j ! Ea güya sağl — — Hayat Deniz Aşırı Gören Gözler Televizion ve Noktovizion Dünyayı Nasıl Değiştirecek? Londra'da bir odada oturuyorum; çehrem ve hareketlerim Nevyork cıvarında bulunan bir adam tart görülüyor. Bugü fından aynen benim yaptığım bu tecrübeyi va- rın bu satırları okuyan kari de yapabilecek, *Televizlonun yanı vuzaktan görmer nin mucidi olan Mr,*Joln I.. Bairdrın ifadesine göre, bir müddet sonra, odanızdan çıkıma- niza lüzum kalınadan, tiyatrodaki aktörün, konser salonundaki mu- ganninin bütün hareketlerini ha- yatta olduğu gibi, bir perde üze- rine aksettiğini görecek, tiyatroda veya konser salonunda hazır bulunmuş kadar olacaksınız. Fen erbabının iddialarına na- zaran, Avsturalyada, Kanadada, Çinde veya Nevyorkta bulunan bir dostunuzu veya hismınızı sanki odanızda imiş gibi göreceğiniz gün uzak değildir. Sevdiklerini bırakıp uzak, hatta tehlikeli seyahatlere çıkmak mec- buriyetinde (oolanlar bu keşfin kiymetini her kesten fazla takdir ederler, Harp içinde idi; bir dostum, karisim ve hasta çocuğunu bırakıp böyle tehlikeli seyahate çıkmak mecburiyetinde kaldı. “Telgraf muhaberatı güç, bazan de imkânsızdı. Arkadaşım tesadüfen uzak me- safelen konuşan bir telefonun ındu i “yere gitti ve bin — İnsilizceden tercüme eden; Kâmran Şerli — lerce inil mesafedeki okarısiy! konuştu. Döstum diyorki: — Bu şerait dahilinde refika- mun Sesini işitiğim zamanı hiç unutamam. © sırada yüzünü gör- mek için neleri fedaya razı de- gildim! İşte televizion aleti bu görmeği dahiline yoktur ki, ve bu işitmeyi imkân sokuyor. Hiç şüphe pek yakında uzak mesafeden gör- me ve işitme âletinin istimali, bu günkü telsiz telefon gibi, her kesin gündelik hayatına girecek ve ilerde göstereceğimiz veçhile dünyayı hakiki manasiyle ihtilâle verecektir. 'Telefoh ortaya çıktığı zaman, fersahlarca mesafeden biri ile ko- nuşabilmemiz bize bir mucize gibi görünmüştü. Halbuki bugün telefonu otomobilden daha garip görmiyoruz. Harikulâde şeylere okadar kolay ; alışiyoruz ve uyu yoruz ki, çok geçmeden televi- zionu da bu kadar tabii göreceğiz. Hepimiz biliyoruz: teli. ve riğe telsiz telefonda sade elek “tahavvül ediyor, elektriki ihtizaz- larda gideceği yere gidiyor ve orada tekrar sedaya tahavvül ediyor. Tıpkı bunun gibi, televizion- ada “ziya: evvela elektrik ihti- zaz haline getiriliyor, sonra uzak- taki adamın önünde gene Ziya haline geliyot sn Her iki halde de sedayı ve ziyayı nakleden elektrik ceryanı- ır. Etrafımızda mevcut € eşyayı, zıya huzmelerinin ianesiyle göre- biliyoruz. Şayet ziya ; olmasaydı, tüyet de olmayacaktı. i Ziya kudretin bir şeklidir.Bu kudret televizion âleti ianesiyle eletrik kudretine kalbolunur ve bu Suretle zıyayı üç bin mil mesafeye, hatta ondanda uzağa nakledebilir. Uzaktan götmek mucizesi de bu suretle vücude gelmiş olur. 3u yeni kuvvetin geniş mik- yasta ilk tatbikatını, telsiz tele- fonda olduğu gibi, istasyonlardan neşredilme süretinde görmemiz muhtemeldir. Bugün telsiz telefon dinleyen bir kimse, tıyatroda hiç bir şey görmeden yalnız sesleri bir kör Aktörlerin, mugannilerin seslerini işiden vaziyetindedir. işitir, fakat yüzlerini göremez. Şimdi televizion sayesinde bu sesleri işitmekle beraber, aktörün bütün Hareketlerini, yüzüne ver- diği en ufak ifade ve manalara varıncıya kadar her şeyi bütün tafsılâtiyle, hemde kendi odamızdan görebileceğiz. Ozaman, odasında, rahatça kol- tuğunda oturan bir adam tiyatro saati geldi mi televizion âletini açacak, odasının lambasını kısıp ? karşısındaki perdeyi seyre baş :