YURTTA OLUP BİTENLER gençlik pusulayı hiç şaşırmamıştır ve çok büyük ekseriyetle ne sağa iltifat etmektedir, ne sola 28 Nisan 1964te parola reformlar- çen gün biraz daha iyi anlaşılmakta- dır. Vergi reformu, toprak reformu e- sas itibariyle bir zihniyet reformu- nun parçalarından başka bir şey de- ğildir ve bu hafta türk gençliği bunu böyle gördüğünü açıkça ortaya koy- muştur. Eski düzen mutlaka - gerekir- se son savunucularının başına - yıkı- lacaktır ve küllerinden silkinmiş bir Türkiyenin yaratıldığını bu nesil gö- recektir. 28 Nisandan 27 Mayısa uzanan devrede tertiplenecek törenler bu az- min ifadesini teşkil edecektir. Kıbrıs Dağları bekleyen korku B' haftanın başlarında bir akşam , muhabirleri orum olan bancı ajans ve gazetelerin reklâmı- nı yaptıkları bir sakallı çeteci, Saint Hilarion dağını türklerden almak i- çin yola çıkmış dişine kadar silâhlı rumların başı Doros Psimolofitis caka- lı bir demeç verdi. Dedi ki: "— Kaleyi türklerden istediğimiz zaman alırız. Ama, istemiyoruz işte! Erişemediği üzüme pis diyen tilki- nin hikâyesini bilenler, sakallı çete- cinin çalımına gevrek bir kahkaha at- tlar. (o Halbuki daha bir gün önce rum çeteciler türkleri kaleden ata- caklarını ve ay yıldızlı bayrağın yeri- ne haçlı bayrağı dikeceklerini söylü- yorlardı. Hattâ, - kendinizi sıkı tutu- nuz- (Birleşmiş Milletlerin Kuvvetinin komutanı hintli general Gyani'nin aracılığıyla, mücahitlere tes- lim olmalarını bildirmişli erdi. e Türk- ler de "Bazukaları (o yiyince akılları kemi gelir" cevabını vermişlerdi e bunun üzerine savaş büsbütün kı- iii ştı. Hattâ rumlar, boğazın iki ta- rafındaki tepelerden biri olan Sâint Hilarion'un önündeki ve ileri mevzi mesabesindeki bir başka tepeyi ele ge- çirmişler ve bu zaferlerini, yunanlılara has gürültücülükle ilân etmişlerdi. A- ma haftanın başında savaşın kaderi değişti. 400 çeteciye karşı kaleyi sa- vunan 150 türk, palikaryaları püskürt- tü ve bazı yerlerde kovaladı da. Bu- nun üzerine, pabucun pahalı olduğunu gördüğünde sakallı Psimolofitis “Alırız m. başladı. çetecinin türkler nasıl olsa teslim olacaklarına AKİS/8 Türk bayrağı Hilarion kalesinde Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen albayrak göre kendi adamlarını kırdırmamak ar- zusunda olduğudur Halbuki türklerin teslim olmayaca- ğını herkes bilmektedir. ah gö Nisan Pazar sabahı, daha şafak sökmeden, XII. asırdan kalma St Hilarion kalesindeki türk mücahitler şiddetli bir yaylım ateşi ile uyandı- lar. Civar tepelerdeki rumlar, hafif makineli tüfeklerle saldırmaya başla- mışlardı. Mücahitler bu ateşe derhal ağır makinelilerle cevap verdiler. Bir- kaç saat bu şekilde devam eden bu kördöğüşü alacakaranlıkta, yerini ha- van topları ve bazukalara bıraktı. Rumlar Lârnaka boğazını geçmişler ve St. Hilarion Kalesine hakim tepeleri de ele geçirerek kaleye 500 metre yak- laşmışlardı. Bu arada St. Hilarion ka- lesine, Beşparmak dağlarının daha ile- ri türk mevzilerinden de iltihaklar ol- du, Rumlar buradaki mücahitlere çok üstün kuwetlerle saldırmışlar ve mü- cahitler geride havan topları ve pek çok sayıda mermi bırakarak Girne ge- çidini tutan son türk mevzii St. Hila- riona çekilmek zorunda ( kalmışlardı. Rumlar kısa bir süre içinde, Comariso- ra ve St. Hilarion kalesine hakim bir tepe üzerinde bulunan Saint Elias kili- sesini ele geçirdiler. Burada yerleşen ve Kıbrıs Ordusuna mensup bir havan destek bölüğü ile kırmızı bereli özel taarruz birliklerinden müteşekkil 400 kişilik rum kuvvetleri bütün gün sal- dırıya devam ettiler. St. Hilarion kale- sinin burçları saatlerce havan topları ile dövüldü. Ancak bütün bu saldırıla-