30 Mayıs 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 5

30 Mayıs 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayı : 131 bu filosofun setımediğimi soruyor. mevzuunun budamadığını ve Riza 'Tefik tarafından bir «cop âl'âne» yapmak istemediğimi söylerim. felsefesinden balh- Cevaben Riyaziye velogistik ile uğraşma: yan bir adamın Bertrand Russe felsefesini anlatmağa kalkışması bir mmünasebetsizlik Sekip bey eksik da ayrica olur. Vakıa kalacak bir hayırlı olmadığını Fakat hangi eserimize tamam diye biliriz? Aziz dostumla bü noktada müttefik olduğumuzu geçenlerde Darülfünündaki bir işe girişmemenin söyk ebilir. haspihal esnasında anlamıştık. 4, Esasen bütün - fikir, parça- fikir ne demektir? fikrin parçası olmaz, olsa olsa esaslı fikirler, fer'i fikirler valdır denebilir. Fakat bü takdirde de her fikir, esaslı olsun, tali ehemmiyette olsun, hakikati müstakillen tetkik ( olunabilir. aklın menşei ve hudutları hakkın- da serdettiği bir iddiaye diger bir mütefekkirin yapacağı itiraz haddizatinde ya doğrudur ya yanlıştır. İnsanlar için asıl mühim yoksa itibarile Bergson'un olan bunu anlamaktır, itiraz eden mütefekkirin sistemi değil. Ameli hayata ait işlerede bu nokta daha aşikâr bir tarzda görülür. Meselâ Karl Marx tarihi tekâmülün istihsal şartlarına tabi olduğunu söylemiş. Bizi alâkadar eden bu sözün doğru olup olma- dığını öğreymektir. Bu fikri tenkit için ortaya bir Stammler çıkar da «istihsal şartlari». meihumunun 5 gizlediği iphamları gösterirse, biz de bundan istifade eder ve yan- liş bir fikre kapılmaktan kurtu” luruz. Stammlere hasolan içtima- iyat felsefesinin burada hiç ehem- miyeti yoktur, cünkü o da sağlam bir esas üzerine kurulmamıştır. Fakat bu yanlış sistem binası içinde işe yarar parçalar bulur- sak neden onunla meşgul olma- yalım? Fikir binalarını temaşa etmekle değil, elimizden geldiği kadar hakikat aramakla uğraş- malıyız. Bu hakikat bir habbe- den ibaret bile olsa makbulü- müzdür. 5. Böylece münakaşamız fik: triyat sahesinde ihtiyaclarımızın hududunu ve mahiyetini tayin etmeğe vardı, Bu mühim noktaya tamastan evvel yakın tarihimize ait olarak Şekip beyin serdettiği bir mütaleanın yanlış olduğunu göstereceğim. Şekip beye naza ran Ziya Gökalp'ten evvel memle ketimizde kimse sistemlerle uğ- Osmanlılık devrinin yakışır bir raşmamış mahlüt cemiyetine tarzda yalımz papça parça ve insicamsız fikirlere ehemmiyet Simdi ise yekpare fikir manzumelerine ve insicamlı muhtactır. Bu ihtiyaç bertaraf, Sekip bey Spencer'in sistemini benimseyen Riza Tev- iği, Aug. Gomterı benimseyen meselesi fiği, Salih Zekiyi, Taine ile, Sehope- nhaver ile meşgul olanlari hep unutuyor. Ortaya koyduğu bütün fikir o kadar cazip ki, onu tekzip eden parça - vakaların hiç birini hatirlamiyor. mmm Hayat 6. Millet neye muhtaç? “De Tenthousiasme pour les grandes clhıses et de Vexactitude dans les petites». Bu düstur her sahede olduğu kadar felsefede de muteberdir. 3üyuk sistemlere karşı duyn- lan şevk alâka elvermez, Küçük, parça fikirlere de rağbet ve tina göstermelidir. Şimdiye kadar türk- çe yazılmış felsefe eserlerinde ekseriya büyük sistemler için alâkanın mevcut, fakat ufak par- çalar hakkinda itinanın mefkuf olmasından ileri gelen noksanları göstermek kolaydır. Eğer bu parça - fikirler bir büyük eserin içinde boğulmağa mahküm add: olunmayıp başlı başına riayele müstahak, tetkike muhtaç sayıl salar idi, bu eserler daha mükem: mel ve daha istifadeli olurlardı. Bunu söyleyerek bu yazıların kıymetini inkâr etmek istemiyo- rum. Gösterilen gayretleri kimse benden fazla takdir etmiş olmaz. Yalnız daha mütevazı bir iş yapanların haklarının müdafaa ediyorum. Büyük sistemleri kav: rayabilecek bir kudreti olmadığın dan dolayı parça - fikirlerle uğra: sanlara daha müsaadekâr bir nazarla bakmalı, onlar da ellerin- den geldiği kadar, hissolunan bir ihtiyacı tatmin ederek hizmette bulunuyorlar. A ik byk z vi, MEHMET İZZET

Bu sayıdan diğer sayfalar: