YURTTA OLUP BİTENLER lâmento tatili sonlarına tesadüf ede- cek olan büyük kongrelerinin hazır- lıkları ile mahmul durumdadırlar. Son günlerde artık «ufaklıklar» adıyla anılmağa başlanan YIP. CKMP ve MP ise son seçimlerinde gösterdiği gibi ne taraftara, ne teş- kilâta ve bu sebeplerle ne de boş vakitlerini dolduracak (problemlere sahiptirler. Bu «üzücü» durum, bu partiler tarafından daha Meclis ta- tili bağlamadan farkedilmiş ve za- man zaman * haber yokluğunda - bir ucundan gazete sayfalarına da akseden bir faaliyete girişilmiştir. Isıtılıp ısıtılıp, tekrar tekrar or- taya sürüldüğü için hafızalara hiç kusu ile hareket etmeleri rol oyna- maktadır. Bu kaçıncı bahar Son defaki birleşme (teşebbüsü Senato ara seçimlerinde küçük partilerin uğradıkları ezici (o başarı- sızlığın neticesi olarak ortaya çık- tı. Alman oylar hiç bir tevile sığ- mıyacak mikroskobik bir miktarda kalmıştı. Artık külahların masala- rn üzerine konulması ve karanlık olduğunda şüphe olmıyan geleceğin biraz olsun ışıklandırılabilmesi için çare aranması gerekiyordu. Bu par- tilerin başındaki <«büyük> liderlerin aklına ilk anda yine her zamanki gibi günlük iç politika manevraları C. K.M. P. liler ve Türkeş çiftlikte yemekte "Kendisi omütaa-ı te yabancı olmıyan bu faaliyet, <birleşerek (Obüyüme» o faaliyetidir. Küçük partiler zaman zaman çeşitli vesilelerle, durumlarının ümitsizliği kafalarına dank ettikçe bu istika- mette bir teşebbüse girişmekte, fa- kat bütün diğer icraatlarında oldu- ğu gibi bu faaliyetlerinde de gevşek davranarak işin sonunu getireme- mektedirler. Çeşitli teşebbüslerde i- şin sonuca bağlanamamasında, ça- lışmanın gevşekliği kadar, müzakere eden tarafların cüsselerine göre çok yukarıdan konuşmaları, karşılıklı blöflerden vazgeçememeleri, en az bunun kadar da, etiket meraklısı liderlerin unvanlarından olmak kor- AKİS/14 himmet bir dede,,,” takıldı. Bir hükümet buhranı acaba zayıf bedenlerine bir kaç dirhem et ilâve edebilir miydi? Bu hemen di- nendi. Başbakanın son Amerika se- yahati arifesinde yapılan güven O0- yunda küçük partiler Hükümeti de- virmek için ellerinden gelem ardla- rına koymadılar. Fakat netice alına- madı. Liderler yine derin tefekkür- lerine gömüldüler. Doluya koydular olmadı, boşa koydular, baktılar ki yine olmuyor, üstelik geçen her gün tek varlıkları olan Parlamento gu- ruplarını da eritiyor, kendileri için en sevimsiz çareye evet demek to- runda kaldılar. Birleşmeyi bir daha denemek gerekiyordu... Bu defaki pazarlık Genel Sek- reterler seviyesinde ve yarı resmi 0- larak yapılacaktı. Bu, yetkileri belli olmıyan kişilerin sağda solda soh- bet havası içinde yürüttükleri ve ne zaman başlayıp ne zaman bittiği belli olmıyan daha önceki açlışmala- ra göre ileri bir adım olarak düşü- nülmüştü. Bu konudaki görüşmeler için YIP Turan Kapanlı ile Şekip İnali, CKMP de Mustafa Kepir ile İrfan Baranı yetkilendirdi. İki hafta ka- dar önce başlıyan görüşmeler süre devam etti. Durum o kadar ü- mitsiz ve açık seçikti ki bu defaki görüşmelerde o taraflar öyle fazla blöf yapmak, «Bizim parti kuvvet- li, siz biate iltihak edin!» demek im- kânını bulamıyorlardı. Konuşulan, daha çok, yaklaşan Milletvekili Se- çimine kadar böyle bir birleşmenin meyva verip vermeyeceği, birleşme sonucunda meydana getirilecek par- tinin başarı şansı ve savunacağı Si- yasi - iktisadi görüşler idi. Daha ön- ceki pazarlıklarda ihtilaf ve başa- rısızlık sebebi olan «isim» meselesi de tarafları pek üzmüyordu. Yelken- ler o derecede suya inmişti ki bir- leşme sonunda kurulacak partinin epyeni bir isim taşıması ve i bir liderler kadrosuna sahip kilin» ması rahatça tasvip ogörebiliyordu. Yepyeni bir isim olarak ortaya çı- kan tekliflerden biri de «Sosyal Demokrat Parti» şeklinde formüle, edilmişti. Bu teklifteki ilk kelimenin günden güne çoğalan sosyalist gö- rüşlü kimseleri, ikinci kelimenin de, münfesih DP'den arta kalan ve bu- gün AP'nin etrafında kilitlenen oy sahiplerini yeni kurulacak partiye kazandıracağı hayal ediliyordu. Bu arada irikiıyım MP lideri Bölükbaşıdan da umulmadık derece- de mütevazi bir haber geldi. Bölük- başının, bir çok mutavassıttan geç- tiği için doğruluğundan şüphe edi- len konuyla ilgili sözleri şöyle idi: «— Böyle bir teşebbüs memle- ket için hayırlıdır. Bu gerçekleşe- cekse MP de içinde olmak istemek- tedir. Böyle bir yani parti kurulursa ben katiyen liderler kadrosunda bu- lunmak için ısrar etmem. Eğer bir danışma kurulu olursa bunda sadece bir fiye olarak yer almak ve fikri- mi söylemekten başka bir şey iste- mem...» Ancak, bu haberin üzerinden i- ki-üç gün bile geçmedin, Bölükba- şının profilinden mülhem kartallı rozeti itina ile taşıyan MP'li silâh-