25 Kasım 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10

25 Kasım 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çıfıta Cevap! Daha dün Demekrat Partiye kapılanıp bugün ona ihanet eden, İzmirde yumurta yağmuruna tutulan, birtakım devlet büyüklerinden aldığı rüş- vet hikâyeleri Babiâliyi dolduran, baştan başa hayatı ve fikirleriyle en koyu fezahat tablosunu çizen, bu zamana kadar suratına fırlatılmış neca- setleri temizlemekten Okyanuslar âciz bulunan, sonra da korkmadan ve utanmadan bir Müslüman-Türk diyarında Müslüman-Türklerin dâvasını güdenlere dil uzatan müseccel çıfıt Ahmet Emin KAÂFİRİN Abdullah, ahmağın Zeki, erzelin Afif ismini alma- sı gibi, kendisini (Vatan) diye isim- lendirmiş ufunet bezinin, bize, bundan onbeş gün kadar evvel çık- mış bir nüshasını gösterdiler. Bu paçavrayı, hakkımızdaki de- ni ve şeni tahrike iştirak etmemek suretiyle Türklüklerini, mukadde- satçılıklarını, insanlıklarını göste- ren ve büyük Türk okuyucusu küt- lesine tamamen malik bulunan ga- zetelerin hicbir şartına sahip te- lâkki etmemekle beraber, üzerimi- ze ondan bir hücum gelmesi ihti- malini hayal bile edemezdik. Zira, 40 gazeteyi temsil eden, ona renk ve seciye veren insanlık lekesinin bü- tün cemaziyülevvel ve âhirine, dos- yalık çapta bir bilgi, görüş ve anla- yışla vâkıf bulunuyorduk. O da bu kuvvetimizi herkesten ivi bilen- lerdendi. Zira bundan evvel Fa- tih'in muazzez ruhaniyeti huzurun- da patriklere fâtiha okuttuğu, Türk ocaklarına burnunu soktuğu, Nâzım Hikmet vesilesiyle resmen ve alenen komünizmayı müdafaaya kalkıştığı zaman maskesini o tarz- da düşürmüş ve öyle bir söz söyle- miştik ki, bir insanın bu sözü duy- mamazlıktan gelmesi isin ancak «bütün ahlâki kayıtlarla alâkasını kesmiş» olması lâzımdı. Fakat duy- mamazlıktan seldi, zira korktu. Zi- ra o sünlerde aleyhimizde bir hava görmemekte, gercek âmme vicdanı ve genclik kütlesinin saflarımzda olduğunu bilmekte; ve bembeyaz «Müslüman - Türk» tenimize arka- dan sokmağa yelteneceği pıhtı ku- san kıskacını kullanabilmek için gereken hain sartları ittifakına ala- mamış bulunmaktaydı. Nihayet, fırsat bu fırsattır sandı; ve zehirini, metodların esfellik ve erzellikte yektâ bir nümunesiyle dökmiye yeltendi. Ne yaptı, bili. yor musunuz? Güya mücerret ve 10 umumi, bizimle ve şahıslarla alâ- kasız bir başmakale icine ayrı bir fasıl ekliyerek, böylece hakiki kas- tını cesaret ve sarahatle belirtmek erkekliğini gösteremiyerek, sadece birkaç okuyucusuna ve hükümete karşı bize cattığını belli ederek, fa- kat bunu bizim gözümüzden saklı- yabilecek olursa bir kat daha mes'- ut olacağını ve bu suretle yerin p Nİ NA NN N NE NN NA /a 7 RA NS NN Nİ NN N NN Yalman'a cevaptır! dibine geçirilmekten kurtulacağını düşünerek, hâsılı cihanda en pes- paye bir insanın dahi tenezzül et- miyeceği bir sinsilik derekesine dü- şerek, bize, kudakcılık, hayâsızlık, pervasızlık, esat ve irtica isnat etti. Hakkımızda, koskoca bir baş- makalenin icine gömülü ve dışın- dan belirsiz olarak da «her türlü ahlâki kayıtla alâkasız» tabirini

Bu sayıdan diğer sayfalar: