Tİ Dini emirlerden nin muradını anlamağa çalışmak... İşte bu ulvi faaliyetin ismi .ictihad- dır. Müctehid; bütün dini delillere vakıf, ilmi tahlil ve mukayeseler yapabilecek salâhiyette, ve bu sa- AT Şeriat Sahibi- lâhiyetini asrının bütün mütefek- kirleri kabul etmis bulunan ve her- kesçe müctehidliğine kanaat geti- rilmiş Gil er İctihad usulleri: Her müctehid ilmi salâhiyetine dayanarak delil- leri söstermek ve bu delillerden hüküm cıkarmak icin birtakım ilmi usuller kovmustur. Buna da «Fı- kıh usulü» derler İlmi vicdan: Her müctehid ilmi bir vicdana maliktir. Herhangi bir hâ- dise hakkında ilmi vicdan ne em- rederse müctehid onu izhar etme- ge ve yapmağa mecburdur. Bir müctehid baska müctehidin ilmi vicdanına tâbi olamaz. Eğer kendi ictihadına muhalif hareket ederse mes'ul olur, Bunun icin müctehid- ler ilmi vicdanlarından doğan me- seleleri yaymıs ve aralarında icti- had birliği hâsıl olanlar birleşmiş, ictihad salâhiveti olmıvanlar da bunlardan birisini kabul etmek su- -retile hareket etmistir, Mezhepler: Hicbir müctehid ken- di zamanında ve vekbare hüküm- lerle bir mezhep tesis etmiş değil- dir. Ancak, izhar ettiği ictihadlar bir araya gelmiş, bir kül teşkil edince mezhep namını almıştır. Şu halde Hanefi mezhebi denince İmamı Âzamın muhtelif hâdiseler hakkındaki ilmi kanaat ve ictihad- ları bir arava getirilmiş, buna da Hanefi mezhebi ismi verilmis ol- duğunu anlarız. DELİL Herhangi dini bir hüküm, mut- laka ilâhi esasa davanır, Bu esasa delil derler. Hiçbir müctehid ken- diliğinden bir hüküm vermemiştir. Çünkü din, beşeri bir müessese de- ğildir. Müctehidin tetkik edeceği ilk esas, Allahın Kitabıdır. Onlar Al- lahın Kitabında hükmünü bulamı- yacakları hâdiseleri, Hazreti Pey- gamberin Hadisleri arasında ; tet- edilmiştir. Hattâ okumak tarzları, kik ederler, Cünkü Allah, bir âye- âhenkleri ve Hazreti Peygamberin tinde «Resülün size emirlerini . tu- ağızlarından çıkan kıraat ve vücuh tunuz; ve size vâsak ettiği şeyler- şekilleri dahi tayin 'edilmiştir ki, den sakınınız!» buyurmuştur. Bu- kâinatın kuruluşundanberi hiçbir nun icin Hadis ikinci delildir ki, millet ve hiçbir'cemiyet bu kadar buna da «Sünnet» denir. itina ile bir emaneti koruyamamış- Hazreti Peygamber bir Hadi- tır. Bu, Allahın emanetidir. Onu sinde «Ümmetim fenalık üzerinde Kendisi indirmiş, vine Kendisi mu- toplanmaz.» buyuruyor. Bunun için hafaza etmiş ve Kıyamete kadar da Allah Resülünün sahabileri ve din aynı şekilde kendi muhafazasında büyüklerinin ittifakla kabul ettik- bulunduracağını bildirmiştir. Bu leri hâdiseler de ücüncü delildir. emaneti, aynı kudsi ifade içinde ka- Buna da «Ümmetin icmamw derler. lacağı zanniyle tercüme veya başka İslâm dini hakikate, gerçek fikre, bir harfle değiştirmek emanete hı- üstün akıl ve mantığa dayandığı yanettir. Buna hic kimse muvaffak için, Âyette, Hadiste, Ümmetin ic- olamamıştır ve olamaz da... maında sarih olmıyan benzer hâdi- seler hakkında benzerleriyle kar- SÜNNET VE HADİS İslâm dininin dayandığı ikinci şılaştırıp hüküm verilir. Buna da «Fıkıh ehlinin kıyasları» denir ki, delil, Sünnettir. Sünnet, Efendi- dördüncü delili teşkil eder mizden nakledilen bütün Hadisler öm bu delilleri srasiyle saya- mecmuasıdır. Efendimizin mukaddes lisanla- rından çıkan bütün sözler... Ken- dilerinden sâdır olduğu tesbit edil- 3 — Ümmetin icmaı... miş bütün fiiller, hareketler, eda- 4 — Fıkıh ehlinin kıyasları... lar, tavırlar... Yanlarında yapıldı- Görülüyor ki, aslında mutlak de- ğı halde sükütlariyle muvafakat lil, Allahın Kitabile, Peygamberin buyurdukları işler... İşte bütün sünnetinden ibaret kalıyor. Diğer bunlar Hadis ve dolayısiyle Sün- iki delil ise bu iki ulviyet ve kud- net çercevesini teşkil eder; ve ka- siyet kaynağının hükümlerini an- vil, fiil, süküt ve muvafakat halin- lamaya doğru birer vasıta ve mu- de ananeyle Kurtarıcılar Kurtarı- avinden başka bir şey değildir. Fa- cısına dayanır. kat öyle birer vasıta ve muaviri ki, Anane, «Filân filândan, filân da kıymetten düşürülmeleri imkân- filândan, o da Peygamberimizden SIZ... nakletti...» tarzında, ya Efendimi- zin bir sözüne, ya bir hareketine, KİTAP yahut da yanlarında bir şey yapı- Kitap, Kur'andır. Kur'an, Ya- lırken sükütlariyle muvafakat bu- radanıh en büyük meleklerinden yurdukları vâkıasına ulaşır. Cibril vasıtasile ve Efendimize Kur'an Âyetlerinin vahiy kâtip- Vahy suretiyle âyet âyet, kısım kı- leri tarafından sbit (o edilerek sım indirilen ve 23 senede tamam- Âyetlerle Hadislerin birbirine ka- lanan Mukaddes Kitaptır. rıştırılması o korkusu kalmayınca, Âyetler nazil oldukça derhal Efendimiz, Hadislerin tesbitine vahy kâtipleri tarafından yazılır ve Müsaade buyurmuşlardır. İlk mü- hazır olan sahabelerce ezberlenirdi. saade, Mekkenin fethinden sonra Bu suretle Kur'an evvelâ yüz bin- irad buyurulan hutbenin Ebu Şah lerce sahabenin bağrında saklan- tarafından yazılı olarak istenmesi mıştır. Hazreti Ebu Bekir zamanın: üzerine, Allah Resülü tarafından da evvelce vahy kâtipleri tarafın- kKâtiplere verilen emirle başlamış- dan yazılan ve Efendimiz tarafın- tır. Bundan sonra Hadis yazan bir- dan yerleri tâyin buyurulan âyet- cok sahabi, hareketlerinin doğrulu- ler Hazreti Ayşenin hücresindeki ğu üzerinde muvafakat cevabı al- hususi mevkiinden alınarak Hazreti Mışlar ve «İlmi yaziyle bağlayınız!» Osmanın el yazısivle bir kitap ha- emriyle de Hadisler binbir koldan line getirilmiştir. On binlerce ha. yazılmaya başlamıştır. fızın ezberinde bulunan Kur'an bu Hadisleri, en doğru ve bütün yazılarla karsılastırılmış, bir âye- suikastçı teşebbüslerden temizle- tine, bir cümlesine, bir kelimesine, miş olarak temsil eden kaynak, bir hecesine dokunulmadan tesbit meşhur «Altı kita tır. VÂİZ 5 — Allahın Kitabı... 2 — Sünnet...