da devamlı Corumodore 64'ler bulu- nuyor, Benim ziyaret ettiğim gün ço- cukların kullandığı iki 64 vardı. Çocuklar bilgisayarlarla ne yapı- yorlardı? Ülkeleri ve başkentleri ve- ya sayı çizgilerini mi öğreniyorlardı? Hayır kelime işlemi kullanarak hikâ- yeler yazıyorlardı: 64'te Bank Sireet Writer ve WordPro 3 Plus. İlk sınıf- ta VEC 20 ile tanıştırıldılar ve 2. sını- Tın sonunda, yazıları girebilir, değiş- tirebilir ve yazdıkları hikâyeleri yazı- cıya aktarabilir duruma seldiler. Bil- gisayar anlayışları çok iyiydi; sadece program kullanmaktan çok daha faz- la şey biliyorlardı. Ben sınıftayken, çocuklardan biri bitirdiği bir hikâyeyi yazıcıya geçir- mek istedi. Yazıcının işlemesi için ge- reken bülün tuşlara bastı ama yazıçı hareket etmedi. Dönecrek bir aksak- hk olduğunu söyledi. Birkaç ufak tavsiyeden sonra, yazıçının açık ol- madığını ve yanlış bilgisayara bağlı olduğunu anlayabildi. Runun üzeri- ne yazıcıyı açtı ve bağlantıları düzel- terek hikâyesini kâğıda aktardı. Ba- zı standartlara göre pek önemli bir olay değil ama bu olay çocukların program çalıştırmaktan başka bilgi- sayar sistemi hakkında da bilgi edin- diklerini gösterir. Bay Salmon'un başarmak istediği de bu. BDE'yi sadece aritmetik için kullanmıyor, ayrıca telaffuzlarırı: dü- zeltmek için SAM (Software Auto- meted Mouth-Otomatik Ağız Prog- ramı) kullandırıyor. Bay Salmon bil- gisayarlarla da içiçe olduğundan ço- cuklar ve bilgisayarlarla diğer ikinci sınıf öğrekmenlerine oranla çok daha farklı bir şekilde çalışıyor. Ayrıca kendi programlarım da yazıyarlar. Andrew Müller ilkokulunda çalı- şan bir başka 2. sınıf öğretmeniyle konuştum. Adı Michelle Greenfield ve bilgisayarlara daha farklı bir yak- laşımda bulunuyor. Her hafta bir öğ- renci bilgisayarı açıp, o gün için ge- rekli programı yüklemekle görevlern- diriliyor. Geri kalan öğrenciler bilgi- 12 sayarları BDE için notlarını kaydede- tek kullanıyor. Bayarı Greenfield'in sınıfının bir kısmı GATE'ye (Gifted and Talented Educatien-Ödüllü ve Beceri Kazandırıçı Eğitim) dahil. Bu öğrenciler € 64'ü de kullanmayı öğ- reniyorlar. Çocuklar bilgisayarlarla sene başında tanıştırılıyor ve basit BASIC programlama kursu görüyor- lar. Sene sonunda kısşa BASIC prop- ramları yazabilir hale geliyorlar, ay- rıca programlarını teybe kaydedip, yükleyebiliyorlar. Bayan Greenfield'dan bir şey da- ha öğrendim. Çok komrnik bir hikâye çıkarabileceğim bir soruyu Bayan Greenfield'e sordum: “Çocuklardan hiç birinin bilgisayara çok sinirlendi- Zi, tuşlara vurduğu veya çığlık atıp bilgisayarı duvara vurduğu oldu mu?” Cevabı başit bir ** hayır”'dı. Bilgisayara hiç sinirlenmiyorlardı. Bu beni çok şaşırttı. Ben tuşlara birkaç kere vurmadan bir programın yarısı- na varamam. Bayan Greenfield ço- cukların böyle davranışlarda bulun- madığını, bir bilgisayar öğrenci çatış- masının bulunmadığını söyledi. Yap- tıkları her hata onların kendi yaptık- larının bir sonucudur. Eğer ? SYNTAX ERROR çıkarsa bu de- mektir ki, sen başarısız oldun. bu ka- dar basit. Tartışmak ve vurmak yak. Bu davranış Anıdrew Müller oku- lundaki Marie Jarvis'in öğrenme zor- luğu çeken çocuklarla Commodore 64 kullanmasına neden oldu. Bu programı uyguladı ve çocukların bil- gisayarı önemsiz bir kimse olarak gördüğünü anladı. Bilgisayar onların kontrol edebildiği bir şeydi. Hatalı bir şey yaptıklarında sinirlenmiyor ve bu onların kendi davranışlarını kont- TOl altıma almalarında yardımcı olu- yordu. Ayrıca ekran ve tuş takımı ile çocuk arasında görsel ve temaslı bağ- lantılar oluyor. Bir çocuğun gerekli kelimeleri yazabilecek yeteneği olma- sa da, bilgisayarda gerekli tuşları bu- hup onlara basabilir. Bu çocuklar için bunları yapabilmek önemli bir adım. Çocuklarım yaşamlarında 5 yıl da- ha ilerleyerek Norih Couniry Foad Okulu'nda 7. ve 8. sınıflara geliyo- ruz. Steve Scopa burada bir matema- tık öğretmeni ve okulda bilsgisayar kullanımı koordinatörü. Matematik programı içine 20 günlük bilgisayar edebiyatı başlattı. Ben bu sırıfı ziyaret ettiğimde bu yeni sistem ikinci gününe başlıyordu. Her birini 2 çocuğun paylaştığı on 6d odanın çeşitli yerlerine dağıtılmıştı. Görevleri takipçiyi ekranda hareket ettirmekti. Bu 7. sınıftakiler için çok mu zordu? Bazı çocuklar daha yeni bunu başarabiliyordu. Bazıları ekra- na çok renkli kalpler ve aşk mesajla- rı yapıyor, bazıları ise kendi yazdık- ları 20 satırlık programlarla uğraşı- şorlardı. Bir başka öğretmen olan Pat Hug- hes çocukların PET'i bir resim çizme aleti olarak kullanmaları için bir program yazmış. Birkaç komuttan sonra program ekrandakı resmi, ge- rekli bilgilerle kâğıda basıyor. Bu programı kullanan kişi kazanıları za- manı kabul edecektir. Yine bilgisayar bir alet olarak kullanılıyor. Bay Hug- hes bilgisayarın bu dünyanın bir par- çası olduğuna ve çocukların onu ken- di yararları için bir alet olarak kul- lanması gerektiğine inanıyor. Rich lascaro 64'leri 7. ve 8. sınıf Öğrencilerinin resim dersinde kullanı- yor. KoalaPad ile çalışmaktan başka ne yapabilirler? Bu grafik tabletleri resim piyasasında önemli bir yere sa- hip. Peki genç ressamlar bunları kul- İlanmayı niçin öğrenmesin? Burada da bilgisayar resim için kullanılan bir alet olarak tanıtılıyor. Mir. lascaro her çocuğun sınıfa bir resim getirme- sini istiyor ve sırayla her çocuk bir hafta boyunca resmi tekrar olüuştür- mak için uğraşıyor. Sonuç bazı çok güzel ekranlar. Resim odasında, re- simlerden bazıları yaz boyunca görü- lebilir. Miller Place Lisesşi'nde 3-12. sınıf- lar boyunca bilgisayar öğrencilerin kullanacağı bir alet olarak kabul edi-