v4 . E G | Bakanlık İstifalar ve ötesi Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğre- tim Genel Müdürlüğünden istila eden ve hâlen Burhaniye OÖğretmen- ler Yazlık Dinlenme Kampı sakinle ri arasına karışmış olan Kemal Yıl- maz 1921 yılında Aydında doğmuştur. Yani daha 43 yaşındadır. Yılmaz, bir köy çocuğu olarak girdiği Balıkesir Öğ retmen Okulunu iyi derece ile bitirdik ten sonra aynı ildeki Eğitim Ensti- tüsünden mezun olmuş ve Oo mesleğe köy öğretmeni olarak başlamıştır. Köy lerde gecen bir kaç yıldan sonra Yıl- mazı Paris Üniversitesinin (eğitim bölümünde, yeniden li ki görüyoruz. Bir süre sonra bu ta- mamlanmış ve Aydınlı delikanlı yi bir eğitimci olarak Milli Eğitim Ba- kanlığının kendisine vereceği Oo görev leri yapmak üzere, Türkiyeye (odön- müştür. Londrada dört yıl Kültür Ate- şeliği ve daha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı Dış oMünasebetler Genel Müdür Yardımcılığı yapan Yılmaza da bütün ülkücüler gibi çok (geçmeden belli kişilerce çelme takılacaktır.,. Ne yazık ki bu çelme, bütün ülkücülerin heyecanla sarıldığı 27 Mayıs 1960 tari- hinden sonra takılmıştır. Devrim sonra sının, nereden bulunduğu, neden Ba kan yapıldığı halâ anlaşılamıyan en- teresan tiplerinden Bedrettin o Tun- cel, Kemal Yılmazı bir gazeteye yaz- eğitimle ilgili bir yazısından do Bakanlıktan uzaklaştırı overmiş- Sonraları bakanlar (değişecek ve bu Bakanlığa yapılan bir tayin oeği- timde reform ve silkinme isteyen çev relerde bayram sevinci ile karşılana- caktır. Dr. İbrahim Öktem, Milli Eği- tim Bakanı olmuştur.! Dr Öktem, bir heyecanlı kaleme göre gerekli reform ve gerici tasfiyesini yapacak ve "Do muz sürüsüne tank gibi dalacak olan" adamdır. İlk hareketleri bunu göster mektedir. Bu ilk heyecan arasında, bir lisede öğretmenliğe tayin edilmiş olan Kemal Yılmaz "tekrar keşfedile- cek" ve Öktem tarafından Talim Terbiye Dairesi Üyeliğine (o atanacak- tır. Öktem, bir süre sonra oYılmazı Basın Müşaviri olarak deneyecek o ve çok geçmeden de Orta Öğretim Ge- nel Müdürlüğü gibi gerçekten Önemli bir makama oturtacaktır. Bu tayin, Mili Eğitim Bakanlığındaki (o Tevfik İleri zihniyetinin bir türlü tasfiye edi- lemeyen kalıntıları ile mücadele eden leri sevindirmiş ve onları şöyle düşün dürmüştür: Bu kadar anlamsız tayin arasında Yılmazın da Genel Müdür Tİ M olması münferit bir hareket ama, ay nı zamanda bir de ümit ışığı. Herhal- de Öktem bu yoldaki icraatım bu ka- darla bırakmıyacak devam o ettirecek tir! Bu tayinle başlayan ümitler de- vam ederken geçen haftanın da Cuma günü, Orta Öğretim Genel Müdürünün görevinden istifa haberi bomba gibi patlayıverdi. mazın istifasını, onun Orta Öğretime yerleştirdiği genç ve ülkücü şube mü dürlerinden Erdoğan Güney ve Asım Hışılın istifaları takip edince karam- sar bulutlar bir fırtınayı haber vere- cek şekilde toplanmağa sıkışmaya baş ladı: Neydi bu istifaların sebebi? Yoz laşmış, kalıntı haline gelmiş bir Ba- kanlık kadrosunun arasına girebilmiş bir kaç genç reformcunun adetâ telâş- la uzaklaştırılmalarının anlamı one olabilirdi? Yoksa, Tevkif İleri (o taraf tartarının çok beğendikleri (eski Ba- kan Şevket Raşit Hatipoğlunun is- tifası ile bırakılan mücadeleye, ka- lındığı yerden devam mı etmek gere- kiyordu? Bu istifaların bir yıl kadar önce Devlet Plânlama Teşkilatındaki top. lu istifalar kadar derin etkiler yara- tacağını ileri sürenlere rastlanıyordu. "Milli Eritim Bakanlığı" Bakanlıklar semtinde o Ticaret Ba- kanlığı ile aynı binayı (o paylasan Milli Eğitim Bakanlığını son zaman- larda bir çok kimse yukarıdaki (o baş- lıkta yer alan isimle anmaya başlamış tır. Bir tek harf değişikliği ile - (&) yi (0) yaparak - meydana getirilen bu isim bir çok anlamlarda kutlanıl maktadır. Her yıl devlet o bütçesinin pek büyük bir kısmının eğitime rılmasına rağmen, olumlu bir sonuç elde edilememesi ve bu paranın ge- reksiz işlerde eritilmesi, o Bakanlığın başına veya teşkilâtına zorla o gelebi- len bir kaç ülkücünün bir süre sonra anlamsız bir tavizciliğe veya istifaya zorlanarak eritilmesi bu isimle oan- latılmak istenen Oo gerçekler arasında dır. Bu değirmen nasıl dönmekte, bu eritme işi bu kadar yıl bu kadar hü- cuma ve tenkide rağmen nasıl devam edebilmektedir? Yıllardır bu o eritme ve baltalama işi ile mücadele edenler bu sorunun cevabını — birbirine' çok yaklaşık ifadelerle — şöyle vermekte, dirler: Bakanlık merkez teşkilâtı as- lında Türk Milli Eğitiminin 1940 yıl- larında güzelce o dönmeğe başlıyan. n sonra işe yavaşlayan çarkla rına nihai demir kazığı sokan, DP — İbrahim Öktem “Eriiken” Bakanı Tevfik İleri gibi odüşüneni nun tarafından yerleştirilmiş insan- lardan meydana gelmektedir. o Bak lığa ilericiler hakimdir. Fakat bun- lar Tevfik İlericidir! Bu kadro yıl dır sökülüp atılamamaktadır. Bu in- sanlar birbirlerine (oObazı . menfaı dayanması kuvvetle mümkün - baş- larla sıkı sıkıya bağlı ve daima o: nize haldedirler. (o Yıllardır o yapıl bütün tayinlerde bu kadroyu meyda na getirenler Genel Müdürlükte Kültür Ateşeliğine, Kültür Ateşti ğinden, Teftiş Kuruluna oradan Talim Terbiye Dairesine nakledil mekte fakat birinci derecedeki bu uzaklaştırılan verilen bu hareket devam mekte, bu cevelanı meydana renler, kendilerinden olmryan ülkü- cü biri teşkilâta girince ona karşı hal bir güçbirliği cephesi meydana, tirmektedirler. Hatta bakanlara ki dahi aynı hareket - fakat çok daha kurnazca . uygulanabilmektedir. Eski Bakan bir şeyler yapmak isteyen he- yecanlı biri ise derhal onun etki kuşatılmakta, asıl çevresi ile bağ koparılmakta ve adeta izole edilmek- tedir. Bundan sonra o bakam .n vi e değilse - -kukla gibi e Zor olmamaktadır. - Son e em kadar rahatçai oynatabilen bu kadro son bir yıl de karşısmda kendisi için son der- de tehlikeli bir kuvvet bulmağa lamıştır. Türkiye Öğretmen oDer- leri Milli Federasyonu. 1956'da 5400, 1958 de 7000, 1960 18,500, 1962 de 21.000 üyeli bir kuru- luş olarak görünen T. Ö. D. M. F AKİS/21