HAFTANIN İÇİNDEN Bu Adam Cezasını Görmelidir Bi adam, milletvekili olduğu için, mensubu bulunduğu Meclisin kürsüsüne çıkar ve rejimin temelini o teşkil eden hadisenin meşruiyeti hakkında söz söyleyebilir mi? İsterseniz şöyle diyelim: 1924 Anayasasının otemeli Milli Mücadeledir. Bu anayasaya uygun olarak Meclisler kurulmuştur. Bu Meclislerde milletvekilleri görev yap mışlardır. Bunlardan biri çıksaydı da Milli Mücadelenin, Padişah Efendimizin meşru idaresine karşı o bolşeviklerin teşviki ve para yardımıyla girişilmiş âdi bir isyan hare- keti olduğunu söyleseydi ne olurdu? Bir adam, milletvekili olduğu için, mensubu o bulun- duğu Meclisin kürsüsüne çıkar ve Ordunun milletle ara- sının bozulduğunu iddia edebilir mi? Ordunun bütün subaylarını, politika bilmediklerinden dolayı, kökü dışar- da ideolojilerin tesiri altında kalmakla suçlayabilir mi? Onları, birer piyon gibi teşhir ederek küçültmeye ( çalı- şabilir mi?. İsterseniz şöyle diyelim: 1924 Anayasasıyla kurulmuş Meclislerde bir adam çıkıp ta Padişahlığın devrilmesine vasıta oldu diye Ordunun milletle arasının bozulduğunu iddia etseydi ve başta Mustafa Kemal, onun bütün savaş arkadaşlarını birer oyuncak, aklı başında (bulunmayan safdil gibi gösterseydi ne olurdu?. Bir milletvekilinin, kürsüde dahi olsa, söylemek hak- kı bulunan ve söylemek hakkı bulunmayan sözler vardır. Bunun, teşrii dokunulmazlık müessesesi ile bir ilgisi yok- tur. RG m kürsüde söyleyeceği sözden dolayı sorumlu tutulamayacağı bir gerçektir. Kem sözü aş- kanın söyletmemesi gerekirdi. Ama bir parti böyle konu- şan bir adamı kendi mensubu olarak muhafaza eder mi, etmez mi? Sait Sina Yücesoyun ifadeleri, iddia ve isnat- ları, nihayet kustuğu düşmanlık -eğer resmi tutumu bir gerçeği ifade ediyorsa- AF. tarafından dahi kabul edile- mez. Kabul edilmemelidir. Memleket bunun gereğinin ifasını (o bekliyor. Eğer A. P. harekete Oo geçmezse memleketin bu kritik devresinde çok ağır hadiseleri bek- lemek lâzımdır. 27 Mayısta bir gayrımeşru idareyi, mille- tin başından söküp atan, seçimli sistemi eliyle (kurup iktidarı sivillere devreden, kendi içinden bir takım ma- ceraperestler çıktığında onları ezip en ağır şekilde ce- mensuplarını kökü dışarda i ozuk üni- n hakkı var- n her hangi bir kimsenin hakkı olacak- tır. Zira bunlar, gerçeğin tam aksidir. a A.P. böyle düşünen bir parti midir? Soru, bu noktada düğümlenmektedir. 27 Mayıs ihtilâlini yapan- lara ve onların başında Orduya karşı bir A.P. li ilk defa düşmanlık, kin ve gayz kusmamaktadır. Bunların iki ta- nesi tehlikeli gelişmelere sebebiyet vermiştir. Nuri Beşer Metin TOKER ve Reşat Özarda hikâyeleri henüz unutulmamıştır. A.P. liler o son hâdisede bir kalkanın arkasına sığınmak im- kânını bulmuşlardır. İçlerinden "Ne varmış söyledikle- rinde? Talan mı?" diyerek kendi öz hislerini kendi ken- dilerine açıklamış da olsalar dışarıya karşı, yüksek ses- le daima şu itirazı tekrarlamışlardır: "İddia edilen şey- leri söylediği ne malum?" Şimdi, böyle bir kalkan yoktur. D.P. devrinin bir Sıkı Yönetim Komutanının tabiriyle, Sait Sina Yücesoy adındaki adamın sözlerini “zekâ ışığı altında" okumak bile lâzım değildir. Konuşmasına üstü pek az kapalı bir şekilde başlayan bu adam sonda o örtüyü dahi atmış ve çırılçıplak kalmıştır. O bakımdan, hiç kimse "Ben anla- yamadım", ""Canım, umumi prensiplerden bahsediyor", "Bir belirli ihtilâli değil, ihtilâlleri anlatıyor" diyemez. A.P. milletvekili sıfatını taşıyan Salt Sina Yücesoyun sözleri zabıtlardan tetkik olunduğunda, maksadı açıkça ortaya çıkacaktır. Çok A.P. milletvekilinin, kin kusan bu adamı neşey- le, tebessümle, tasvip ederek, sözlerini yürekten paylaşa- rak, onlarda kendi öz duygularının ifadesini bularak din- lediği hiç kimsenin gözünden kaçmamıştır. Bunların ba- şında Neriman Ağaoğluları, Melâhat Gedikleri, Nihat Kürşatları, Kemal Bağcıoğluları ve onların takımından diğerlerini görmek şaşırtıcı değildir. Fakat A.P. bu A.P. midir, yoksa 27 Mayısın meşruiyetini kabul ettiğini ilân eden A.P. midir? Bu sualin cevabı, A.P. nin Sait Sina Yücesoya tatbik edeceği muameleye bağlıdır. Gerçi AP. nin Grup Başkanı, bu adamın sözlerinin onun şahsi fikirleri olduğunu ve bunların A.P. yi ilzam etmediğini söylemiştir. Fakat bu kadarı, memleketin sağlam kuvvetleri nezdinde A.P. nin iade-i itibar etmesine, hatta A.P. nin Anayasaya samimiyetle inanmış bir parti sayılmasına yetmeyecektir. Aksine, onun için halde ve istikbâle ait olarak bu kuvvetler tarafından düşünülenlere sadece hak verdirecektir, ona güven duymamanın, onun, eline bir fırsat geçse, son de- rece karanlık tertiplere girişeceğine inanmanın bir yeni sebebini teşkil edecektir. Eğer A.P. Sait Sina Yücesoyun A.P. si ise, 27 Mayısla kurulmuş bizim yeni Türkiyemiz- de hiç bir şansa malik olmadığım herkesin kafasına iyi- ce yerleştirmesi lâzımdır. Türk milleti, onun sağlam kuv- vetleri böyle bir A.P. tarafından yöneltilmeyi hiç bir hâl içinde, hiç bir şart altında kabul etmeyecektir. Bunu kabul ettirtmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. P. bu adam konusunda karar alırken bu gerçekleri bilerek, bunları bir iyi düşünerek adımım atmalıdır. AKİS/7