15 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

15 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—e 15.6.935 AnkBFA O iKi ÖNEMLİ KARAR Köylünün Borcu On Beş Yıl Taksite Bağlandı IHUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI)| Ankara, 14 Bügün Kamutayda kabul edilen lâ- Yıhalara göre, Ankara - İstanbul ve Avrupa telefon devrelerinin çoğaltıl- akı yolunda 200 bin İliraya kadar taahhütlere girilmesi için Bayındır - ;ık Bakanına salâhiyct verilmekte - ir, Bugün Amortisman sandığı hak - kındaki kanun lâyıhas: da kabul e - dildi. Bu lâyıhaya göre, Finans Ba- kanlığının kontrolu altında bulun. mak ve Cumuriyet Merkez Bankası Genel Direktörlerile, Bankanın idare Meclisi üyeleri arasından Finans Ba- kanlığınca seçilecek iki kişiden mü - Tekkep bir beyet tarafından idare .c- dilmek üzere bir Amortisman sandığı teşkil edilmiştir. Sandığı idare edecek olan heyetin vazifesi dahilf ve harici Gevlet borçlarına ait tahvilleri mü - bayaa etmek ve bünların piyasasını tanzim için icap eden müdahaleleri Yapmaktır. Dahil! istihlâk vergisi kanununun bir maddesinde yapılan değişikliğe göre, 1860 ve 243 numaralı muame- le vergisi kanunları hükümleri daire- Sinde alınması icap eden “muamele Vergisinin 934 mali yılından evvelk! Zamana ait kısmının kaydi terkin e- dümektedir. Mevduatı koruma kanununda değişiklik Buna gö- va- desiz olarak tasarruf mevduatının kar Blığını teşkil etmek üzere aşağıda Bösterilen nisbetler dahilinde kasa - Tarında karşılık ihtiyat bulundurma- Ka gpseburdurlar : ai — Vadesiz veya en - çok bir ay Yadeli veya bir VC ilibara. tabi B Bir aydan ziyade veya bir se- * az vadeli veya bu müddette ihbara tâbi mevduat için yüzde 20, C — Bir sene ve daha ziyade va- eli veya bu müddet içinde ihbara tâbi mevduat için yüzde 10. 1 Bankalar kasalarında nakten bu - lundurmağa mecbur oldukları bu kar Blık ihtiyatlarını kısmen veya tama- Men Finant Bakanlığının muvafaka- | derinin icabında mevduatını tini almak şartile, faiz getiren menkul kıymetlere yatırabilirler. Bankaların ihtiyarı ile yapabile - cekleri bu muamele mevduat sahip - nakden geri almak haklarını hiç bir suretle tahdit etmez. Ziraat bankasının alacakları Ziraat Bankasının ipotekli ve ipo- teksiz alacaklarının taksitlendirilme- si hakkında kabul olunan lâyıhaya göre, Türkiye Ziraat Bankasının 931 sonu envanterinde yazılı vadeleri gel miş veya gelmemiş ve bu tarihten sonra yeni senetlere bağlanmış veya bağlanmamış ipotekli, müteselsil ke- faletli bütün zirai alacakları bu kanu- nun aşağıda yazılı hükümlerine göre, yıllık yüzde üç faizle taksitlendiril- miştir. Taksitler müsavi ve senevi o- lup 15 senede ödenir. Ancak, taksit Bdi er bir taksitin baliği beş lira- dan aşağı düşmiyecek surette baliği- ne göre hesaplanarak bulunur, Borç taksitlerin vadeleri: Birincisi: 1936 yılına düşmek üze- re her yerde mahsul toplama ve sat- ma mevsimlerine göre bankaca tayin edilir. Bankaya asaleten borçlu olan- darla kefaleten borçlu olanların borç- lu variyetlerinde biç bir fark gözetil- mez. Borcun, kefillerin iştiraki olmak - sızın İşbu kanundan sonra veya ev- vel yeni senetlere raptı keyfiyeti, ke- faletleri natık olan senetler kendile « rine geri verilmedikçe kelillere tec - dit ve kefaletin sakıt olmak iddiası. 11 bahşetmiyeceği gibi, kefalet borç. Jarımın da müstakilen tehir senedine bağlanmasına mâni teşkil edemez. Bankanın alacaklarından işbu kanu - nun neşri tarihinden evvel vadeleri gelip te yeni senetlere bağlanmamış olanların geçmiş günler faizi bu ka- nunun neşri tarihine kadar yüzde 5 Üzerinden hesaplanacakt taksitlendirilmiş olan alacakların, va- delerinin hulülünde hiç bir suretle tecile tâbi tutulmıyarak tahsil edile- cektir. Kuraklık ve her hangi bir âfet ve- ya mücbir ve fevkalâde bir sebeple bir kaç taksitin kısmen veya tamami- le teciline zaruret görülecek haller- de bu tecil, bankanın teklifi ile ve Bakanlar Heyeti kararile yapılır. Ceza Evinden Kaçanlar Anakra, 14 * ., Ankara ceza evinden - dıvarı delmek suretile kaçtıklarını bil dirdiğim mahkümlar hakkında tlde ettiğim malümatı bildiriyo- Tüm ; Ceza evinde birinci münferit Ovuşta bulunan metresini yara imaktan suçlu Nazmi, hırsızlık tan suçlu Nasir, Emin,Tur Al Sait ve İbrahim karyola demiri Parçalarile 10 metre kadar uzun lukta bir tünel açmışlardır. kümlar çarşamba sabahı ce Za evi dıvarını delmeğe başla - Mışlar ve bu işi saat 16 da biti - Tebilmişlerdir. Mahkümlar saat 17 de hep beraber kaçmağa teşebbüs etmi$ eee — lerdir. Fakat hepsi daha delik - ten çıkmadan, nöbetçi jandar - malar hâdisenin farkına varmış lar ve delikten çıkanlara düurma ları için ateş açmışlardır. Ateş - ten korkan Sait ve İbrahim de- likten çıkmamışlar ve tünelin içinde yakalanmışlardır. Nazmi, Nasir, Emin, Tur Ali kaçmağa muvaffak olmuşlardır. Bunlardan Nazmi dün yaka - lanmıştır. Diğer kaçanlar aran - maktadır. Müddeiumumilik işe €l koymuş ve mahallinde keşif yaparak tahkikata başlamıştır. Kaçanların tüneli ne ile ve nasıl açtıkları ve bu işi nezaret altında olmalarına rağmen nasıl ::âiırıhildikleri tahkik edilmek- ti İZmir Panayırı SON DAKiKA nı Başbakan 22 Ağustosta Açacak (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI) Anakra, 14 Arsnılusal İzmir panayırı için hazırlıklara devam - olunuyor. bir söylevle açılacaktır. d “İkisi D, ş“ seferki panayıra dış memleketlerden daha fazla iştirak olaca- Si umuluyor. Ekonomi Bakanlığı, bu panayırın mümkün mertebe Ok rağbet görmesi için icabeden tedbirleri almaktadır. İzmir pa- Nayırı 22 Ağustosta Başbakan İsmet İnönü tarafından verilecek İIsmet İInönü, panayırdan sonra Nazilli fabrikasının temclini Atmak üzere Nazilliye gidecektir . 50 Bin Liralık Bir Teberru Balıkesir, 14 A.A, — Memleketimizin tanınmış tecimenlerin- efı__Eı-ı-ıir oğulları Mehmet, Ahmet ve Ali kardeşler Balyadaki Ütün öıc_lgelerini Kızılay ve çocuk esirgeme kurumlarına teber- 1 etmişlerdir. 40 - 50 bin lira değerinde olan bu özelgenin üçte Kızılay'ın, üçte biri de Çocuk Esirgeme Kurumunun ola - Kamutayda Dün Onaylanan Lâyihalar (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELGRAFI) " Ankara 14 Kamutay bugün saat 14 de Nuri- nin başkanlığında toplandı. Ruznamc- nin birinci maddesini teşkil eden bazr saylavların mezuniyetleri tezkerele- ri okunarak kabul edildi. Bundan son Ta ruznamenin diğer maddelerine ge- çilerek, zarurt sebepler dolayısile ta- kip ve tahsiline imkân görülemiyen zimmet kayıtlarının teckini için Büt- çe encümeninin mazbatası onaylandı. We sırasile aşağıdaki kanunlar müza- kere edildi : 1930 yılı hazine hesabrı kat'isi lâyi- hası. Türkiye ile Yugoslavya arasında aktedilmiş olan afyon anlaşması tat- bikı lâyihası. Türkiye - Bulgaristan arasında ya- pılan ticaret * mukavelesinin tasdikı Çubuk barajının ağaçlandırılması. A- | mortisman sandığı teşkili kanununda Refik İncenin sualine Maliye Bakanı cevap vererek, banka memurlarının amortisman sandığında çalışmalarının asil vazifelerini ihlâl edecek mahiyet- $e olmadığını söyledi. Refik İnce, Maliye Bakanının iza- hatının kanaatbahş olmadığını söyli- yerek, tekrar söz aldı ve kanunun Tinci maddesinin sarih olduğunu &ö liyerek amortisman sandığı yapma! tansa, bunun Merkez Bankası vazife- lerinin içine konmasını istedi. Finans Bakanı tekrar cevap verdi ve amortis- marı işinin Maliye Bakanlığının işi ol- duğunu söyledi ve kanun onaylandı. Ankarada dil ve tarih, coğrafya fakülteleri kurulması hakkındaki l4 - müzakeresinde Saffet Arıkan bu iş için 150 bin lira alındığım, ile- ride icap ederse bu fakülte için lâzım gelen tahsisatın gene Kamutaydan iz- ftemek hakkını mahfüz tuttuğunu söy vuu ylandür Dahili istihlâk vergisi kanununun 10 uncu maddesinin tefsiri devlet me murları aylıklarının tevhit ve tcadü - Yöne ait kanuna ek, diyanet işleri re- isliği vazile ve teşkilâtma ait kanun lâyihası kabul edildi. Posta Telgraf ve Telefor memur- larının müteselsil kefaletle bağlan - maları bakkındaki kanun lâyıhası Türkiye Cemuriyeti ile İtalya krab leğı arasında aktedilen klering anlaş- masının bazı hükümlerini değiştiren kanun kabul edildi. Usküdar, Kadıköy ve havalisi Tram vay şirketinin hisse senetlerinden 218 bin liralığın Evkaf Müdürlüğünce sa- ten alınması, askeri mükellefiyet ka- nununun bazı maddelerini değiştiren kanun, maarif teşkilâ TI inci maddesinin tılması, kimya harbinden korunmağa mahsııs mâlzemenin bir elden satılma- sı, Ankara * İstanbül ve Avrupâ tele- fon devirlerinin ıslahı ve çoğaltılması, Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti teşki- Vâtr Jâyihası kabul edildi. Bundan son- ra Abidin Özmenin yerini genel mü- fettişliğe naklinden dolayı Aydın say lavlığından istifası okundu. İkinci celse Ikinci celsede, eskiden bazı evra « kın rüznameye alınması hakkında İs- met İnönünün verdiği takrir kabul e- dildi. Ankara belediyesinin hariçten getireceği makinelerin gümrüksüz ge- çirilmesi, hazerde takım ve bölük ve sanat mekteplerinde bulunan yar su- baylardan yüzbaşıya kadar ve selerde bütün subaylarla askeri memurlara nefer eşyası verilmesi hakkındaki lâ. yiha kabul edildi. Mevduatı koruma kanununun sekizinci maddesinin de - Kiştirilmesi Jâyihası, sıcak ve soğuk maden sularının istismarı, Türkiye - İngiltere arasındaki ticaret ve tediya- Un tanzimine dair anlaşmanın tasdi- kı tâyihaları kabul edildi. Mazbut emlâk, yurdluk ve ocaklık mukabili verilecek emlâk ve arazi ile, Eti Bankası, maden tetkik ve arama enstitüsü kurulmasına dair lâyiha ile, Ziraat Bankasının ipotekli ve ipotek- siz rirai alacaklarının - taksitlendiril- âıLcı( hakkındaki lâyihalar kabul edil- Avukatlarımız yeni kanun Ankara, 14 (Hususi muhabi- rimizden) — Tüze Bakanlığı muhtelif Avrupa memleketlerin de bâaro teşekkülleri ve mer'i avukatlık kanunları üzerinde tet kikat yaptırmaktadır. Bu tet - kikler bittikten sonra avukatla- rimız hakkında yeni bir kanun projesi hazırlanacaktır. TAN TLÂAR * Büyük yollarının Cümhuriyet ile yaşıt elan demiryo- lu siyasamız, Atatürk'ün direktifi ile çok sayın Başbakanımız İsmet İnönü tarafından - ortaya - konduğu — sırada kendisine çok çatıldı idi. Uzak gitmiyelim, daha dört yıl ön- ce Serbest Cümhuriyet Partisi kurul- duğu zaman bu partinin ilk sataştığı şey, İsmet lnörîü metinin demir- siyasası olmamış mt "ıç'; n:uııı. gene bu sütunlarda (de- miryolu siyasetimiz) başlıklı yazıla- tımızda, Serbest Partinin çattığı yön, ulusçu, balkçı, devletçi ve İâik Cüm- huriyet Halk Partisinin en kuvvetli yönü olduğunu, Serbest Partinin seç- Tiği saldırış noktasında çok aldandı- grnr belirtmeğe çalışmıştık. t Serbest Partinin, bütün © tenkitle- ri önünde, cuda sarsılmıyan, tuttuğu yolun doğruluğundan şüphesi olmi- yan Cümhuriyet Halk Partisinin 1931 yılr üçüncü büyük kurultayının ver diği karar:; budâuuun başına koydu- umuz karar oldu. $ is Ş Şimdi bu kararın gürlüklü verimi önündeyiz. Çünkü Cümhuriyet Halk Partisinin Dördüncü Büyük Kur—.ı.h?- yı bu prensibin son dört yıllık veri- mini Türk ulusunun gözü önünde be- lirtmiş bulunuyor. D::ıiıyolıı Zloyııımı:, b yurdun ulusal, engin ve hayatiğ ihtiyaçların- dan doğmuştur. Bu siyasa, imkânı olduğu kadar az zammanda: a) Atatürk Türkiyesinin bayındır- ; Tn hT) Türk ulusunun ulusal birliğe ermesi, €) Ökonomik genliğe kavuşması, €) Soysal yükselişe varması, d) Kıily:ll alanında genişlemesi, €) Atatürk devriminin yurdun her yerinde yayılıp kökleşmesi ve bütün bunları bağrında yaşatacak olan yur- dun korunması bakrmlarından birinci derecede göz önünde tutulması gerek olan esaslardan idi. ğ Bayımdırlık Bakanı Ali Cetinkaya, kendine özgü olan Aaçık, kesin ve enerjik sözlerile — Kurultay üyeleri önünde bu ana siyasamızı bir kez da- ha belirtti. Gerek dilek encümeninde ve gerek Kurultayın gencl toplantısında, onun bu soğukkanlı, derin bakışlı ve güven werici edasile yürekten anlatısı, ler üzerinde gerçekten sevinçli bir ven ve inan Uyandırdı. Kurultay üyeleri ve dolayısile ka- muğsal "v:hh,&' kere daha öğrendi ve anladı kir Atatlirk'ün kurtuluş surunu üfledi- ği 19 - Maçıs - 1919 da bugünkü ulu- dolu - Bağdat, İzmir - Kasaba, İzmir- Avdın, Şark Demiryolları adlı (3693) kilometrelik nomal, Bursa - Mudanya ve Sarıkamış - Erzarum - Tlica hatla- ti adlı (344) kilometrelik dar hat ki, bepsi birden (4037) kilometre idi. Bunların da hepsi, yahancı malı. ve yabancı işletmesinde idi. e 'Tara erkinliğine eren bir ulus, Türk ulusu, Osmanlı İmparatorluğunun €konomsal liberalizmi devrinde, bir takım siyasal etkilerle yabancıların el- de ettikleri bırakığla ' yaptıkları ve işlettikleri demiryollarmın ayni şart- lar içinde işlemelerine, yurdumuzu sörnürmelerine gör yummak, Atatürk devriminin Cümhuriyet Türkiyesine yaraşamazdı. Nasıl yaraşırdı? Taşıma - tari"erini — yurdumuzun ekonomsal durümuna, — ulusumuzun sosyal kurumuna göre düzenlemek; taşıma işlerini ucuzlatmak ve kolay- latmak istediğimiz zaman bu tarife indirişini, yabancı ellerle işletilen ya- baner malı demiryollarına kabul etti- remiyorduk. Ellerind-!'si eski Osman- fi İmparatorluğu devrinin bırakiğ söz bağıları (imtiyaz mukaveleleri) ile karşımıza dikiliyorlar ve olamaz! di- yorlardı.. ve diyebiliyorlardı! Yalnız bu kadar mı? dahası var: Bu yabancı ellere verilen demiryol- Jarımı yapan ve işleten kumpanyalar, ellerindeki bırakığlara ve söz bağıla- rına göre hatlarını kendi işlerine ge- len yüksek tarifelerle işletecekler, za- rar ederlerse devlet ödiyecekti!. Ve şimdiye kadar böyle idi. Her türlü erkinliğine ermiş Türk ulusu, demiryolu alanında attığı her adımda önüne dikilen bu engelin de- vamına, yad ellerin yürdümüzü sö- mürmesine artık dayanamazdı. Onun için iki karar verdi. 1 — Yabancı ellerdeki demiryolla. rını satın almak, 2 — Yurdun savga, ekonomi, ba- yındırlık ve sosyal bakımlarından ha- yatiğ ihtiyacı olan yerlerine demiryo- lu yaprnak, Bu iki prensip Üzerinde yürüyen demiryolu siyasamızın son o):n;iıîık verimi, göğüslerimiz kabararak, öğü- 'e öğüne gösterebileceğimiz bir yığın balinde önümüzde duruyor!. A) î Tik ağızda: a) Ankara,- Kayseri - Sn b) Samsun - Sıvas, ZöğA €) Kayseri - Ulukışla, €) Kütahya - Balıkesir hatlarr bit- ti, işliyorlar, d) Fevzipaşa - Malatya - Ergani sal toprağımızdaki demiryolları: Ana- | Demiryolu Siyasamızın Gür Verimleri ürlük genlik ve kuvvet aracı olan demir- Sapılmanmın devam edecelizn (Parti programı 26) | €) İrmak - Ereğli hatlarının ço - gu bitti, azı kaldı, f) Sıvas - Ezzurum. g) Sıvas - Malatya h) Afyon - Antalya hatları, yapıl- maktadır. Bu hatl “dan şimdiye hdl_r biten kışımların uzunluğu (2,600) ki- Tometredir. B — Yabanct ellerdeki demiryolla- rından, Anadolu - Bağdat demiryolu Recep Peker'in Bayındırlık Bakanlı- Üa sırasında, İzmir - Kasaba ve İzmir- Aydın demiryolları da Ali Çetinkaya- nın Bayındırlık Bakanlığı ödevini al- dığı son bir yıl içinde satın almarak, (3,363) kilomettelik yabancı malı de- miryolları ulusun malı olarak ulusal demiryollarımıza katıldı. Buna Güm- rü - Sarıkamış hattını da katınca (3,487) kilometre eder. 344 kilometre'ik Bursa - Mudanya ve Sarıkamış dar hatları da goktanberi bizimdir. Böylece, bugüne kadar, yurdumu- zun ekonomik bakımdan en gürlük - lü, sosyal bakımdan — nüfusu en bol, tarım bakımından toprağı en verimli. kültür bakımından en ileri, yurt sav- gası bakımından en önemli bir çevre- sinde, yabancı malı olarak yurdumı zu ve ulusumuzu 'sörnüren, yalnız ya- bancıların asığına ve çıkarına işliyen bu demiryolları, artık ulusal demir- yollarımıza katılmış bulunuyor. e Artık, yurdumuzun. hiçbir yerinde yabancı malı olan bir tek ray dahl | kalmamıştır. Çünkü Şark Demiryol- | ları da bizim malımızdır. Yalnız işlet- mesi bir anonim kumpanyadadır. Artık, bugün demiryollarımızı, is- tediğimiz — gibi, —istediğimiz — za - man, — istediğimiz — yerde, — istedi- ğimiz tarife ile yurdun ekonomi, tarım ve tecim ihtiyaçlarına, yurttaş- ların iyiliğine ve genliğine, kısaca yalnız yurdun ve ulusun kamuğ-ası- ğıma uygun işletmek erkinliğine ve özgenliğine ermiş bulunuyoruz. kim bu geyiz - de, demiryolla- tında yüksşek tarifenin değil, ucuz ta- tifenin de gelirli olduğuru filiğ olarak ispat etmiş bulunuyoruz. Bünün bel- gesi; Cetinkaya'nın Kurultaya verdi- Bi gu rakamlardır: Tamir - Kaşaba d: anun bancı işletmesinde iken 1933 teki ge- liri 2,5 milyon idi. Biz satın aldıktan sonra ta, mız ?5 40 -- 60 daha ücuz tarife ile işlettizimiz halde son bir ydlık geliri 3.5 milyondur. Tarifelerde 9,'40 - 60 arasında bir indirişe karşı, gelirde tam 7ç 40 ar- tışt. Buna demiryolu taşıma tarifesinde (devrim) demek yaraşmaz mı:? Tari- felerde 96 40 - 60 arasında bir indiriş yapılmış olmasına karşı, gelirin tam 96 40 artması için, o hattın üzerinde eskisine nisbetle ne kadar geliş gidiş olması lâzımdır, düşünmeli!. Ve bu gidiş gelişten doğan eko - nomsal, tecimel kaynaşmanm yurdun ekonomsal alanmda yaptığı gürlüklü etkiyi de bir kez tasarlamalı!. Gelecek yazımızda demiryollarımı. zın genel durumuna da ayrıca bir gör atacağız. Yeşilköy : Ali Rıza EREM 65 yaşını dolduran gümrük memurları Ankara, 14 (Muhabiririzin telefonu) — Gümrük ve inlr'sar- lar Bakanlığı, 13 temmuz 1935 tarihinde 65 yaşını dolduran memurlarla açıkta ve vekâlet em rinde bulunanların da nüfus tez kerelerinde yazıli yaş kayıtla - rına bakılarak tekaüde sevkedil mek üzere işlerine nihayet ve - rilmesini ve bu memurların nn bildirilmesini gümrüklere tamim etmiştir. DANKARA KÜÇÜK ' HABERLERİ | Lyk * Ankara, 14 (Hususi muhabirimiz den) — Elâziz şarbaylığına seçilen Kemalin seçimi Bakanlar kurulunca onaylanmıştır. * Ankara, 14 (Hususi muhabiri- mizden) — Tüze Bakanlığı müste - şarlığına ceza işleri başkanı Hasanın tayini yüksek tasdike iktiran etmiş- tir. * Ankara, 14 (Hususi muhabiri- mizden) — Güzel sanatlar öğretmen letinden Burhan Ümit, Kültür Bakan lığı ispektörlüğüne tayin edilmiştir. * Ankara, 14 (Hususi muhabiri- mizden) — İstanbul azalığına İstan- bul sulh hikimlerinden Atıf, İstan - bul sulh hâkimliği e' İstanbul aza mu avini Tahsin, İstanbul aza muavinli- ğine Yabanabat müddei umufnisi'Ne- cati, Niğde aza muavinliğine Edirne icra memuru Kâmil, Alaşehir sorgu hâkimliğine Azmi, Adana müddci u- mumi muavinliğine Adana icra me SOLUK SOLUĞA Adam beklemesini sevmem. Eğer sonunda — para almmasa aylık beklemesini bile sevmem. Çünkü beklemek, kötü şeydir. Halbuki ömrümüz hep bekle - mekle geçer. Akşamı beklemek, yemek zamanını beklemek, ma- aş beklemek, intihap bekle « mek, ucuzluk beklemek... Evvelki gün tanışlarımdan (Adıyaman) la sözleşmiştik. Sirkecide buluşacağız, birlikte bir yere gideceğiz... (Randevu)- muz dörtteydi. Saat yürüdü. O gelmedi. Dört buçuk oldu, yok, Beşe beş kala soluk soluğa gel- di. Elinde de koca bir çanta.., Ben patladım: — A be birader! Dörtte söz verirsin! Beşte gelirsin. Nedir bu rezalet!.. — Sus! Bırak hele bir nefes- leneyim de anlatırım. — Ne anlatacaksın, bunun anlatacak yeri kaldı mı?.. — Var, var... Anlatırsam hak verirsin! Kahve içti ve o anlatmağa başladı: Dörde beş kala Köprü üs - tündeydim.. Çünkü Karaköyden geçerken saate baktım, dörde on vardı, Nasıl olsa buraya dörtte gelirdim. Lâkin tam Haliç va purları iskelesi hizasından gi - derken yanımda bir mübaşir be- lirdi, . Ben giderim, — herif gi - der... Tâ yanıbaşımda, adımını Azıcık adımıma uydurmuş... dımları sıklaştırdım. Mübaşir de sıklaştırdı... Aman bre... Cı- lız da bir şey ama ayağına te - tik.. Eminönüne doğru yaklaş- tık. Herif beni geçti. İki metre önümde gidiyor... Hızlandım. Balıkpazarının ağzına geldik. Bir metre önümde... Balıkpaza« rıma saptı... Bırakır mıyım peşi- ni! dım Balıkpazarına... 'Tahmis sokağının önünden çık- tık Rızapaşaya, Herif hâlâ ö - nümde... Utanmasam koşaca - ğım, İşin fenası, ben gö; ü bağrımı açtım. Herif te dik ya- kalı ceketini inadına ili il Yokuş yukarı saldık... Yü ü. Kahve değirmencilerinin önüne doğru onu hizaladım,Dök mecilere giden yolda geçtim... Geçtim ama bırakmıyor peşimi! Üniversitenin altı kapısı açık ol- sa, geçmiş vaziyetimi kaybet - memek için, oradan sapıverece- ğim... Yürüdüm. Beyazıda çı - kan yan sokağın ağzına gelir - sem oradan sapacaktım. Lâkin herif daha sokağın ağzma gel - meden beni geçti. Bırakır mıyım ya!,. Bu kadar da yokuş çıktık, Haydi efendim Veznecilere gi - den yola... Habre ha! — Habre ha... Tam eski Letafet apartı - manının orada enseledim... Ar - tık terimi iyice dökmüştüm. Baktım mühaşir de cebinden mendil çıkardı ve terini silmeğe başladı. Ben caddeye çıkarken herif bir daha seyirtip beni geç- mez mi?.. Deli olmak işten de- ğil... Başladık Saraçhane başma doğru yürümeğe. Git bre git, git bre git! Uzatmıyalım... Tam Fatih parkının — önüne gelince herifi önledim. Lâkihn inatçı şey- miş. Zaten meşin gibi bir şey... Ben parka girdim. Baktım, pe - şimde... Şöyle bir siraya otura- yım dedim... Gü seyerek nümden geçti... Hani, beni yıl- dırmış gibi... Hemen — firladım peşinc... İtfaiyenin önünden geç tik... Basladık inmeğe... Ya bi- rader... Ne diyeyim sana belki, beş defa biribirimizi geçtik. Ben dalmışım... Öyle yürüyorum ki, karsımdan gelen birine çarptım Adam — Höst be! dedi. Ve ayıldım, baktım, mübaşir yok... Ne ar - kada ne önde... Ondan sonra... İndim aşağı Cibaliden, Zından- kapısından, Yemisten yaya ola- rak geldim. — Onun için gecik - tim!.. Böyle adama ne denirdi... ö Ya!.. Geçmiş olsun! Neyse geçtin ya...

Bu sayıdan diğer sayfalar: