256 SERVETİFÜNUN No, 2194—509 Okuyucu Yazıları UYANIŞ Yedi günde bir SERVETİFUNUN yerine çıkar Türk gazetesi Telelen : 2-1013 KURULUŞU: 1891 Yalgral Abonesi: Türkiyede; yıllığı 1000, altı aylığı 600 kuruştur. sayını .uruşi Gazetemize ilân verecekler, İstanbulda Kemal *Salih, Hofer Samanon ve Huli İlan Şirketine gitmelidir. |: İstanbul Uyanış Yabancı ülkelerde ize kuruştur. Beyaz Çiçekler Dur birazcık, senin güzel yüzünü Pek çok olmuş yakınca görmiyeli; Solmasın gönlümün bu son emeli, Söyle sen, gittiğin kimin düğünü. Söyle ey sevgilim neden kızdın, O güzel gözlerin gülümsemiyor; -- Yandı kalbimde küllenen bir kor, Sen karanlık gecemde yıldızdın. Bir zamanlar solardı gönlümüzün Kırda açmış beyaz çiçekleri hep; Titriyen kalbimin içinde sebeb Olmadan ağlayıp gezerdim dün. Geçti ömrümde gülmeden baharım, -- Soldun güller açılmadan dalda; - Sevgilim bir dakikacık kal da, Erisin gözlerinde duygularım... -- Ahmed Şevket Bu güirde 4 işaretli mısralar güzel, Fakai böyle uzun ve sakat yazmaktansa; ksa, özlü yazmak daha iyidir. Hasret Sevgilim o sesin şimdi avutsun : Dağların yabani sümbüllerini; Hayalin kalbime teselli olsun Elin her rüyamda okşasın beni. Nerde aşkımızı yazdığım bahar, Nerde sesimize ses veren Sular, Şimdi tâ kalbimde bir öksüz ağlar! O öksüz kaybetmiş bir dilberini. Uzat kollarını beni burada O geçmiş günlerin hasretiyle sar; lürsem görmeden, mezarımda da Ağlarım, ağlarım, ağlarım ağlar. Ali Debbağ Bu şiirde his ve hayal içten anlatılmış ol- mak üibarile güzel. Lâkin, üzerinde işlenmemiş olduğu anlaşılıyor. Bası mtsraların kuvveti is- tidadınızı tebarüz ettirmekledir, Çok okuyunuz. Münacat Kırlarda açan yabani çiçek Ne olurdu Yarab ben olaydım. Sabah rüzgârlarını mest olup Doya doya içen ben olaydım.. Ne olurdu insanlardan uzak, Güzel gözlerden ırak olaydım. Benim de meskenim, ıssız dağlar, Olaydı Yarab keşke olaydı.. O zaman sevgilim bir çiçekti Rakiblerimde yabanı otlar. Gözyaşlarım şebnemler olurdu, Yardan istediğim olaydı.. Mustafa Eren Bu şiirde vezin ve nede kafiye var. Hiç düşünül- meden, uğraşılmadan yazıldığı anlaşılıyor. Şiir en güş bir sam'atlır. Fazla okuyunuz, — 253 ncü sayfadan devam — Pek çok defalar bizi ıslatan kayın ağaçları kurusunun altında durdum. Karanlıkta elbisesinin ha- reket ettiğini görüyorum zannet- tim; korku ile bağırdığını işitiyo- rum, vehimine düştüm. Ve, akşam dönerken, uzak hav- lamalardan dalların çıtırdısına, kolunun titremesine kadar orada bıraktığı bütün hâtıraları yolumun üzerinde buldum. Bir defa oduncunun kulübesini gördüm. Bu namuskâr adamları, dumanlı kulübeyi, oturduğumuz küçük sediri tekrar seyrettim. O- nun dudaklarını deydirdiği kadehi görmemek için bir gey içmek iste- medim, İhtiyar kadın dedi ki : — O güzel omleti yapan Ma- dam nerede 9. Hasta değildir ya 1.. Şübhesiz gözlerimden akan yaş ları gördü; zira hiç bir şey ilâve etmedi. İşteş kalbimde o tamamile mev- cut olan bâtırasından başka, ken- disinden kalan şeylerin hepsi uzak laşıyor, karanlığa dalıyor, kaybo- luyor... Bu, alevden bir kanundur. Za- vallı çocuğum, o bile onu unutma» ga başlıyor. Bazan kendisine : — Sevgili yavrum! Annenin falan filân yaptığını hatırlıyor musun 9.. Dediğim zaman: — Evet!. diyor ama, beyhatl. Pek iyi anlıyorum ki, artık hatır- lamıyor. AHMED İHSAN Bammevi Ltd.