YURTTA OLUP BİTENLER türklere silâhlı geçiş yetkisinin (o ta- nınması diye bir hususun belirtiline, miş olduğunu ve hattâ bu konuya te- mas dahi edilmediğini Türk Alay Ko- nutanına bildirmiştir. İşte haftanın başlarından itiba- ren Ankarada yapılan (o çalışmaların ağırlık merkezini, Thimayya'nın bu yeni tutumu karşısında (o uygulana- cak politikanın tesbiti teşkil etmek- tedir, İnönü-Sunay görüşmesinde, iki askerin, Türkiyenin eski şartların da direnmesini kararlaştırdıkları sa- nılmaktadır. o Zira Genel U'Thant, 25 Eylül tarihli sajda türk şartlarını açıkça miş olmasa dahi bu, New-York'ta yanlan anlaşmanın rafa kaldırılması demek olamaz. Thimayya'nın, yeni tutumunu Genel Sekreterin omesajına istinat ettirmesi üzerine Ankarada varılan bir karar da, bu mesajın tefsirinin gene bizzat U'Thant tarafından oya- pılmasını sağlamak oldu. Bu yolda gerekli teşebbüslerde bulunması için, Türkiyenin Lefkoşe Büyük ( Elçiliği Maslahatgüzarı Faruk Şahinbaşa der- hal direktif verildi. Gerek Şahinbaş ve gerekse Alay Komutanı, Türkiye- nin şartlarında ısrar ettiğini ve U' Thant'la varılmış olan Oo anlaşmanın da bu olduğunu Thimayya'ya bildi- rerek, kendisinden, durumu Genel Sekreterden bir defa daha sormasını İstediler. Ankaraya gelen son haber, Gene. ral Thimayya'nın, U'Thant'tan du- rumu sormuş olduğudur. Türk Hü- kümeti, değiştirme birliği ile ilgili o- larak herhangi bir karar vermek için U"Thant'ın cevabını o beklemektedir. Şimdi durum ne olacaktır? Kesin olarak birşey söylemek için ozaman henüz erkendir. Ancak, türk hüküme- tinin Adadaki birliğini değiştirmeye kararlı olduğundan hiç şüphe edil- barışçı yollar denenecek, zellikle yola getirilmeye tır. Nitekim, şu satırların o yazıldığı sırada, Adadaki Birleşmiş (Milletler görevlileri, taraflar arasında bir ouz- çalışılacak- lirtisi bile görülmediği halde, hep Tür- kiyeden anlayış beklemek de çok faz- ladır. U'Thant Ayıkla pirincin taşını Devenin başı İnönü - Sunay görüşmesine konu teşkil den kıbrıslı Papazın kara- rı; haftanın başında kıbrıslı rum li- derlerin Lefkoşede yaptıkları bir top- lantı sonunda açıklandı. Yabancı ga- zetecilere özellikle duyurmaya çalıştık larına göre, ram liderlerin gündem lerindeki en önemli konu, Adaya gi- decek Türk Değiştirme Birliğinin da rumudur. Nitekim Makarios, toplan- tı dağıldıktan sonra etrafım osaran basın mensuplarına, yavaş sesle, bü- yük bir hikmet yumurtluyormuş gibi, toplantı söylentisini doğruladıktan sonra : ". , karar gereğince, Türk Deği Birliği o Adaya bir şartla çıkabilir: (o Kıbrısta bulunan türk birliği Girne yolundan çekilerek barakalarına dönmeli ve bu yol ram- ların gidiş-gelişine yeniden açılmalı- dır. Yoksa, ne pahasına olursa olsun, Değiştirme Enn Adaya çıkarma- yacağız " de Keban bu sözleri (o Ankaraya ulaştığı zaman, bütün dudaklarda kız gınlıkla karışık bir gülümseme belir- di. Kıbrıs ramlarının sakallı lideri, batılılann "brinksmanship" dedikleri oyunbozanlığını, obaltalayıcılığını bir kere daha ortaya koymuştu. Hiç şüp- he yok, milletlerarası anlaşmazlıkla- rın görüşme yoluyla çözülmesine kim se Makariostan daha iyi kundak koya mazdı Sözle uslanmayanın hakkı Doğrusunu söylemek gerekirse, Tür- kiye Makariosun bu kötü huyunu çoktan anlamıştı, (o fakat diğer ilgili devletlere anlatmakta büyük güçlük Adadaki türk sı anlaşmaları feshettiğini, bu birliğin Adada bulunmasını rektiren hukuki temelin ortadan kalk tığım ileri sürüyordu. Gerçi aradaki ricacılar - bu arada yunan hüküme- ti, Birleşmiş Milletler Genel Sekre- durgunluk değiştirme birliğinin gönderilmesi bir süre geri bırakılabilir, bu arada Ma. kariosla görüşme yoluyla, bir anlaş- maya varılabilirdi. Geçen hafta içinde Kıbrıs konu- sunda görülen yeni gelişmeler, Tür- kiyenin Makarios hakkındaki teşhi- sinde nekadar haklı olduğunu bir ke- re daha ortaya koymuştur. (o Kıbrıs ramlarının başı, Türk Değiştirme Bir liginin durumunu hiç de haklı ol- madığı halde, gönüllü ve saf dostla- rımız sayesinde bir pazarlık konusu yapmağa kalkmış ve sonunda gene ünlü "hayır"larından birini yapıştır, mıştır. Bu davranışını değiştirmedi- $i takdirde, kısa bir süre sonra Maka- riosun yakasına iki kuvvetli elin ya- pışacağından kimse şüphe etmemeli- dir. Adadaki türk birliğinin bir kısmı- çatışma çıkmasını istemeyenlerin ak- lına, Birleşmiş Milletler Genel Sek. reteri U Thant'in bundan bir süre önce yaptığı bir teklif gelmiştir. Bi- lindiği gibi, Genel Sekreterin bu tek lifi, Âdâdaki türk birliğinin (o Barış Gücü emrine o verilmesiydi. o Genel Sekretere göre böylece hem Adadaki daki anlaşmazlık çıbanlarından biri kesilip atılacaktı. Ancak, eğer Ada- daki türk birliği Barış Gücü emrine verilirse, o sıralarda Kıbrıstakl Bir- leşmiş Milletler Komutanı oGeneral AKİS, 2 Ekim 1964