cilan kapının hemen önünde bulunan koltuklara oturta- caklarını söylemektedirler. Vestiyerden bozma Basın odasının yanı sıra gaze- tecilerin günün en az 9 - 10 saatini geçirmeye mecbur oldukları koridor da bir izbeden farksızdır. Gerek bu koridorda, gerek Basın odasında ve gerekse de ajans ve radyo muhabirlerine ayrılan odalarda pencereye benzer en ufak,bir delik olmadığı gibi —Bu odalar daha bir ç gün önceye kadar Parlâmento koridor ve odalarına fazla gelen limon ağacından yapılmış yepyeni yüzlerce yazıhane, kauçuk şiteli koltuklar, çay masalarının sak- landığı birer ardiye veya depo olarak kullanılmaktaydı- lar— binanın diğer bütün kısımlarında işler halde bulu- nan havalandırma tertibatından da yoksundur. Üstelik bu havalandırma tertibatının yuvaları birer (okontrplâk parçasıyla kapatılarak kullanılmaz hale getirilmiştir. Gazeteciler ısınmak için kültürfizik hareketleri yapacak- larını, biraz hava almak için ise vestiyerden bozma ba- sın bürosunun çıkış kapısını aralıyarak Ankaranın kuru ayazıyla titreyeceklerini düşünerek şimdiden acı acı gü- liimsemektedirler. akat bu, kil etmektedir. tecilerin, aldıkları meselenin sadece bir yönünü teş- Diğer önemli bir husus da Z haberleri tevsik etmek (oimkânından mahrum bırakılmalarıdır. Başkanlık Divanına (mensup bazı şahısların tamamen hissi dürtülerle aldıklarına ar- tık hiç şüphe olmıyan bu karar aslında gazetelerde es- kisine nispetle daha çok yanlış haberin çıkmasına sebep olacaktır. Zira aldığı haberi gazetesine bildirmekle 7o- runlu olan gazetecinin işittiklerini doğrulamak imkânından kasıtlı olarak mahrum edilmesinin en tabi! neticesi, ha- berin tevsik edilmeden gazete sütunlarında ması- dır ki bu, ne gazeteler ve ne de politikacılar ve halkoyu için arzu edilir bir durum olmamak gerekir. Zabıta — Son yılların en ilgi çekici polis olayı geçen haftanın ortalarında İzmirde ortaya çıkarıldı. Savcılı- ğın ilk tahkikatından sonra elde edilen bilgilere göre 7 kişiden müteşekkil bir şebeke yıllardan beri İzmirde Çı- narlı semtindeki Tekele ait bir üzüm deposundan binler- ce ton üzüm çalıyorlar ve kısa bir süre sonra bu çalınan üzümleri gene Tekele satıyordu. Olay tamamen bir te- sadüf eseri olarak ortaya çıktı. Çınarlı karakolunda görevli polis memuru Hacı Yıl- dız gecenin ilerlemiş e, devriye gezerken, Te- ker Deposundan yüzler çuvalın çıkarıldığını ve bina- nın ön tarafına alamdır görünce bu işte birşeyler döndüğünü hissederek, çuvalları depodan çıkaranları ka- rakola davet etti. İşte bu davet, başında İzmirin maruf üzüm tacirlerinden Hakkı Cantürkün bulunduğu bir hır- sızık —Buna gangster çetesi demek daha doğrudur— şebekesi tarafından çevrilen bütün dolapların gün ışığı- na çıkmasına sebep oldu. Önce Hacı Yıldıza 15 bin lira rüşvet teklif edildi, kabul etmeyince, parti başına 10 bin lira ikramiye teklifinde bulunuldu. Ama,Yıldız bütün bun- lara sırt çevirerek görevini sonuna kadar yaptı. Şebe- keyi tek başına ele geçirmeyi başardı ü Hakkı Cantürk, sım şefi Zafer Paymanla anlaşmış, o da Tekel eksperle- rinden Selâhattin Çerçöp, Rıza Eryılmaz, Tekel üzüm deposu anbar memuru Muhsin Özer, Hamalbaşı Abdul- lah Akyüzü şebekeye dahil etmişti. Hırsızlık şöyle yapı- lıyordu : Haftanın gayrimuayyen günlerinde Üzüm tüccarı Hakkı Cantürk, Tekelin Çınarlıdaki üzüm deposuna ge- ce 200 ilâ 250 adet boş çuval getiriyor, ambar memuru, Muhsin depoyu açıyor, hamalbaşı Abdullah ile depoda görevli 4 hamal b,oş çuvalları kuru üzümle dolduruyor, sonra da doldurulmuş çuvallar dışarıya çıkarılıp, depo- nun kapısı önüne istif ediliyordu. Böylece sanki müstah- silden yeni mal alınmış gibi, sabah, gene bu dolu çuval- lar depoya teslim edilerek tartılıp ambara dökülüyordu. Şebeke bu görülmemiş hırsızlık usulü ile yıllardan bert Tekel deposundan çalıp, gene Tekele sattıkları üzümler vasıtası ile milyonlarca lirayı ceplerine indirmişlerdi. İzmire Şebeke ceza€vi- Olayın ertesi günü Bakanlık 4 müfettişini göndererek olaya idari yönden de el koydurdu. mensupları ise sorgularını takiben tevkif edilip ne gönderildiler. Tahkikat sırasında sadece Tekelin Çınarlıdaki üzüm deposundan bu büyük hırsızlığın vuku bulduğu anlaşıl- makla beraber, i İzmirdeki mına geçildi. yetkililerin de şebeke irtibat halinde olduğu edildiğinden, tahkikat derinleştirildi. ihbar Dünyadan Akisler A.B.D. — Amerikan politika alanına fezadan gelen yeni bir çehre var: Astronot John Glenn Jr. Artık aya gitme projesine gidemeyecek kadar yaşlı, ticaret hayatı- na atılamayacak kadar tecrübesiz olduğunu söyleyen Glenn, kendisi için en uygun işin politika yapmak ol- duğunu düşünmüş olmalı ki, Ohio eyaletinden Senato için adaylığını koydu. Glenn'in Demokrat Partiden koy- duğu bu adaylık Cumhuriyetçi rakiplerini çok kızdırmış bulunuyor. Çünkü, Ohio'lu bir "sokaktaki adam'"ın de- diği gibi, "Glenn'e karşı oy vermek, bayrağa karşı oy vermek" olacağına göre, popüler feza adamının kısa bir süre sonra Capitol Hill semalarında gözükmesini kimse yadırgamıyacak. Formoza — Bu haftanın başında oFormoza adasının güneyindeki Taynan ve Şiayi şehirlerinde vukubulan yir- mi saniyelik uzun bir deprem yüzlerce kişiyi öldürdüğü gibi, binlerce kişiyi de evsiz bıraktı gelerinde bundan yirmibeş yıl önce “de şiddetli bir dep- rem olmuş, can ve mal kaybına yol açmıştı. Depremin Çan Kay Şek rejiminin zaten sallanmakta olduğu bir sı- rada vukubulması, ban kaybı karşısında duyulan acıla- ra rağmen, siyasi çevrelerde (obazı nüktelere yol amış bulunuyor AKİS/5