Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
w 14 Bu Yıl Beş Sene Evvelki Kız Değilsem, Ne Umurumda? Bu Beş Sene Zarfında Güldüm, Eğlendim Ve Değiştim. ABı'r çok kadınlar ve bütün ak- trisler ihtiyarlamaktan kork - tukları halde Claudette Colbert senelerin biribiri arkasına yu - varlanıp — gitmesinden hiç tasa çekmiyor. Çok kıymetli bir ha- zine addedilmesi — lâzımgelen gençlik yıllarının denizin dal - gaları gibi yuvarlana yuvarlana nihayet sahile çarptıkları gibi, bir gün hepimizin kırka, — kırk beşe merdiven dayayarak ihti - yarlayışımızı bir fâcia gibi te - lâkki edenlerin adedi hakikaten çoktür. Bir mülâkat Bu hususta sevimli yıldız Claudette — Colbert ile yaptığı bir mülâkatı Maude Cheatham gene sevimli aktrisin ağzından şöyle anlatıyor: “— Farzedelim ki, hiç ihti - yarlamıyor, olgunlaşmıyor, dol- gunlaşmıyoruz. Bundan daha berbat bir şey tasavvur olunur mu? Her sene aynı şarkıyı, aynı melodiyi söylersek bıkmaz mı - yız? Tıpkı bunun gibi her sene olduğumuz gibi kalırsak emin olun ki bu sefer de yeknesaklık- tan usanır, şikâyet ederiz..,, Paramount stüdyolarının so- yünma uUdlasındaki-divanın Üüze- rine yüumuşak tüylü bir kedi yav rusu gibi büzülen Claudette: “— Kadınlar, doğduğu güne lüzumundan çok fazla ehemmi- yet veriyorlar. Herkes gibi be- nim de yıllar geçtikçe hayati görüşlerim, emellerim, hırsla - rım değişecek, Fakat her köşeyi döndükçe önümde açılan yeni hayat telâkkisi beni tatmin et - tikten sonra neden ihtiyarlama- yı düşünerek kederleneyim? . “Bu yıl beş sene evvelki kız değilsem, — ne umurumda? Bu beş sene zarfında güldüm, eğ - lendim ve değiştim. Bundan da- ha t_;aıbiî ve eğlenceli bir şey olur mu? Amerikada yaşa Çok ehemmiyet Veriyoruz “Hem yüzümde ufak bir kırı- şık belirdi diye kederlenmekten ne çıkar? Hayatımın en büyük heyecanının yüzümde bu birinci kırışıkla başlamayacağını bana kim söyliyebilir?,, diyerek bil - lür gibi bir kahkaha koyuveri - yor. “Hem biz Amerikada yaşa çok fazla ehemmiyet veriyoruz. Meselâ Fransada bir kadın o - tuzundan evvel enteresan sayıl- Coet, Olg Dolgun Olmaktan Korkmayın! Diyor Her halde bir çok | aktrisler gibi yaş- | landım diye otu- rup ağlayacak değilim maz. Bizde sade bir renk sevda- St var, Halbuki orada senelerin olgunlaştırdığı kadınm şuh ve cazibeli olabilmek için bir çok şeyler hissetmiş olması lâzım - dır. Hayatı öğrenen kadın, ufak şeylerden titizlenmemek, biraz müsamahakâr olmak ve bundan sonra derin zevklerden anlamak çağına gelmiş demektir.,, Çocukluğunda — çok zahmet çeken Claüdette sinema âlem'in- de birdenbire şöhret kazanmış - tır. Mesleğine en güç rollerle başlayan güzel yıldızın kendisi de hayatı çok iyi anlamış oldu- gu için her hareketi bir mantığa istinat eder. Bunun en büyük delili komedideki muvaffakiye- CLAUDET COLBERT tidir. İstikbal hakkındaki şüncelerini Claudette omuzlarını söyledi: “— Her halde bir çok aktris- ler gibi yaşlandım diye oturup ağlayacak değilim. Rejisörlük yapacağım ve muvaffak olaca - ğrma da eminim. Çünkü çok ça- lışmasını bilirim. Bana kalırsa hayat ve istik- bal hususunda heyecan duyan bir insanın muvaffak olmama- sına sebep yoktur. Beşerin dina- mosu heyecandır. Bu hayati his- ten mahrum olan bir kadın esa- sen muvaffak olamıyacaktır. “Orta yaşlılıktan korkma - mak için — kadınlara tavsiyem, kendilerini ihmal etmemeleri - dir. Uykuyu her ne pahasına o- lursa olsun kaçırmayan, kendi- ne bakan, muntazam idman ya- pan bir bayan kırkına da gelse hiç korkusu olmasın. Olgun ve dolgun bir kadın şarmını kay - betmemek şartile her zaman a- ranılacaktır.,, Sevimli artist hayat hakkın - daki düşüncelerini ö bitirdiz şu sözlerle dü - sorduğum vakıt silkerek ('İHTİYARLAYINCA NE| | CONSTANCE BENNETT SHİRLEY TEMPLE — “— Zaman, bana, hiç bir va- kıt zulmedemiyecektir. Çünkü hiç bir vakıt'boş oturmayaca - ğım. Hayata karşı olan alâkamı, bağımı — muhafaza edebilmek için her zamanı bir şey isteye - cek, bir şey peşinde koşacağım, Hoşuma giden şeyleri yapacak, hoşuma gitmiyenlerden kaçına- cağım, Size sorarım: böyle dü- şünülürse yıllardan — korkmak değer bir şey midir?,, e Papasın sineması Amerikada İllincis hükümeti dahilinde bir kasabanın, her kendini beğenen bir kasaba gi- bi sineması da vardır. Fakat bu sinemanın sahibi kasabanın papasıdır. Onun için gösterilen filmler iyiden iyiye âşpasm sansöründen geçmekte- e O kadar ki, bir. akşam, film gösterilirken birdenbire lâmba- lar yakılmış ve çocukların dışa- rıya çıkarılması istenmiştir. Se- bebi de neymiş, biliyor musu- Claudel Colbert ve Şarl Buvaye ile bir- likte çevirdikleri fi- limlerde büyük bir ihtiras ve aşk duy- duklarını söylenmek- ten çekinmiyecek ka- dar birbirlerine bağ- hdırlar ——— —1 1/ 6935 ——— n_u_z?_ aktörlerden biri tütün çiğniyormuş. Pastalardan || _ | İ |Iplik Pastası 50 gram kuru biskül, 40 gram rendelenmiş Hindis- tan cevizi, 50 gram kabuğu soyulmuş badem. 2 tane elma 100 gram muhtelif meyva şe- kerlemesi 3 yemek kaşığı kayısı reçeli 125 gram toz şeker 4 yumurta akı 1/2 limon kabuğu. Bütün bunları aldıktan son - ra: 1 — Elmaları soyunuz, çok ince dilimlere ayırdıktan sonra dilimleri ufak ufak parçalar ha- linde doğrayınız. 2 — Bisküvileri ince toz hali- ne getirinceye kadar havanda dövünüz. 3 — Bademleri de dövünüz, 4 — Meyva şekerlemelerini oldukça büyük parçalar halinde kesiniz, ; S5—Limon kabuğunu ince ince kıyınız, 6 — Yumurta aklarını köpük- leninceye kadar dövünüz 7 — Kesilmiş elmaları, mey- va şekerlemelerini, kıyılmış li- mon kabuğunu, kayısı reçelini ve toz şekeri bir kabın içine ko- yarak iyice karıştırınız. 8 — Sonra toz badem ve bis- küvilerle rendeden geçmiş Hin- distan cevizini ilâve ederek yu- havanda kerek ve daima bir tarafa çevi-| — Hamuru Kalıbın içine boşaltı- rerek han[ı_ur haline getiriniz. nız ve orta sıcaklıkta bir fırında 9 — Yüksek ken_arl_ı bir pasta | 40 - 45 dakika pişiriniz. kalıbını l_)o_l teğâşîîgı ile ş;)ağlaâ- Pastayı kalıptan sıcakken çı- yınız ve içine bağlanmış bir kâ- | karınız, fakat - Bit yerleştiriniz. — çÜ SA an eee ea çe Kİ l Ki ll Geçmeyin ! İpliğin sağlamlığını tecrübe etmek için bir sapını koparmak kifayet eder. İplik ne kadar sağ lam olursa, kopmak için muka- vemeti de o kadar sert ve ziya- de olur. İplik yuvarlak ve her tarafı düz ve düzgün olmalıdır. İplik ya makaraya sarılır, yahut çile ve tura veya kuka şeklinde bu- lundurulur. ğ İpliğin makara tiresi nevin - den olanlarında kalınlığını gös teren numaralar vardır. Bunla- rın 50 numaralısı orta ipliktir, her çeşit dikişe gelir. 60, 70, 80 numaraları ince, 40, 30, 24, 12 numaraları da tedricen kalın - dır. f Kalm makara tirelerinin ek- serisi glase, — yani parlak olur. Yalnız kalın olarak çile tarzın - da sarılmış yorgan iplikleri ka* lm değildir. İpekli kumaşları? dikişinde kullanılan ibrişimler, hususi surette ipekten büküle “ rek yapılır. Çile tarzında bükü” lürse de makaraya da sarılabilir İplik daima kumaşın nevint ve cinsine göre intihap edilme- lidir. Meselâ pamuklu ve yün * lü ince kumaşlar makara tireleri ile dikildiği gibi, ipekli ve peF kalın olmayan kumaşlar da kü> maşıtı rengine göre, tirelerle di- kilir. Çuha gibi kalın kumaşlar gene kendi renginden, yahut tü” tarı olan bir renkte kalınca tir€ ile, yahut ibrişimle dikilir. 2, Basma kumaşların pamuk ti- resile, ipekli kumaşların da ibri- (Ğ şimle dikilmesi tercih edilmek-