İktısadi Kurtuluşumuz, — Yarın azimle başladığı sınat kalkınmamız (Baş tarafı $ inci sayfada) rama enstitüsünü ve Etibankı tesis et - Wetli ve itibarlı bir devlet kurmakla işe| mekle Türkiyede kömür ve krom _bımn başladı. Bundan sonra iş, yurdu içinden | olduğu halde altın değerinde mcm ve fethetmiye, milli birliği vücude getir -|mühmel kalmış madenlerimizden mühim miye en büyük âmil olan şimendifer in- | istifade mümkün olduğunu isbat etti. Bu- şasını, cesur ve azimli bir siyaset halinde | gün dış piyasalara olan bo_rçlumuzı ma- ilân ve tatbik etti. denle ödüyoruz. Türkiyede madencilik ve maden siyaseti, bugün şuuri ve ileri şime"d_"._r bir siyaset halini almıştır. siyasetimiz Bu bahse temas etmiş Iken, bugün he- Türkiyede şimendifer, ancak ecnebi| üz etüd halinde olan elektrifikasyon işi- urmıye);inin İcllı:vlı—ıleıı garanti ve taz -| Ni unutmak mümkün değildir. Şehirleri- minat alarak yapabileceği bir iş sayıl - mizin ve sanayiimizin elektrik ihtiyacını — homurdanan lokomotifin alkış tufanına makta idi. Şimendifer yapmak yüz mil- yonlarca liraya ve bunu işletmek ise bü- Yyük malümat ve tecrübeye ihtiyaç göste- Wrdi. Binsenaleyh Bu iş münhasıran ce- netilerin yapabileceği bir işdi, Anadohı - Bağdad demiryollarının tarafımızdan İş- Tetilmeşi İstiklâl harbinde ve ondan sön- Ya bir emri vaki halini almıştı. Çünkü u- mumi harbden sonra hatzı işleten ecnebi şirket bir çok yerleri harab olmuş olan hattı yeniden tamir edip, kalkınmasın - dan ümidini kestiği bir memlekette i Mmekten daima ziyan edeceğini düşünerek, işi bırakmış ve gitmişti. Muzafferiyotten $onra şimendifer işletmesinde Türkün ec- nebi şirketten fazla muvaflak olduğunu gördük ve Haydarpaşadan başlıyarak bir ucu Ankaraya ve diğer ucu da Toros e - teklerine kadar uziıyan bü - battı devletce — satın — alarak — şimendifer giyasetimizde — ilk — devletçilik — tat- bikatına — başladık. Yüz — seneye yakın zamanda ccnebi sermayesinin, bir çok fodakârlıklarımız sayesinde yapabil - diği şimendiferin iki misline yakınını on beş sene içinde yaptık. Anadolu - Bağdad hattından maada diğer ecnebi şirketler!- Di de satın alarak, bugün garbdan şarka, Akdenizden Karadenize, yurdun demir ağ | larla ören bütün şimendifer şebekesini Gevletin işletmesine bıraktık. Devletçilik bizde bu suretle ilk evvel Birmendifer siyasetile başlamıştır. Hattâ kelimenin resmi ağızdan İlk konuşu - luşu, şimendiferin Sivasa vardığı gün ol- Muştur. Şimendifer siyasetinin devamlı ve azimli başarıcısı İsmet İnönü, şimen- diferin Türk elile döşenmiş parlak ray- Jarına bakarak ve bi y'ıylîı neş'esi içinde İkarışan düdük sesleri arasında, Türk inkı- büyük santrallarla temin etmek saha - bikat sahasına geçmek zamanı gelmiştir. Enerjik bir şekilde tatbik edileceğine şüh- he olmuyan enerji inkılâbı, cumhuriyetir ikinci dört senelik programı arasına gir- miş bulunuyor. Bu program arasında bü- yük çimento fabrikaları, şeker fabrika ları, porselen ve kiremit fabrikaları, sel- lülöz ve kimya fabrikaları, klar wtkm—; tik, süper fosfat fabrikaları gibi büyük sanayiden maada ziraatın kalkmması, şehirlerimizin imarı, ormanlarımızın iş - letilmesi de vardır. Esasen bu sahalarda düha evvel bir çok işler yapılmıştır. Bü- Yük bataklıkların kurutullması, feyezan zamanlarında en kıymetli töprakları ve mahsulleri harab eden — nehirlerimizin tanzimi ve tarlalarımızın sulanması ay-| Tca bir program mevzuu olmuştu. Lankacılıkla zafer Cumhuriyetin ilk beş yılında başarıl- maş büyük işlerden biri de mali hayata ve krediye Türkün ve Türk devletinin hâkimiyetini kurmuş olmaktır. En güç iş finans ve bankacılıklır; çünkü paraya ihtiyaç gösterir. Halbuki en güç şey de parasız banka yapmaktır. İşte Türk inkı-| lâbı, bu harikayı, yani ecnebiden para al- madan Türk sermayesini yarattı, Türk - )lahi, bataklıkların kur Yurdu Nasıl İmar Ettik? (Baş tarafı 7 inci savfada) inşa edilmiştir. Bu köprülerin uzuntuk « ları mecmuu 6465 metre, İmşa bedelleri yekünu da (4,807,912) liradır. Su işleri Ötedenberi Türklerin su işlerine bü- yük bir ehemmiyet atfettikleri malüm- dür. Sularla mücadele etmek, kanallar aç- mak, bendler yapmak suretlle atalarımı- zın su işlerile meşgul oldukları (Sümer) Ve (Hitit) medeniyetinin araştırmaları a- rasında meydana çıkmıştır. Bütün bu ta- sındaki etüdler hemen hemen bitmiş, tat- |" hakikatlere rağmen Osmanlı devleti su işlerine karşı azami ihmali göstermek- te bir beis görmemiştir. Bugün halkın sağlığı ve ziraat Bakımından suyun oy - nadığı büyük rolün ehemmiyeti kavran- |mıştır. Bu münasebetle netirlerin 1s - lması, susuz a- Hrazinin sulanması, baraj insasi faaliyeti |büyük bir hızla devam etmektedir.. Yapı işleri Saltanat devrinden bir hazabe halin- de alınan yurdun sür'atlo imar ve inşası için sarfedilen gayret ve faaliyet açıkça görülmektedir. Devleto aid yapı ve şehir- cilik işlerini Nafia Vekâletine tevdi eden kanun yapılmış ve tatbik mevkiine kon- muştur. Sonuncu beş sene içinde devlet nafia- sınca başarılan yapı ve imar işleri, cum- huriyet rejimi ve inkılâbın bütün sâ - hada yarattığı büyük eserler hizasında bulunmaktadır. Hükümet — konakları, mektebler, hastaneler, karakollar, ha- pishaneler ve diğer deviet binaları birer program dahilinde yeniden inşa edilmek- te ve yurdun imarında elden gelen gay- ret esirgenmemektedir. Bu çalışmalar - skiden ariçten' un idhal ederdik (Baş tarafı 6 ncx sayfada) [niş yer tutan kahve, kauçuk, Jüt gibi ki, Merinos yetiştirmek için bütün ted-|nebatları memlekete getirmeğe uğraz- birler alınmıştır. Bugün bir yanda mo- tı. Görülüyor ki Türkiyede ziraat, er dern bir fabrikamızın bacası tütmekte,|ki hududlarını çoktan aşmıştır. öbür yanda da mükemme|l Merinos ko- Cumhuriyet köylüyü kafasile oldu- yunları üreyip gitmektedir. —Öyle ki|ğu kadar gözile de işletmek yolunda - Cumhuriyetin 20 inci yılında, Merinos|dır. Bir çok örnek bahçe ve müessese - davasının başarılmış olacağına —inan -|ler, arı, tavuk istasyonları yanında baş- mış haldeyiz. h başına bir âlem olan Atatürk çiftlik« Cumhuriyet, mahalli ziraatin ayrı|leri millete rehber eğilmiştir. Atatür « ayrı inkişaf imkânlarını verdi: Iğdırın |/kün şahsen millete bağışladığı bu çifte pamukçuluğu, Gaziantebin !utıkcılığ'.lükler devletin ve rejimin ziraat üze « İve ilh. bu devirde yol aldı. Bugün el|rindeki alâkasına güzel birer şahiddir. Latılmadık tek memleket köşesi yoktur| Mevcud ziraat mekteblerimiz, asra uy- bankacılığını kurdu. Bugün her sahada | dan olarak memleketto şimdiye kadar: milli bankalarımız ve onları besliyen| 82 aded şehir ve katsabenın harıtası a- ana bankalarımız vardır. Bankalarımı -| tınmış, 60 aded şehir ve kasabanın müs- ;ı:v;îr.':ax"! ve kendiîe::o yaıı_nlm takbel imar plânı hazızlanmış ve tatbik e Bi w“'"““’_' j_':':_ w'::m':;’_* mevkiine konmuştur. Ve mubtelif bölge- nin ancak on beş sene içinde ve cenebi- | lerde 1560 a baliğ olan muhtelif hacimde den ön para yardım görmeden kendi ken-| devlet bina ve müessesesi kurulmuş, bu- dine meydana geldiğini görmekle bir ha- |nun için yirmi beş milyon Hra sarfedil - rika karşısında kaldığımızdan şaşmıyo - | miştir. ruz, Çünkü Türk inkılâbı ve cumhuri - lâbının bu ileri vasfını haykırmıştı. yetin on beş yılı mütemüdi bir harika - Sınat kalkınma lar silsilesidir. ve cumhuriyet çocukları Devletçiliğin sanayi sahasındaki gözler kamaşmadan bu harikalar: sey - muvaffakiyetlerine gelince, bunu da, Co- | "*tmiye llwmı!"d: 141 Bayara borçluyuz. Celâl Bayar, İktısad Vekili oldum sonra, kuvvetli bir devlet| ON beş yıla şöyle bir göz attık; gurur sanayii kurmanın ancak plânla mümkün| V€ iftihar hakkımızdır. Yaptığımız şey- olacağını düşünerek beş senelik bir sa -| İSt çoktur; ve harikalar yaratmışızdır. nayi programı hazırladı. Bu programdan Fakat gururla h_“' çok şeyleri unutma - evvel mevcud devlet fabrikalarımız Ba -| T97 dahi mümkündür. Gurur gözlerimizi kırköy, Hereke, Beykoz ve Feshaneden | F#P!yarak bizi miskin bir hodbinliğe sü- ibaretti. Bu fabrikaların büyütülmesi ve | "Üklememelidir. Temenni ederiz ki çam- Makinelerinin modernleştirilmesi ameli -| Pütiyet gençleri, yaptıklarımızın az ol - Patından maada Celâl Bayarın tahakkuk | TEğunu, daha çok şeyler yapılabileceğini eitirdiği ilk dört senelik program (1938-| 'ddla ederek yalnız kuru bir iftiharla ö- 1937), devlet sanayiini, gerek sermaye ve | Tür lerimizin geçmesine müsaâde ctme - gerek istihsal bakımından yüzde 300 faz.| TSlk ve feyiz ve refah “kaynağı — olan kdaştırdı. Büyük Kayseri pamuklu kom-| huriyet rejiminin daha çok ve düha Hava yolları En asri ve en sür'atli nakil vasıfası ©- lan tayyareye yalnız bir harb silâhı değil, modern milletlerin en yoeni bir nakil va- sıtası vazifesini gördürdükleri, yeni te - lâkkiye uyan cumhuriye! hükümeti hava İyolları idaresini ilk defa 1933 senesinde Milli Müdafaa Vekâleti emrinde teşkil etmiş ve şu hatları işletmiye açmıştır: 933 senesinde: Ankara - Eskişehir - İş- tanbul. 934 senesinde Ankara » Kayseri « Di - yarbakır. Bunlar aşağı yükarı bir tecrübe hiyetinde idi. Havâ münakalâtımizin sür'atle terak- binasından maada Nazilli, Konya Freğli- | PEYük hamleler yaratabileceğini fili - si, Malatyada pamuk ipliği ve mensucatı fabrikaları kuruldu. Bu suretle en büyük idhalât eşyamız olan pamuk mensucatın Mmühim bir kısşmını kendimiz yapmıya Muvaffak olduk. Gene bu program ara - sında Bursa Merinos fabrikası, Gemlik sun"? ipek fabrikası ile mensucat sahasın- da devlet sanayiinin en büyük üniteleri Meydana gelmiş oldu. Bunlardan mansda t kâğid fabrikası, Paşabahçe şişe | fabrikası, Eskişehir ve Turhal şeker fab-| Tikaları, Zonguldak Sömikok fabrikası, hihayet Karabükte kurulmakta olan mu- &zzam demir sanayij cumhuriyetin son beş yılında sanayileşme sahasında ne bü- Yük adımlarla ilerlemekte olduğumuzu gözlerimizde canlandırmıya kâfidir. Cum- huriyetin sanayileşme hızı hâlâ devam #tmektedir. İkinci dört senelik program tanzim edilmiştir. Maden siyaseti Yazımızın çerçevesi müsaid olsaydı, Cutahuriyetin — sanayileşme #faaliyetinin Tecmlekette yarattığı büyük inkılâbın ik- Tüsadi, içtimal köşelerinden bazılarını ay- dınlatırdık; ayni zamanda gene Celâl Ba- ve başardığı ma « ga birse bal - | kaybolmamasını temin edecektir. yatla isbat eylemelidirler, A. Hamdi Başar Cumhuriyet devrinde güzel san'atlerden resim ve heykel (Baş tarafı 12 inci vayfada) Her ü şeyin — yeniden — kurulup yapıldııı. bu devirde, resim ve heykı sahalarında — yapılanları, ya- hususunda ki ve inkişafını ve umum! münakalât teş- kilâtımızla hemahenk olarak bir elden idaresini istiyen cumnhutjyet hükümeti hava yolları idaresini 1 haziran 935 ge - nesinde Nafia Bakanlığına bağlamıştır. (Hava yolları devlet işletme idaresi) ismi altında tonsik ve yeniden teşkil edilmiş- tir İdarenin tarife ve talimatnameleri vesair bilcümle hizmetleri beynelmilel havacılık kaide ve nizamlarına uygun e- larak tanzim edilmiştir. Mevcud meydanlar ıslah olunmuş, An- ve ü er geç her meselenin halle - dileceğinden emindir. Dünün endişeli ömrüne mukabil bugünkü tasasız ö - mür, tarihte kaç millete bu hızla nasip olmuştur? İrva ve iska, bataklıklarının kurutulması, zirai kanun'ar Sağa sola azıcık daha bakalım: Cum huriyetin su siyasetini iki satıra değil iki cilde sığdırmak zordur: — Asırlarca çevrelerine mazarrat veren — göllerin, bataklıkların yerinde, bugün hayat fış| kıran ovalar var. Muazzam kanallar sa ğa sola su taşıyor. 31 milyon liralık dev let tahsisatı, memleketin bütün sula - rıhi, yurda mazarrat verir değil, fayda verir bir hale getirmek için, fennin bü- tün bilgisini, Türk azmine ortak etmiş- | tir. x Köylünün sıhhatini, ziraatinin ilerle- |mesini, yeni topraklar elde — etmesini düşünen Cumhuriyet rojimi, devletin işlenmedik duran topraklarını millete tevzi etti. (Her köylü, kendini geçin - direcek toprağa sahib olmalıdır.) diyen Atatürk'ün yurdunda, dışarıdan gelen muhacirler de her şeyden önce toprak sahibi edildi. Toprak için husust ka - nunlar tedvin edildi. Arazi mülkiyeti, zirai âsayiş ancak bu devirde anılabi-| lir bir şey oldu. Türkiyede iskân ve nü- fus siyaseti apayrı bir mevzu halini al- dı. Yurdda yepyeni köyler kuruldu ve bütün bu işlerle köy nüfüsunun şehre olan menfi akını durduruldu. Demek ki köylüyü toprağına güvendiren Cum - huriyettir. Hüsusi ehemmiyetleri — olan zirai mahsuller için ayrı ayrı kanunlar çı - karıldı. Tütün kanunu, zeytin kanunu, çeltik kanunu ve ilh.. bu cümledendir. Hele orman kanunu 68 seneyi birden yikan bir hamledir ki Türkiyenin zi - raat tarihini yazacak kalem, ormanla - rımıza gelince bu kanun üzerinde u - zun uzün durmaktan kendini alamıya- caktır. Köylüyü ve ziraati kalkındıracak türlü tedbirler arasında (devlet fidan- lıkları) nı da orman lâfına eklemeliyiz. Ağacın bir memleket için ne demek ol duğunu izaha lüzum yok sanırım. Bu - gün, devletin tam 74 fidanlığı mem - lekete meceanen fidan ve bağ çubuğu dağıtmaktadır, devlet himayesi ayrıca eşhasa da 39 tane fidanlığı yaşatmak imkânını vermişlir. Asıl mühim nok - ta, bu fidanlıkların memleket meyva ve bağcılığını yalnız ihya ve genişlet - mesi değil, ayni zamanda iyi cinslerle ıslah etmesi keyfiyetidir. — Böylelikle köylünün ve dolayısile memleketin zi- rTaatten bir şey kazanması temin edil - miştir. Kredi ve salış işleri, mahsu'ün kontrolü, Ziraat enstitüleri Azıcık daha bakınalım: Cumhuriyet rejimi köylünün kredi ve satış işleri - ni adamakıllı düşünüyor: Bu maksadla 11888 de kurulan Ziraat Bankası 1935 | düşünülenleri | kara - İstanbul arasında muntazam se -| de devletleştirildi. Lâfzi bir ziraat ban | hülâsaten yazdım. Bu arada, pren-| ferler başlamıştır. Posta ve eşya taşınmak | kası olmaktan çikarılarak devletin, zi- sip itibarile düşünülmüş olmakla|suretile de Ankara - İstanbul, İzmir -| raat ziyasetine esaslı surette hâdim emiş| Ankara seferlerile üç büyük şehrimiz | beraber, fiilen tatbikatına geçilmı bir nokta var: Jüri meselesi.. Bu mesele, her şeyden mühimdir ve san'atin ilerlemesini yalnız bu temin eder. Salâhiyetleri naklen ve ağızdan dolma olmıyan, bitaraf ve güzel san - atlardan anlar şahsiyetler tarafından teşkil edilecek ve her türlü tesirlerden uzak kalabilecek bir Jüri, gençlerimiz- de birer hazine gibi saklı, fakat ekseri- ya boşuna sarfolunan imkânların mey- dana çıkmasını ve bir çok enerjilerin birbirine bağlanmıştır. Hava, seferleri halkın çok rağbetini kazanmıştır. 933-937 seneleri zarfında 2628 yolcu ve 11,975 Kg. posta ve gazete nakledilmiştir. Bundan başka Ankara ve İstanbulda tertib edilen tenezzüh uçuşlarında şehir üzerinde 1451 kişi uçurulmuş, hususi ki- ralanan tayyarelerimizle muhtelif şehir- lere 39 hususi sefer yapılmıştır. İdare - nin gene beş sene zariımndaki varidatı YAT A depdar | müessese haline konuldu. Onun hima- |yesinde 300 e yakın zirai — kooperatif| kuruldu, kredi ve satış işleri tefecile - rin, mutavassıtların elinden kurtarıldı. İhracatımızın yüzde 40 mı den fındık, üzüm, yumurta gibi belli, başlı mahsullerimiz kontrol altına a - hındı. Tütün, afyon ziraatleri dünya gi- dişine uyduruldu. (Kurak iklim zirsa - ti), (sıcak 'iklim ziraati) gibi hususi bi- rer ehemmiyeti olan işler şimdi birer ilim müessesesinin — idaresindedir. Bu müesseseler bize en az bildiğimiz Orta âh A Be ıyu- öğreti gun şekillerine bu devirde — eriştiler, (Yüksek ziraat enstitüleri) de Cum - huriyetin iğu — eserlerdir. Yeni harflerin himmetile, kendina gö- re hep okur - yazar olan köylülerimiz devamlı kurslardan geçitilerek — türlü bilgiye sahib kılınıyor. ü sinden baksanız, Türl dünü gölgede bırakan günlere eri: ğ tir. Ve bunu hiç şübhesiz Cumhuriyet devri temin etmiştir. Nihayet Cumhuriyetin değerli bü « _yük!erînden biri olan Faik Kurdoğlu- nun eline geçen ziraat idaresi, bugün bambaşka bir terakki çığırına girmiş bulunmaktadır. Onun başkanlığında yakında kurulacak olan Büyük Ziraat kongresini de, ziraatimizin istikbalj £ « verecek bin çin çok hayırlı kararlar müjde telâkki edebiliriz. Tekrar etmeliyim ki, bu uzun satır« larrmla ziraatimizi anlatmış değil, sae dece bir gözden geçirmiş oluyorum. Tarımman —| — Okul kitablarında — yeni terimler (Baş tarafı 12 inci sayfada) lehçelerinden alınarak — benimsenmiş. sözleri anlatmak üzere, ayrıca bu te « rimler için birer'Gütbetik (1) de ha- zırlanmaktadır. Bunlardan Matematili terimlerinin Gütbetiği çıkmıştır. (2) — Yeni terimler, Türk öğretiminde bit büyük devrim demektir. Okul yolile gençliğe mal edilen yeni sözler, ya « rınki neslin tâ çocukluktanberi benim- sediği bir dilin elemanları olacaktır. Böylece, hugünkü neslin geçmişten al» dığı ile yeni kurduğu arasında bocala « ması, yarın ortadan silinecek, bu te - rimlerle ve bunlara uygun dille yelişe- cek olan şimdiki okul gençleri, haya - tın içine girince, kendilerine en kolay ve en tabil görünecek olan dil de ya - rının öz dili olacaktır. 1. N, Dilmen (D Gütbetik, Kılavuz kitabı anlamınadır. (©) Bütün çıkan terimlerle Matematil Gütbetiği ve kimyada birleşik sözlerip ad - danma metodu, ekleme ve düzeltmelerile bir - likte, «Türk Dili> Belleteninin 23-26 sayı - sında toplanmıştır. Yevmi, Siyasi, Havndis ve Halk gazetesi Yorebatan, Çatalçeşme sokak, 23 İSTANBUL Abone bedeli Ad.ıı değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk — Pul ilüvesi lâzımdır. 4 Y