, sn SA yi.s.yis ankara LA ÖZTÜRKÇE YASALAR Bir Kanun Projesi İstasyonları Encümene Ankara, 20 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Kamutay bügün Nurinin başkanlığında toplandı. Barut ve mevadı infilâ kiye ve av saçması inhisarları - mın 1931 yılı beş aylık bilânçosu le 1932 yılı bilânçosunun tatbi- ine dair encümenler mazbatasi okundu, İnhisarlar bakanı Râ- ma izahat verdi. Bundan sonra yedek sübay - ları ve yedek süel memurlari hakkındaki kanun encümene £€ ri verildi, Kültür Bakanlığı merkez teş- kilâtr ve vazifeleri hakkındak kanuna ek kanun lâyihası görü- şülürken Refik Şevket söz ala - Tak, kanında, enciimence öz dili mize çevireceğiz diye, mânasını kaçıracak değişiklikler yapıldı- ğını, esas teklifin daha iyi oldu- ğunu, askeri ıstılahlarda olduğu Geri Verildi i, kanuni ve vekâlet istlah - mazbut bir şekle konu - İnncaya kadar lâyihalarm mâ - nasını kaybedecek şekle konma sının doğru olmadığını söyledi. Bakan Abidin Özmen lâyiha- da hükümetin teklif ettiği şek - linde mevcut olduğunu, eğer Öz türkçe ıstılahlarn tesbiti beklenirse kamutaydan bir tek kanun lâyihasının çıkmasına im kân olmadığını bildirdi. Ve lâ- yihanm müzakeresini istedi. Fakat Refik İncenin takriri ü- zerine lâyiha kültür encümeni - ne geri verildi. i Bazı maddelerden alınacak is- tihlâk vergisi kanun lâyihası da üyelere ei 48 saat geçmediği için dahilt nizamna - rae mucibince geri bırakıldı, Kamutayın çarşambadan iti- | baren saat 14 de toplanması ka» İ bul edilerek celseye son verildi. 19 Mayıs Her Yerde Büyük Bayram Olmuştur Ankara, 20 (A.A.) — Atatürkün Samsuna ilk çıkışın 16 mer yıldönümünden ötürü dün memleketin her yönünde şenlikler ya- pılmıştır. Türk ulusunun kurtuluş ve büyük devrim başlangıcı olan bu günün büyük önemi Halkevlerinde verilen söylevlerle halka anlatılmış, bugünü canlarıdıran temsiller verilmistir. 19 mayıs her yerde büyük bayram olmuştur. 0090 Tatil Günleri Kanunu meni bügün Tekirdağı saylavı Cemilin aşkanlığında toplanarak tatil günlerine ait lâyihayı kabul etmiştir. Odalar Kongresi Açılıyor Ankara, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ticaret odala- Tı kongre murahhasları şehrimize gelmişlerdir. Kongre yarın "Ekonomi Bakanı Celâlin bir söylevile açılacaktır. Bu toplantıda Tuznamede mevcut maddeleri tetkik etmek üzere dört encümen teşkil edilecektir. MÜNİiHTE Katoliklerle Nazilerin Kavgası Berlin, 20 A.A. — Havas mu- abirinden: Katoliklerin para toplamala- Tt yüzünden Münihte çıkan ka- Tışıklıklar devam etmektedir. Naziler, katoliklerden, para Verdikleri göğüslerindeki alâ - Metlerden belli olan bazı kim- selere saldırmışlardır. Polis, bir çok kimseleri yakala - #miştır. Kardinal, Faulhaber kis ise kürsüsünde, mühim hâdise lerine karşı bir protesto. yazısı ştur. Katolikler kiliseden çıkarken e yapmak suretile bsi açığa ardımında hanmuğlardır.. v a Cenevrede Cenevre, 20 (A.A.) — Eden 18 Litvinof, bugün Litvinofun yakanlığı altında açılacak ulus u konseyi toplantısm aş palünmak üzere, dün akşam — Wa gelmişlerdir. > ye bugün Yugoslavya de- i Potiç ile, bu delegenin tavla, Ya Suikasdinin siyasal 50- ta (mesuliyetlere) dair ve- i müş vapor haklanda görüş - Sekiz Kişi Yaralandı Aydın, 21 (Hususi muhabirimiz bildiri- yor) — Koçarlıdan Aydına ge - len şoför Abdurrahmanın idare- sindeki 65 sayılı kamyon, arka dan gelerek öne isteyen 91 sayılı teni otomobilile çarpışmış ve devrilmiştir. Kamyonda bulunan yolcular- dan sekiz kişi ağır ve hafif yara lanmışlardır. Yaralılar Aydın memleket hastahanesine getiril mişler, her iki şoför nezaret al- tma alı Kaza, Koçar ıdan bir kilometre ilerde ve ü- çüncü köprü başında olmuştur, —————— Bulgaristanda Gizli beyannameler Sofya, 20 (Hususi muhabiri - miz bildiriyor) — Kralın karde- şi prens Kiril aleyhine gizli da- ğılan beyannamelerde prensin bankerlerden para aldığı yazıl - maktadır, Bulgaristanda Ekinler mahvoldu Sofya, 20 (Hususi muhabiri - miz bildiriyor) — Dün ve bu- gün şimali Bulgaristana çok do Ju düşmüştür. Turnuva sanca - ğında meyva ağaçları, ekinler mahvolmuştur. Ahali hükümet- ,—. Praşut Ankara, 20 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Türk kuşu faaliyetlerine Odevam ediyor, Şimdiye kadar kursa iki yüz ta- İebe kaydolunmuştur. Burada nazari derslerden maada, ameli derslere de başlanmış ve talebe- ler tecrübe başilası yapmağa başlamışlardır, Üç aya kadar bi- rinci kurs bitecektir. Bundan başka İstanbul ve İz- mirde de birer Türk kuşu kursu açılacaktır, Bundan başka memleketin muhtelif yerlerinde paraşut is - tasyonları kurulacaktır. Bunun için şimdiden Rusyaya sipariş - ler yapılmıştır. İki aya kadar Ankarada şehrin muhtelif yer - lerinde paraşüt istasyonları açı- Jacaktır, İstanbulda da istasyon lar açılacaktır. İstasyonlarda üçyüz metre yüksekliğinde ku- leler yapılacak ve dilekliler bu kulelerden kendilerini paraşutla atacaklardır. Metr Salem ve Leon Faraci Ankara, 20 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Rüşvet ver- diklerinden dolayı mahküm edi- len Metr Salem ve Leon Fara - cinin mahkümiyetleri temyiz mahkemesi tarafından tasdik e- dilmiştir. Hava seferleri Ankara, 20 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Bayındır - lık Bakanlığı hazirandan itiba - ren İstanbul - Ankara ve mem - leketin bir çok yerlerinde düzen )lı hava seterleri yaptırmak için şimdiden tedbirler almağa baş « lamıştır, iş kanunu Ankara, 20 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — İş kanunu lâyihasını tetkik edecek olan en cümen bugün ilk toplantısmı A ve maddelerin tetkikine rt, Devlet demiryolları , Ankara, 20 (Hususi muhabi- rimiz eyy — Bütçe encü- meni landı. Bayındır- lık Bakanı Çetin Kaya ve devlet demiryolları genel müdürü Ke- mal toplantıda bulundular. Dev a) demiryolları bütçesi görüşül ANKARA KÜÇÜK HABERLERİ * Ankara, 20 (Tan) — Çu- DE rağ şehire getirile - şine m çi) * Ankara, 20 (Tan) — İki; ci sınıf adliye müfettişliğine e fian üçüncü sınıf adliye müfet - bere Faik tayin edilmiş - * Ankara i, 20 (Tan) — Ar. gm yim ve ihale kanu - k altmışıncı maddesi muci- bince Osmanlı ım dev - let dairelerine hitaben vereceği temin mektupları yekünu bir milyon lira daha artırıldı. * Ankara, 20 (Tan) — Mali. ye müfettiş muavini Nedim Ökmen dördüncü smıf maliye müfettişliğine tayin edilmiştir. ——aa— Pariste Dikişçiler grevi Paris, 20 (A.A.) — Dikişçi - ler grevi genişlemektedir. Pari- sin en büyük yedi dikiş kurumu nun işçileri grev yapmışlardır. MER a Meni ler çalışan ik TAN Di SIYASAL KONUŞMA Birinci mekalemizde medeni uluslarda kurulan devletçilik u- sulünün beş örneğini kavdettik. Şimdi bunları ayrı ayrı müta lea edeceğiz: Devletçilik tam olarak yalnız Rusya'da tatbik olunmaktadır. Buradaki devletçilik her hangi bir zaruretin veyahut hâdisenin doğurduğu bir usül değildir. Hayır! Ötedehberi kurulmuş bir nazariyenin, batınlarca beslen - miş bir ülkünün, yolunda uzun müddet çalışılmış, fedakirlıklar yapılmış ve uygun bir zamanda ınkılâpla tahakkuk ettirilmiş bir emeller yığınının mahsulüdür! Nazariye, şahsi mülkiyet esası nı ret, bütün istihsal vasıtaları- nm bütün câmiaya aidiyetini id- dia ve yaşamak için herkesin câmiaya faydalı ve kabiliyetine göre işlemesi lâzımgeldiği fikri- ni ileri sürüyor. Ve bu emelleri tahakkuk ettirebilmek için, ta- mamen tersine temeller üzerine kurulmus olan bugünkü içt'mai, iktisadi, siyasi teşekkülleri yık- mak, amele sınıfının egemenliği ni temineylemek ve bu sınıfı tem sil eden devletin elinde bütün istihsal vasıtalarını toplamak lâzımdır. Şöyle ki; devlet istih- sal vasıtalarına (malik olduğu ibi, mahsüllerin paylaşması tevzii), hariçle yapılacak mü - badele muameleleri de ona ait olacaktır. Bu süretle Rus usu - lünde fert tamamen siliniyor, devletin elinde yalnız diğer va- srtalar gibi bir istihsal vasıtası derekesine indiriliyor. Câmt'a es- ki zihniyetten ayrılarak yeni zih niyete alışmcaya kadar, amele sınıfı namma hareket eden ön- / derlerden kurulma (mutlak bir | diktatörlük nizamı (o kurulur ve İ bu nizam içinde ötekilerin ne te- şebbüslerine, ne söz, ne yazı, ve ne de hareket serbestilerine mü- saade olunur — Tüçülnan yasan, İ syn ve hareket eden, yal * nız, diktatörlüktür. Veyahut diktatörlüğün kurduğu çerçe uygun olanlardır. Bu usül sosyalizm gayesine varmış ve amele lehine kurul - muş mutlak bir diktatörlüktür, Öteki devletçilikler ise sosya - iz maze ve eski esasları az çok muhafazaya doğru yürü hareketlerdir. Kira EZ Bunlardan da bazıları — me- selâ Almanya ve İtalya'da — diktatörlük şeklini aldılar, Fa - kat bu diktatörlükler her hangi bir sınıfın egemenliğini temine doğru yürümüyor. Orada dikta- törlük namma hareket edenler, ne eski içtimai kurumları yık - mak ve ne de mülkiyet ve şahst teşebbüs esaslarını kaldırmak fikrindedirler. Buradaki dikta - törlüklerin birinci emelleri, bir yandan kalem ve kelâm hürri - yetleri namına teklerin veyahut grupların taşkınlıklarma mey « dan veren usulü ve öteki yandan da muhtelif siyasi grupların ku- rulmasına, onların çarpışmaları- na ve ezcümle bundan istifade eden sosyalizmin — ilerlemesine müsait olan parlmanterizm esa- sını kaldırmaktı. o Görüyorsu - nuz; Eski liberal sistemini ve o sistemin icabatmdan olan ka - lem ve kelâm hürriyetleri ile parlmanterizm usulünü yıkmak hususunda, komünist diktatör. lüğü ile, öteki diktatörlükler a- rasında bir iştirâk ve birlik var. dır. Fakat bunlar gayede ayrılı- yorlar. o Komünizmin gâyesi, mülkiyeti ve şahsi teşebbüsü kaldırarak, yerine bütün istihsal vasıtaları ve teşebbüsleri dev. Jetin elinde biriktirmek olduğu halde, Alman ve İtalyan dikta « törlüklerinin gayeleri, hürriyeti ve sosyalizmi söndürmektir. Fakat sosyalizm yalnız hürri- yeti ve parlmanterizm usulünü galdırmakla bitmez, Sosyalizmi ANE sebep bunlar değil- bi bunlar, sosyalizmin gmasrnı kolaylaştıran âmil » lerdir, fakat onun asıl kaynağı başka yerdedir. Bu kaynak; ser- nız gerçeve- |İmu (yedi kendi taraflarına çekmek iste - | mayenin Suiistimali, amel leme çet polis tarafından da saisinin istismarı ve başıboş bı. ış sermayeci istihsal ve | mele Birlik avaş Sonu Devlet Usulleri tevziinin zaman zaman doğur - duğu buhranlardır, Rus dikta - törlüğü buna karşı çare olarak mülkiyeti yani sermayeyi kal - dırdı, bütün istihsal vasıtalarını eline aldı ve tevzi ameliyesini kendisi yapıyor. : Mülkiyeti ve sermayeyi kal - dırmak istemeyen öteki dikta » törlükler bu hususta başka çare- lere başvurdular. yandan ameleyi sermayeye kar- $1 korumağa ve öteki yandan da istihsal ve tevzi ameliyelerini ni- zam altına olmayı düşündüler. Bunlar, tabiri mahsusu ile, eko- nomi dirije usulünü kabul etti - ler. Ameleyi patrona ve sâyi ser- mayeye karşı korumak yoluna Avrupa devletleri esasen çok - tanberi girmişlerdi. Sanayi iler- ledikçe ve açıldıkça, iki taraf a- rasındaki ihtilâflar da artıyor, gittikçe siddet kesbediyor ve ni- hayet öyle bir hal alıyor ki ar- tik umumun hüzür ve rahatını 3 | GÜNÜN GÜNÜNE UYMAZ! Ötedenberi bana çıkışırlar: — Yahu! Senin de günün gü- nüne uymaz... Dün ne neşeli, ne şakraktın. Bugün suratından düşen bin parça oluyor... Nedir bu hal?, Doğru söz, Insanın günü gü nüne uymaz... İşi yolunda gider, zahat uyur. İştihalı yer... O gün Bunlar bir | güneşli bir günüdür. Birindeki alacağını alamaz. Umduğu hir işi başaramaz. Uykusu (kaçar uyuyamaz. Ertesi gün aksiliği âstündedir. Biz biribirimize böyle çatar - ken şu mevsime, havaya bir baksak asıl onun günü gününe uymadığını görürüz, İki gün ev- vel 25 derece sıcaklık vardı. Bir gün sonra 20 dereceye indi. Dün de 17 derece idi. Bugün kaçtır? Orasını siz bakın ve anlayın. Üç günde bu kadar oynayan bir mevsimde yaşayanların ha- vaya uyarak günü gününe uy- maması kadar tabiiğ ne olabilir bozmağa başlıyor. Grevler, | &i? lokavt (o biribirini (o arkalıyor, FELEK çarpışmalar sokaklara dökülü - B. yor ve umumun huzurunu temin ile mükellef olan hükümetler işe Türk Demokrasisi karışmak mecburiyetinde kalı - yorlar, Bir sıra tedbirler alımı - yor, bir çok kanunlar ile amele ile patron arasındaki münase - ve Ekonomsal sistemi betler tanzim edilmek isteniyor. Bu yolda bilhassa Almanya, | Bismark zamanında, ileri gidi - | yor, Fakat “az çalışıp çok al - mak”, “çok çalıştırıp az ver - mek” gibi iki biribirine tama - | men zıt emeller peşinde koşan | amele ile patronun arasını bul - ; mak pek güç oluyor. Mücadele devam ediyor. Her iki taraf ta — parlmanterizmin o ve liberal usulün verdiği müsaadeye daya- narak — kuvvetlerini artırmağa teşekküller yapmağa koyulu - yorlar, Bu suretledir ki Avrupa- nm ber tarafmda mü İngiliz güruhunu içine almıştır. Çocuk- ları ile beraber bu güruh tahmi- nen otuz milyonluk omuazzam bir kitleyi temsil ediyor. Pran- sada, Almanyada, İtalyada ise bir çok sendikalar kuruldu, Bu- gün meselâ Fransada muallim- lerden ve memurlardan başlayıp bütün erbabı mesaiyi içine almış muhtelif sendikalar vardır. Öte- ki taraftan parlmanterizmin ve İiberal usulün temin ettiği ka - lem kelâm, içtima serbestilerin- den istifade eden bu muazzam kitleler kendi arzu ve taleplerini açıktan formüle etmekte ve üze- rinde ısrar ederek karşı tarafım suiistimallerini sayıp dökmkte hiç bir mâni görmemekte idi.Bu suretle yapılmış kanunlara rağ- men içtimai teşevvüşler devam &tmektedir, Şimdi kurulmuş olan dikta - törlükler bu teşevvüşe bir yan- dan © yeni kurumlar kurmakla, ikinci yandan da serbestileri kaldırarak yerine devlet otorite- sinin müdahalesini o ko; nihayet vermek emelindedirler. Fakat bu hususta dahi bunlar arasında ittifak yoktur. Her memleket başka başka yollar - dan yürümektedirler. İtalyada meselâ evvelâ Mus- (Baş tarafı birinci sayfada) Buna, ilim bakımından olsun, dev- rimimizin prensipleri bakımından ol- sun, inanmıyoruz... Bütün bunları, bu görüşleri, son İ bir esasla da isbat edebiliriz: Dördüncü Kurultayın başında tas” Sayın, zeki tenkitçimiz Peyami Safa: “Mahmud Esad, iktısadi serbestçi değil, sadece demokrat olduğumuzu söylüyor, Mahmud Esadın vaktile İz- mir gazetelerinde, yazdığı makaleler- den başka Türk inkılâbı tarihine ait hiç bir resmi vesika gösterilemez ki | demokrasi ve liberalizmin müteradif kelimeler “Türk devriminde iltısadi serbeste çiliği, demokrasinin şartı olarak ka © bul etmiyen vesika var ms, yok mu?!,, ye ısınan bü sorgusuna artık karıya dan mülhem esaslardan söz düşmez. Zira: Resmi vesikalar serbest iktisadı ığm demokrasinin şartı olmadığını Ben, derslerimde sadece ilmi, son- ra Türk devriminin vesikalara daya nan icabatımı anlattım. Bununla beraber: Şunu da ilişik olarak söylemeliyim iğ: Bir profesör, yalnız klâsik bilgileri areleini de Derik şahsi düşü ini de ortaya hakkını haizdir. Bu hak profesörlere tanmmadığı gün ilim yerinde sayar... e (Tan) m sayın yazıcısına bir nok- ta hakkında çok yanıldığını söyleme» den geçemiyeceğim * Bana; şahsi fikirlerin, Üniversite kürsülerinde değil, (salon köşeleri) inde münakaşa mevzuu ini hatırlatmak Iitfunda bulunuyor, Teşekkür ederim. Fakat şunu batırlayabiliriz ki, ben salon köşelerinde yetişmiş, oralarla ülfet etmiş insanlardan değilim. Ben bir Türk çiftçi oğluyum. Söylüyeceklerimi ya dağlarda, ya - hud kürsülerde söylerim, sonra bana solini sendikalizm yolunu tuttu, Peyami Safa da öyle, Herkes mensup olduğu sâyinin | © Son mefesini hürriyet nev'ine göre teşekkül edecek | Yolunda vermiş yüksek bir — sendikanm biruzvu olacaktır. 5 Meselâ muallim muallimler sen- İ dikasıma, terzi terziler sendika- | ( Oraların köşelerinde alışkanlar ko- sma, demirci demirciler sendi - e mensup ( olacaklardır.) Bu gibi e irem Er Her sendika (kendi aranda ikna eo at e muayyen miktarda mümessiiler “ intihap edecek, bu mümessilte - | Mahmud Esad BOZKURT rin mecmmu bir Meslekler m.ec- lisi kuracak ve her mesieğe ait meseleler bu mecliste müzake- re edilecek; meseleler müzakere ve halledilirken, memleketin u- mumi menfaatları nazara alma- cak ve verilecek karara devletin otoriter nezareti altında her meslek bakacaktır. Musso''n: bu suretle amele ile patron arasın- daki imtizaçsızlıkları, ihtlâ“ları kavgasız halletmek ümidini bes. Ankara: 19-5-935 INot — Gelecek yazımızda: Türk rejimi ve Diktatörlük.) M.E B. ——.ş e, liyordu. Tabit aynı © zamanda her nevi grev ve lokavt me- nedildi. Bilâhare Mussolini sen- dikalizm usulüne bir'de Corpo- ration usulünü karıştırdı. Hitler ise böyle yapmıyor. Ahmed AĞAOĞLU