HAFTANIN İÇİNDEN Politika Hayatı Türkiyede önemli bir değişiklik oluyor, Tâbii mazur gö- rünüz, biraz argodur ama, değişikliği anlatmak için ondan iyisini bulmak güçtür: Halk artık profesyonel po- litikacıya ve onun yaptığına "boş veriyor", Nitekim, gö- rülüyor, partilerin bu yas sıcağında tertipledikleri kong- reler hiç ilgi çekmiyor ve yolu o kongrelere düşen delege- ler, bir arka sıraya çekilip uyumayı tercih ediyor. Bunu "yaz sıcağı" ile izah etmek doğru değildir, Hava sühu- net) ne olursa olsun, particilik Türkiyede eski manasını ybetmiştir. Parti düşmanlığı ile halkın particiliğe karsı ilgisizli- ini birbirinden ayırmak lazımdır. Elbette ki bir demok- ratik rejimin esası siyasi partilerdir ve Türkiyede rejimin "çok partili rejim" olması hepimizin gayesidir, hedefidir. Ancak: Türkiyede öyle bir devir yalanmıştır ki, partiler ve particilik "her şey" olmuş, bunun üzerine milli ayrılıklar bina edilmiş her parti toplantısı bir gövde gösterisi haline bürünmüş, parti rozeti gündelik hayatta bütün kapıları açan veya kapayan bir sihirli vasıta yerine geçmiştir. Par- tizanlığın, geniş manada tarihe karışmasıyla birlikte parti- ler ve particilik de, vatandaş sözünde, o önemini kaybet- İhtilalden bu yana Türkiyede, bilhassa bir belirli çev- renin parti düşmanlığı yaptığı doğrudur, Tip olarak po- litikacı da, karikatüristlerin ve fıkra yazarlarının en sev- dikleri konu haline gelmiştir. Silindir şapkalı, göbekli, menfaatperest politikacı tipine her hakaret reva görül- müştür. Bu tipin bunların bir çoğunu ziyadesiyle hak et- miş bulunduğunu saklamak imkânı yoktur. Fakat bu kampanya, geniş halk kütlelerindeki ilgisizliğin sebebini teşkil etmemiştir. Nimetlerin gene parti kanalıyla dağı- tıldığı devir açılsın, politikacı derhal eski tahtına otura- caktır Ve çok vatandaş onu tekrar baş tacı edecektir. Böy- le bir fevrin açılmasına memleketin sağlam kuvvetleri kesin şekilde karsı olduklarından dolayıdır ki Türkiyede bu profesyonel politikacı tipinin istikbali parlak görün- memektedir. Türkiyede partiler hiç bir zaman, menfaat şebekesi olmak bakımından, aralarında büyük fark göstermemiş- lerdir, CHP yıllar yılı, mensuplarına, daha doğrusu teş- kilit mensuplarma avantajlar sağlamıştır. İktidarı DP aldıktan sonra o, bunu bir politika felsefesi haline getir- miş ve adeta sanat yapmıştır. İktidar değişikliğiyle bir- likte parti değişikliklerinin ve transferlerin başgösterme- si de bizdeki politika hayatinin bu hususiyeti neticesidir CHP'nin kara gözlerine değil sağladığı avantaja tutkun olanlar 1950'yi takip eden on yıl içinde göğüslerindeki ro- zeti bir yenisiyle değiştirmekte hiç bir mahzur görmemi: lerdir. Bunlar, avantaj sağlayamayacak hale gelen eski partileri içinde işgal ettikleri yeri yeni kudretli partinin saflarında işgal etmek için harekete geçmişler Ve çoğu Metin TOKER da muvaffak olmuşlardır. Tip tutarak da DP'li Ocak Baş- kanı ile CHP'li Ocak Başkanı arasında fazla bir fark aramak beyhudedir. CHP fülen iktidarı aldıktan sonra bu tipler derhal ellerini uğuşturmuşlardır ve "bekledikleri gün"ün geldiği kanısı içinde liderlerine yaklaşmışlardır. 1961 seçimlerin- de CHP, beklendiği gibi kesin bir ekseriyet alsaydı durum ne olurdu, bugün bir tahmin yapmak güçtür. Fakat ger- çek şudur ki, eski manasıyla partizanlık 1961 seçimlerin- den bu yana politika hayatından kalkmıştır Ve 1950-60 arasında bunun en koyusunu yapanların yeni iktidarı ay- ın damgayla ithama kalkışmaları hem çok suni kaçmak- tadır, hem de fazla bir tesir uyandırmamaktadır. C'HP'linin feryat ve figanı eski çamların bardak olduğunun delilini teşkil etmektedir. Öyle olunca, böyle bir partinin teşkilatında geceyi gündüze katarak çalışmak hiç bir mana ifade etmez ha- le gelmiştir. Yıllar yılı bu memlekette bir takım tipler, politika hayatında rol oynamıştır ki bunların meslekleri "politi- kan" olmuştur. 1950'den evvel CHP de. 1950-60 arasında DP'de kazançlarım particilikten sağlayan bir sınıf türe- miştir. Bunlar, belki meşru, belki gayrimeşru komisyon- culuk yapmışlardır ve takip ettikleri işlerin sahiplerinden hisselerini almak suretiyle gül gibi geçinip gitmişlerdir. Parti mücadelelerine parti içi rekabetlere, kongrelerede kulis çalışmalarına hep, mesleğin bu hususiyeti canlılık, revnak vermiştir. Bir Ocak Başkanlığına bir düzine tali- bin çıkmasını başka türlü izah imkânı yoktur Menfaati kaybetmektedir ve derin bir kış uykusuna yatmaktadır, politika hayatında partizanlık kalktığı içindir ki bilhas- sa CHP'de seçimler arasında teşkilât bütün a kaybetmektedir ve derin bir kış uykusuna yatm. AP'dakil hareket, mensuplarının çoğu DP'den derlenmiş bir partinin saflarında "eski iyi günlerin geri geleceği" ümidinin hâlâ yaşamakta elmasının neticesidir. AP kendi çapında ve imkânları nispetinde bir partizanlığı fiilen yapmaktadır da.. Bir geniş tabaka AP iktidarın bu yüz- den dört gözle beklemektedir. AP nin eline iktidar ge- çerse onun bu tabakayı hayâl sukutuna uğratmayacağı eski DP prensiplerini hemen benimseyceği doğrudur. Ama memleketin şartları ve yeni kuvvetleri bu çabayı iki günde perişan edecektir. Bundan dolayıdır ki Türkiyede oy artık parti teşki- latının ağısında değildir. Yıllar yıl Hükümete oyu Parti getirmiştir. Bundan sonra Hükümet Partiye, oy getire- cektir veya oy kaybettirecektir (Elbette ki bir secimde parti teşkilâtı "ayak hizmetleri"ni başardığı nisbette oy toplanmasında, daha doğrusu oyların kaybolmasında rol oynayacaktır. Ama Türkiyenin yeni politika hayatında Hükümetle- rin başarısı, seçimlerin sonucu üzerinde en büyük role sahip olacaktır