le ir MA * Ü zaman o memuriyeti ifa cden Mür isminde Leh a gânından biridi; Jan basimir yında büyümüş ve orada bir az ede- biyata aşina m Gençliğinde Leh asılzadepânından birinin zevcesile olar münasebatı iie: ZzevÇ ik sini çırçıplak osoydurdu ve yahşi bir atin üzerine bağlatarak kovverdi. At, Ukrayna memleketinden getirilmiş ol- duğundan, oraya avdet etti, yorgunluk ve açlık ile yarı ölü bir halde bulu- nan Mazeppyı oraya götürdü. kendi- sine imdat ettiler Uzun müddet on ların aralarında Kaldı ve Tatarlara karşı bazı akınlarda ibrazı liyakat etti. Tahsil ve iktidarı kendisine Aazaklar arasında büyük bir itibar temin etti: Söhreti günden güne ziyadeleştiğin- den Czar kendisini Ukrayna perince nasbetmeye mecbur oldu., Voltaire, Histvire de Charles XIl Sahife 190. al, firar ederken tekip edil- mekte idi, altındaki at vuruldu; mira- lay, Gieta yaralı ve bütün kanını kaybetmekte iken, kendi atını verdi. © Fatih, bu suretle muharebe esna- sında ata binemediği heldr, firar eder- ken ak dela ata bindirildi.» $. 216 “ Kıral bazı suvarilerle başka yol- dan gitti, Bindiği araba yolda kırıldı. #ından kendisini tekrar ata bindirdiler. Bu felâketlere zamime olurak gece bir ormanda yolunu şaşırdı; tükenen küvveterini gayreti ortak telâfi ede- mivordu, yaresinn sancıları yorgunluk sebebile daha tahammülfersa olmuştu, hayvanı da yorgunluktan yere kapan- &- Sâra- “ galibler tarafından her dakika bulün- mak tehlikesine maruzdu., 5. 218 Jultuva melhamei kübrasının aka- binde talii harp İsveç kıralından yüz çevirdiği zaman bir daha mücadele edemiyecek olan maktul bir ordu kızıl Kanlar içinde etrafa serilmişti, Mağrur abidleri olar insanlar kadar vefasız olan harp şanu satveti, muzaf- Mazeppa Ihtar fer Ozara intikal etmiş. Moskova surları tekrar emniyet altına alınmıştı. - ancak ileride daha meşhur bir sene içinde, daha muzlim ve mukassi bir ordü muazzam gi a kıtal ile ha: calete mevut idi. O daha büyük ve derin bir Ein ve sukut olacaktı- biri için bir darbe umum için bir yıldırım Zar böyle tesadüf etmişti; mecruh Charles, Kendi ve tabaasının kanile alade olarak gece gündüz tarlalardan seyllerden firar etmek ne old gunu öğrenmişti, zira firarını oteshil için binlerce insan yerlere serildi. A zemeti tezlil edildiği © anda, hakikaten kuv- vetten bir korkusu kalmadığı halde hiç bir sedayı itap işidilmedi. Atı mak- tuldu, Gia kendi atin verdi .ve Ruslara esir olarak öldü © hayvan da birçok fersahlar yorğunluğa hakkile mukavemet ettiği halde yere kapandı. Kararan ormanın derinliklerinde nöbet- çilerin ouzastan parıldayan ateşleri karşısında kıral uzandı, istisahat etmekte muztar kaldı. Milletler, böyle delneler ve böyle bir istirahat için mi sarfı kuvvet et- mişlerdi? 'Tabı tüüvanı kesilmiş, işkence içinde kalan vücudu yabani bir ağacın altına yatırdılar. Yaraları katılaşmış, azayı vücüdü uyuşmuş idi. Vakır geç, hava soğuk ve karanlık idi. Kanındaki humma kesik bir uykudan faide görme- sine mani idi. İşte hali keyfiyet böyle iken her şeye rağmen Kıral sukutuna şahane bir metanetle tahammül ederek felâketin Ohaddı gayesinde azabını iradesine tabi ey edi, ünde bulunan lllriği gibi samit ve muti kaldı, Rüesadan ibaret bir çitel - heyhat adetleri pek azdı, zira bir gün icinde k ziyade eksilmiş idiler; fakat bu bakaya sadık ve âlicenap idiler. Kıral ile atının yanında hepsi toprak üzerine oturdular, hepsi mahzun ve sessiz idiler. Zira tehlike karşısında insan ile hayvan birleşir; ihtiyaç, aralarında vaktile Ziri des- HAYAT,IZ » bir müşareset tesis eder, Bunların ara- sında Mazeppa, saldide bir meşenin gölgesinde kendisine bir yastık uydur- du. - Ukraynanın sakin ve cesür hat- manı o ağaç kadar sert ve ondan pek az genç idi. Fakat ibtida o uzun koşu ile takatı kesilen hayvanını t- mar etti, ona yapraktan bir yatak ha- zırladı, topuklarile yelesini düzeltti, kolanı gevşetti, dizğini çözdü: karnını doyurduğunu görünce sevindi zira hayvan gece yarısı rutubetinde yem yemekten imtina eder diye korkmuştu. Fakat o, sahibi kadar metin idi, yata- fa, yemeğe ehrmmiyet vermezdi, hem cesur hem de muti idi; her ne lâzım- sa yapardı, tüylü, yürük, oazasi kavi bir 'Tatar atı'idi. Sahibini sada- katle taşır, sesine itaat eder, çağırdığı zaman gelir ve her kesin içinde tanırdı; laydı binlerce insan olsada e yıldızsız seyrine devam etse O at, gu- rubdan sehere kadar, sahibini bir geyik yavrusu gibi takip ederdi. Sonra Mazeppa meşenin altın setresini serdi, mızrağını yatırdı, pi lar sinir uzun yürüyüşüne eyi muka- vemet etti mi tüfeğin tavasında barut dolu mu, çakmakları gevşemiş mi diye muayene etti; kılıcının kabzesi ile kı- nını yokladı, kemeri aşınmış mı diye baktı. O piri mühterem, çantası ile matrasından pek kıt olan nevalesini çıkararak hazırladı, önüne serdi: bir ee bulunan saray Geri çok daha serbst ve emin bir tavr ile hü- kimden ve e ikram etti. Charles, bundan cüz'i hissesini müte- bessimane kabul ederek bir <ika tenavül etti; ruhunu maddi ve mai cerihalar ve endişeler fevkinde göster mek için calı bir neş'e izhar ediyordu. Sonra dedi ki: * Bütün erkâinımız her ne kadar metin ve eli kavi iseler de hiç biri senden az söz söylemiş ve çok iş görmüş deyildir, Mazeppa ! İs- kender ile Bukefalus zamanından beri sen ve atın gibi birbirine yakışan bir ae 1 kağ alan ii