SON POSTA Resimli Makale: m Atamızın gençliğe hitabesi — Hergün Macar davası K.A 9. ESMER ünih anlaşmasından sonra Orta Avrupa vaziyeti durulmakt dir. Almanya Südet mıntakalarını işgal et - miş ve yeni Çekoslovakya ile anlaşmıştır. Polonya da Çekoslovakya ile anlaşarak Teşeni almıştır. Fakat Avrupayı harbe kadar sürüklemek üzere bulunan iktilâ- fin tasfiyesi için Macar davasının balli kalmıştır. Bu davanın mahiyeti malüm - dur: Macaristan, kendi ırkdaşlarile mes- kün olan mıntakaların kendisine veril - mesini istemektedir. Esasen Münihte buna karar verildiği için bu kararın tat» bikinde bir zorluk çıkmamak gerekti. Birinciteşrin 29 Sözün Kısası l Sancağa, —— İ Orduya hürmet! İ E. Talu <—) Ss ancak vötanın timsali. Ordu, onun koruyucusudur! İkisi bi“ ribirinden ayrılmaz.. Biribiri“ ikmal eder. Gurbette olduğumuz zaman, va- tan hasretini duyduğumuz anlarda nemli gözlerimizin önünde tecessüm & den bunlardı.. Her fkisi de vatanın na mus ve şerefini, milletin ülkü: ü midlerini, en yüksek duygularını tem sil ederler. Bunun içindir ki sancağımıza da, or dumuza da hürmet : borçluyuz. Öylesi Fakat aradan bir aya yükın zaman geç - tiği halde bu haklı Macar davası henüz halledilmiş değildir. Bugüne kadar yapi- lan müzakerelerde en ehemmiyetli ihti- lâf, hangi sayıma itibar edileceği nokta- sında toplanmıştır. Macarlar 1910 sene - sinde yapılan sayımın muteber olmasını istemişler, Slovaklar ise, 1930 sayımı üze- rinde ısrar etmişlerdir. Halbuki Çekoslo- vakya, Almanya ile yaptığı anlaşmada 1910 sayımını muteber addettiğine göre, Macar davasının hallinde de ayni sayıma itibar edilmesi pek tabii idi, Macaristan İhtilâfın başlangıcındanberi bu mese - lede azami derecede dürüst davranmıştır. Çekoslovakyanın geçen ay (sonundaki anarşik vaziyetinden istifade etmiye ça- lışmamış. Haklı olan davasını Avrupa sulhüne hiç bir sarsıntı vermiyecek şe - kilde müzakere yolile halletmiye çalış- mıştır. Bu derece dürüst davranan bir devletin esasen enternasyonal anlaşma İle tanınmış olan haklarını teslim etme- mek başlı başına haksızlık olur. Macaris- tan ile anlaşmak Çekoslovakya için de lâzım ve zaruridir. Çünkü Münih kara - rından sonra Küçük Antantın angajman- Jarı artık nihayet bulmuş oluyor. Esasen Çekoslovakyanın yeni enternasyonal v: ziyetinde bu angajmanlara yer yoktur. Fakat Çekoslovak devletine ald yeni en- ternasyonal statünün mer'iyete girmesi bütün dünyada emsali görüzmemiş bir galibiyetin milmessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları da- gıtılmış ve memleketin her küşesi bilfiil işgal edilmiş olabi- lir, bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üze- re, memleketin dahilinde iktidara sahib olanlar gsflet ve da- Bugün vâsıl olduğumuz netice, asırlardanberi çekilen milli musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu neticeyi, Türk gençliğine emanet ediyorum. Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebed muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu te- mel senin en kıymetli hazinendir. İstikbale dahi, seni bu hazineden, mahrum etmek istiyecek, dahiHi, harici bedhah- Jarın olacaktır. Bir gün istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulu- nacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmiyeceksin. Bu imkân ve şersit, çok namüsaid bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, sSöZ ARASINDA sahibleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emellerile tevhid edebilirler. Millet fakrü zaruret içinde harab ve bitab düşmüş olabilir, Ev Türk istikbalinin evlâdı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mev- cuddur. e İŞEME REY m egr se eke 200 gündenberi mam erirken, | 2 LERİN Hergün bir fıkra Uyuyan Macaristanla lıdır. Bi. —— ek Me iyi Bir erkekle evlendi Gur bisis 3 yaşındaki çocuk lan müzakerelerin kısa kesilerek Macar haklarının teslimi, oçta Avrupanın gükü- nuna ve istikrarına yardım edecektir. Macar milliyet davasından ayrı olarak bir de «Karpat Rusyası» adı verilen Rü- ten meselesi vardır. Malümdur ki Çekos- Jovakyanın çark kısmını teşkil eden bu mıntaka büyük harbden evvel Macaris « tanın bir parçasıydı. Bugün de Rütenya- nın tekrar Macaristana iadesi bilhassa Polonya tarafından kuvvetle ileri sürül- müştür. Rütenya meselesi, Macar milli - yet davasından ayrı bir meseledir, ve &- sasen Rütenya meselesinin halli Rütenya- lılara bırakılırsa, ortada mesele kalmaz, Memmuniyete lâyıktır ki meselenin halli için de bu yol üzerinde yürünmektedir. Başka bir yol üzerinde yürünmesi de milliyet prensibini inkâr demek olurdu. İlk adımda tesadüf edilen müşkülütn halli için bütün alâkadar devletlerin ha- kemliğine müracaat edilmiştir. Bu ba » histe Romanya fikrini söylemiş bulunu- yor. Ve Romanyanın noktai nazarına hür- met etmemek elderi gelmez. Macar dave- sının milliyet meselesinden ayrı bir saf- bası olan bu #htilâfın da halli temneniye Çok yalan söyliyen Marsilyalı, bir İ ği iL &v hikâyesi anlatıyordu: i — Hiç unutmam, dedi, bir otuz bir nisan sabahıydı. Dinliyenler birbirlerine İçlerinden biri: — Nisan otuz bir olmaz, otuzdur. Dedi, Marsilya güldü: — Canwm, ben bu nisandan bahset- £ İ miyorum, Geçen senenin nisanıydı. İ re ingilterede idama mahküm edilen köpekler İngilterede, Süseks eyaleti halkin - dan Bayan Katlin, köpek meraklışıdır. | Bu genç köylü kızının beslediği köpek- ler arasında, birçok müsabakalarda mükâfat kazanmış yüzlerce lira kıy - metinde köpekler de vardır. Geçen gün Süseks ceza mahkemesi - İnin verdiği bir karar mucibince, mev- zuubahis köpeklerden Il t idama mah- küm edilmiştir. Karar, iki hafta sonra taktılar.. e Üç yaşındaki bir yavru, tam 200 gündenberi kendinden geçmiş bir hal de, Şikagodaki hastanelerden birinde tedavi edilmektedir. Çocuk, uyku hastalığına tutulmuş - | tur. Gözleri açık olmakla beraber hiç kimseyi tanımamaktadır. Amerikada bir Japonun açtığı garib bir mekteb Amerikada 'T. 8. Kuwashiwa İsminde bir Japon kadınlara mahsus olmak üzere bir mekteb açmıştır. Bu mektebde veri- len ders te şudur: Karanlık gecelerde veya tenha yollar- da bir tecavüze uğrıyan bir kadın müte- cavize karşı ne şekilde hareket etmeli, müdafaasını nasl yapmahdır? Japon muallimin kadınlara en çok ta- lim ettirdiği şey, iki elin birleştirilerek mütecavizin tam burnu üstüne indirilen darbenin usule göre kullanılışıdır. Ku- washiwanın mektebi kadınlar arasında büyük alâka uyandırmıştır. Bir kaç gün evvel Londranın şimal ma- hallelerinilen birinde oturan iki ihtiyarın rülerine aid kuzu ve koyunları parçâ- lamış olmakla itham edilmişlerdir. Mahkemenin vermiş olduğu idam N kararı kabili temyizdir. Bayan Katlin, ein işinde nikâh deiresinden çıkarak | kepeklerini idamdan kurtarmak için ya evine girdiler. ber türlü çareye başvurmaktadır. Üç Ölüme karşı ns mükemmel bir mey -İmeşhur avukat köpeklerin müdafaasi- dan okuyuş değil mi? Je meşguldür. muzdur. Macaristanın haklı davası halle- dilip te bu orta Avrupa vaziyeti tasfiye edildikten sonra Macaristanla Küçük An- tant devletleri arasındaki münasebetlerin Sumim!leşmesi, Türk halkının samimi bir Bileğidir. Yeni evliler birer genç gibi neş'e ve A. Ş. Esmer Otomobilciler cemiyetinin ismi ISTER İNAN, İSTER İNANMA! değiştirildi Dün bir gazetede: | dir. Gene memnun olalım. Fakat bundan da bir netice çıka- Otomobilciler, şoförler ve işçileri ce-İ| | — Radyoları ucuzlatma zamanı geldi, şeklinde bir başlık | cak mı? Bugün Avrupanın ve Amerikanın her evinde bir gördük. Arkadaşımızın sayıp döktüğü sebebleri tekrar etmeye lü- zum yok. Kendisile tamamen mutabıkız. Şu farkla ki, biz bu zamanın geldiğine sekiz sene e9vel hükmetmiştik, sekiz sene içinde on altı defa yazmıştık. Anlaşılan arkadaşımız bizde daha o vakit kökleşen kanaate henüz iştirak etmekle İSTER İNAN, miyeti kongresinde esas nizamname değiştirilerek yeniden tanzim edilen otuz beş maddelik nizamname tasdik edilmek üzere Vilâyete takdim edil - miştir. Yeni nizamname ile beraber ce- Taiyetin ismi de değiştirilmiş ve isim di ve mülhakefi motörlü kara radyo makinesi vardır, basitleri bizim paramızla 12 liraya satılır, bu 12 lirada 12 aylık taksitle ödenir, Oralarda radyo bir ihtiyaç, bizde ise biraz lükstür. Şimdi bu vaziyet değişe- cek mi? Eğer hükümet işi ele almazsa kendi hesabımıza biz İnanmuyoruz, fakat ey okuyucu sen: İSTER İNANMA! ne bir hürmet ki, anamıza, babamıza, hocalarımıza ve (büyüklerimize gösterdiğimiz hürmetten de, mümkü; se, üstün olmalıdır. Bir hürmet k çinde yaşadığı gönlümüzün sevgi minnet duygularile yoğrula yoğrula, daha samimi bir mâna ve mahiyet als sın. Bu hürmet ve bu muhabbetin, çar pan her Türk kalbinde yer aldığı hakkaktır. Talime giden bir bölük kerin bazan yolu üzerinde duran nineye ve yahud ki mekteb çocukla na dikkat ettiniz mi? Hepsinin de göz lerinde bir rikkat, yüzlerinde bir gu « rur, dudaklarında bir dua sezersiniz., O neferlerin her biri bir: Aslan evlâd. ve let ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar | Bir yiğit ağabeydir! Gene meselâ, donanmamızın her « İ hangi bir İ, bütün heybetile m 4 e dalgale dir? Türk valandaşın yüreğinde bu dere ce kökleşmiş bu sancak ve ordu sevgi» ş#ini, saygısını sade böyle münferid vesilelerle değil, dalma ve daima izhar etmelidir. Ekseriya, şahid olurum: Merasim günlerinde, #lâyla geçen kahraman as- kerlerimizi doya doya görebilmek için sokak kenarlarında biribiri üzerine yı ğılan halk, ihtimal ki duyduğu heye « canın fazlalığından, kendini ve kendi sile birlikte medeni vazifelerini de u« nutarak, sancağı selâmlamayı ihmal e- diyor. Ve bu ihmali yapanlar, ekseriya yaşlılar, geçen nesillerin menkubları- İdır. Halbuki, bunların gençliğe, "çocu lara örnek olmaları lâzımdır. Vatan tâaflâk eden hiçbir şey yoktur ki, o « nun İhmali caiz görülebilsin, Babaya saygısızlık, mâyup olmakla beraber Sordidir, Sancağa ve orduya hürmeisiza Hk, vatana ve camiaya şamil bir su; tur, Kendini bilen bir vatandaş böyle bir suç irtikâb edemez... Sancağımıza, ordumuza hürmet ede Um.. O sancağa ve o orduya ki, cihan, huzurlarında hürmetle eğiliyor! TÜRK ULUSU En büyük bayramının Meyecanını, tarihim ebediyetile betaber her zaman duy ve yaşa. Çapa marka pirinç unu ve salr çocuk gıdaları fabrikası sahibi M. NURİ ÇAPA ermmmrerrnrreesaremesanarasasrre aasanasussansmanarasana, TAKVIM eçer ken, seyre duran naza İcüh ettiği nokta, anlı sancağımız değil mi