21 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

21 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Tehdit Altında Yapılan Andlaşma (Baş tarafı birinci sayfadaJ ve Almanyayı uluslar kurumuna çekecek verde bu memleketi tez lil edecek madun bir durumda tutmak istemişlerdir. Bu, hiç bir büyük devletin uzun müddet ta- hammül edemiyeceği bir durum dur.,, Lord Snowden, Almanyanm silâhları bırakma tekliflerini ha- tıriattıktan sonra, Almanyanm gerek silâhları bırakma konfe - ransından ve gerek uluslar ku- rumundan çok meşru bir izzeti nefis duygusu ile çekilmiş oldu- ğunu söylemektedir. Bütün kapıları açık tutmak lâtfünde bulunmuş ve fakat is- tikbalde Almanyaya daha iyi muamele edileceğine dair bir güna teminat verilmiş olan bü « yük devletler, müraiyane bir ta- kım nidalar yükseltmişler ve pek az samimi teessür izhar eylemiş lerdir. Bu devletler, Almanyaya hak sızlık etmek ve dünya efkârı u- mumiyesini Almanya aleyhine körüklemek için hiç bir firsatı kaçırmamışlardır. “Beyaz kitap,, teslihatın art - masının bütün mesuliyetini Al- manyaya yükletmiştir. İtalya - nın milyonlarca süngüsünden, Sovyetlerin muazzam ordusun - dan, Fransanın ve onun peykle- ri olan devletlerin müdafaa ter- tibatından asla bahsedilmemiş »- tir. Cenevre*konseyinin Alman - yaya karşı olan tevbihi, diploma | $i tarihine mürailiğin son haddi olarak kaydedilecektir. Alman - yanın güttüğü siyasaya teessüf | olunabilir, Ancak Almanya, Ver say antlaşmasının esaslı mad - delerinden hiç birini bozmamış- tır. Süngülerin tehdidi altında ka bul ettirilmiş olan bir antlaşma- nın manevi ve hukuki hiç bir değeri olamaz. Böyle bir antlaş ma müttefiklerin girişmiş olduk ları taahhütlerin ihlâli demek - tir. O taahhütler ki, Almanya onların tatbik edileceğine güve- nerek silâhlarını bırakmıştı. Mütarekenamenin esası, Vilso - | nun 14 maddesine istinat edi - yordu. Bu maddelerden hiç biri ne riayet edilmemiştir. Bilâkis berri Avrupa devletleri, silâhla- rını arttırmışlar ve Almanyayı bir çenber içine almak için ica - ei bütün tedbirleri almışlar- ar, ,, Sovyet Rusya, bu entrikada önemli bir rol oynamıştır. Litvi- nOİ, mug müdafaacısı kesildiği ve yabancı memleketle Tin İç işlerine yapılacak her tür | lü karışmayı ayıpladığı zaman mabutlar her halde gülmüşler - dir. Eğer Almanyanın Cenevre - de enerji sahibi bir mümessili bu lunmuş olsaydı Litvinofa kendi sinin muahedeleri ne bozmuş olduğunu ve a Rusyanın mütemadiyen yaban. Türklüğü Tahkir Davası Yeni Bir Safhaya Girdi Kibrit Şirketi Müdürünün Türk- çeyi İyi Bildiği Anlaşıldı; Türklüğü tahkir etmekten suçlu kibrit şirketi ikinci müdü- rü.Gümans'ın duruşmasına dün de üçüncü cezada devam edildi. Suçlunun türkçedeki derecesi - nin tayini için müddeiumumilik makamınca yaptırılan tahkika - ta dair rapor okundu. m Raporda, Gümans'ı türkçeyi iyi bildiği bildiriliyordu. Suçlu vekili, kendi tarafların dan kimse hazır bulunmadığı halde tanzim edilen rapor hak - | kında şimdilik bir diyeceği ol - | madığını söyledi ve müfettiş Ekrem Lütfinin umumi müfet - tiş değil, müfettiş olduğu nokta- sında ısrar edildi. g | Müddeiumumi Ekrem, Ekrem'n umumi Büfettiş olduğunu söy - ledi. Ve bu yüzden suçlu vekili Sadi Riza ile müddelumumi mu avini Ekrem arasında küçük bir | münakaşa geçti, Mahkeme, 8o- nunda Ekrem Lütfinin müfettiş | oduğu hakkındaki iddiayı doğru İamak üzere suçlu vekilinin söy lediği vesikaların mahkemeye gösterilmesi için duruşmayı 8 hazirana bıraktı . * Zehra adında on dört yaş - larında bir kızı kaçırmak ister - !ken yakalandığını yazdığımız Şemsi dün tevkif edilmiştir. Suç İunun cebren eve girmekten bir başka sabrkası olduğu anlaşıl - muştur. * Sırmalı asker kasketi ile göğsüne bir takım madalyalar takarak dolaşan İskender Ay- han isminde biri, dün müddein- mumiliğe getirilmiştir. : n liğe getiril z ç e muayenesinde aklında bozukluk olduğ: Jaşıldığından kendisi Bakırköy hastahanesine gönde- | rilecektir . * Samatyada, deniz kenarın- da bir barakada yatıp kalkan İs- mail adında biri, sundan bun - dan tehdit suretile para istediği iddiasile zabıtaca ( yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir. İsma ilin üzerinde bir de biçak bulun- muştur, * 170 bin liralık şeker kaçak çılığından suçlu Salâhaddin Ri- fat, Galip, Burhan, Hüsamettin ve İsmailin duruşmalarına dün 8 inci ihtisas hak yerinde başlan mıştır. Sabahleyin saat 10 da baslayan duruşma 6 saat sür - müstür. Hak yeri, şahitlerin ça- Zırılmasına karar vermiştir. Du ruşmaya mevkuf olarak devâm edilecektir, Lüfi Fikri davası Bitirildi Avukat Lütfi Fikrinin bırak- tığı iki vasiyetnameden çıkarı - lan dava dün sabah dördüncü sulh hukuk mahkemesinde biti- rildi. Sonuçta 25 eylül 1933 tari hinde Beyoğlu dördüncü noter- liğinde tanzim edilen vasiyetna me hükümlerinin muteber ol - | duğuna, sonradan çıkan vasiyet namenin hükümsüzlüğüne ka - rar verildi. Bu suretle Lâtfi Fikrinin ka- nuni varislerinin hakları ayrıl - dıktan *onra mirasın kalan kıs- mı bir takım hayir işlerine avrr- lacaktır. Durusmadan sonra Lüt fi Fikrinin kardesinin oğlu ve ayni zamanda varislerin avuka- tı Feridun Fikri bir muharriri - mize demiştr k: — “Öteki vasiyetname Lütfi Fikrinin kızı için yazıp notere tevdi edilen fakat kızmm kendin den evvel ölmesi üzerine unutu- tan bır vasıyemamec e yeni yapılan vasiyetname ile ka nunen hükümden sakit olmakta dır, Esasen diğer varisler itiraz etmiş değillerdir. Böyle bir sey olsaydı o varislerden biri de ben olmam dolayısile benim itiraz et miş olmam lâzımdı. Bövle hir sey olmus değildir ve hak yeri - nin vermiş olduğu karar tama- men normaldir.,, cı memleketlerin içeri işlerine karışmakta bulunduğunu ihtar ederdi. Uluslar kurumunun Alman - ya aleyhindeki güvensizlik reyi ve başbakan Makdonaldın News | Letterdeki son hücumu, müza - kereleri daha kolay bir hale ge- tirmiş değildir. —Bana tekme vurmak suretiy le teşriki mesaide bulunmağa | imale edilebilecek bir adam gös- terebilir misiniz? Yeni bir harbin önüne geç - mek için arsrulusal siyasayı mut lak surette değiştirmek icabe - der, Durumun anahtarları İn - gilterenin elindedir. Her zaman dan ziyade bugün İngiltere, Fransa ve İtalyanın arkasından sürüklenmekten vazgeçmek mec buriyetindedir. İngiltere, Al - manyaya karşı yapmakta oldu- ğu sinsicesine hücumlardan vaz geçmeli ve Almanyanın huku - kan ve filen eşitlik istemesini ve hattâ müstemleke ve manda ta- leplerini kabul etmelidir. Büyük Britanyanm Almanyaya karşı böyle durum alması, Avrupanın barışını korumağa yarayacak - tur. AN” tefrikasız 29. lanmış KISA ii) Bürhan CAHİD silâh, boynuz, kaplan, aslan postları kaplı solan (o esrarlıbir mağaraya benziyordu. Demir beyin kalın sesi bu de- korun musikisi gibi kükredi: — Şöyle buyurun. zi Ve onlara pencere önünde ü- zerine iri birer panterin postu atılmış koltukları gösterdi... Bu salona yeni bir eşya gir - miş değildi. (o En yenisinin yaşı bir kaç asırlıkti. 2 Şahin bey dıvarlarındaki eski sistem tüfeklere,, kılıçlara ka - malara bakıyordu. — Burası âdeta bir silâh mü- zesi, dedi. Vatson yarı korku yarı neşe içinde her tarafı, her seyi tdr - sımlı bir Totank Amon mabedi gibi seyrediyordu. OO kadarki tabii olmayan bir gürültü Ame- gikalıyı bayıltmağa kâfi gele - sekti, - Erguvan, dağda, çölde şah - atların o acar süvarisi €- vinde şık bir salon kızı olmuş - tu. Arkasında (kareli bir etek, beyaz ipek bir blüz vardı. Kıvır Wir siyah saçları çıplak ensösi- Bi okşuyordu, Şahin bey: — Doğrusu zevkiniz, tab'atı- nız var, diyordu. Müsaade eder- seniz bu müzeyi biraz dolaşa - yım, Demir bey güldü: — Hay hay, Vatson bu fırsatı kaçırmadı. O da yerinden fırladı. Şimdi salonu dolaşıyor, dı - varlara asılı silâhlara bakıyor, köşelerdeki garip eşyayı yok'lu- yor, elliyor ve ne olduklarını s0- ruyorlardı. Baba kız misafirlerine izahat veriyorlardı: — O kılıç Tebriz muharebe - sinde Özdemir Osman paşanın rinde Çar arması var. Vatson namlusu boru gibi a- çık bir silâhı merak etmişti; — Bu ne? — Karabina. Mısırlı İbrahim paşanın Halepte bı ğı silâh- hanesinden alınmıştır. Üzerin- de ay var. Namlu gümüş ve al - tın işlemelidir. Bu silâhlar arasında eskiliği kadar maddi kıymeti olanlar da vardı. Sapı elmas ve zümrüt iş - lemeli bir yatağan o Vatson'un pek hoşuna gitmişti. Aldı, evir- di, çevirdi, baktı. ir bey: —300 senelik kadar var, dedi, Ecdadımdan biri yeniçeri ağası olmuştu, O kullanmış. Şahin bey heyecan içindeydi Şimdiye kadar ne diye bura- ya gel işti, Erguvan ona bir gösterdi: gömüyikaga — Buna bakmıyorsunuz ya. dedemize hediye ettiği Horasan | Doğduğum zaman bununla gül- kılıcıdır. Tokmak Handan alın- mış. — Bu filinta kars muharebe- sinde ele geçen bir silâhtır, Üze- yağı dağıtmışlar, Babası gülüyordu: — Şimdi misafirlerine ne ik- ram edeceksin? Onu düşünse - TAN HAK YERİNDE Hindistanda Türk Mallarına Rağbet £3 Damodar Singh Hindistanın şimalinde bulunan Ab- bottabat şehri tüccarlarından Damo- dar Singh sünger almak için İstanbu- la gelmiştir. Hintli tüccar “Türkiye- den mal almağa ehemmiyet veriyor. Dün görüştüğümüz Damodar Singh bize dedi — Hindistanda Türk adını taşıyan her şey meşhurdur. Türk malları biz- de ötedenberi rağbet görüyor. Bura- ya sünger almak için geldim. Bizim şehirde ötedenberi Türk havlularını ve bornuzlarını da kullanıtız. Bura - dan yine sünger almak İçin Yunanis- tana gideceğim.,, Hintli tüccar İstanbula ilk defa ©- larak gelmiştir. Bir seyyah gözile İs- tanbulu nasr! bulduğunu sorduk, Bize şu cevabı verdi: — Türkiyede bir çok yenililkler ol. duğunu işitirdim. Şimdi bunları gö- #ümle gördüm ve anladım. e Burada bilhassa kadmların özgenliği beni çok alâkadar etti. Hindistanın da bu yeni- liğe erişmesini candan dileriz. Hindistanda siyasi vaziyet karan- hikter. Şimdilik İngiliz idaresinde çal- kanıp gidiyoruz. Hindistan, birbirine uymayan dillerin, dinlerin insanların toplandığı bir yerdir. Böyle en esaslı şeyleri birbirine uymayan İnsanların bir idare altında birleşebileceklerine hiç te ihtimal vermiyorum. Gandi ar. tık Hindistanda sönmlş bir yıldız gi- bidir. Esasen bizim taraflarda onun arkasından gidenler yok gibiydi. Gan» di, Hintlilerin el örgüsü kumaşlardan (elbise giymelerini istiyordu. Bundan maksat İngiliz malı satılmasın. Fakat rl başka milletler, bilhas- sa Jaj ar istifade ediyor. Japon Teni al atıyorlar 77 Damodar Singh aynı zamanda bu taraflara gelecek Hintli seyyahlar için en iyi yol hakkında bir araştırma ya- pacak ve muhtelif memleketlerde ses yahat şartlarını tetkik edecektir. — Avusturya'da Yakalananlar Viyana, 20 (A.A.) — Graz bölgesinde Hitlercilerin yapmak istedikleri gösterişleri boşa çi - karmak için Hitlerci elebaşılar dan yüz kişi yakalanmıştır . —— Fransız mektep gemisi geliyor Fransanın Jeanne d'Arc mek- tep gemisi bu ayın 31 inde lima nımıza gelecek ve 5 hazirana ka dar kalacaktır. Jeanne d'Arc yalnız olarak gelecektir. Gemi kumandanı ile zabitler, zabit namzetleri şerefi- ne şehrimizde resmi kabul yapı» lacaktır. Bunun için bir prog » ram hazırlanmaktadır. ne! Erguvan ev sahibi olduğunu hatırlamıştı, Evin kadını o idi. Onlar antikaları seyrederken ortadan kayboldu. Biraz sonra Gülkadım bir gü- müş tepsi içinde (nefis kokusu daha önce gelen kahve getirdi. Amerikalı Vatson binbir ge ce âlemlerinde görülebilecek de- korün içinde kendinden geç- mişti, Altın oymalı zarflarda Hint fincanlarmı aldılar, Demir bey eskisi gibi çiftlik işlerile uğraşa- madığı için şimdi bütün merakı- İ nı kızı ile beraber okumağa sar- dığını anlatıyordu. Kahveleri içtikten sonra çift- liğin öteki dairelerini gezdiler. Amerikalının o hoşuna giden bir yer de eski tarzdaki hamam oldu. Bu kubbeli, som mermer ssman hamam Amerikalının o kadar hoşuna (gitti ki bir gün burada yıkanmağa müsaade et- melerini rica etti, Demir bey: Türk Gemisin- de Azıtan Tayfalar Mevkuflar da geti- rildi, sorgulara başlandı Polonyanın Gidinya limanında bi. Türk vapurunda isyan çıktığını ajans bildirmişti. (Erol) adını taşıyan bu vapur dün sabah saat 8 de limanımıza gelmiş ve Beşiktaş açığında demirle- miştir. Yabancı sularda geçen bu hâdise. nin tafsilâtı şudur; Vapurcu Mahmut Lütfi isminde bir zat, yedi ay evvel yeni bir şilep almak için Norveçe gitmiş ve beraberinde süvari Nezihi, çarkçıbaşı Hüseyin Mehmet Ali ve telsiz memuru Osman Nuri ile beraber on iki tayfa götür- müştür. Araştırmalar sonunda bir va. pur beğenilmiş, sonra da (Erol) adı takılan bu gemi için 4900 İngiliz li- rasma uyuşulmuştur. Erol, beş sene kadar Cenubi Amerikaya sefer yap - mış, 10 sene de Polonyanın Gudinya limanında demirli kalmıştır. 4200 ton Yuk ve 15 yaşında bir şileptir. Satın “ınma kararma rağmen, pa - ranın ki.ring yolile ödenmesi icap et- imiş ve m'lesade için tam yedi ay bek- lenmiştir Nihavet martın sonlarında gemi teslim alımabilmiş, bütün pürüz ler de bu arada balledilmiştir. Mah- mut Lütfi, vapuru İstanbula boş ge- - cin, Pirpsra benle mıştır. ii İşte, isyan ve kargaşalık ta bu «e rada baş göstermiş, çarkçıbaşı Hüse- yin, Mehmet Ali ile telsiz memuru Osman Nuri vazifelerini yapamıya - İ çaklarını söylemişlerdir. Biraz sonra İda 12 tayfanın ayaklandığı ve süva- tiye karşı geldikleri görülmüştür. Süvari ne diyor? 'Erolun süvarisi hâdisenin bu kısım larını şöyle anlatıyor: "— Tayfanın noşnutsuzluğu esa- sen gözümüzden kaçmamıştı. Çarkçı» başı ile telsiz memuru bunu büsbütün körüklediler, Onlar çift aylık istemek için kandırdılar: “Bir kaç aylığı birik tirdikten sonra köyünüze döner, ra- hat edersiniz... diye el altından işi sağlamlaştırdılar. Bütün nasihatlerim para etmedi. Gemi limandan kalkarken ayaklandı. lar, Vapur sahibini ve bizi tehdit et- meğe, pâra için sıkıştırmağa başladı. lar, Vaka zabıtaya aksetti. Konsolos tayfaya nasihat ederek yola gelmeles rini, aksi halde cebri kuvvet kullana- cağını söyledi. Iş büyümeden bastı » rıldı. Yola çıktık. Manş denizini geçerken ve Fran - sanın garp sahillerini dolaşırken müt- hiş fırtınaya tutulduk. Geminin sağ- bir iki güne kadar | 1 — Birinci kaptan hâdiseyi anla» tayor, 2 — Geminin ikinci kaptanı J lam yapılı ve oturaklı oluşu, bütün tehlikeleri hafif atlatmamıza yaradı. Pireye geldik. Geminin yükünü bo şaltırken Gidimyadaki hâdise nükset« ti. Ortada sebep yokken tayfa arasın- da yine bir dalaşma başgösterdi. Ar- tık işin içyüzü anlaşılmıştı: teşvikten | geri durmadıkları görülen çarkçı ile telsiz memuru Pirede zabıtaya teslim edildiler ve İstanbula gönderildiler. Biz de yükü boşaltınca Erolu buraya getirdik... Dün görüştüğümüz gemi sahibi, teşvik altında kalarak diğer arkadaş» larına uyan tayfaları affettiğini söy- lemiştir. Pirede polise teslim edilen Hüseyin Mehmet Ali ile Osman Nuri şehrimize getirilmişlerdir. Bunlarla diğer tayfanın sorguları bugün yapı lacaktır. Geminin sahibi ile süvarisinin ve ikinci kaptanın dün malfmatlarına müracaat edilmiştir. Polis tahkikatı GÜNEŞ KLÜBİLE ISTANBULSPOR (Baş tarafı birinci sayfada | i remzi olan “Güneş,, adı altında beraber çalışmağa karar vermiş” ler ve her iki kulüp idarecileri dün bu kararı inza ederek elele vermişlerdir. Bu suretle “Gü neş,, kulübünün sporcu gençli- ği, İstanbul sporcu gençliği ile, yeni bir hız almış bulunuyor. Yine sevinçle öğrendiğimize göre bu birleşmenin ilk güzel gösterişi, bu cuma günü Fener“ bahçe stadında yapılacak mera“ simde görülecek ve “İstanbul spor,,la “Güneş,, idmancıları, O günkü geçit resmine “Güne$, adile girerek büyük günü birlik halinde kutlulayacaklardır. İki kulübün birleşme netice- sinde kabul edecekleri forma henüz tesbit edilmediğinden Güneş ve İstanbul spor gençleri cuma günkü merasime kendi formalarile gireceklerdir. — Ne zaman isterseniz, dedi, hattâ isterseniz şimdi, Ve tercümanlık eden kızına işaret etti: — Söyle ki eğer ( Basıbrin'e dönmek için aceleleri yoksa ye- meğe kalsınlar, Bizim için bah- tiyarlık olur, Ve biraz ileride hamamın is- tirahat odasını gezen Şahin be- ye aynı ricayı kendisi tekrar et- ti. Delikanlı bu o teklifi sevinçle kabul etmişti, Vatson şark mi - safirperverliğinin bu inceliğine nasıl teşekkür edeceğini bilemi- yordu. Kaldılar, Uzaktan bir kale harabesine benzeyen Atik çiftliği, içeri gi- rince insanı saatlerce oyalayan âdeta bir sanat yuvası idi. Demir bey ecdadının en temiz hâtıralarını babaları gibi sakla- a zevkini duymuş bir adam- I, Şark sanatının ince, güzel minyatürleri bu taş kale içinde saklanmış gibiydi, li merkezin dedikodularından uzak yaşaması, her şeye burnu" nu sokmaması bu eski ocağı deV | re göre gelip geçen hâdiselerin yıkıcı tesirlerinden kurtarmıştı. Eski vakitlerde cenuptan ge * len bazı aşiretler Atik çirtliği 8“ razisine de tecavüz ederlerdi. E derlerdi; fakat gerek Demir be” yin kuvveti, gerek hükümetin i şe karışması ile devamlı bir fe “ nalık edemeden çekilirlerdi. Daha Basibrin'de gaz kun” panyası tesisat yapmadan evvel Urfa istikametinden © gelen bif aşiret çiftlik arazisine tecavÜ etmiş, Atik şatosunu da sarmi$” tı. O zaman daha pek genç olar Demir bey bugün ipekli perd€” lerle örtülü mazgal delikleri"? yerleştirdiği adamlarıyle iki gön ve iki gece eşkıyaya ateş açi & ve yedi yüz kişilik aşiret ku” veti bir çok zayiat vererek çekik Si miş, hükümet kuvvetleri de pi tişip hepsini sıkıştırmıştı OZ. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: