| | lar alli rilem dudaklarımda öldü. Nihayet saatı geldi. Bir oyun vardır - mana- sız ve sebükmağzane bir oyun. bu- nunla vakit geçirirdik - ismini unut- tum - şimdi tahattur edemediğim gâa- rip bir tesadüf ile bunu oynayorduk. Kazanmak ve kaybetmek endişesinde deyildim - ona yakın olmak oh! en ziyade sevdiğim mevcudiyeti görmek bana kâfidi. Nöbetçi neferi gibi ken- disini gözettin (kâşki bu gece bizim- kiler de o kadar eyi gözetebilseler!) nihayet gördüm ki mütefekkir idi, meşguliyerile alâkadar değildi, kay- bettikçe ve kazandıkça ne keder edi- yor nede seviniyordu; mamali saat larca oynadı, güya iradesi kendisini o e yakini gibidi, fakat kazan- Mik e İY zaman bir fikir beynimin içinde şimşek gibi çaktı - halimde beni yese mahküm etm yecek bir şey hissettim. O düşünce ile sözlerim ittiradsız su- rette ağzımdan döküldü - belagatça kıymeti pek dun sözler - fakat o din- ledi - bu kâfidi. - Bir defa dinleyen iki defa dinler; kalbi elbette buzdan değildir. bir defa reddetmek de tekdir demek değildir. Sevdim ve sevildim - Haşmetma- ap, siz böyle zafları hiç bir zaman bilmemişsiniz; bu gerçek ise bütün meserret ve ıztırabımı Kısaltırım; bun- lar sizce gülünç, vahi şeylerdir; fakat bürün insanlar ihtiraslarına galebe ede- cek ve yakut sizin gibi hem nefsine hem milletlere hakim olacak tabiatta eN e Ben bir prince- m; daha doğru ir prince idim, iierde: atla reisi ve hepsini ö- lüme sevketmeye muktedir idim fakat nelsim Üzerinde aynı hükmü İcra edemiyordum. Sadede gelelim. Sevdim vesevildim. Filhakika bu, taliin mes'ut bir tecellisi dir. Fakat en mes'ut şeklinde yene ıstırap ile neticelenir. Gizlice görüş- tük, beni hucresine sevkeden saat, ateşin emelin kâbini idi. Bütün gün- ler ve gecelerim hiç idi - benim için cak bir saat vardı - gençlik ile ih- tiyarlık arasındaki uzun müddet içinde emsalini hatırlayamam, O saatı tekrar yaşamak tekrar bir page olmak için Ukruynayı iade ederdim . mıs'ut bir page ki rakik bir kalb ile kendi kılıcı- nin sahibi idi, dadı Hakkolan gençlik ile sıhhattan başka elmas ve servete malik di Gizlice görüştük - bu nevi visal bazı kimselerin kavlınca daha tatlı imiş - bunu bilmem arz ve semanın pişi nazarında o benim olduğunu ilan edebilmek için canımı verirdim; ancak gizli mülakat edebildiğimiz için esse- riya uzun tazallumlerde bulunurdum. 7 Aşıklar etrafında gözcüler çok- tur, Bize de aynı hâl vaki oldu; itap ile fırsatlarda nezaket göstermeliy- ve e şeytana bühtan etmek iste- , belki aksi bir aziz idi ki uzun zadğdei sükünetini muhafaza edemi- yerek dindarane gazebini izhar etti. üzel bir gecede bizi gizlice bekliyen casuslar oikimizi de arsızın yakaledılar. Conte'n hâli hiddetten fazla bir şeydi. Ben silahsız idim; fakat baştarı aya a kadar #ırhlı ve silahlı olaydım faik adedlere karşı neyaps- bilirdim? kan civarında, her türlü şehirden ve im n uzak bir mahalde idik, saat alba yakın idi; başka bir sabah görebileceğimi ümit etmedim, yaşayacağım dakikalar mahdut zannet- mryem ana ile belki sizzeden bir a dua okuyarak talilme müte- vekkil ölürken beni kasrın kapusuna Ta 'Theresanın akibetini hiç bir zaman öğrenemedim, © andan itibaren talilerimiz ayrıldı. Mağrur conte Platin pek hiddetli olduğunu tahmin edebilirsiniz; hakkı da vardı fakat kendisini en ziyade iğzap eden nokta böyle bir kazanın müstakbel nesline iras edebileceği Zarar idi. Kendisi sülalesinin en yüksek ferdi iken asil armasına (OÖyle bir o eke bulaştığına ayrıca mütehayyir idi, Zi- ra kendini insanların birinci i addettiği gibi herkesin ve benim nazarımda öyle addedildiğini zannederdi. Bir pagel lanet olsun! Belki bir kıral olaydı ta- hammül edebilirdi - fakat genç bir page! tehevvürünün derecesini her ne kadar hissettimse de tariften acizim! “ Atı getirin! , At getirildi - hakikaten asil bir hayvan Ukrayna cinsinden bir Tatar atı, güya azası sürati, tefekkürü haiz imiş gibiydi fakat valışiydi vahşi geyik kadar vahşi! Üzengi ve dizgin ile tezlil edilmemişti - ancak birgün evvel tu- tulmuştu; yelesi kabarmış hiddet ve dehşet köpükleri içinde soluyarak, beyhude yere çılgınca çabalandığı hal» HAYAT, 14. de o çöl mahsulu bana getirildi; hade- me güruhu beni birçok kayışlarla sır- tuna bağladılar; sonra birden bire kır- baçlayarak koyverdiler. İleril ileri! atildik - seyyller daha az Srri ve çılgındırlar. İleril ileril nefesim kesildi, nereye şitap ettiğini göremiyordum: henüz şefak söküyordu. Ben düşmanların için en fırlatılırken yükselen son insan sesleri vahşi bir kahkaha çığlığı idi ki bir saniye o esafil güruhu arasından rüzgâr üzerinden gürleyerek arkamdan geldi: ni bir tehevvür ile başımı kurtardım, boynunu dizgin yerine yeleye rabteden ipi kopardım, yarı vücudumu bir yana çevirdim, lanetimi uluyarak mukabele ettim; belki rahşı- mın avak sesleri ve gök gürültüsünü andıran osürat arasında İşitmediler yahut ehemiıiyet vermediler. buna mteessilim - çünkü hakaretlerini üred- dermiş olmak isterdim. Sonradan Jayi- kile reddetlim: o kasr kapusundan, asma köprüsü ile kepenklerinden bir taş, direk, hendek, köprü ve parmak- lik kalmamış; tarlalarında bir tutam ot kalmamıştır; ancak divanhanenin ocak taşının yerinde bir duvar sirinda ot bitmiş. Oradan delear'la geçseniz o mahalde bir zaman bir kale mevcut olduğu hatırınıza gelmez. Kulelerini slewer içinde gördüm, çatırdayan mazgalları hep yarılmıştı, kavrulmuş ve kararmış damdan kızgın kurşun yağmur gibi akıyordu, bütün metaneti intikama karşı siper olamadı. O elim günde beni şimşek parıltısına tevdi eder gibi helâke dopru fırlattıkları zaman bir gün on bin suvariyle bir- likte avdet ederek conte'a bu müna- sebetsiz koşudan dolayı teşekkür ede- ceğim hatırlarına gelmemişti. Yabanı atı rehper kılarak beni köpüklü sırtına bağladıkları zaman bana acı bir oyun * oynadılar; Nihatyet ben de hakkile muka bele ettim - zaman he: şeyi müsavi kılar - biz ancak saatını gözetelim, hiç bir beşeri kuvvet yoktur ki, eğer affe- dilmezse, bir kini hırzı can edenin se- batlı tefahhus ve uzun terakkubundan kurtulabilsin; abadı var — Lord Byron Mütercimi Seniha Sami << tererel halde bir lis zanır.. lanan göz ge rısında Ari öm İç tim. | izahat eyi Alı bilmek mektir bir kü Arl rine, lisanlar rte te; iceler,