aa 20.3 . 935 Apollon 3 - Galatasaray Takımın ilk Devredeki Yanlış Şekli Bu Mağlübiyeti Doğurdu Dünkü futbol maçında Gala - | beyhude yere düştüğü vaziyete “*Y bir talisizliğe kurban d leımın_ fena yapılmış ol 1 talisizliğinc... $ Apollon sırf bu yüzden Gala- k?ğ'ı 3-0 yendi; oyun tarzın- %n'nâp!idıîlikle hiç te hakkt farıı Bt halde maçı böyle bir Tkla kazandı. hfâ',r Apollon takımı futbolü Tug) 1 Oynayan, mükemmel Vu- ı,ğ::' Yyapan, pek güzel paslaş- Raya , Sösteren bir takım ol - my_d*- bu mağlübiyete, canımız , Sa bile “eh, ne yapalım, biz- 'Usta futbolcüler.., Bilgileri- e hakkı olarak kazandılar” y avunurduk. ilHBlbuki, Beşiktaş maçından Sonra yazdığımız gibi, sap Saklarile kalecileri istisna edil- * *k şartile, sadece Çok koşan, mplAyan, fakat fazla oyun bil - e N Apollon futbolcüleri, Ga- tiraş Yayın bir gafletinden is - ade ederek akıllarından bile eçirmiyecekleri bir galibiyet Aldılar, Bitti Rin a) Derd yanmayı uzatmıyarak Yuna geçelim : “A ki bine yakın seyirci önün - K Beykoz - Vefa kulüplerinin ._ni'ifındı yaptıkları hususi bir fçtan sonra evvelâ Apollon, ra Galatasaray takımları sa- Aya çıktılar, ilinen merasimden sonra ta- ki ğ Saminin hakemliği al « 'm'“:: sahada yer aldıkları za » l Galatasray takımının şöy - u&qekküı etmiş olduğunu gör Avni Lâütfi Tevfik baı im Ekrem Kadri | *"yal, Caponi, Gündüz, Mü - mevver, Neclet F Galatasarayda Fahir ve son - ti Hayrullah gibi tecrübe edil- ** merkez muavinler varken Bi n en mühim bir yerinde Yi Temi oynatmak büyük bir -;:"ll&n- Bunun kadar olmamak |h buna yaklaşan yan- | “;l' da: Uzun zamandır t;:ım 'er almamış Tevfiği müda - : q-m’;*- gene Galatasaray muha- t geTinin hiç alışık olmadıkla- ı,,u:Mi'yi sol içe koymak ol- lnı.um..Eğ" Galatasaray taki - * Pu dün sahaya: Avni İhra OöMan Lâtfi blnyıhim Hayrullah Kadri al, Fazıl, Gündüz, Münev- ver Necdet 3*ulldı çıkarmış — olsaydı hiç bir suretle düşmezdi. âlk hücumu Yunanlılar yap - tılar. Daha bu hücumda merkez muavin Ekremin aksayacağı an Taşıldı. Bu ilk hücum tatsız bir hücumdu ama az kaldı şakacık. tan bir gel olacaktı. Neyse Yu- nanlıların topu avuta atmalari- le bu tehlikeyi atlattık. Galatasray mukabil bir hü - cum yaptı, fakat Yunanlılar tek rar kaleye indiler. Merkez mu- avin hiç muvaffak olamayınca Galatasaray müdafaası bir dü - züye aksayor, müdafaa ile hü » cum hatları arasında bir bağlı- lik kalmıyoardu. Bir takımda bir oyuncu e csi- lir, eksilebilir, bir dereceye ka- «unan müdafileri (Munev- ver.) marke ediyorlar dar bu eksilkiliği doldurmak ka bildir. Fakat gözönüne bir cı’ı - kım getiriniz ki merkez mu vvi- ni yoktur. Örtasi böyle boş bir takımda ne aylarca oynamamış bir müdafi, ne yan muavinler, ne de öndeki muhacimler birşey yapamazlar, İşte Galatasaray dün bu vaziyette idi. Koşmaktan ve habire topa vurmaktan başka bir incelik gös teremiyen Apollon futbolcüleri, böyle bir boşluğun sarstığı bir müdafaa ile karşılaşınca kostu- lar, zıpladılar, sıçradılar ve Ga- latasarayın oyununu bozdular. Bu, onlar için mühim bir muvaf fakryetti. Çünkü kendi oyunla - rının bozulacak tarafı yoktu. Koştukça, zıpladıkça topu na sıl olursa olsun kaptıklarını gö- rerek cesaretlendiler, cesaret - lendikçe atıldılar. Yegâne iyi oyuncuları sağ a - çıkları Haci Savanın yaptığı gü- Galatasaraya son gol zel bir ortalayışı müdafiler güç lükle kestiler. Arkasından Ga - latasarayın yarım kalan bir hü - cümundan sonra bu sefer sol a- çıklarile akım yaptılar. Tevfik yetişemedi ve açıkları topu or - taladı. Bu tehlikeyi de karışık bir vaziyette atlattık. Galatasray nihayet hücuma geçti. Epeyce ve ümid veren bir çalışma ile Yunan kalesini teh- likeye düşürdü, Yunan kalecisi, nin atılganlığı sayesinde Yu - nanlılar da bu tehlikeyi atlattı- lar, Yunanlılar süratli oyunlarile bu hücuma mukabele ettikleri zaman Galatasaray kalesinin ö- nü gene karıştı. Çünkü merkez muavin ne yapacağını bilme - en ortada dolaşıyor, Tevlikle Lâtfi anlaşamıyor, yan muavin- ler ortadaki boşluğu kapamnıada çalışarak biribirlerine giriyor - lardı. Derken Yunanlılar âni bir hü cum daha yaptılar, sağ açıkları Havadan bir pas aldı, Avni lü - Zzumu yokken ileri atıldı, Yunan h bir kafa vurarak Avniyi atlat- tı, top zıplaya zıplaya Galataşa- ray kalesine girdi. Bu gol, kısa bir zaman için Galatasaraylıları harekete getir di; iyi bir hücumla Yunan kale- sine indiler. Ne yazık ki mühak kak bir sayı üste üste ve acele vuruşmalar arasında kaçtı. Galatasaray bir türlü oyunu düzeltemedi, Yunanlılar da hiç iyi bir oyun oynamadıkları hal- de, haksız yere, muvaffak olu - yor görünüyorlardı, Üstelik cep letine bir gol atmış olmaları da, bazan sert oynayarak Galatasa- |- oyununu büsbütün mak hususunda kendilerine faz Ta bir cesaret veriyordu. Bir müddet ortalarda rastge- le vuruşlardan ve Galatasarayın neticesiz kalan birkaç hücumun. dan sonra Yunanlılar tekrar Ga latasaray kalesine indiler. Takıma zararından başka hiç bir faydası dokunmayan ve bü - tün müdafaayı aksatan merkez muavin, ceza çizgisinin biraz dışında lüzumsuz, acemice ve sürekli bir favl yaptı. Frikiki A- pollonun merkez muavini, kale- nin sağ köşesine çekti. Avni plonjon yaptı, Top parmakları - nın ucuna değerek ikinci defa kaleye girdi. İki dakik: sonra ilk devre A- polla_nun 2 -0 galibiyetile bitti, İkinci devrede, Galatasaray takımımı değiştinmiş, Caponi - nin yerine Suavi'yi, Ektemin yerine Hayrullahı, Tevfiğin ye- rine Osmanı koymuştu. 'Takımın bu şekli, derhal oyu- nun şeklini değiştirdi. Artık Yu nanlı futbolcüler "irinci devre - deki gibi kolay vuramıyorlar ve Galatasaray üst üste Yunan ka- h sıkıştırıyorlardı. Ne çare | ki iki gollük bir farkın verdiği cesaret durmadan koşan, dürma dan vuran — ve sıkıştığı zaman sertliğin her türlüsünü yapan bir takıma, kalecisi de biraz iyi olursa gol çıkarmak kolay de - ğildir. Galatasaray bu şekildeki ta - kımını iki gol yemeden, oyuncu- lar asabiyete kapılmadan ve mâ nevi kuvvetleri bozulmadan ilk devrede çıkaracaklardı. O za - man işin rengi büsbütün başka türlü olacaktı. Netekim Yunan- Irlar, asabi oyuncular karşısında yirmi dakika süren sallapati vu- ruşlarla Galatasarayın gol yap- masına imkân vermediler ve yo- rulmamaları sayesinde oyunda gene bir tevazün yapabildiler. Bu sırada, Galatasaray aley - hine olan bir kornerde Avninin yanlış bir hareketile topu üçün- cü defa kalesine alması artık ta- kımda maneviyat namına birşey bırakmadı. Yunanlılar, fazla gol çıkara - mamakla beraber, Galatasaray da artık misafirler için en ufak bir tehlike olabilmetken çıkmış- tı. Nihayet oyun 3 - 0 Apollo - nun galibiyetile bitti. Şunu söyliyelim ki takımın yanlış yapılışı içinde eğer mü - dafi Lütfi tek başına birçok fe. na vaziyetlerin önüne geçmesey di, Galatasarayın mağlübiyeti daha ağır olabilirdi. Avni de dün fena bir gününde idi. Iki gole fırsat vermiyecek oyunla - rını çok gördük. Bununla bera - ber, müdafaa bozukluğunun ka- İc-inin oyununa tesir edeceğini de unutmamak lâzımdır, Dünkü beyhude yere mağlübi yetin Galatasaraya ilerisi için bir ders olmasını, daha muvaf - fak olabilen oyuncular varken yerlerine idmansız oyuncular koymamasını dileriz. S. G. Savcı e Büyük bisiklet Yarışları Ankara, 19 (A.A,) — 24 ma- yısta İstanbulda Topkapı - Ça- talca arasında büyük - bir bisik- let yarışı yapılacaktır. Bu yarış şimdiye kadar yapılan büyük bi siklet yarışlarının ikincisidir. Bilindiği üzere 110 kilometrelik ilk birinci büyük bisiklet yarışı 26 nisanda Ankarada yapılmış- tı. İstanbul Topkapı yarışma An- kara bisikletcilerinden sekiz, İz Mit bisikletcilerinden de üç sporcu girecektir. Ankara bisik- letcileri akşam İstanbula git- Necdetin kaçırdığı fırsatlardan biri Galatasarayın Yunan kalecisi elinde kalan bir şutu mektedirler. Bu suretle İstanbul - Topka- pt yarışına girecek sporcuların | sayısı otuzu bulacaktır. Bu sa - bisikletcilerin girdiği böyle | büyük bir bisiklet yarışı mem - leketimizde ilk defa - yapılmak- tadır. Öğrendiğimize göre, bisiklet federasyonu temmuz sonların - da Ankara - İstanbul arasında gidip gelme bin kilometrelik bir | | yarış hazırlamaktadır. Federasyon bundan sonra bi- siklet yarışlarını uzun mesafeli olmak üzere bölgeler arasın « da yapmayı kararlaştırmıştır. Federasyon bisiklet aporunun ve memleket olan ikinci büyük bisiklet yarış- larr sporcular arasında büyük bir ilgi uyandırmıştır. Yukarda gördüğünüz resim, dünya teniscileri ara- sında parlamağa başlayan Çinli bir kızdır. İngiltere de yapılan turnuvalarda en lfuw.ul teniscilerden bir çoğunu yenen bu genç Çinli kız, çok çevik ha- reketleri ve Bekhenlerdeki maharetile dikkate çarp- maktadır. Tanınmış spor münekkitleri, uzak şark- tan dünya tenis sahasına doğan bu yıldızın, pek yakında dünya kadınları arasında birinci derecede bir tenisci olacağını temin etmektedirler.