Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
BUGÜN 2 TAN O SAYFA W DARE ) SAYI: 29 — 3332 Onbirinci YIL Sahib ve Başmuharriri MAHMUD SOYDAN p he İSTANBUL Telefon | Müdür: 24318 Yazı işleri: 24319. İdare ve matbaa : 24310 ğ 5 Kuruş BUGÜN 2 incide ; Orhan Selimin fıkrası — Ne Sü dersiniz? — Şehir !ıqberlerı. Üncüde: —Anlara muhabirimizin tele- fonları — Ahmed Ağaoğlu- ü nun yazısı — Feleğin _fık_r_as_ı #üncüde : — Aziz Hüdayi Akdemirin “Biz de Casusluk” adlı eseri — sağlık öğütleri—Kendi ken- 5 nt dimize çatıyoruz. incide * — Son aberler — İcmal — son 6 dakika, Mcıda : Sarı Bal. İncide : —Öz dil sayfası. — | 8 intide : —Ekonomi — Askerlik. Suncuda : Güzel Sanatlar ş Üuncüda : — Fatih İstanbulu nasıl aldı — Briç dersleri — Sevişme- N incid ler, evlenmeler. iNcide ; — Spor. " 2 incide : Hîıl:r'in “Kavgam” adlı ese- ri — Boğazda düşünceli bir B gezinti — Kızıl Çember. M Üncüde: — Sinema " ” Müncüde: —Meraklı Resimler — Mo- H dern evliler. 15 incide : Her gün bıraz daha gençle- şelim — Okuduklarımız, duy duklarımız. $ ; 16 incıda : Yarının büyükleri — Dile ğ gelen orman M? incide : — Faydalı bilgiler. n Türk Demokrasisi ve - - Ekonomsal sistemi : Yazan: Mahmud Esad BOZKURD Bir gün Atatürk dedi ki: ——— | “Demoakrasi, esas itibarile siyasidir. Ekonomsal değildir. (Bartelmi) bunu iyi görmüş, iyi anlamış.,, Ben, bu hak'kati önce Atatürk'ten öğrendim. Sonra, bu ihtarın tesiri altında de- Mmokrasiyi bir daha, bir daha okudum: Hangi kitabı açtımsa, Şefin görü- $ü, anlayışı teeyyüd etti. © C. H. Partisinin üyeleri bilirler ki devrimi yapan Büyük Partinin altı preBn;'i:yi vardır. Üçü mevzuumuzu ya- B ar, — Halkçı Devletçilik, Cumhun'yetçiliktir.d&' Büyük Partinin, Dördüncü kurul: tayınım birkaç gün önce toplantıla - rını yaptığı Kamutay da, bütün üye- lerin karşısında ve başında şu pren- #ip duruyordu: Egemenlik ulusundur. ,Buna eskiden hâkimiyet milletin - dir; deniyordu. Şimdi bir sıraya koyduğumuz, üç Vesikayı mütalea edebiliriz: Benim anladığıma göre: 1 — , Atatürk, Demokrasi esası itibarile #$iyasidir, demekle bunu ek l Sistemlerle karıştırmamak lâzım de - Mek istedi. Daha açıkçası, ekonom- Sal Hberallik demokrasinin, millet hâ- inin şartı değildir, dedi. İktısadi serbestçilik olmayabilir, demokrasi vardır. Zira, iktısadi ğ;::tçüik. demokrasinin şartı de - Benim anladığıma göre: 2 — P""ılmn mevzuumuzu alâkadar e- ,'::"d:'ç prensibi; bunları biraz önce Ydettim: _E_ılonamnı liberalliğin, demokra- ::ı"" şartı olmadığını gösterir. Çün - repder Türk rejimi; — demokrat bir ne M değilse Partinin halkçı olması Üz?1 ir? Bunu nasıl izah edece- © ve Eğer Türk rejimi, demokrat değil- ©, bu rejim millet hâkimiyetine da- hamıyorsa, Partinin Cümhuriyetçi 81 ne demektir? gihi ESa, eski (Venedik) te olduğu Yeki bizde de Aristokratlar Cümhuri- ,Mi var diyeceğiz? F kaPöyle bir tevil, Türkün - içtimal, ğ:ı?:'d varlığiyle de uygun de - o| ğifğe' Türk rejimi, demokrat de - ta çi W?ıı'n devletçiliğini nasıl anla - Türk rejimi serbest iktısadçı ol - ceğirğ'DA göre komünist midir, diye- Böyle bir görüş realitelere zıttır. B halde Heyie bisf! BiZ Reyiz?! ihaı * Türk devriminin vesikalarına; dan » *rimlerine göre siyasal bakım- düy'n tız. “Egemenlik ulusun- ıimd.:.:’mibini kabul etmiş bir re - | £ 'lı.ım* ı:ne Türk devriminin vesika- Romaşi n verimlerine göre eko- Tmüdaj bakımdan iktısad işlerinde D. 'eyi kabul eden devletçileriz. % olmak için de l(yt:;;dl ( i, hani şu, devlete z ven © bekçiliği) vazifesini lâyık gö - üyç temi benimsemeği lüzumlu gör M (Arkası 3 üncüde| — Mahmud Esad BOZKURD Göring, AyBaşında Sofyaya Gidiyor SNOVDEN BifR YAZISINDA DiYOR Ki: Tehdit Altında Yapılan Bir Andlaşmanın Değeri Olamaz Versay Andlaşması Düzeltilmelidir Ingiltere, Fransa ve italyanın arkasından sürüklenmekten vazgeşmiye mecburdur aa mo yt BERLİN b HANÖVER Ka oe" e ASA P KON Ş P H Na <? KELONYAR, VA “Pîı':esd Brc.sııı K ç b KSeNN o ai Di e. ST &.. ee Çi üü D T KavOmara c C 3 MA Sşameş ee a STUTGART R ı Müze b .. &y x » V VoRü EMBURU SA S( ğ O)V .[ münük TESUE l/'q k v—e . h v—â 44 A ..ı’.l ..*.'ı —.. Versay andlaşmasının Almanyası SNOVDEN Londra, 20 (A.A.) — Lort Snovden, Deyli Herald gazete - sinde neşretmiş olduğu bir ma- kalede Almanyaya ihlâskârane muamele yapılmasını istemekte dir: Eski Finans Bakanı, Avrupa- sın yeniden kendisini harp cere yanına kaptırmış olduğunu be - yan etmektedir. Mumaileyhe gö re, teslihata, pDirleşmelere gel l verilmekten bir an geri kalımmı- yor. Kendisinin fikrince süel antlaşmalar karşılıklı yardım Fak antantları acunu bizzarüre mü - sellâh anlaşamamazlığa götü - ren âmillerdir. Ulusların savaşı bir siyasa aleti olarak kabul et- mekten vaz geçmiş olduklarını natık olan Kelloğ misakı adeta unutulmuştur. Silâhları bırak - ma konferansı, üç senelik mesa- isi ile ulusların silâhları azalt - mağa hiç te niyetleri olmadığı- nı çubat etmiştir. Savaşta yeni- lenlere zorla bir sürü intikam muahedeleri kabul ettirilmiştir. Büu muahedeler, daha aktedilir edilmez, yeni savaş yangınları - nın tohumları addedilmişlerdir. Yenenler, kendi eserlerinden kgrkmağa başlamışlardır. Çün - kü yenilenlerin haksızlığa kat - lanmıyacaklarını pekâlâ biliyor ar, Müttefikler Versay ântlaşma sının haksızlıklarını düzelterek (Arkası 6 ıncıda) MUHABİRİMİZIN TELEFONLARIİ Bulgar Gazeteleri Gene Atıp tutmağa Başladılar I SofyaHususi Muhabirimiz Bildiriyor | Haftalık Roma gazetesi, bir makalesinde, Türkleri, 50 sene ev- vel Bulgarları kesmek, Bulgar kız ve çocuklarını satmak, Bul - garlığı imha etmekle ittiham etmektedir. Tarihe karışan bazı hâ- diseleri büyülterek Türkler aleyhine propaganda yapmakta olan bazı Bulgar gazetelerinin neşriyatı Bulgarlarda kin uyandırmak- ta, bunun zararını da Bulgaristan Türkü çekmektedir. Toşef Çekiliyor mu? Sofya, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ay sonunda Toşef kabinesinin istifa edeceği söylenmektedir, Başbakan Toşefin iki sene evvel Yugoslavya aleyhine yazdığı bir kitabı elden ele dolaşmaktadır. Toşef, kitabında, Makedonya meselesi düzeltilmedikçe Yugoslavya ile dostluk yapılamıyacağı- nı daha o vakit yazmıştır. Göring Sofyaya Gidiyor Sofya, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Göring'in hazi- ran başlangıcında Sofyaya geleceğini, buraçla sıyasal görüşmeler yapacağını Alman sefiri gazetecilere söyledi. Sofya, 20 UYA SABUNA ORUNMADAN “CHOPİN,, VE BİLETÇİ Ölü bir gece içinde azıcık yaşa- bilmek için dün akşam sinemaya gittim. A RAN Bükreştenberi peşine düştüğüm halde bir senedir bir türlü göreme- diğim bir filmi, nihayet Beyağlı;!ıı!m bir sinemasında, bilmem kaç binin- ci viziyonunda yakalayarak, içeri girdim: Bitmemiş senfoni! Geniş, karanlık bir salonu doldu- ran sayısız koltuklarda, sayılı, ni- hayet beş on seyirci gadı. Sal ae öye bir tarafa, şöyle, rahatça oturdum. Filmde, iki saatten fazla “Cho- pin,, | dinledim, “Georges Sand,,ın “İndiana,,sını hatırladım. Kimini o şehirde, kimini bu şehirde işittiğim ve bazılarını hattâ “Chopin,,in ol- duklarını bilmeden dinlediğim ha- vaları, tuvaletlerini göstermege gelen kadınlarla kadınlarını göstermeğe gelen smokinli erkek- ler dolu bir Avrupa koönser salonu- nun snvt purtitılarıle Ramaşma- dan, karanlığın insana duyduğunu daha derin dı Film, on bir buçukta bitti. Sinemanın kapısından, bir rüya- dan uyanır gibi dışarı çıktım. .. P ) Daha g in on bir buç bütün cant içine çekilmiş ölü bir caddeden geçerek, ağzına kadar dolu tramvayda, ikide bir çan ipi ne astlarak arabayı durduran, yol- culara “in aşağı, polis çağırırım!,, diye bağıran, paraların üstünü ver- miyerek biletlerin arkasına çek gi- bi (i atan - biletçinin bir trans antlantik kaptanında bile zor bulunur eşsiz cilvelerini seyrede ede, bilmem ne kadar zamanda, Sirkeciye geldim. Deniz feneri gibi, simsiyah bir âlem ortasında tek başına kalmış biricik dükkân ışığının, kok dı- şarıya vuran işkembecinin önün- den geçtim ve direksiyonu Allaha emanet ederek taksilerinin içine serilip horlayan şoförleri, şapkamı çıkarıp uykularında selâmlayarak, matbaaya geldim. Sinemadan dışarı bir sarhoş gibi çıkmıştım. — * Matbaaya gelinceye kadar, bi- letçi, içimde kalan son “Chopin,,i de gırtlağından yakalayıp yerlere serdi, işkembeci burnuma bir tu- tam koku serpti ve dişlerini göste- rip halime sırıtan kuzu başlarını da Zörıîncc. aklım başıma geldi, uyan- ım, Ali Naci KARACAN M. Necmeddin - Bibeskunun Tayyaresi Konyadan uçtu (IHUSUSİ MUHABİ- RİMİZ BİLDİRİYâlİU f Konya, 20 “Bir kaza neticesi düşerek ya va alan prens Bibeskunun tay - yaresi tamir edilmiştir. Tayyare bu-sabah 7,20 de Eskişehire üç- müştur.,, _“Eskişehir, 20 (Tan)—Prens B_ıbeskunun tayyaresi içinde bir pilot ve bir makinist olduğu hal- de buraya geldi. 11,10 da İstan bula hareket etti.,, Bu telgraflarda bahsedilen tayyare dün Saat 14,5 ta İstan - bul üzerinden uçmuş ve Bükre- şe gitmiştir. Türk Gemisinde Azıyan Türk Tayfa! Dün Gemi Limana Geldi, İki Müşevvik Mevkuf .Polonyanın Gidinya limanında ısyan çıkarmıştı. Bu hâdiselerin ve Pirede Erol gemisinde tayfa önüne geçilmiş gemi dün limanı- mıza gelmiştir. Geminin baş çarhçısı ile telsiz memüru azıyanları kışkırttıkları için Pirede tevkif edilmişler, onlar da Yunan zabıta- sı tarafından buraya gönderilmişlerdir. Bu meraklı ve heyecanlı hâdisenin tafsilâtını bugün 6 1ncı sayfada okuyacaksınız. Resim- lerde görülenler geminin sahibi Mahmut, Erol, azıyan tayfa, hâ - diseyi anlatan birinci kaptandır.) GÜNEŞ KLÜBiLE ISTANBULSPOR Cuma günü yapılacak “Atatürk Spor günü,, merasimini bir söylevile aça- cak olan Bolu saylavı ve Güneş ku- lübünün reisi CEVAT ABBAS Sevinçle öğrendiğimize göre İstanbulun iki güçlü spor kulü- bü dün bir ad altında idmancı gençlerini birleştirmişlerdir. Bir senedenberi spor alanında bü- yük gelişme gösteren “Güneş,, kulübile senelerdenberi Türk sporuna candan emek veren İs- tanbul spor kulübü, Atatürk'ün (Arkası 6 ıncıda)| Laval - Göring Konuşmasının Büyük önemi Dünkü telyazıları, Lavalin Berlinden ve Romadan geçtiği- ni bildiriyor, fakat diğer taraf- tan Fransız dış işleri bakanı ile general Göring arasında Kra - kovi'de yapılan görüşmeler hak kında acüun gazetelerinin çok müsait göründüğünü kaydedi- yorlardı. Telyazılarına göre bu görüş - meler, Hitlerin bugün Rayıştag da Almanyanın dış siyasasına dair söyliyeceği söylev üzerinde tesir yapacaktır. Londra gazeteleri ise, Lava- lin yakında Berlint ziyaret et- mesinin muhtemel olduğunu bildirmektedir. Krakovi mülâkatında Gö - ring evvelce Hitler - Sinsen - E- den konuşmalarından sonra be- lirmiş olan Alman siyasasını an latmıştir. Laval ise hiç bir kim- se için tehdit mahiyetinde ol- mayan Frafsız genel emniyet politikasını söylemiştir. Laval ayrıca Fransanın bu politikayı kabul edecek her ulusla konuş- maya hazır olduğunu hatırlat- mıştır. Bu mesele etrafında faz- 1: tafsilât beşinci sayfamızda- lır.