babası Halil, Kuseyye'nin soylulu- gunu anlayarak kendisini himaye- sine aldı. Halil o zaman Mekkenin en nüfuzlu adamıydı. Kâbede, bü- yük kabilelerden birinin reisiyle beraber hüküm yürütüyor ve Hac merasiminin müdürlüğü işini gö- rüyordu. Kuseyye'nin, bir içgüveysi sıfa- tiyle babasının vanında oturduğu zevcesinden birbiri üstüne dört oğlu dünyaya geldi. Bunlar ara- sında Abd-i Mevaf Peygamberler Peygamberinin büyük babasının büyük babasıdır ve artık nesep zincirinin halkaları Kâinatın Efen- disine yaklaşmıştır. Zamanla Kuseyye'nin mevkii yükseldikçe ovükseldi. Kuseyye, kayınbabasının bütün nüfuz ve ik- tidarını, zenginliği ve akıllılığı sayesinde eline aldı. Emeli, Mek- keye hâkim iki kabilenin üstünlük- olmaz. Tevekkülü tam olmayan sa- likin de teslimiyetinde sıhhat bu- lunmaz. Tövbesi olmayanın nasi- hatı ve sönülden bağlı olmayanın zühdü doğru olamayacağı gibi... Bu bakımdan derece sıhhatine delil, makam sahibinin kendisini sırf Allahın fazlilew verde görme- “sindedir. Bu volun büyüklerinden Vasıti Hazretleri, Nisabur'a geldikleri zaman Ebu Osman'ın bazı mürit- leri kendilerine sormuslar: — Şeyhiniz size neyle emreder? Müridler cevav vermişler: — İbadetlerimizde daima surlarımızı sörmekle... Bunun üzerine Vasıti a su son mukabelede bulunmuşla — Ya nisin ibadetlerinizi görmemeği emretmez? Böylece Vasıti Hazretleri, oiba- detlerin ezeli tevfik ve ilâhi im- dattan doğduğuna isaret buyur- muş oluyorlar. Şeyh-i Ekber Hazretleri «Futu- hat» isimli eserinin 334 ncü bahsin- de birok menzil ve dereceleri ic- mal suretiyle izah ve sonra hep- ku- si lerini kaldırarak bütün nüfuz ve kudreti kendi ailesine iade etmekti. O aile ki, Kâbenin bina edicisi İb- rahim Peygamber neslinden gel- mek dolayısiyle Mekkede hüküm sürmeğe lâyık biricik soydur. Kuseyye, iki büvük kabileyi Kâbe tasarrufundan alakoymak icin ge- niş bir plân tertipledi. Gayesine erişmek için amcazadeleri Kinane oğullariyle ( birleşti. e Kinane'ler kendisini reis olarak tanıdılar. Kuseyye, avrıca anne tarafından akrabası olan Kuzae'lere de baş- vurdu, onun da yardımını temin etti. Öz kardeşi Zühre Mekkede ikinci derecede bir mevki sahibi olduğu halde onün da yardımından uzak kalmak istemedi. Rakin ka- bileler sayıca o kadar fazla bulunu- yorlardı ki, iktidar ellerinden çı- kacağa benzemiyordu. Kuseyye- nin kabilesi olan Nadr oğulları her türlü nüfuzdan mahrum va- ziyetteydi. o Kuseyye'nin kayınba- bası Halil çok ihtiyarlamıştı, Kâ- be kapısını acıp kapatmaktan iba- ret ananevi vazifesini yerine ge- tirmek isin vücudunda takat his- sedemeyecek hale selmişti. Bu yüz- den Kâbenin ânahtarını erkek ev- lâdı bulunmadığı icin kızına tes- lim zorunda kalmıstı. Kızı da, Hac merasiminde kendisini temsil et- mek ve yardımda bulunmak üzere bir adam tavin edilmesini baba- sından istedi ve bu ise bir adam memur edildi. Bütün bu olanlara o vakte kadar seyirci kalan Ku- seyye, kendi kendisine zuhur eden fırsatı kacırmamağa karar verdi. Birkaç ağır hedive karşılığında Kâbenin anahtarlarını yeni me- murundan aldı ve bu suretle ida- reyi eline geçirmiş bulunduğunu açikca ilân etmekten çekinmedi. Rakip kabileler Kuseyve'nin hare- ketinden telâsa düştüler ve mev- kilerini kaybetmek korkusuyle, yabancı saydıkları oKuseyye'ye karşı silâha sarıldılar. Evvelden bütün tedbirleri almış olan Kusey- ye, kendisine vardım vâdinde bulunmuş olanları vazifeye çağır- sini birden 78 bahiste tafsil vel dı. Uzun ve çetin bir çarpışma ol- beyan etmiştir. du. Neticede Kuseyye rakiplerini Merhum Mekkeden kovmağa ve bütün Ku- Esseyyid Abdülhakim reyş kabilelerini bayrağı VU a A VEM li le das toplamağa muvaffak oldu. Mi O sırada rakin kabileler arasın- ti | da veba cıkarak kendilerini kırıp geçirdiği ve böylece sayı üstünlü- günün ortadan kalktığı ve işlerin kolaylaştığı rivavet edilir. Kuseyye Kâbeye hâkim olur ol- alay maz şehri yeniden tesise ve orada 110 muntazam bir idare kurmağa çâ- z lıştı. Kureyş kabileleri, rakip oy- dl makların hâkimiyeti ozamanında 1 şehirden sürülmüsler ve dağlarda ! oturmağa mecbur kalmışlardır. | Kuseyye kendi kabilelerine, rakip- lerinin Mekke vadisinde bıraktık- ları verleri dağıttı; vadiyi her aile icin ayrı bir mahalle olarak kısım- Xİ lara böldü. Böylelikle Kureyş 4k çerçevesinin bütün unsurları ilk defa olarak ve bir sehir nizamı için- de Kâbe'nin etrafına dizilmiş ol- il dular. Kurevş kabilesini bir bü- tün halinde Mekkeve yerleştirdi- di ği ve ibadet merkezi etrafında “ topladığı icin Kuseyye'ye kabile tesiscilerinden biri sözüyle bakıl- mış ve kendisine «toplavıcı» lâka- bı verilmiştir. Kureyşliler, ettiği yi büyük hizmetten dolayı, Kuseyye'- yi, sayet tabii olarak yeni şehrin reisi ve hâkimi tanıdılar. Kuseyye fevkalâde azimli ve ileri görüşlü bir yenileştiriciydi. Mekkeyi, bir rivavete göre hattâ ilk defa olarak kurarken, bâtıl anane ve âdetlerden hiçbirine ku- lak asmadı, ruhunda hak ve haki- kat bildiği nevse ona göre er- kekçe hamleler göstermekten çe- kinmedi. Mabedin etrafında pek sık bir ağaçlık türemişti. O kadar ki, yeni mahallelerin tanzimi işi- ne sed cekiyordu. Kureyş halkın- dan bazıları ise günah işlemek korkusuyle bu ağacları kesemiyor- lardı. İçinde hicbir bâtıl ukde taşı- mıyan Küseyye eline bir balta ala- rak bizzat ağaclığa “irdi ve bazıla- rını devirdi. Onu sören kabile hal- kı Kâbe etrafını temizlemek için Kuseyye'ye uvmaktan başka çare bulamadılar. Şurası muhakkaktır ki, gerçek ve esaslı mânasiyle : Mekke sehrinin ir serefi de Kuseyye'ye aitti Kuseyye'nin oi hükümet ko- nağı oldu. : (Devamı var) ) ia Me Gi vaa ai G5 KK AY