KIBRIS OLAYLARI Durum gayret Kıbrısın kuzeyinde uzanan Girne- Lefkoşe yolunu tutan Saint Hila- rion kalesinin eteklerinde, adına Zey- tinlik denilen bir türk köyü vardır. Kaledeki bir avuç türk mücahidi ken- dilerine bu köyden ulaştırılan yiyecek ve içeceğe bakarlar, canları sıkılınca köye inerek oradaki yaşlı çiftçilerle, genç çocuklarla sohbet ederler. o Bu köy, Kıbnstaki türk savaşları için bir mânevi destektir. Rumların eline düş- medikçe Adadaki türklerin cesareti kırılmayacak, Ümidi kaçmayacaktır. Rumlar da bu gerçeği anlamış ol- malı ki, geride bıraktığımız hafta i- resini kuşatmaya kalkışmıştır. kuru gürültüye pabuç bırakmaya hiç niyetli olmayan türk mücahitlerinin canla başla karşı koymaları sonucun- da, bu kuşatma denemesi tam bir ba- şarısızlıkla sona ermiştir. Şu satarla- rın yazıldığı sırada ogelen haberler, rumlarının Zeytinlik köyünü ele geçir- mek için bir kere daha hazırlığa baş- ladıklarını gösteriyordu. Fakat hiç kimse, bu yeni hazırlıkların da bo çıkacağından hiç şüphe etmemelidir. Rumların Adadaki askeri hazırlık- ları gittikçe hızlandırmaları ve bunu yaparken Yunanistandan giderek ço- galan bir yardım görmeleri, bütün dün yada, Kıbrıs anlaşmazlığının o barışçı yollardan çözülmesi için beklenen ümit- lerin zayıflamasına yol açmışlar. Ni- ekim, rum çeteciler, Sait Hilarion e- teğindeki Zeytinlik köyünü ele geçir- mek için yaptıkları ilk denemede, Yu- nanistandan gelen ağır toplan kullan maktan kaçınmamış!ardır Söylendiği- ne göre, bu topları Ada rumları de- gil Yunanistandan Oo gönderilen as- kerler kullanmıştır. Atılan mermilerin hiçbiri hedefe ulaşmadığına göre, bu söylentinin gerçeğin tâ kendisi oldu- ğu anlaşılıyor. Ada türkleriyle (o rumlar arasında Zeytindik köyü odolaylarınıda geçen çatışmaları sırasında, Birleşmiş Mil- letlerin mavi berelileri doğrusu gene iyi not alamamışlardır. Bir kere Ada- ya akan yunan silâh ve asker sevkıya- tını durdurmak için en ufak bir gay- ret bile gösteremiyen Birleşmiş Mil- letler sorumluları, bu çatışmalar baş- layınca rumların geri çekilmesini sağ- layabilmek için büyük zorluk çekmiş- lerdir. Üstelik, rumlar geri çekilmeyi kabul ettikten sonra o dolaylarda ufak AKİS/16 LordHome Yardan ve serden geçmeyen bir Kanada birliğinden başka hiçbir Birleşmiş Milletler kuvveti bırakılma- mıştır. Bu durumun rumlara yeni sal- dırılara girişmek için cesaret verdiği- Naci Dürer KADIN TERZİSİ Karanfil Sokak No. 27/3 ANKARA (AKİS — 1088) ne şüphe yoktur. Bütün bunlar yet- miyormuş gibi, bu haftanın başında yüksek rütbeli bir Birleşmiş Milletler yetkilisi tarafından söylenen sözleri de haftanın incisi saymak gerekir. (Bu yetkiliye göre rumlar Yunanistandan gelen ağır toplan hiçbir zaman kul- lanmak için mevzilerine sokmamışlar- dır, amaçlan saldırgan olmaktan çok psikolojiktir! Bocanın öğrettiği İşin tuhafı, bir ( Birleşmiş Milletler yetkilisi tarafından söylenen bu söz- ler, her nedense, çetebaşı Makariosun bu hafta başında U'Thant'ın bir mesa- jına verdiği cevapta söylediklerini pek andırmaktadır. Adaya giren silâhlar- dan duyduğu endişeyi belirterek bu duruma bir son verilmesini isteyen Bir- leşmiş Milletler Genel Sekreterine yol- ladığı cevapta, Makarios, bu durumdan kendisinin de son derece endişe duy- duğunu söylemekte, fakat bu silâhların hiçbir zaman kullanılmayacağını um- duğunu belirtmektedir. Makariosa gö- re. Ada üzerindeki türk tehdidi kalk- madıkça Kıbrısa silâh akım devam e- decektir! Gerçekten, Kıbrıs rumları Makariosun bu sözlerine uygun olarak bu hafta da Adaya silâh getirmeye de- vam etmiş bulunuyorlar. Makariosun U'Thant'a cevap hazırlamakta oldu- gu sırada, Limasol limanına yanaşan bir yunan gemisi askeri malzeme bo- şaltıyor, açıkta duran diğer üç gemi de yüklerini boşaltmak için sıra bek liyordu. Birleşmiş Milletler görevlileri, sandık, sandık silâh, top ve cephane- nin boşaltılmasına hiçbir ses çıkar- madıkları gibi, Adadaki muhtaç türk- tere yiyecek ve ilâç götüren Gençlik şilebinin orıhtıma o yanaştırılmaması, yanaştırıldıktan sonra da boşaltılma- ması karşısında seyirci kalmaktan ö- teye gidememişlerdir; ' Doğrusu, dünyada barışı korumak amacıyla kurulan bir milletlerarası kurumun bu davranışı, en azından, İçler acısıdır. Papandreu Londrada Kıbrıstaki iç durum bir yandan bu şekilde gelişirken, diğer yandan Yu nan Başbakanı Papandreu da bu haf- ta, içinde Londraya gidip İngiliz dev- let adamlarıyla görüşmeler yapmışlar. Bilindiği gibi, İngiltere ,hem İnönüyü, hem da Papandreu'yu dahabu iki Baş bakan Amerikaya giderlerken davet etmişti. İnönü Londraya Amerika dö- nüşü uğramış, fakat Papandreu, yapı- lacak belediye seçimlerini 'bahane e-