Çıfıta Cevap! Daha dün Demekrat Partiye kapılanıp bugün ona ihanet eden, İzmirde yumurta yağmuruna tutulan, birtakım devlet büyüklerinden aldığı rüş- vet hikâyeleri Babiâliyi dolduran, baştan başa hayatı ve fikirleriyle en koyu fezahat tablosunu çizen, bu zamana kadar suratına fırlatılmış neca- setleri temizlemekten Okyanuslar âciz bulunan, sonra da korkmadan ve utanmadan bir Müslüman-Türk diyarında Müslüman-Türklerin dâvasını güdenlere dil uzatan müseccel çıfıt Ahmet Emin KAÂFİRİN Abdullah, ahmağın Zeki, erzelin Afif ismini alma- sı gibi, kendisini (Vatan) diye isim- lendirmiş ufunet bezinin, bize, bundan onbeş gün kadar evvel çık- mış bir nüshasını gösterdiler. Bu paçavrayı, hakkımızdaki de- ni ve şeni tahrike iştirak etmemek suretiyle Türklüklerini, mukadde- satçılıklarını, insanlıklarını göste- ren ve büyük Türk okuyucusu küt- lesine tamamen malik bulunan ga- zetelerin hicbir şartına sahip te- lâkki etmemekle beraber, üzerimi- ze ondan bir hücum gelmesi ihti- malini hayal bile edemezdik. Zira, 40 gazeteyi temsil eden, ona renk ve seciye veren insanlık lekesinin bü- tün cemaziyülevvel ve âhirine, dos- yalık çapta bir bilgi, görüş ve anla- yışla vâkıf bulunuyorduk. O da bu kuvvetimizi herkesten ivi bilen- lerdendi. Zira bundan evvel Fa- tih'in muazzez ruhaniyeti huzurun- da patriklere fâtiha okuttuğu, Türk ocaklarına burnunu soktuğu, Nâzım Hikmet vesilesiyle resmen ve alenen komünizmayı müdafaaya kalkıştığı zaman maskesini o tarz- da düşürmüş ve öyle bir söz söyle- miştik ki, bir insanın bu sözü duy- mamazlıktan gelmesi isin ancak «bütün ahlâki kayıtlarla alâkasını kesmiş» olması lâzımdı. Fakat duy- mamazlıktan seldi, zira korktu. Zi- ra o sünlerde aleyhimizde bir hava görmemekte, gercek âmme vicdanı ve genclik kütlesinin saflarımzda olduğunu bilmekte; ve bembeyaz «Müslüman - Türk» tenimize arka- dan sokmağa yelteneceği pıhtı ku- san kıskacını kullanabilmek için gereken hain sartları ittifakına ala- mamış bulunmaktaydı. Nihayet, fırsat bu fırsattır sandı; ve zehirini, metodların esfellik ve erzellikte yektâ bir nümunesiyle dökmiye yeltendi. Ne yaptı, bili. yor musunuz? Güya mücerret ve 10 umumi, bizimle ve şahıslarla alâ- kasız bir başmakale icine ayrı bir fasıl ekliyerek, böylece hakiki kas- tını cesaret ve sarahatle belirtmek erkekliğini gösteremiyerek, sadece birkaç okuyucusuna ve hükümete karşı bize cattığını belli ederek, fa- kat bunu bizim gözümüzden saklı- yabilecek olursa bir kat daha mes'- ut olacağını ve bu suretle yerin p Nİ NA NN N NE NN NA /a 7 RA NS NN Nİ NN N NN Yalman'a cevaptır! dibine geçirilmekten kurtulacağını düşünerek, hâsılı cihanda en pes- paye bir insanın dahi tenezzül et- miyeceği bir sinsilik derekesine dü- şerek, bize, kudakcılık, hayâsızlık, pervasızlık, esat ve irtica isnat etti. Hakkımızda, koskoca bir baş- makalenin icine gömülü ve dışın- dan belirsiz olarak da «her türlü ahlâki kayıtla alâkasız» tabirini