KIBRIS OLAYLARI Konferans Lodos rüzgârı u haftanın ortasındaki (oÇarşamba günü, ingiliz idarecileri Londrada toplandığında Dışişleri Bakanağı tem silcisi hükümetteki arkadaşlarına "türk lerin iyi hava çalmadıklarını söyledi. Bir gün önceki ingiliz gazeteleri "Tür- kiye Devlet Bakanına ait bir türk ga- zetesi"nin Türkiye Hükümetinin Lond- ra Konferansından çekilme kararı al- dığını yazdığını belirtiyorlardı. Bahis konusu gazete Akşam gazetesidir. Ama marifet, gazetenin Devlet Bakanı olan sahibi Malik Yolaça ait değil -Malik Yolaç haberin alındığı sırada İstan- bul-Ankara ekspresinin bir yatağın- da mışıl mışıl uyumaktaydı - Anka- radaki muhabirine âittir. Haber, Londrada bomba gibi patla- mıştır. Londra Konferansından heyetimizi çekme kararını Hükümet, bu hafta- nın tam başındaki gün yaptığı top- lantıda aldı. O gün Başbakanlığın merdivenlerini ağır ağır inen İnönü, etrafını çevreleyen gazetecilere "Lond- ra Konferansı çıkmaza girmiştir" dedi. Bu sözleri söylerken, her zamankinin aksine, keyifsizdi. Anlaşılan, olup bi- tenlerden hiç memnun değildi. İnö- nünün bu halini gören gazeteciler de- rin düşüncelere daldılar. O İnönü ki Başbakan olduğu günden bu yana bir sürü endişe verici olayla karşılaşmış, siz' karşıladığına göre ortalıkta elbet- te can sıkıcı bazı şeyler oluyordu. Gerçekten, Pazartesinden o önceki günlerde Kıbrıs konusunda olup biten lere bir göz atınca, keyfin kaçmaması imkânı yoktur. Bir kere, büyük ümitler le başlayan Londra Konferansı her ge çen gün biraz daha çıkmaza sürüklen miş tarafların görüşlerini uzlaştırmak hergün biraz daha güçleşmiştir. İkinci olarak, Adadaki durum gün geçtikçe düzeleceğine bozulmuş, rumiar türle- re karşı giriştikleri (o tecavüzlere ara cak kadar ileri gitmişlerdir. Üçüncü- sü, Londra Konferansının bir sonuca ulaşamaması sonunda Türkiye ve Yu- nanistandaki sinirler ( gittikçe geril- miş, iki devlet arasındaki dostluğun üzeri kara bulutlarla örtülmüştür. Ni- hayet en sağcı tanınan Kıbrıs ramla- rının bile Sovyetler Birliğine açıktan açığa kur yapmaya başlaması, Ma- inönü bir toplantıdan Karar saati kariosun dâvasına taraftar kazanmak için Moskova ile yakın bağlar kur- maya çalışması da bütün bu olup bi- tenlerin üzerine tuz biber ekmiş, Tür- kiyeyi büsbütün Oo endişelendirmiştir. Şimdi Türkiye Adada federal bir dev- let kurulsa bile bunun kendisine ve NATO'ya ne derece güven vereceğini derin derin düşünmekte, Taksimin tek çare olduğuna büsbütün inanmaktadır. Türkiyede hiddet 4 kabine toplantısının yapıl- dığı gün Başbakan İnönüyü hem üzen, hem hiddetlendiren husus İn- gilterenin (gösterdiği (| anlayışsızlıktı. İngilizler, (oİnönünün barışçı bir yol bulunmasını ne kadar istediğini bili- yorlardı. İnönünün ,Türkiyede beliren şiddet temayüllerini önlemek için na- sıl gayret (o sarfettiğinden de haber- dardılar. Hükümetin memleket için- deki güven ve sükünu muhafaza et- mek, hiç bir tadsız hadise çıkarma- mak azmiyle dolu olarak ne müşkil- leri yendiğini de görüyorlardı. Buna rağmen Londrada İngiltere Makario- sun elinden tutmuştu ve Commonwe alth içindeki bu ortağının arzularının sonra gazetecilerle Türkiye tarafından kabul edilmesi is- tikametinde çalışıp duruyordu. albuki (oOöyle hususlar vardır ki değil İnönü, İnönüden on misli kuv- vette kimseler gelse Türk milletine ka- bın ettirtmek imkânına sahip olamaz- lar. o Bunların başında, Oo Kıbrıstaki haklarımızdan en ufak bir fedakâr- lığı yapmak bulunmaktadır. Böyle bir ihtimalin belirmesi dahi bütün subap- ları bir anda attarabilir ve ortalık karmakarışık olur. Zira bu hakların asgari haklar olduğunu Türkiyede her- kes bilmektedir ve bir adım geri çe- kilmek mümkün değildir. Nihayet A- danın Papaza bırakılmasına ne Türk milleti ,ne oOTürk Silahlı Kuvvetleri seyirci kalabilirler. Ece, madem ki İn- giltere bunu anlamamaktadır, ma dem ki İngiltere Makariosun avukat- lığını yapmaktadır o halde Londra Konferansına devam etmenin hiç bir mânası kalmamıştır. Londra Konfe- ransı bir yanda garantör devletler, diğer tarafta Kibrisin Türk ve Rum cemaatleri (o bir masaya oturdukları takdirde mâna ifade etmektedir. Eğer Türkiye Commonwealth ile Yunanis-