DÜNYADA OLUP BİTENLER A.B.D. Kavga sürüp gidiyor Yılın bu günlerinde, New York şehrinin göbeğindeki Manhat- an adası güneşten yanıp kavrulur. Adanın üzerinde yaşayan yedi mil- yonu aşkın insan, işlerini bitirdik- en sonra, çıkacak akşam serinliği- ni yakalayabilmek için ya Hudson nehri boyunca uzanan ağaçlıklara, ya da Manhattan'in tam ortasında- ki Central Park'a üşüşürler. Bazı- ları da ünlü Broadway o caddesinin ortasında uzanan ağaçlıklı ara yol- lik, sefalet ve pislikten yüzleri gibi evlerin yüzü mıştır. Bir odada ondan fazla insan yattığı vardır. Okula giden çocuk- ların sayısı, daha yaşı ona gelme- den bir çeteye kapılanan haylazlarnı sayısından çok daha azdır. Cinayet, adam soyma ve saldırma olaylarının büyük bir çoğunluğu bu bölgede iş- lenir. insanların de k Bütün suçu derisinin rengi si- yah olmaktan ibaret insanları ba- rındıran bu korku verici bölgenin adına, Harlem deniliyor. Biraz iyice bir iş bulup biraz para kazanmaya Dövülen zenciler Eski daki banklara yayılır. Manhattan adasında (yasayan yedi milyon insanın yarısı beyazsa, da siyahtır. Beyazların, bü- parkın doğusunda düşen bölgedeki mükllef apartmanlarda otururlar. Adanın kuzey kısmı ise, siyahlara bırakılmıştır. Aşağı yukarı Colum- bia Üniversitesinin bittiği (o yerden başlayan (o sokaklarda, beyaz insan görmek çok zordur. Buralardaki ev- ler Central Parkın doğusundaki a- partmanlardan çok farklıdır, fakir- AKİS/22 dert başlayan her siyahın amacı, Harlem- den kurtulabilmek, Central Parkın doğusunda değilse bile, o batısında iyice bir apartmana çıkıp çocukla- rını adam gibi o yetiştirebilmektir. Fakat böyle bir rüya, şimdiye kadar, pek az siyah için gerçek olmuştur. Bir kere Harleme düştükten sonra oradan kurtulabilmek, aslının ağzın- daki lokmayı almaktan zordur. Eğer N Yorkta yaşıyorsanız ve derinizin rengi beyazsa, şöyle bir merak gidermek için de olsa, hava karardıktan sonra sakın Harleme uğramayınız. New York polis mü- dürlüğü, hava karardıktan sonra Harleme giren beyazların başına ge- leceklerden sorum yüklenemeyeceği- ni defalarca ilân etmiştir. Gerçek- ten, itildikleri bu dar bölge içinde fakirliğin oOve sefaletin pençesinde kıvranan talihsiz siyahların büyük bir çoğunluğu, bu dutumun suçunu «beyaz adam»a yüklemekte, öc al- mak fırsatını bulunca bunu kullan- makta hiç tereddüt etmemektedir. NewYorkta hafta geçmez ki Har- lemde saldırıya uğrayan, o soyulan ve öldürülen beyazlar konusunda ga- zete haberleri çıkmasın, radyoda bil- diriler yayınlanmasın.. New Yorktan gelen haberlere bakılırsa, şimdiye kadar devamlı hu- zursuzluk ve karışıklık ocağı olarak bilinen Harlemde, siyah - beyaz ay- rılığın giderilmesi yolundaki çalış- maların hızlandığı son aylar içinde, nısbi bir durgunluk göte çarpıyordu. Kongerenin medeni haklar kanunu- nu kabul etmesinden sonra durum daha da sakinleşmiş ve bundan bir yıl öncesinin endişe verici kaynaşma- sanılmıştır. Fakat bu hafta içinde olup biten- ler, bu sessizliğin, büyük bir fırtına öncesinin durgunluğu olduğunu gös- termektedir. Alınan haberlere göre, Thomas Gillian adındaki bir poli- sin James Povwvell adındaki bir zen- ci delikanlıyı tabanca ile öldürmesi üzerine Harlem yeniden karışıver- miş, önce polise karşı bir gösteri olarak başlıyan hareket açık bir ayak lanma olayına dönmüştür. Polisin zenci neden öldürdüğü konusunda çeşitli söylentiler varsa da, şimdilik kesin birşey bilinemiyor. İlgililere göre onbeş yaşındaki Po- -ell Gillian'a saldırmak istemiş, po- lis de kendini korumak zorunda kal- mıştır, Siyahlara göre ise durum bu- nun tam tersidir. Gerçek ne olursa olsun, bu olayın siyahları son derece kızdırdığı ve ırk sorununun Ameri- kada bir kere daha günün konutu olduğu açıktır. Polisin oHarlemdeki ayaklanmayı yatıştırmak için aldığı bütün tedbirler utun bir süre etkisiz kalmıştır. Polisin yatıştırma gayretlerine siyah liderler ve din er sesinde toplanan zencilere şiddet ha- reketlerinden vazgeçmeleri tavsiye edilmiş, fakat kilisede bulunanlar bu tavsiyeyi dinleyeceklerine kendilerine silâha sarılmaları örgütleyen bir siyahı çılgınca alkışlanmışlardır. Si-