DÜNYADA OLUP BİTENLER Fransa De Gaulle'ün derdi Batı dünyasının geçimsiz çocuğu De Gaulle, geride bıraktığımla hafta- nın ortasında, Amerikada ve İngiltere- de geniş yankılar uyandıran basın top. lantılarından birini daha yaptı. Top- lantıya bine yatan gazeteci katılmış- tı, hepsi de büyük bir merakla Ge- neralin ne söyleyeceğini bekliyorlardı. Ancak, alışılanın aksine. De Gaulle bu sefer önceden hazırlanmış bir ko. nuşma yapmadı, gazetecilere sorularını kendine yazılı olarak vermelerini söy- i. Soru kâğıtlarını alınca da bun- ları konulara göre düzenledi, sonra bi- rer birer cevaplandırmaya başladı. Basın toplantısına katılan gazete- cilerin çoğu, başlıca Uç konu üzerinde duruyorlardı. Bir kere. De Gaulle a- caba Güney Doğu Asyanın odurumu hakkında ne düşünüyordu? İkincisi, Avrupa birliği, nasıl gerçekleşebilirdi? Nihayet, Fransanın çekirdekli vurucu gücü ne durumdaydı? BU konular za- ten Generalin üzerinde durmayı en sevdiği konulardı, bu bakımdan gazete- ciler sorularına dört başı mamur kar- şılıklar almakta gecikmediler. De Gaulle. Güney-Doğu Asyanın durumu hakkında oOAmerikanın pek hoşuna gitmeyecek türlü konuştu Ge- nerale göre; buradaki bütün karışıklık- lar, Fransanın Hindiçiniden çekilip o. nun yerini Amerikanın almasıyla baş- lamıştı Fransanın buradan çekilme- sinden sonra 1954 Cenevre Anlaşma- kucağına itmişti. ney Vietnamı önce Diem ailesi, sonra da askeri rejim sayesinde kendine bağ. lamıştı ama. oVietkong çetecilerinin hergün kazandığı başarılar, halkın ko- münizme karşı mücadeleyi benimseye- mediğini gösteriyordu. Aynı durum La. os için de doğru sayabilirdi. Eğer bu- gün Güney-Doğu Asyada barış kurul- mak isteniyorsa, Birleşik Amerika. Sovyetler Birliği. o Komünist Çin ve Fransa bir araya gelmeliler. Hindici- ni işlerine karışmamayı yüklenerek buradaki halkı kendi haline bırakma, lıydılar. Aksi halde, Amerika Hindici- ni işlerine burnunu sokmakta direttik- çe, "bu zavallı ülkeler" barış ve gü- venliğe kavuşamayacaktı. veti de şu sırada her zamankinden da- ha sağlamdı. Son günlerde Fransız e- konomisini tehdit eden enflâsyona karşı etkili tedbirler alınmıştı, milli gelirin çoğaltılması için çareler düşü- nülüyordu, Diğer yandan, Fransız çe- kirdekli vurucu gücü de hergün bi- raz daha artıyordu. 1966 yılında hiz- mete girecek "Mirage IV" tipi bom- ba uçakları, çekirdek güçlü bombala- rı kolaylıkla hedeflerine ulaştırabile- cekti. Altı yıl içinde Fransanın sahip olacağı vurucu güç, Hiroşimaya lan atom bombasının 2.000 misli ola- caktı. De Gaulle'ün Güney-Doğu Asya konusunda söyledikleri pek bilinmeyen şeyler sayılamazdı General dörtlü bir anlaşma teklifini bundan önce de ileri sürmüş, fakat o zaman bunun Laos konusunda yapılmasını istemekle yetinmişti. Fransız devlet başkanı şim- di bu teklifini, bütün Hindicini ülke- lerini kapsayacak şekilde genişletiyor- du. Al manyanın günahı De ole Güney-doğu Asyanın bu- gü durumi suçunu nasıl Birleşik Amerikaya yüklediyse, Avru- pa birleşmesinin gecikmesini de Bata. Almanyanın sırtına yükleyiverdi. Ba- tu Almanya, hâlâ Amerikanın dümen izinden ayrılamıyor, dünyanın artık Washington ile Moskova arasında i- 7 , kiye ayrılmış olmaktan kurtulduğu- açık bir hoşnutsuzlukla karşılandı. Bir- nu bağımsız ve kuvvetli bir Avrupa Kere İngiltere, Avrupa Birliği konu- kurmanın mümkün olduğunu anlıya- (sunda hiç mi hiç ismi geçmemesi bir ta- mıyordu. Fakat Fransa, Batı Alman- rafa dursun. Güney-doğu Asya du- yanın bu gerçekleri görüp anlaması- rumunu konuşması gereken büyük nı bekleyebilecek (okadar kuvvetliydi; odevletler, içine katılmadığı için içer- Fransanın artık Washingtona tabi ol- O lediğini kimseden gizlemedi İngiliz ması için hiçbir sebep kalmamıştı, Dışişleri Bakanı Butler, bu haftanın başında Sovyet İdarecileriyle görüşme- ler yapmak üzere Moskovaya giderken, Güney-doğu Asya konusunda Birleşik, Amerika ile aynı görüşte olduğunu Laostaki komünistler ateş kesip eski mevzilerine çekilmedikçe bir milletler- arası konferansın toplanmasını o kabul edemiyecegini (o açıkladı Washingtona gelince oradaki idareciler de Laos ko- nusunda bir yeni milletlerarası kon- feransı şimdilik zamansız buldukları gibi. Vietnam konusunda komünistler- le hiçbir şekilde görüşmeye yanaşma yacaklarını bildirmişlerdir. Fransız devlet başkanının yaptığı bu basın toplantısı, her seferinde ol- duğu gibi, Londra ve Washingtonda Fransa kendisini Amerikadan ba- gımsız görecek gücü nereden alıyordu? De Gaulle'e göre, Fransanın ekonomik durumu kadar çekirdekli vurucu kuv. HEPİMİZİN EL KİTABI İslami Bilgiler Ansiklopedisi İslamiyette ilgili bütün konuları bir araya toplayan kitap Ancak, washingtonda e çok kız- gınlık uyandıran. De Gaulle'ün Av- rupanın Amerika ile bağlan konusun- da söylediği sözlerdir. Geçen hafta so- nunda yaptığı bir basın toplantında, Başkan Johnson, Birleşik Amerikanın 5 hiçbir, ülkeyi hegemonyası altına al- mak istemediğini, hele Avrupayı ken- dine bağlamayı hiç düşünmediğini a- çıkladı. Johnsona göre Batılı devlet- ler arasındaki münasebetlerde bir re- kabet havası yaratmak, hele bu dev- letleri şu, ya da bu bağlılık arasında bir seçim yapmaya zorlamak, hem B tı ittifakı, hem de Avrupa için çok kötü sonuçlar yaratacaktır. -ÇIKTI - Lüks ciltli kuşe gömlekli : 12.50 TL.. HİZMET KİTAPLARI Babıali Cad. 64, İstanbul Ödemeli gönderilir. (AKİS — 1093)