DÜNYADA OLUP BİTENLER Laos Zoraki tarafsızlık Ç- Hindi yarımadası üzerindeki La os krallığı bundan aşağı yukarı iki yıl önce sağcılarla solcular (arasında patlak veren bir iç savaşa tutulduğu zaman, bu kanlı iç savaşın (o giderek hiç de istenmeyen genel bir savaşa sürüklenmesinden korkan büyük dev- letler, bu arada Birleşik Amerika, Sov yetler Birliği ve İngiltere o Cenevrede toplanmışlar ve Laosta çarpışan sağcı larla solcuları tarafsız bir başbakan etrafında birleşmeye çağırmışlardı. Al- lâhtan, o sırada, hem sağcılar, hem de solcular tarafından sevilen, üstelik bü tün büyük devletlerin itiraz etmeden benimsedikleri tarafsız bir (başbakan da bulunmuş ve iş başına gerin Prens Suvanna Fuma adındaki bu Başbakan, zaten uzun imi Laos için en çıkar yolun tarafsız bir poli- tika izlemek olduğunu savunuyor o ve içine hem sağın, hem ortanın, hem de solun temsilcilerini alacak bir kar ma kabine kurulmasını istiyordu. Cenevre Konferansından bu yana geçen iki yıl içinde Laosta bu tarafsız lık politikası oldukça büyük bir başa- rı kazandı. Suvanna Fuma iş başına geldikten ve her eğilimin temsilcile- rini toplayan bir hükümet kurduk- tan sonra Laosun Pathet Lao adını taşıyan komünistleri iç savaşı dur- durdular ve Sovyetler Birliği de, her fırsatta, bunlara yeni düzene bağlı kalmalarını öğütlemekten (ogeri dur- madı. Buna karşılık Birleşik Ameri- ka da sağcıları uslu durmaya çağırdı ve en önemlisi, güney doğu (Asyada girişilen bu ilk tarafsızlık odenemesi- nin başarıyla sonuçlanmasını sağ- layabilmek için, Suvanna Fumaya ge niş bir ekonomik oyardım yapmaya başladı. Ekonomik ve sosyal durum bakımından henüz orta çağları yaşa- an Laos, bu yardım olmasaydı, değil tarafsızlık politikasını, varlığını bile koruyamazdı. Bununla beraber, bir ülkeye yapı- lan dış yardım ne olursa olsun, sosyal ve ekonomik, yapı sağlam olmadıkça o ülkede hiçbir düzenin fazla devam- lı olamayacağı o anlaşılıyor. e Nitekim sağında ve solundaki komşuları iç hu- zursuzluklar içinde çalkalanırken, pek âlâ huzura kavuşmuş, gibi ogörünen Laosta da, geride bıraktığımız hafta içinde bir hükümet darbesi teşebbü- sü olmuş ve Laoslular yeniden karışık günlerin eşiğine gelmişlerdir. Sağcıların faaliyeti Yeosta iki yıldır sürüp giden taraf- sızlık düzenini önemli bir o sarsın- tıya uğratmış görünen bu darbeyi ya panlar, başkent Vientiana hakim olan sağcı kuvvetlerdir. Bu kuvvetlerin ba şında general Kuprasith Abhay ile ge neral Siho Lanfuthakul obulunmakta- dır. Bu sonuncusu, Vientiandaki sağ- cı kuvvetlerin güvenlik o başkanıdır ve darbenin ilk başarısında büyük bir rol oynamıştır. Buna rağmen darbeden sonra kurulan ihtilâl Komitesinde i- kinci plânda kalmış, başkanlığı gene- ral Abhay'a bırakmıştır. Bu davranı- şında, Sihonun, politik bir rol almış görünmekteyse perde gerisine çekile- rek ordu ile bağlarını korumayı da- ha uygun bulmasının büyük payı olsa gerektir. İlk hamlede Vientianda (başarıya ulaşan ve Başbakan Suvanna Puma- nın göz hapsine alınmasına ve hükü- metin dağıtılmasına kadar varan bu darbe, 1962 Cenevre Konferansına ka tılan büyük devletler arasında büyük bir endişe yaratmış bulunmaktadır. Gerçekten, eğer Laosta girişilen (o ta- rafsızlık denemesi obu darbe yüzün- den başarısızlıkla sonuçlanacak olur- sa, şu sırada zaten yeteri kadar ka- rışık olan Güneydoğu (Asya durumu, büsbütün karışacaktır. Bilindiği gibi, Laosun doğudaki okomşusu Vietnam uzun bir süredir komünistlerle o sağcı- lar arasında kanlı bir çarpışmaya alan olmaktadır ve Birleşik (OAmerika bu çarpışmayı sağcılar çıkarına sonuç- landırabilmek (için büyük gayretler harcamaktadır. Şimdi bir de Laos iç savaşa sürüklenirse, Washington ister istemez orada da yeni macerelara sü rüklenmek durumunda kalacaktır, Sov yetler Birliğine gelince, şu sırada Pe kinle açık bir anlaşmazlık içinde olan Moskova, Laosta çıkacak yeni bir iç savaşın Komünist Çin idarecilerinden başka hiç kimsenin ekmeğine yağ sür meyeceğini pek iyi bilmektedir. Bu bakımdan, Vientiandaki darbe haberi dünyada duyulur duyulmaz, Ce nevre anlaşmasını imzalayan büyük devletler derhal harekete geçerek ih tilâlcileri barakalarına çekilmeye ve iktidarı yeniden Suvanna Fumaya dev retmeye (o çağırmışlardır. Hatta Was- hington daha da ileri giderek, bu istek lere uyulmadığı takdirde, Laosa yapı- lan amerikan yardımının (o durdurula- cağını bile imâ etmekten çekinmemiş- tir. Bunun üzerine ihtilâlciler gerile- mek zorunda kalmışlar ve ileri sür- dükleri bazı şartlar kabul edilirse Su vanna Fumanın iktidarda kalmasına itiraz etmeyeceklerini ( bildirmişlerdir. Bu şartlar arasında, hükümetin yeni- den ve genişletilerek kurulması vardır. İhtilâlcilerin seçeceği bir askeri komi te, Suvanna Fumaya, bu yeni kabine- ye girmesi gereken kimselerin ismini verecektir. Başka bir deyişle, Laos ka binesi, ihtilâlcilerin (istediği (o şekilde kurulmalıdır. Amerikanın izni olursa General Siho'ya göre, Suvanna Fuma bu şartları kabul etmiştir. Ancak bunun ne dereceye kadar gerçek ol- duğu bilinemez. Çünkü şu satırların yazıldığı sırada tarafsız Başbakanın hâlâ göz hapsi altında olduğu şılmaktadır. Kaldı ki, eğer sağcıların istediği şekilde yeniden ku rulacak olursa, bunun solcuları mem- nun etmiyeceği ve Pathet Lao'nun ye niden silâhlı mücadeleye başlayacağı da açıktır. Bu bakımdan, ihtilâlciler ta rafından ileri, sürülen şartların uzun sürede kendileri dışında hiç kimse tarafından benimsenmeyeceğini oo söy lemek, falcılık sayılamaz. Gelen haberlere bakılırsa, Laosta hükümet darbesi yapmaya kalkışanlar, biri kırk yaşına gelmemiş, diğeri de de sağcıları temsil eden yaşlı general umi Nosavan bu darbenin dışında bırakılmıştır. e Anlaşılan, Laos komü- AKİS21