—— 2 BU DA BENDEN CANI CEHENNEME! Ölüleri saygıyla analım, diye bir söz vyardır. Bençe yanlıştır bu söz, Öyle ölüler vardır ki, ne saygıyla anılır, ne de arkaların- dan küfür edilir. Bu çeşitler, şarken de keçi bilmem nesi gibi ne kokmuş ne bulaşmış olmala- rıdır. Öyle ölüler vardır ki, saygıy- Ta anılır, Yaşarken, saygıya de- ğer işler yapmışlardır da ondan. Nasıl bu iki çeşit ölü yaşa- dıkları günlere göre anmılırsa, ! TAN ' SEHİRDE OLUP BİTENLER tıpkı öylesine öyle geberikler -Dün Darüşşafakalılar Halkev'nde bir toplanlı yaptılar — Avukat Lütfi Fikrinin vasiyetnamesinden çıkan dava biti vardır ki, onların her anımı bir küfürün başlangıcıdır. Onlar öl- dükten gonra da kötülüklerinde, arkalarında bıraktıkları İşin yü- Zyüşüylc yüzüp — giderler san- Lavrens bu üçüncü çeşitten » dir benim için. Ben canı cehen- neme diyorum işte, cehenneme inandığım için değil, külür et mek İçin, © Lavrens öldü diyorlar, İnan- mıyorum, Öldü gösterdiler onu Bibi geliyor bana. Yine bana öy- Te geliyor ki bu sivri çeneli, yı» Jan gözlü adam günün birinde yeryüzünün bir bucağında bir yangın kızıltısıyla bir kan kır- mızılığını gözlerinde tutuştura- rak hortlayıverecek! Orhan SELİM Amerikalı Bir gazeteci Grupu geliyor Bugün Bükreşten İatanbula şimal ve çenubi Amerika gaze - tecilerinden mürekkep bir grup gelecektir. Dün, Amerikada çok tanın » mış bir gazete trüstü olan He- arst trüstüne mensup gazeteler muharriri Arthur de Grandon şehrimize gelmiştir. Bu meslek- taş Avrupada bir tetkik sşeyaha ti yapmakta olduğunu söylüyor. Fransa, İtalya, Yunanistana uğ Tadıktan sonra İstanbula gelmiş ve Yunan hükümet adamlarile bazı mülâkatlar yapmıştır. Art- hur de Grandon Türkiyede hü- kümet adamlarile de mülâkat yapmak istediğini söyliyerek diyor ki: — Amerikada Türkiyeye kar şt büyük bir alâka gösteriliyor. Bu sebeple grup grup gazete ciler geliyor. Yeni Türkiye hak- kında tetkikler yapacağım, aynı zamanda İslâm ve Bizans eser- bir gideceli lerini tetkik edeceğim.,, Amerikalı meslektaş güne kadar Ankaraya ti TAN " m telcikası * 20, Erik Çiçekleri 'Artık, buna, hiç şüphem kalma- mıştı, Patronun karısının geldi- ği günleri bilsem, hiç kaçırmaz, uğrardım. Öyleyse, dükkâna sık sık uğ- rTamalı, Patron, kendi sesinin âhengi- ne kulaklarını kaptırmış, tekrar söylemeğe başlamıştı. Onu, din- lemiyordum, Dinler göründüm ve bu sefer, daha o davranma - dan ben elimi uzattım. A O, elimi, okşar gibi mânâlı mânalı sıktı; ben de mânalı mâ- “ malı gülümsedim... İşte böyle çocuğum, o gün, “patron,, um, sevincinden yer - lerde değil, göklerde uçuyordu. Ona, hep “patron,, um, deyi - şime, hiç şaşmıyor musun? A - radan yıllar geçti, hâlâ ben de şaşarım. Neden mi? “Patron” umun ismini ben de bilmem! Kendisine sorabilirdim, fakat Ankara Huku- kuna Geçen Talebe Ankara hukuk fakültesi imti- han talimatnamesini daha uy - gun bularak İstanbul hukukun- dan oraya nakletmek istiyen 60 kadar talebeden bir kısmı dün gitmişlerdir. Dekanlık bu tale. beye tasdikname vermiştir. Gi. den talebelerden 25 i erkek, 30 u kızdır, Bir kısım talebe de bu - gün gidecektir. Ancak burada Roma hukuku ve istatistik ders- lerinden imtihana girmiş bulu- nanlara tasdikname verilmek « tedir. Ankara hukuk fakültesi de mayısın 22 sinden sonra nak- ledecek talebeleri kabul ederi- yeceğini bildirmiştir. Yarından sonra, İstanbul hukuk fakülte - tesinden tasdikname alacak ta- Tebeler, Ankaraya da gidemiye- cekleri için büsbütün açıkta ka- lacaklardır. — eee — SI Üniversite talebesi için bir yurt yapılıyor Üniversite rektörlüğü,yüksek tahsil talebesi için yeni bir yurd yaptırmağa karar vermiştir. Bu nun için de üniversite yakınla - rında bir arsa alınmıştır. Yurt yazm yapılacak ve gelecek ders senesi başına yetiştirilecektir. Burada ücretli kışım da olacak ve Anadoludan gelen — gençler, gayet ucuz şartlarla burada ya- tırılacak ve yedirilecektir, — Yalovaya elektrik 'Yaloya şehrinin güzel bir şe- kilde elektrikle aydınlatılması için çalışılmaktadır. Yalovada bulunan elektrik tesisatı büyl - tülmek için yeni bir motör alın mak üzeredir. Bu işe bakmak i- in Yalova kaymakamı Şefik î:udıulı gelmiş ve vali vekili nin başkanlığında bir komisyon kurulmuştur. mmcânkll ou; patronluk © kadar yaraşıyordu ki — başka her hangi bir isim, lâkap, mâna- sız düşecekti. ğ Ellerini pantalonunun ceple - rine Sokup ta, sırtını deve hör - göcü gibi çıkararak, sinsi, hile - kâr bir dolaşışı vardı, Söglmılı değerdi. 'nun, N terizi Tüclye Ollarık Mraler Haat ae aa n MN e üzel a yacağı a ürkütmemek, kaçırmamak iğ:,ı' sinsi sinsi emekleyen yırtıcı hay vanların sürünüşüne benziyor - duü. : Sağ elinin baş ve orta par - makları ile bıyık gölgesini ka- şirken, lop burnu hoşnütsuz hoş nutsuz somurturdu. R Niçin gülüyorsun, çocuğum? Onun, her hali, kendine mahsus idi, herkesten başkaydı. Bvet, onun yüzü değil, burnu somurturdu. Acaba, havada ne kokluyor - du? Hava zerrelerinde, meçhül hilelerin kokusunu mu alryor - du? - Vapurculuk sosye- tesinin işi düzgün Gitmiyor mu? Bir müddettenberi vapurcu - luk sosyetesi hakkında bazı ya » zılar yazılmakta ve bu arada bü günkü idare şeklinin değiştiril « mesi için idare meclisine bir tak ği de ilâve edilmekte- Dün bu yazılar hakkında sos yetenin direktör vekili Rıza İle görüştük. Bize dedi ki; “ — İdare meclisine verilen takrir, hasta bulunan müdürün vazifesinden çıkarılmak isten » mesinden ibarettir, Uzun zaman danberi vazife gören müdürün hasta olduğu için işten çıkarıl - ması hiç kimse tarafından doğ - ru görülmedi ve takrir müzake re bile edilmedi. Aleyhimize neşriyat yapılma ğa sebep olanları araştırıyoruz, Bunlardan bazılarını bulduk ve mahkemeye müracaat etmeğe de karar verdik, Aleyhimizdeki bütün dedikodular asılsızdır.Sos yetemiz her sene kâr eden - bir mülessesedir. Binaenaleyh - ne | tasfiyeye doğru gider, ne de'ida resinin şekli değişir.,, — İşlerini bırakan küçük san'atkârlar Küçük sanatlar kanununun tat bikatı bugün bitmiştir. Ecnebi tabaasından küçük sanat sahibi olanlarının işlerini bırakmaları yedi bölüme ayrılmış ve her bö- lüm için ikişer aylık müddet ve- rilerek kanun tatbik çdilmiştir. Son müddet 21 mart 935 te başlamıştır. Bu müddet içinde simşarlık, inşaat, ahşap sanayi işçileri gibi sanat sahipleri işleri ni birakmışlardır. Bu suretle bütün küçük sanat lar Türk tabaasının eline geç - miş bulunmaktadır. Kanuna gö re işlerini bırakanların sayısı İs- tanbulda 3 bin kadardır. Bunlar dan çoğu kendi memleketlerine gitmişlerdir. Bütün cahil, görgüsüz insan- lar gibi, o da, her şeyden kuşku- lanıyordu ve her şeye karşı kudaydı. — Parayı alırken öyle dikkatle bakıyordu ki elindeki maden veya küğıdı manyatize e- diyor sanılırdı. Onun, bu bakışında: — Aman şekerim, aldatma! Diyen bir yalvarış ta vardı. Kendisine hile edeceklere kar şı koyabilirdi; aldatanlardan ö- cünü alabilirdi, — Fakat Allahı, vicdanı olan paraya karşı ne ya- Pabilirdi? Onu — gücendirebilir miydi? Hem de parada yanıl - mak, aldanmak, aldatılmak, o - Na, sevgilisi tarafından aldatıl - mak gibi onulmaz bir iç yarası olurdu. Para verişi,.. Aman çocuğum, dur biraz gü- leyim.,, Herifin hali, gözlerimin önünden gitmiyor Of, çok güldüm, gi yaş geldi. Para verişi... Fakat sana, bu- nu, nasıl anlatayım? O havanın kokusunu almadan, — tamamile sen beni lerimden | kalandı,yine kaçtı Darpaneden kaçan çocuk ya- Darphanenin damga dairesin de, 25 Okuruş gündelikle çalışan işçilerinden İhsan isminde biri, bundan on gün evvel, birdenbire ortadan kaybolmuştur, İhsanm başında bulunduğu makne pul basmakta devam etti Bi için kendisinin bu aralık dışa Te çıktığı sanılmışsa da yapılan bütün araştırmalar boşa çıkmış, İhsan makinesinin başına dön - memiştir, İhsanın bir kazaya kurban olması ihtimalleri araş - tırılırken damga matbaası mu » temetlerinden biri, İhsanı, Sul- tanahmette gördüğünü söyle - miştir. Fakat aranan yerlerde kendisini bulmak kabil olama - | muştir , Nihayet, fotoğrafisi her tara fa dağıtılan işçi İhsan İzmitte yakayı ele vermiş ve geçen cuma günü İzmitten sorguya çekil » mek ü ere İstanbula getirilmiş- tir. İhsan, refakatine memur edi len jandarma ile birlikte Beyoğ lu caddesinden geçerken jandar â%%ı%%&h&??&ı diye kadar yapıları araştırmalar bir netice vermemiştir. Fakat İhsanın bugün yarm ele geçece &i muhakkaktır. Suçlunun zimba daliresinden 30 ve 50 kuruşluk pullardan (300) lira kıymetinde bir pul to marını çaldığı söylenmektedir. —— Vergi borçları Yeni mali yılbaşı yaklaştığın dan bütün dairelerde hesap işle- rinin tanzimine başlanmıştır.Bu yıla ait tahsisatın yerine sarfı için dairelerde büyük bir çalış - ma vardır, Bazı vergilerde bu ay sonü - na kadar tahakkuk ettirilmezse geçmiş zamana uğrayacağın - dan bunların tahakkukuna çalı » gılmaktadır. Geriye kalmış ver« gilerde vardır ki, bunlarda ay sonuna kadar almacaktır. 931 yı lmdanberi geriye kalmış 7 bin kadar vergi borcu tahakkuk et- tirilmektedir. anlayamazsın ki,.. Evvelâ, çekmeceyi çeker, pa- raları, gözlerite mıknatıslar gibi bakar; elini sokmağa korkuyor- muş gibi durur ve çekmeyi ka - par. Karşısında duran, bekleyen kimse, gözlerini ona diker, du - rur. Çekmeyi tekrar açar ve eli- ni uzatır, paralara okşar gibi do- kunur ve bu dokunuş onun si - nirlerini bozar, yüzü solar; elini geri çeker, çekmeyi kapatır. Yüzü kararır, durgun durgün önüne bakar. Karşısındaki hâlâ bekliyordur. Bir kaç saniye, bı- yığını kaşır ve karar vermiş bir tavırla çekmeyi tekrar açar, eli- ni uzatır, paraları bir müddet sa yar. Gene içi ezilmiş, yorulmuştur çekmeyi tekrar kapatır, yorgun yorgun nefes alır, Bir kaç saniye dinlenir, çek - meyi tekrar açar ve paraları a- lır, karşısındakine bakar. Bu ba- kışında derin bir tiksiniş vardır. Bu bakışla, sanki: — Ciğerimi alıyorsun, alçak! - BÖY LA Şi gASA a z | | KUÇUK HABERLER | * Maliye vekâleti müşaviri Al- phand dün Ankaradan İstanbula gel- Miştir. Burşaya gitmiş olan iktişat vekâ - leti müşavirlerinden Von Der Parten. le Ankaraya giden Amerikanın Mos- müşlerdir. * Trakyada göçmenlere yapılatak evlere Tüzumu olan cam, çivi gibi de ısınarlanmıştır. * Londradan Tokyoya gitmek Üze- te İstanbula uğrayan Japon tayyareci Katsutaro Ano dün sabah seyahatine devam için Yeşilköyden uçmuş ve Es kişehirde biraz durduktan sonra Kon- ya ve Adanaya gitmiştir. ** Sovyet sefiri Karahan yaz tatili- ni geçirmek üzere dün sabah Ankara- dan şehrimize gelmiş ve Büyükdere- deki yazlık sefaret konağına gitmiş- tir. * Muamele vergisi mütehassıslığı- na tayin edilen Milli Reşsürans gir- keti muhasebecişi Osman Fikret vazilesinde kalmayı tercih etmişi * Üniversite yabancı diller mekte- | binde B kurslarından C kurslarına geçecek olanların yazılı imtihanları 26 mayısta yapılacaktır. Sözlü imti - banlar da 20 mayısta olacaktır. * Tıp fakültesine bağlı P. CN. YRcAk Ve dr aP d 6İrccektir, — * Üniversite bahçeside yapılmak- ta olan hayvanat ve nebatat enstitüsü nün inşaatı haziran ön beşte bitecek- tir. Enstitü için âzım olan âletler Av- yılı başında enstiti çalışmağa başla - yacaktır. gam Halkevinde bir yaptılar. Anakradaki Dı orada bir şube açılması hakkındaki müraca- atları kabul edildi. Ancak, bu iş için, nizamnamede yapılacak değişiklik tet kik olunacaktır. müfettişlerinin makam — max verilmesi için dün yeni emir gelmiş- tir. Ancak, bütçede tahsisat olmadı » ğından makam tahsisatları haziran so nunda ve ücret fasıllarından — verile- çektir. Bundan sonra da her ay işle- tedrisateıları çok şeyindirmiştir. # Son bir ay içinde mezbahada 52580 hayyan (ullml!dr. Bu 1s- tanbula çok fazla kuru gelmiştir. Bir ayda İstanbulda sarfedilen kuzu adedi 40 bindir. 19$0 şığır kesilmiştir. miştir. * Son bir ay içinde belediye sınır- ları içinde 74 ev, 10 apartman, 5 dük ğı, yalnız bu ânlardır. Para alırken ne kadar dikkat ederse, verirken de öyle titreye titreye dikkat eder, Arada kü « gük bir fark vardır. iyişini, temizini alırsa, nerede pisi, kirlisi, yağlı- sı, kopuğu, yırtığı, siliği, kalpı varsa, hep onları verir. Bu adamın en kuvvetli tara- fı, neresiydi, biliyor musun, yav rum? Görgüsü yoktu, zekâsı ba- sitti. Bütün görgüsüz ve sonra- dan görme insanlar gibi her şey- den kuşkulanması tabit idi. Dört bir yanımda, bir tehlike çenberi gördüğü için, daima pusuda durması da pek tabil idi, Bütün pintiler — gibi tutumlu olması, bir kıymet, meziyet sa- yılmazdı. Muntazam insan olu- şu da, vakitten, eşyalardan zi - yan etmemek içindi, En kuvvetli tarafı, tehlikeyi :'avıdın koklamak, kapmaktay- cak, para mr verecek, bunu, he- Diyen, bir kin alevi parlar. Soluk gözlerinin mânalandı - men duyuverirdi. Nasıl düyardı, nasıl bilirdi? kova sefiri Wiley dün İstanbula dön- | madelerin çoğu alınmıştır. Kiremitler | 'Dükkânı giren para mr ala - 21-5.-035 ' Ne Dersiniz? Tortulu su — Duru su! (Casus Lavrens) diye anılar çak tanınmış İngiliz albayının öl- düğünü gazeteler haber veriyor. Gerçi bundan önce de bir kaç ke- ilre bu adamın öldüğü söylenmiş ama bu selerki için gerçektir di yorlar. Bu adam veya ölmüş veya öl memiş, bizim için pek tasa değil.. Yalnız bu sırada bizim gazetele- rün bir takımında bu adam için vazılan yazılarda anlayamadığı vuz bir boya var,.. Öldüğü söylenen bu İngiliz al bayına sürülen bu boyalar kapka- radır, Sebebi de bu adamın zenel savaş sıralarında Arapları bizim leyhimize — kışkırtmış olmasıdır. (Lavrens) bir Türk olsa idi, bu i- yi yaptığı için biz ve herkes ona lânet okurdu. Insanlık içinde yü - zünü örtmeden yaşayamaz ve her adımda bir suratına gelen mâne- viğ tükrüklerden korunmak için yere kapanırdı. Ama iş böyle de- #ildir. (Lavrens) bir Ingilizdi. Mem leketi hesabına Arapları kışkırttı ve kışkırtacak — karakterleri keş- Fetti. Biz bundan zarar ettik. Bir savaş haybeltik, Lükin insafla dü- rünelim; Bir Ingiliz hele döğüşür |iten bize zarar vermemesini mi düşünecekti? Kaç yüz — yıllarca bir bayrak altına büyümüş, Türk- |Şterin yiğitlerine kimi — güvenmiş, kimi sığınmış olan Arapların en kritik bir kertede aleyhimize a- yaklanarak bizi arkamızdan var- Bugün Türklerin yerini almış olanlara hattâ biribirlerine karş kılıç çektiğini görmüyor muyuz?. Su tortulu ise en ufak bir çal kantı ile bulanır... Neden - (Lav: rens) Anadolu çocuklarını handı- ||ramadı?. Duru suyu kasırgalar bulandıramaz. Biz böyle düşünü yoruz. Siz ne dersiniz? —. —..-—* kân yapılmıştır. 21 Linaya da — ilâve yapılmıştır. * Bir ay evve! seyyah tercümanları rupaya sipariş edilmiştir. Yeni ders | imtihan edilmiş, bir kısını muvaffak olamamıştı. Muvaffak olamıyatı ter * tümanlar haziranda tekrar — imtihan * Darllşşafakalılar kurumu dün ak- | edilecek ve bunlara diploma — veriler gektir. 4 * Belediye, Büyükada Tur yolunu bu yıl tamir ettirmeğe karar vermiş- tir. Bu yol için 16 bin lira sarfediler gektir. * 935 yılı yol parası hazirandan i> * İlk tedrisat baş muallimleri ve tibaren toplanmağa başlanacaktır, BU yıl, yol paralarının bakaya kalmasınA Meydan verilmiyecektir. Yol parasınt yermiyenler, & gün yol yaj gçalıştırılacaklardır. * Belediye, Kadıköy -tarafı için ye" dikçe alınacaktır. Bu yeni karar ilk | ni bir cenaze otomnobili almıştır. Şe- | hirde bu suretle beş cenazç otomobi” Ki faaliyete başlamıştır. * Belediye bütçesi ancak haziran k edilip gelebilecektir; Bunun için biraylık bir muvakiât bütçe tatbik edileçektir. Şehir mur vakkat halinde de, bütçe dolayısil€ yeni teşkilât kadrosu tatbik edilemi: yecekti Gözlerinle görmeden, — bunâ inanamazsın, çocuğum! Hayıf, inanamazsın; sana, masal gelif, Ben, gözlerimle — gördüğüme kulaklarımla duyduğum halde: gene inanamıyorum, Havadan kokuyu alır, kapar' dı. Nasıl mı? Bilmiyorum. Duy” duğu muhakkaku, Âlacaklı adam, daha kapıdâf! girerken, onun yüzü değişiverif” di. Lop, pıhtı. dudakları; pıhtı yanakları sarkar, göz! dalar, için için bomı e başlardı. Para verecek insanın kol'l': nu aldı mı, güneşe dönen aygi çeği gibi yüzü parlardı. F Biriyle öteden beriden konü ” şurken, bir de — piyasanın düf gunluğundan, kesattan, iıdlu' » ten, parasızlıktan bıhımâf başlayıverir, Karşısmndaki, M sın değismesinden şaşırır; fi Wf o, hiç istifini bozmaz, ciddi GĞ di devam eder. Çok geçmez, dükkâna biri rer; ©, görmemezliğe gelir, linden şikâyet eder. ğ (