toprak parçaları sökmüş Ve hay- vanın gözlerine atmıştı. Boğa boy- nuzlarını iğiyor ve korkunç bir halde gögreyerek hiddetten titri- yopdu. İki çocuğıyla çayırın,mün- tehasına varan Madam Oben, te- penin karşı tarafına nasıl aşacağını şaşkın şaşkın düşünüyordu. Felisite mütemadiyen boğanın karşısında gerileyor; bir taraftan, durmadan hayvanı körleten çimenli toprak parçalarını atarken, diğer taraftan da bağırıyordu: —«Çabuk olun! Çabuk olun? Madam Öben çamura batmış, Virjini'yi, sonra Pol'u itmiş, sathı maili tırmaumağa çalışırken bir gok defalar düşmüştü. Boğa, Felisite'yi parmaklıklı bir maniaya doğru sürmüştü; salyası kızın yüzüne sıçrıyor; birkaç saniye sonra onun karnını deşmek için lisite, iki tahta çubuğun arasından kaçmağa vakit bulmuş ve iri hayvan mütehayyir bir halde, olduğu yer- « de kalakalmıştı. Bu hâdise, Yıllarca, Pon-Levek- de mubahase mevzularını teşkil etmişti. Felisite bunun için hiç bir gurur göstermemiş; hatta bu hare- ketinin kahramanca olmeyışından şüphe etmediğini de söylemişti. Onu şimdi münhasıran Virjini meşgulediyordu; zirm geçirmiş ol- duğu korkuyu müteakip, Filisite'ye karşı asabi bir sevgi gösteriyor ve Doktor Pupar, çocuk için, Truvil deniz banyolarını tavsize ediyordu. O zamanlar, deniz banyolarına pek gidilmediği için, Madam Oben hu husuşta melumat almış, Bure'ye danışmış. sanki uzun bır geyşahbat içinmiş gibi hazırlıklarda bulumuştu Eşyalar, bir gün evvelden, Li- yebar'ın yük arabasıla gönderil- mişti. Ertesi gün, Liyeber, biri kadınlara mahsus kadifeden arkü- Uk ile mücehhez gemerli olmak üzere iki hayvan yetirmişti; ikin- cisinin sağrısı üzerine garkmış bir manto bulunuyordu. Madam Oben bu ata, ve Liyebar'ın arka tara fında olmak üzere binmişti. Feli- site, Virjini'yi kucağına almış ve Pol de Mösyö Leşaptuaıdan ski bir ihtimam gösterilmek şartila muvakkaten alınmış olan merkebe kurulmuştu. yaklaşıyordu. Tam bu esnada Fe- e köşesi A. Şevket Bohça Pınar Başı mahallesi Tosya Gerek uyanış, gerekse benim hak- kumdaki lütüf dolu sözlerinize teşek- kürler, Gönderdiğiniz giirleri oku” dum, ve moomuamızın şiir kısmına idare oden arkadaşım şair Âli He- mal Morama verdim. Kendi süty- munda lâzum gelenleri yazacaklır. Gönderdiğiniz şiirlerin şahsım itibarile ve nihayet bir oku- yuou sfalile daha siyade (Ben) isimli olanı beğendüm. Bundaki imaj, ahenk ve seziş cidden güzel.. Yalm, giirlerinizde bagı tesir koku- ları sezer gibi oluyorum. Beyaz çi- çeklerde hiç de muvaffak olmuş sa- yılamazsınız inanışımco, güzel olgun bir şiir ve yahui her hangi bir san' at eserini negretmedem evvel okumak, çok okumak, anlayarak hazmederek okumak lâzım. Yani kültürümüzü arltırmalı. Dünya çapında bir gö- rüş zaviyesine sahip olmalıyız. Ya- şınızı bilmiyorum, her halde 33-36 yaşlarında olacağınım tahmin edi- yorum. Filvaki garp edebiyat dün- yasının bir çok üstatları, dahtleri daha küçük yaşta iken ebediyele en güzel verimlerini perçinlemişlerdir, ama onların muhitini, görenek, ve ufuklarını da hatırlamalıyız. Bir de yalmız şiir okumak, gair- lerin eserlerini hatmetmek kifayet etmez. Bir şair, yalmız edebiyat, ve o edebiyatın şiir kısmile uğraşacak olursa, anakıs bir hüviyet» tir ben- ce.. San'alkâr umuml bilgisini art- baıracak ve bu bilgisini şırası geldik- çe eserinde kullanacak her türlü malzemeyi toplamakla mükölleftir. Frans Oromanotlarından Paui Bourget, yazdığı bir romanda tbbi meselelere yer vermek öslediği için, ülk önce hb okudu, ondan sonra vo- mamine kaleme aldı, Tiyitislerin &on devredeki insani, ve mikbin gairle- rinden Browning'in şiirlerinde, rds- me, mimariye dair en derin, ve ek raflı bilgiye rastlarız. Hatta, şüirle- rinde kullandığı imalaları tefsir için No, 2194—509 UYANIŞ hızlı, sanki dört nala koşuyordu. NESİR «© Filisite dönmüş iki elile yerden Sohbet Bir rüya, bi Taşak Kendini, engin âsi yon sarp tepeler üzün Yalnız vahşi kuşların Ve Öliğü rın sesinden başka hir #er'dği mayas& bu yerde o, i dalgın ve mütehayyir dolagta. ini bilmediği büyük ii rarftığı yollardan : ve yeklei odenişlerik 58 uğlarık bir insan izinin WE korkusuz diyarda, yhleik “&ğh nin bulundağunü d ş perdi. Fakas aknbinde, kajbipi sevinç kapladı. Niçin ko niçin sevindiğini bilmiyordu leri. yüksek dağların özgü yalçın kayalar gibi, daima, “ ları bekliyordu. Bir müddet, etrafını seyre dı. Büyük denizlere enli & ladığı yerde, beyaz bir ki bi uzanan köptkler, aha ie dalgaların elile, açdıb detiğiPiley mendilleri andırıyomu, ş üzerinden aşağı doğru eğiler lar, sanki, bölü sulardan e i masali dinteyordü. de aymon bi Hioto stlmak toabolmiğiir. oum Gi ma ufkunuzu daraimay, Teri olduğu kadar yen yunuz, Ve eğer bir senebi dil Jiyorsamız, (ki öylö satı mağımcı abur dubur Hö tabirimi omüdar «edebi bumamağd» tuzla Hyınız.. Derin taygıldi,