Olmak veya olmamak İdari problemlerin yanı sıra top- lu sözleşmelerin getirdiği o bir diğer intibak güçlüğü de mali sa- hada kendini hissettirmektedir. Dev- let sektörü ile yapılan toplu sözleş- meler bugüne kadar bütçeye 600 milyon liranın üstünde bir yük tah- mil etmiştir. Bu miktarın ileride daha da büyüyerek yıl sonuna ka- dar 1 milyar 500 milyon lirayı bu- lacağı sanılmaktadır. Oysa, yeni vergi kanunları vaktinde o çıkarıl- madığından, sadece bu sebeple büt- çe oldukça büyük bir açıkla karşı karşıyadır. Ayrıca, dış politikadaki son gelişmeler de devlete hayli ağır bir mal! külfet yüklemektedir. Bü- tün bunlara bir de 1,5 milyar lira- lık munzam ücret ilâve edilince a- çık, kapanması imkânsız bir hal almaktadır. Bu bakımdan Hüküme- tin en büyük hatası kanunların yü- rürlüğe girmesi ile birlikte gerekli tedbirleri almaması ve halâ belirli bir ücret politikasının tesbit edile- memiş bulunmasıdır. Gerçi bu konu- da devletin işveren olduğu iş yerle- rinde, tarafları karşı karşıya bırak- mak üzere alınmış bulunan bir ka- rar mevcuttur ama bu prensip çok defa bölgedeki ücret dengesini ko- rum: amacıyla uygulanamamakta ve Hükümet sözleşmelerde aktif rol oynamağa mecbur kalmaktadır. Bu- nun en tipik örneği son Batman gre- vinde görülmüştür. Toplu sözleşmelerin bu tempo içinde tamamlanması, Hükümeti ke- limenin tam anlamıyla bir açmazla karşı karşıya (o bırakacaktır. Zira değil bu 1,55 milyar liralık ücret artışını karşılamak, normal bütçe açığını bile kapatmak Maliye Baka- YURTTA OLUP BİTENLER nı Ferit Melen için çözümü son de- rece çetin bir mesele haline gelmiş- tir. Zira bu miktarın karşılanması için iki yol vardır. Ya yatırımlar- da, bir diğer deyimle plân hedefle- rinde bir miktar fedakârlık (o edile- cektir ki, bunu düşünmek dahi im- kânsızdır. Ya da geçen yıl olduğu gibi gene munzam gelir kaynakları aranacak, yani yeni vergilere gidi- lecektir. Tabii bu yol da, şimdilik düşünülmemektedir. Bugünlerde Hükümet bütün ü- midini Hükümet - İşçi - İşveren temsilcilerinden kurulu bir Okomis- yona bağlamış bulunmaktadır. Ko- misyon plân hedefleriyle toplu söz- leşme düzeni arasında koordinasyo- nu sağlamak üzere çalışmaktır. Bunda taraflar iyi niyet gösterirler ve komisyon başarı kazanırsa Tür- kiye'de grev mefhumu bir Obüyük prestij kazanacaktır. Siyaset Felsefesi! Şu, aşağıya aldığımız astırlar dik- katle ve ibretle okunmalıdır. On- larda, bütün bir siyaset felsefesi yat maktadır: Şu anda, bütün İzmir halkı, bir Devlet Bakanına ıdır. Bu Bakan, bağımsız hüviyette olsan olmasın, CHP'ne bağlıdır, ona angajedir. Böylece, bütün bir İzmir halkı CHP idaresinden heyecanla, asabiyetle şekvacıdır. Hâdisede kim haklı kim haksız? Bunun o kadar önemi yok. Belki Bakan tatmin eder bir savunma yap- maya da muvaffak olar. Bunun da geri olduğuna, oy avcılığı yapılma- sa bile boşu boşuna oy kaybetmenin hiç ama hiç âlemi (bulunmadığına göre, Halkçılar bu olay muvacehe- sinde kara kara düşünseler yeridir. Hele CHP İzmir Senatör ve Millet- vekillerinin halleri dumandır. Siyasi adam: Bütün bu patırtı- ya, bu fire verme olayına, şu kritik zamanda ne lüzum vardı? Diyecek- tir. Mesele, medreseye düşmeksizin düşünülürse, bu sitem haklı olur. E- vet ne lüzum vardı?" Bu satırlar bir AP organında ya- yınlanmaktadır ve bir AP sözcüsü, nün kaleminden çıkmaktadır. Her şey oy için! Dünün bu siyaset felsefe- sinin, yarının da siyaset felsefesi o- lacağını AP takımı açık alınla, gu- rurla, iftiharla ilân etmektedir ve bu felsefeyi benimsemediğinden do- Malik Yolaç layı CHP'ye "atak" gözüyle bakmak- tadır. Ne zaman? Bu felsefeyi şahikasına çıkaran bir idareci takımı 27 Mayısta taru- mar edildikten, başlarına dünya yı- kıldıktan dört sene sonra.. İnsanla- rın biç ibret almadıklarına bundan daha güzel bir delil bulmak güçtür. Sözcünün bahis konusu ettiği ha- dise, bir (İzmir Malik Yolaça tavsiye ediyor: "Şike varmış yahut şike yokmuş, sana ne be birader! Sen İzmirden oy almaya . Ne kızdırırsın, İzmirlileri? Ver İzmire, Spor-Totodan biraz para, yap İzmirli senatör Ve milletvekilleri- nin dediklerini, bölge bölge dağıt ni- metleri, bak nasıl toplarsın oyları! Yok ,spor hayatı temizlenecekmiş de, yok sporcu ahlâkı korunacaknuş da.. Sana mı kaldı, bunlar? Oy! Sen ona Çevir gözlerini.. Aptal, sen de.." Lâf aramızda, dünün politikacısı Malik Yolaçı hiç bir şey, bu tenkit kadar, devlet adamlığı payesine yük- seltemezdi. Zira AP sözcüsü, kendi görüşüne göre bir politikacının na- sıl olmaması gerektiğini anlatırken memlekette alladığı nl tipi- nin de portresini çizmiştir. AKİS/13