberalizmi devrinde, bir evam edi (Parti programı 26) €) İrmak - Ereğli hatlarının ço - ğu bitti, azı kaldı, f) Sıvas - Ezzurum, g) Sıvas - Malatya h) Afyon - Antalya hatları, yapıl- maktadır. Bu hatl. “dan şimdiye kadar biten kısımların uzunluğu (2,600) ki- lometredir. ' B — Yabancı ellerdeki demiryolla- rından, Anadolu - Bağdat demiryolu Recep Peker'in Bayındırlık Bakanlı- ğı sırasında, İzmir - Kasaba ve İzmir- Aydın demiryolları da Ali Çetinkaya- nın Bayındırlık Bakanlığı ödevini al- dığı son bir yıl içinde satın alınarak, (3,363) kilometrelik yabancı malı de- miryolları ulusun malr olarak ulusal demiryollarımıza katıldı. Buna Güm- rü - Sarıkamış hattını da katınca (3,487) kilometre eder. 344 kilometre'ik Bursa - Mudanya ve Sarıkamış - Ilıca dar hatları da çoktanberi bizimdir. Böylece, bugüne kadar, yurdumu- zun ekonomik bakımdan en gürlük - lü, sosyal bakımdan nüfusu en bol, tarım bakımından toprağı en verimli, kültür bakımından en ileri, yurt sav- gası baktmından en önemli bir cevre- sinde, yabancı malr olarak yurdumu- zu ve ulusumuzu 'sömüren, yalnız ya- bancıların asığına ve çıkarına işliyen bu demiryolları, artık ulusal demir- yollarımıza katılmış bulunuyor. v Artık, yurdumuzun hiçbir yerinde yabancı malı olan bir tek ray dahi kalmamıştır. Çünkü Şark Demiryol- ları da bizim malımızdır. Yalnız işlet- mesi bir anonim kumpanyadadır. Artık, bugün demiryollarımızı, is- tediğimiz — gibi, — istediğimiz — za - man, —istediğimiz — yerde, — istedi- ğimiz tarife ile —yurdun ekonomi, tarım ve tecim ihtiyaçlarına, yurttaş- ların iyiliğine ve genliğine, - kısaca yalnız yurdun ve ulusun kamuğ-ası- ğına uygun işletmek erkinliğine ve özgenliğine ermiş bulunuyoruz. Nitekim bu geyiz de, demiryolla- rında yüksek tarifenin değil, ucuz ta- rifenin de gelirli olduğuru filiğ olarak ispat etmiş bulunuyoruz. Bunun bel- gesi; Cetinkaya'nın Kurultaya verdi- ği şu rakamlardır: İzmir - Kasaba demiryolunun ya- bancr işletmesinde iken 1933 teki ge- liri 2,5 milyon idi. Biz satın aldıktan sonra taptadığı- | mız 94 40 --60 daha ticuz tarife ile işlettiğimiz halde son bir yıllık geliri 3,5 milyondur. 'Tarifelerde ?75*40 - 60 arasında bir indirişe karşı, gelirde tam 94 40 ar- tış!. Buna demiryolu ftaşıma tarifesinde (devrim) demek yaraşmaz mı? Tari- felerde 94 40 - 60 arasında bir indiriş yapılmış olmasına karşı, gelirin tam ©6 40 artması için, o hattın üzerinde eskisine nisbetle ne kadar geliş gidiş olması lâzımdır, düşünmeli!. Ve bu gidiş gelişten doğan eko - l, tecimel kay yurdun ekonomsal alanında yaptığı gürlüklü etkiyi de bir kez tasarlamalı!. takım siyasal etkilerle yab n el de ettikleri bırakığla* yaptıkları ve işlettikleri demiryollarının ayni şart- lar içinde işlemelerine, yurdumuzu sömürmelerine göz yummak, Atatürk Gelecek y da demiryollarımı- zın genel durumuna da ayrıca bir göz atacağız. Yeşilköy: Ali Rıza EREM FELEL SOLUK SOLUĞA Adam beklemesini sevmem. Eğer sonunda — para alınmasa aylık beklemesini bile sevmem. Çünkü beklemek, kötü şeydir. Halbuki ömrümüz hep bekle - mekle geçer. Akşamı beklemek, yemek zamanını beklemek, ma- aş beklemek, intihap bekle - mek, ucuzlük beklemek... Evvelki gün tanışlarımdan (Adıyaman) la sözleşmiştik. Sirkecide buluşacağız, birlikte bir yere gideceğiz... (Randevu)- muz dörtteydi. Saat yürüdü. O gelmedi. Dört buçuk oldu, yok. Beşe beş kala soluk soluğa gel- di. Elinde de koca bir çanta... Ben patladım: — A be birader! Dörtte söz verirsin! Beşte gelirsin.. Nedir bu rezalet!.. — Sus! Bırak hele bir nefes- leneyim de anlatırım. — Ne anlatacaksın, bunun anlatacak yeri kaldı mı?.. — Var, var... Anlatırsam hak verirsin! Kahve içti ve o anlatmağa başladı: Dörde beş kala Köprü üs - tündeydim.. Çünkü Karaköyden geçerken saate baktım, dörde on vardı. Nasıl olsa buraya dörtte gelirdim. Lâkin tam Haliç va - purları iskelesi hizasından gi - derken yanımda bir mübaşir be- lirdi.. Ben giderim, — herif gi - der... Tâ yanıbaşımda, adımını adımıma uydurmuş.... Azıcık dalsam, beni geçecek. Deli olu- rum birinin beni geçmesine...A- dımları sıklaştırdım. Mübaşir de sıklaştırdı... Aman bre... Cı- lız da bir şey ama ayağına te - tik... Eminönüne doğru yaklaş- tık, Herif beni geçti. İki metre önümde gidiyor... — Hızlandım. Balıkpazarının ağzına geldik. Bir metre önümde... Balıkpaza- rına saptı... Bırakır mıyım peşi- ni! Saldırdiım Balıkpazarına... Tahmis sokağının önünden çık- tık Rızapasaya. Herif hâlâ ö - nümde... Utanmasam koşaca - ğım. İşin fenası, ben göğsümü, bağrımı açtım. Herif te dik ya- devriminin Cümhuriyet Türkiyesine yaraşamazdı. Nasıl yaraşırdı? Taşıma tari"'lerini yurdumuzun ekonomsal durumuna, ulusumuzun sosyal kur göre düzenlemek; taşıma işlerini ucuzlatmak ve kolay- latmak istediğimiz Zzaman bu tarife indirişini, yabancı ellerle işletilen ya- bancı malı demiryollarına kabul etti- remiyorduk, Ellerind-'si eski Osman- h İmparatorluğu devrinin bırakiğ söz bağıları (imtiyaz mukaveleleri) ile karşımıza dikiliyorlar ve olamaz! di- yorlardı.. ve diyebiliyorlardı! Yalnız bu kadar mı? dahası var: nefer eşyası verilmesi hakkındaki lâ- yiha kabul edildi. Mevduatı koruma kanununun sekizinci maddesinin de - ğiştirilmesi Tâyihası, sıcak ve soğuk maden sularının istismarı, Türkiye - İngiltere arasındaki ticaret ve tediya- tın tanzimine dair anlaşmanın tasdi- kı lâyihalari kabul edildi. Mazbut emlâk, yurdluk ve ocaklık mukabili verilecek emlâk ve arazi ile, Eti Bankası, maden tetkik ve arama enstitüsü kurulmasına dair lâyiha ile, Ziraat Bankasının ipotekli ve ipotek- siz zirai alacaklarının - taksitlendiril- mesi hakkındaki lâyihalar kabul edil- di. e— Avukatlarımız için yeni kanun Ankara, 14 (Hususi muhabi- rimizden) — Tüze Bakanlığı muhtelif Avrupa memleketlerin de baro teşekkülleri ve mer'i avukatlık kanunları üzerinde tet kikat yaptırmaktadır. Bu tet - kikler bittikten sonra avukatla- tımız hakkında yeni bir kanun projesi hazırlanacaktır. Bu yab ellere verilen demiryol- larını yapan ve işleten kumpanyalar, ellerindeki bırakığlara ve söz bağıla- rına göre hatlarını kendi işlerine ge- 65 yaşını dolduran gümrük memurları Ankara, 14 (Muhabirimizin telefonu) — Gümrük ve inhisar- lar Bakanlığı, 13 temmuz 1935 tarihinde 65 yaşını dolduran memurlarla açıkta ve vekâlet em rinde bulunanların da nüfus tez kerelerinde yazıli yaş kayıtla - rına bakılarak tekaüde sevkedil mek üzere işlerine nihayet ve - rilmesini ve bu memurların borç ve ilişikleri olup olmadığı nım bildirilmesini gümrüklere tamim etmiştir. len yüksek tarifelerle işletecekler, za- Tar ederlerse devlet ödiyecekti!. Ve şimdiye kadar böyle idi. Her türlü erkinliğine ermiş Türk ulusu, demiryolu alanında attığı her adımda önüne dikilen bu engelin de- vamına, yad ellerin yurdumuzu sö- ine artık day d Onun için iki karar verdi: 1 — Yabancı ellerdeki demiryolla- rını satın almak, 2 — Yurdun savga, ekonomi, ba- yındırlık ve sosyal bakımlarından ha- yatiğ ihtiyacı olan yerlerine demiryo- lu yapmak. Bu iki prensip üzerinde yürüyen demiryolu siyasamızın son on yıllık verimi, göğüslerimiz kabararak, öğü- ne öğüne gösterebileceğimiz bir yığın halinde önümüzde duruyor!. A — İlk ağızda: a) Ankara,- Kayseri - Sıvas, b) Samsun - Sıvas, c) Kayseri - Ulukışla, ç) Kütahya - Balıkesir hatları bit- ti, işliyorlar, mür d) Fevzipaşa - Malatya - Ergani Madeni - Diyarıbekir, — » X ANKARA KÜÇÜK | HABERLERI * Ankara, 14 (Hususi muhabirimiz den) — Elâziz şarbaylığına seçilen Kemalin seçimi Bakanlar kurulunca onaylanmıştır. * Ankara, 14 (Husust muhabiri- mizden) — Tüze Bakanlığı müste - şarlığına ceza işleri başkanı Hasanın tz_ıyini yüksek tasdike iktiran etmiş- tir, _* Ankara, 14 (Hususi muhabiri- mizden) — Güzel sanatlar öğretmen letinden Burhan Ümit, Kültür Bakan lığı ispektörlüğüne tayin edilmiştir. * Ankara, 14 (Hususi muhabiri- mizden) — İstanbul azalığına İstan- bul sulh hâkimlerinden Atıf, İstan - bul sulh hâkimliği e' İstanbul aza mu avini Tahsin, İstanbul aza muavinli- ğine Yabanabat müddei umumisi' Ne- s:ati, Niğde aza muavinliğine Edirne icra memuru Kâmil, Alaşehir sorgu hâkimliğine Azmi, Adana müddei u- mumi muavinliğine Adana icra me - muru n kalı ceketini inadına iliklemiş. Yokuş yukarı saldık... Yürü bre yürü. Kahve değirmencilerinin önüne doğru onu hizaladım.Dök mecilere giden yolda geçtim... Geçtim ama bırakmıyor peşimi! Üniversitenin altı kapısı açık ol- sa, geçmiş vaziyetimi kaybet - memek için, oradan sapiverece- ğim... Yürüdüm. Beyazıda çı - kan yan sokağın ağzına gelir - sem oradan sapacaktım. Lâkin herif daha sokağın ağzına gel - meden beni geçti. Bırakır mıyım ya!.. Bu kadar da yokuş çıktık, Haydi efendim Veznecilere gi - den yola... Habre ha! — Habre ha... Tam eski Letafet aparti - manının orada enseledim... Ar - tık terimi iyice dökmüştüm, Baktım mübaşir de cebinden mendil çıkardı ve terini silmeğe başladı. Ben caddeye çıkarken herif bir daha seyirtip beni geç- mez mi?.,. Deli olmak işten de- gil... Başladık Saraçhane başına doğru yürümeğe. Git bre git, git bre git! Uzatmıyalım.... Tam Fatih parkının — önüne gelince herifi önledim. Lâkih inatçı şey- miş. Zaten meşin gibi bir şey... Ben parka girdim. Baktım, pe - şimde,.. Şöyle bir sıraya otura- yım dedim... Gülümseyerek ö - nümden geçti... Hani, beni yıl- dırmış gibi... Hemen — firladım peşine,., İtfaiyenin önünden geç tik... Basladık inmeğe... Ya bi- rader,.. Ne diyeyim sana belki, beş defa biribirimizi geçtik. Ben dalmışım... Öyle yürüyorum ki, karsımdan gelen birine çarptım Adam: — Höst be! dedi. Ve ayıldım, baktım, mübaşir yok... Ne ar - kada ne önde... Ondan sonra... İndim aşağı Cibaliden, Zından- kapısından, Yemişsten yaya ola- rak geldim, — Onun için gecik - tim!.. Böyle adama ne denirdi... P Ya!.. Geçmiş olsun! Neyse geçtin ya... — Oo0! Çok şükür... Yoksa bu gece uyuyamazdım. Ü,