AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI Yıl : 11 13 Kasım 1964, Sayı: 543 Cilt: XXXI YURTTA OLUP BİTENLER Millet Yeni bir dünya Türkiyenin dış politikasında bir sü- re önce başlayan o gelişine ikinci meyvasını da vermiştir. Türküye ile İran ve Pakistan arasında, CENTO'- ntın dışında da çok. yakın, samimi ve gerçekçi bir işbirliği (o gelişinken türk-rus omünasebetlerindeki obuzlar çözülme yoluna girmiştir. Bu, Tür- kiyenin "suples"i daha fazla bir po- litika takip etmesini kolaylaştıracak tır. Türkiyenin dış politikasının teme linde bir değişiklik olmamıştır. Bu. temel bugün do batıyla ittifaklarımız ve sıkı bağlanımadır. Ama bunlar bizi hareket kaabiliyetinden mahrum hale soktu mu ilk milletlerarası güç- lükte nasıl zor duruma düştüğümüz, düşürüldüğümüz Kıbrıs işinde görül- müştür. "Barış içinde beraber yaşa- ma", "milletler (o arasında karşılıklı güven ve dostluk" havaları her ta- rafta çalınırken bizim, batıya sada- kat göstereceğiz diye herkesle (okötü kişi olmamız aklın alacağı bir davra- nış değildir.. "Sadakat" kelimesine bu günün icaplarına ve şartlarına daha uygun bir mâna vermek lâzımdır. Şim- di, dış politikamızdaki yeni gelişme- leri e yapılan budur. Türkiyenin Rus- yayla olan münasebetinin amerikan- rus veya İngiliz-rus, yahut fransız-rus münasebetterinden daha gergin kalma sini istemek hiç kimsenin hakkı de- ğildir. Bunun dünya barışına da zaten bir faydası yoktur. Bizim batılı müttefiklerimiz şu son bir yıl içinde bizi anlamakta, Türki - yede olup bitenlere doğru teşhis koy- makta büyük hatalar işlemişlerdir. Bunda bir takım peşin o hükümlerin, bir takım maksatlı tefsirlerin, yanıltı- cı basın raporlarının rolü büyük ol- muştur. Bir defa türk halkını tanı- mamak, memleketteki kuvvet denge- sinden habersiz olmak, bir takım ;ç politika propagandalarına bel bağla- maya kalkışmak, Türkiyenin hangi is- 6 İnönü Sovyet Büyük Elçiliğinde Nikita Rijof ile Tatlı tikamette seyrettiğini görmemek ta- lihsiz neticeler doğurmuştur, İktisadi. hele siyasi güçlükleri o mübalâğa et- mek gelişen yeni dış politikada bu un- surlara gerçekten (o taşıdıkları değer- den fazlasının atfına yol açmıştır ki bu çok kimseyi fena halde şaşırtmış- tır. Düşünmek lâzımdır ki bazen bu- dâlalık, meselâ Kıbrıs işine Türkiye- de hiç önem verilmediğini. İktidarın bunu kendi durumunu sağlamlaştır- mak için âlet diye kullandığını sana- cak kadar ileriye götürülmüştür. On- dan sonra da Kibrisin kaybedilmesini türk halkına kabul ettirebilecek ka- dar babayiğit bir başbakan aranma- sına geçilmiştir. Tabii bu çeşit düşün celer kafada bulunursa hadiselerin ma tatlı, sohbet hiyetine doğru teşhis koymak imkânı kendiliğinden kaybolmaktadır. Buna mukabil türk halkı, Moskova da rusların bizim ruh haletimize ve kendimizi idaredeki yeni prensipleri mize, değişen bir dünyadaki yerimizi bulma gayretlerimize çok daha isabet- li teşhis koyduklarını anlamıştır. Ba- tılılar hatada devam etmek istemiyor larsa kafalarını biraz daha müsbet ça lıştırmak zorundadırlar. o Aksi yolda ısrar bir takım anlayışsızlıkların ça- pını büyütecektir ki bundan hiç kim senin, hele batının hiç faydası olma- yacaktır. Bir defa türklerin özünün ve sözünün aynı olduğunu anlamak öküz altında buzağı aramak meraklılarım çok boş, müşküllerden kurtaracaktır. AKİS, 13 KASIM 1964