28 Aralık 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

28 Aralık 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Gaulle, Avrupanın geleceğini İngiltere ve Birleşik Amerikayı dışarıda bıra- kan kuvvetli bir Batı Avrupa Birliğin- de görmektedir. Bu bakımdan, iki dev- let arasında ileride yeni görüş anlaş- ak mazlıkları belirirse buna şaşmam gerekir. Sovyetler Birliği Beyazlar birbirine benzer B u haftanın ilk gününde Moskova- nın Kızıl Meydanından geçenler, meydanın hemen ortasında toplanmış üçyüz kadar simsiyah insanın ellerin- de dövizler, bağırıp çağırdıklarını, kendilerini dağıtmak isteyen polislere kargı koyduklarını, hattâ işi biraz son- ra daha ileri götürüp Kremimin kapı- sına kadar (o dayandıklarını görerek hayretler içinde kaldılar. Kafalarına kürklü kalpaklar, sırtlarına kalın yün paltolar giymiş bu üçyüz zencinin elle- rindeki dövizlerde «Afrikalıları v mekten vazgeçin», o «Moskova, bama» gibi yazılar oküşondi. İç- lerinden bazıları bu yazıları yeter gör- müyor olmalılar ki, aırasıra, «bütün beyazlar birbirine benziyor» diye ba- ğırıp bağırıp susuyorlardı. Doğrusu olay, böyle kütle gösteri - lerine aşmamış, Moskovalılar için çok ilgi çekici olmalıydı. Gerçi bazı yaşlılar bundan kırk yıl kadar önce Troçkinin iş başından uzaklaştırılma- sına kızan bazı Rusların Kızıl Meydan, da toplandığını o hatırlıyorlardı ama bu çok uzak bir hatıraydı. Stalin, o zaman bu toplantıyı çok kanlı bir şe- kilde dağıtmış, etrafı dehşet içinde bırakmıştı. Oysa oKrutçefin polisleri siyah adamlara karşı şiddet kullanma- mak için büyük bir dikkat harcıyor- lardı. Tapılacak en ufak bir dikkat- sizlik, Sovyetler Birliğinin bütün AE rikadaki itibarını silip süpürmeye kâ- fi gelebilirdi. ©. Gerçekten, ellerinde dövizler geçen Pazartesi günü Kızıl Meydanda bağı- rıp çağıran kızgın zenciler Moskovada okuyan afrikalı öğrencilerden başka- sı değildi. Söylenenlere bakılırsa genç- ler içlerinden birinin esrarlı şartlar altında ölümüne kızmışlar, bunu pro- testo etmek istiyorlardı. Esrarlı şartlar içinde öldüğü söy- lenen genç, Moskovanın 100 mil ku- zeybatısındaki Kalinin Tıb Enstitüsün- de okuyan 29 yaşında bir Ganalıydı. Asare - Adde adındaki bu genç bir sü- redir Moskovalı beyaz bir kıza tutul- muştu, yakında onunla evlenmeyi dü- şünüyordu. Bu sevgi kızın arkadaşları ma Ee hemen itiraz ses- yükselmiş, bir beyaz kızın siyah Mi bir adamla evlenemeyeceği sölyenmiş- ti. Üstelik, etrafta dolaşan söylentile- re göre, Asare - Adde birkaç kere ö- lümle tehdit edilmiş, kızdan vazgeç- mesi istenmişti, takat Ganalı genç bun- ları ciddiye almamıştı. Nihayet bir gün Adde'nin cesedi Moskova - Katinin de- miryolu üzerindeki bir kasaba civarın- da karlar arasında bulundu. Bu ölümü protesto eden gençlere göre Adde bir Rus genci tarafından bıçaklanarak öl- dürülmüştü, fakat Sovyet Adalet Ba- kanlığının yayınladığı bir bildiride bu bıçaklama olayına hiç dokunulmuyor, yalnızca gencin sarhoş bir halde kar- ların içinde donup kaldığı bildiriliyor- du. Bardağı taşıran damla A dde'nin ölümünü protesto eden gençlerin söylediğine (o bakılırsa, Moskovada okuyan siyah öğrenciler uzun bir süredir da şartlar altında yaşıyorlardı. Bir kere beyaz öğrenciler (o kendilerine yaklaşmıyor, hele beyaz bir kızla gezip dolaşmak affedilmez bir suç oluyordu. Siyahlar- la beyazlar arasında bir kavga çıka- cak olsa, polisten dayağı yiyen hep si- yahlardı. Adde'nin ölümü, sadece bar- dağı taşıran bir damlaydı. Herkesin gözü önünde olup biten bu gösteriyi, Tass ajansı, birkaç gün rus halkına duyurmadı. Ancak aradan iki gün geçtikten sonra Sovyet Yüksek Öğretim Bakanlığı bir tebliğ yayınladı, böylece ruslar da olayı öğrenmiş oldu- lar; Tebliğde bildirildiğine göre yapılan araştırma sonunda siyah gençlerin gös- terisini haklı gösterecek hiçbir ( delile rastlanmamıştı. Sovyetler Birliği -konuk- sever bir devletti ama bu konukseverli- ği kötüye kullanmamak gerekti. Yaban- cı öğrenciler istedikleri zaman Rusyaya gelip istedikleri öğrenimi yapabilirlerdi, fakat Rusyada kaldıkları süre içinde Sovyet kanunlarına saygı göstermek Z0- rundaydılar. Aksi halde, diledikleri zaman ülkeden çıkıp gidebilirlerdi. Adde'nin ölümü etrafındaki (o esrar ne olursa olsun, olay, renkler arasında- ki geçimsizliğin bugün için bütün dün, yada çok yaygın olduğunu açıkça orta- ya koymaktadır. Anlaşılan kendi rengin den olmayan bir insana karşı değişik duygular beslemek, bir insanlık zaafidır ve daha uzun bir süre de öyle kalacak- tır. Zaten dünyanın bugünkü içinden çı- kılmaz durumuna sebep de, büyük ölçü- de, bu insan zayıflıkları değil midir?

Bu sayıdan diğer sayfalar: