SERVETİFÜNUN hi > a isi a Pa iy iy EM Bu nasıl tiyatro, ne biçim Türkçe? Yapan: neğen (tanı bir Agörtümekinm hâlâ İğ iri gös Radar evvel Nİ epi emi N II ARA a d ıoadan girebilirseniz ne mutlu size... Bir gündü öğle yemeğini ye- miş gözlerim yarı kapalı uzan- mıştım. Birden dehşetli bir çan sesi kulaklarımı parçaladı. Kalbim kopdoak sandım. İtfaiyenin çanına nokadar benziyordu bu!. Hemen pencereden yarıbelimö kadar sark- tam, pe göreyim beğenirsiniz: bir adam elinde mevlâns külâhına ben- zer bir çan sırtında (sırt hamallığı- nın yasak olduğunu bilmiyor si caman bir reklâm tahtası., bu imi üzerinde büyük hurafatla «Kızıl sultan» kelimeleri yazılıydı. peş sltında gözü bozan renklerle Bir m tefsllâğ ve mühim bir vE > iniş bu adam gvazı çık” tığı kadar bağırmağa başladı : «Şehirde gürültü ile mücadele» yapıldığı aklıma geldi. — Bu akşam!, En büyük yıl- dızımız Bayan... Şişli yıldızı bü- yük sanatkâr Bayan falan, en meş» hur... Dinledim hiç orta halli bir san- atkârdan bahsetmedi. Hepsi Tür. kiyenin en parlamış yıldızlarıydı. Bu zorlayış günlerce böyle devam etti, Nihayet hakikaten tesirini gös- terdi ben de: — Bütün meşhurlar bir arada! m meraklılar arasına katıl- Kapıdan bin müişkülüt, itilme, ai küfürlerle içeri Evvelosden hususi olarak gönder-