derek, RE gidişini bugüne ka- dar geciktirmiştir Londradan gelen haberlere bakılır» sa, Yunan Başbakanı ile İngiliz dev- ret adamları arasında yapılan görüş- meler hiçbir olumlu sonuca ulaşmış değildir, zaten, işin doğrusunu Söy- lemek gerekirse, kimse de bu görüşme- lerin böyle, bir sonuca ulaşmasını bek- lemiyordu. İngiliz devlet adamları, Pa- pandicu ile aynı masa başına otur- dukları zaman, çok gerçekçi bir tu- tumla şu, ya da bu çözüm yolu üze- rinde durmaktan kaçınmışlar, Yunan Başbakanından israrla Türkiye ele ikili görüşmelere gitmesini tote- mişlerdir. Papandreu'ya Cenevre gö- rüşmelerinin Kıbrıs çıkmazını iyi, kötü bir çözüme götürebilecek tek fırsat ol- duğunu hatırlatmışlar, buraya yolla- kımdan faydalı olacağım söylemişler- dir. Gerçi Papandreu bu isteğe hemen evet dememiştir ama uzun sürede i- nadından vazgeçeceğine şüphe yoktur. Londrada yapılan İngiliz-Yunan gö rüşmelerinde üzerinde durulan konu- lardan bir başkası da, Kıbrısa yapılan asker ve silâh sevkıyatıdır Yunanlı- ların Kıbrısa durmadan asker ve si- lâh göndermesi. İngilizleri devamlı o- larak kuşkulandırmaktadır. İngilizle- re göre, bu durum Türkiyenin müda- halesini davet edebilir ve Türkiye ar- tık müdahale hakkını Kullanırsa kim- HAMLELER se de ona "aman dur; biraz daha bek- le" diyemez. Bu bakımdan ,eğer Do- gu Akdenizde bir Türk-Yunan savaşı- nın patlak vermesi istenmiyorsa, Yu- nanistan Kıbrısa kuvet yollamaktan vazgeçip görüşme masasının başına o- turmalıdır. İngilizlerin bu türlü düşünmelerine karşılık Papandreu da herşeyden çok Enosis üzerinde durmuştur. Bir zaman- lar self-determinasyon ilkesinin arka- sına sığınan Yunan Başbakanı Lond- rada bu ilkeyi de bir tarafa atmış ve Kıbrısın Yunanistana katılması gere- ğini savunmuştur. Fakat ingiltere bu savunma karşısında (o umulduğundan da soğuk durmuştur, çünkü Kıbns Yunanistana katıldığı takdirde Ada- daki ingiliz üslerinin akibeti tehlikeye düşecektir. Zaten Londranın Kıbrıs konusunda en çok düşündüğü şey de, ne hak ve adalet ilkeleri, ne Adadaki türkler ne Türk-Yunan dostluğunun yıkılmasıdır. Londra bu konuda, her- şeyden çok Adadaki üslerini düşün- mektedir. Boşa çıkan ümitler Kıbrıs konusunda önümüzdeki hafta beklenen en önemli gelişme de, hiç şüphesiz, başçeteci Makariosun Ati- naya yapacağı yolculuk olacaktır. Bu yolculuğun amacı, rum ağızlarına; gö- Makariosun oPapandrunun yaptığı Amerika ve İngiltere tamasları konu- sunda bilgi almasıdır. Fakat iki inat- GAZETESİ TERCÜMANI Bir çok yenilik ve devamlı hamleleriyle hizmetinizdedir. Dert, dava, dilek ve temennilerinizi ancak, "TERCÜMAN GAZETESİ" sosyal hizmetler servisiyle duyurabilirsiniz. TERCÜMAN : Apartman Katı ikramiyelerine her ay bir yenisini ekleyerek, okuyucusundan aldığını yine okuyucusuna veren tek gazetedir. TERCÜMAN tarafsız OKUYUNUZ. (AKİS — 1089) KIBRIS OLAYLARI Papandreu Bir demogog çı politikacı, bir araya geldikleri za- man, hiç şüphesiz bundan daha bağ- da şeyler de konuşacaklardır. İşin doğrusunu söylemek gerekir- se, Adaya son günlerde yapılan yunan asker ve silâh sevkiyatının Makariosu da içten içe endişelendirdiğine şüphe yoktur. Bu sevkiyat sonunda Yunanis tan Adada politik bakımdan çok kuv- vetli bir duruma geçmiştir. e Adanın Yunanistanla birleşmesinin şampiyon- luğunu yapan Grivas şimdi Adada ve yunan kuvvetlerinin basındadır. Onun yanısıra, dört yunan generali daha Kıbrısa gelmiştir. Yunanistanla der- hal birleşmek taraftarı an artık çoğun- luktadırlar. Gerçi Makariosun istediği de Ada- yı Yunanistana katmaktan başka bir- şey değildir. Fakat sakallı politikacı bu birleşmenin biraz uzun sürede ve kendi liderliği altında olmasını arzu- luyor, çünkü. Adadaki liderliğini bu ondan sonra da yunan iç politikasın-, da önemli bir kuvvet olacaktır. Eğer Ada Makarios büyük bir lider duru- muna gelmeden Yunanistanla birleşe- cekolursa, Papazın ihtirasları tatmin edilemeyecektir. Olaylar Makariosu şimdi Kıbrısta ikinci plana attıklarına göre başçe- teci ile Papandreu arasında yapılacak görüşmelerin şimdi pek de dostça ol- mayacağını söylemek, büyük bir (keha- net sayılmamalıdır. Belki görüşmeler sonunda gene şatafatlı bildiriler ya- yınlanacak hellehizm dâvasından söz açılacaktır ama önemli olan bildiri- lerde yer almayan iç kırlıklarıdır. AKİS/17