De er ŞEN OL a — No. 2194—509 Mırıldanarak : — Ağaç kökül, Arkamızdan hiç bir şey işitmiyor musun. — Ya rüzgâr yaprakları kımıl- âstıyor, yahut kuru bir dal kırılı- yor... Akşamları bir ormanın ta orte- ında ocaklarının yamına oturmuş olanlar kadar kendilerini müsterih belanlar ne bahtiyazdırlar!.. Korkulmaz; lâkin sessizlik deh- get veriri. Gayri ihtiyari insan, karanlıklar içinde göslerile her saniyede değişik görünen karma karaşık şekilleri tayin etmek ister. Ayakların alanda bir çok şey kırılır. Gürültü eder. Durulursa, uşaktan çiftlik köpeklerinin ulu- maları, birbirini çağıran baykuş isrın feryadı, uzaktan, yakindan, bir mâns Verilemeyen daha bir gok gürülüüler içitilir, İnsanı acaib bir şey kaplar, ağırhk verir. Yalnız bulunulduğu zaman halı yürünür. İki kişi olu- aursa yaklaşılır, kol kola girilir. z Karım benimkine dayandı: ç — İster misin oduncu olglım * Güyük, gayet zarii, gayet sâde bir | kulübe yaptırırıs, pöncerelere per- E deler asar, yere bir kilim serer, bir köşeye de erguvanı kurarım... Bunları yavaş yavaş söylüyor, arada sırada eli kolumun üzerinde titriyordu. — Sevgilim, sen kulübenden pek çabuk usanırdın|.. — Oh! müsibi. Biraz soneğ ilâve etti: — Seni ve oğlunu sevmiyor mıyim zannediyorsun f. Oh sevgi- illerim.. sizi seviyorum.. Oh, evet... Evet. her gön mevcut olan bir saadet tarif edilemez. (Onunla ya- gamağa okadar alışılır ki, artık far- kına varılmaz... Bu, akşam ve sü bah yemeğine benzer.. Onun vü: gudü kimin gözüne çarpar 9.. Hal- buki bn hayat onunla kaim değil- mi1. Fakat bazan insan nefsini yoklar ve başını elleri arasına gla- tak düşünmeğe başlar. Kendi ken- diaine: «Ben nankörüm, zira mes us olduğum halde kimseye teşek» Kür etmiyornm» der. Yahut insan yapyalız bulunup da, halbuki... Se- ni seviyorum, ruhum, Seni sevi- yorum... Başını kolumun üzerine yaslan" dı ve beni kuvvetle sıktı, & © — Yarabbil. Seni kaybedecek olsam !, diyordu. Mine... UYANIŞ Korkak bir kimse gibi yavaşça Onu böyle korkutan gece or- man mıydı? Yoksa söyledikleri mif, Devam ederek dedi ki; — Pek çok defalar riiyamda kendimi size veda ediyor gördüm. Biz ikiniz aglıyordunuz. Ben sisi okadar kuvvetli sıkıyordum ki, he- pimiz bir vücut oluyorduk... Anir yorsun ya, bunlar bir sürü kâbus olmakla beraber hoğüma gitmiyor değildi; gira sizin için yaşadığımı bana gösteriyordu, Yolumuza devam ettik, Lâkin muhavereyi tekrar bağlamak im- kânı olmadı. Arada bir kolumu &- kıyor ve beni durdümrek; — Sus!. Binlel. Hayır!. Bitşey değil!.. diyordu. Nihayet ağaçların 'erasından, bir kökün arkasında kalarak vakit vakit kaybolan, sonta yine mey- dana çıkan küçük bir zıya gör dük. Bu, sofanın penceresi arks- sında bizi bekleyen aydıulıktı. neler ahlatmıştın. dim, -— Önumu matt âğneti Dedi ' Zannederim bü bizle son gr memiz oldu, Onun iin tarlıyorum. O zamandanberi pek çok dağ Parmaklığı iterek evimize gir. ( lâ, karanlık havalarda gütüş bi dik. Tam vekitii; sira tamamile (terken bu gesintiyi tekrar edüt“ ıslanmıştık. dim. Pek çok defalar Bizzat kendim gidip büyük bir (bastığı çimenlerden geçilii' ve çalı getirdim. Ataş çıtırdayarak (adımlarının kay isteriri Hal alevlenmeğe başladığı zaman bü: (mak için elimle oğlan meağiasönli. yük ocağın yanina otardak. — devami son sayıfadı — Giden yazdan görünüşler