vit At (©| —- —- #i tüfe p w . BAD R L ll"ops uü d Hops' - . - . -& —— -— « Mr Wösş Gt kcm UAO a — bareyn C Bcm DAĞ . « - msammeri A 16 v a w eu - , d .. He has A A #. Mi Ve A dbI sAtt Galci de İda .. tenü6 * u m a Üeen wtf , aa Karet n ÜLEN BrüCÜĞ. Baslüs n ' & vi , —w » we #ge Hiüyer der Gi ee . üğka BC0 4 | .. .. amen .. zi den » . ? A LA “A .6 Hadsr Professional Page örneğinde, grafik ve metinlerin çerçevelerde düzenlenmiş ol- duğu görülüyor. lükleri de hesaplayabiliyor. Bu özel- lik biraz zamana malolmasına rağ- men programın esnekliğini artırıyor. Shakespeare ise bir özel statü su- nuyor. Hem en fazla kendine özgü AMIGA karakter setine sahip, hem de çok renekli çalışmaya olanak ve- riyor. Çalışmakta olan çözünürlüğe bağlı olarak, bir metin çerçevesi için- de 32 renge kadar kullanılabiliyor. Dahası da var: Shakespeare her çer- çeve için ayrı renkler kullanılmasına olanak verdiğinden, bir sayfada AMIĞA'nın 4096 renginden de ya- rarlanılabiliyor. Tabii teorik olarak; çünkü “zevkler ve renkler münaka- şa edilmez” kuralına rağmen, okuyu- cuya böylesine renklerle doldurulmuş bir sayfa sunmak yayıncılık açısından pek doğru değil. Çok daha anlamlı ve etkileyici olan, bu fonksiyonu sayfa- nın fonunu ve üzerinde yer alan yazı ve çerçeveleri bağımsız olarak belir- lemekte kullanmak. Örneğin lacivert fon üzerinde sarı yazı? Sorun değil. Son olarak bir özellik daha: Shake- speare'in dokuz AMIGA yazısından ikisi renk fontları ve bunlar *Calligrapher” adlı programla hazır- lanabiliyor. Tabif ki, AMIGA karak- ter setlerini kullanabilen dört progra- mın hepsi, başka üreticilerin karak- ter setlerini de kullanabiliyor, ama dikkat edilmesi gereken husus bu set- lerin diğer dillerdeki karakterleri içe- rip içermedikleri. Shakespeare dışında AMIGA'da kullanılan DTP programları, renk ol- gusundan pek fazla yararlanamıyor- lar. Pagesetter ve Publisher'da metin gösteriminin ters olarak alınması (si- 36 yah zemin üzerinde beyaz yazı) müm- kün. Ama renk konusunda Shakespe- are'e en yakın olan program, çok ye- tenekli Propage. Bu programda met- nin ve fonun rengi için kullanıcı si- yah ve beyaza bağımlı değil. Dokuz gri tonundan birini ya da serbestçe ta- nımlanabilen yedi renkten birini se- çebiliyor. Renkli fontlar ise yalnızca Shakespeare kullanıcılarına özgü bir olanak. Yazıların ekranda gösterimi üzeri- ne son birkaç söz daha: City Desk ve Propage, bu bağlamda en yetenekli programlar. İlkinde yazının yayma katsayısı olarak 1 seçildiğinde, sayfa en yüksek büyütme düzeyinde bile in- celendiğinde, büyük fontları bile ek- randa okuyabilme olanağı yok. Kat- sayı değiştirildiğinde ekranda harfler büyüyor, ama eğer lazer yazıcı kul- lanılmıyorsa çıkış pek iyi olmuyor. Aynı durum Propage için de geçerli: Eğer akan metin için temel yazı 9 ya da 10 punto olarak belirlendiyse, say- fanın en üst düzeyde büyütülmesin- de bile harfleri seçebilmek olanaksız. Ayrıca monitörde görünen metin çok yanıltıcı bir etki yapabiliyor, çünkü sözcüklerin çoğu aralarındaki boşluk- lar (espaslar) nedeniyle birçok parça- ya bölünmüş gibi görünüyor. Halbu- ki aslında bu durum çok seyrek mey- dana geliyor. Bu durumun netleşmesi ancak bir deneme baskısıyla müm- kün. İTHAL EDİYORUZ Bir dökümanın ana öğeleri, yani metnin büyük kısmı ve grafikler, , DTP programının kendisiyle oluştu- rulmaz, disketten ya da hard diskten yüklenir. Bunun bilgisayar termino- lojisindeki adı, “ithalat”'tır. Disket pencerelerinin oluşturulması ve kul- lanılması genellikle ““yeterli sayılabi- lecek”” ile “çak iyi”” düzeyleri arasın- da çözülmüş durumda. Bu nedenle burada yalnızca bazı ufak farkları be- lirtmekle yetineceğiz. Publisher'a ge- lene kadar bu tür programlarda dö- kümanlar komprime edilmiş biçimde, yani yükleme sırasında yeniden çözü- len tek bir dosya halinde saklanıyor ya da yükleniyordu. Buna karşın Publisher, bir sayfanın tüm öğeleri- ni veri taşıyıcısına tek tek yerleştiri- yor ve böylece hem daha çok bellek kullanmış oluyor, hem de bir süre sonra oluşan dosyalarda bir kaosla karşılaşılabiliyor. Propage de biraz farklı bir tutum sergiliyor: IFF gra- fiklerini birlikte saklamıyor, dökü- manın yüklenmesi sırasında resmin daha önce alınmış olduğu disketi ye- niden talep ediyor. Son olarak Sha- kespeare, bir dökümanda kullanılma- ları gereken metin ve grafikleri önce bir ara belleğe yüklüyorî Böylece kul- lanıcı sayfasının farklı kısımlarını muhtelif disketlerden alabiliyor ve eğer onları kullanmak isterse, öğele- ri ara bellekten almayı ve sayfada yerlerine yerleştirmeyi sağlayan Chart penceresini çağırması gerekiyor. Yeniden metinlerin ithal edilmele- ri konusuna dönelim: İncelenen beş programın herbiri, metinleri ASCII formatında yükleme olanağına sahip. Her iyi metin işlem programının, me- tinleri bu formatta saklayabilir olma- sı gerekiyor. Bu tür dosyalarda sıkı- cı olan, metne ilişkin her türlü for- matlamanın -tab işlemleri ve yazı özellikleri dahil- saklama sırasında filtre edilerek, metnin DTP editörü- ne sanki ham halinde yükleniyor ol- ması. Bu nedenle Publisher ve Sha- kespeare'ye kadar programlarımızın tümü belirli metin işlem programla- rının formatlanmış dosyalarını bile okuyabiliyorlar. City Desk'e bir ASCIL- ya da Wordperfect dosyasını yüklemek is- teyen Alman kullanıcılar pek hoş ol- mayan bir süprizle karşılaştılar: Ba- zı harflerin üzerinde bulunması gere- ken noktalar kayboldu ya da aslında daha önce satır editöründen çıkarıl- mış olmaları gereken farklı bazı özel karakterlerle çevrelenmiş halde gö- ründüler. Bu noktaların korunabil- mesinin tek yolu, ASCII metninin Notepad'e yüklenmesi ve IFF dosyası olarak saklanması. Harflerin tam