Ah, daha öğreneceğimiz o kadar şey var ki... İnsilterede, bir ara bütiin belediye seçimlerini Muhafazakârlar kaybetmek- teydiler, İsçiler kazanıyorlardı. Bir tek gün İşçilerin lideri, Gaitskell ve- ya wilson, siyah ceketleriyle çizgili pantalonlarını giyip te «Vazife kabul etmeye hazırız!" diye ortaya çakmadılar. Bugün bakıyoruz, aaa. bizim Pala Paşa demeçler veriyor: bul etmeye hazırız!” Partisi, tebliğler yayınlıyor. "Vazife ka- Ama, şaşılacak adam sadece Pala Paşa mı? Haydi Alicanı bir kenara bırakınız. O ciddi ve aklıbaşında Hasan Dinçer "Hükümeti A.P. kurmalı- dır" derse Pala Paşa neden sesini yükseltmesin?. Bir mahalli seçimden sonra Muhalefet der ki: "Memleket yeni bir siyasi temayül izhar etmiştir. Yeni genel seçimlere gitmek lâzımdır!" Bu lâfın baş üstünde yeri vardır. Mevcut Meclisteki ekseriyet durumu ölçer, biçer, bir karara varır. Yeni Seçimlere gitmesi de makbul vs meşrudur, se- çimlerin tabii tarihini beklemesi de.. Zira Demokrasilerde sadece Muhale- fetin değil. İktidarın da faydalandığı avantajlar vardır ve İktidar kendisi için en uygun seçim zamanını Seçmekte serbesttir. Nitekim ( İngilterede Muhafazakâr Parti İşçilerin bütün feryatları karşısında kös dinler tavır takınmış, memleketteki cereyanın tersine dönmesini sükünetle, ama ara Seçimlerinin neticelerinden gerekli dersleri alarak ve tabii, demokratik usullerin zirvesine halel getirmeden beklemiştir. Zamanı gelmediği için İn- gilterede seçim hâlâ bugün dahi yapılmış değildir. Fransada da 1950'nin başında General de Gaulle'ün kurduğu R.P.F. bütün mahalli seçimleri silip süpürmüş, Ge duman attırmiştı. Fakat Meclis yeni seçim tale- bini tınmadı, seçimler zamanında yapıldı. R.P.F. umumi seçimlerde ma- halli seçimlerde zösterdiği başarının onda birini gösteremedi ve hezimete uğradı. Gümüşpala hükümet kurtaracak! İyi. Peki ama, kiminle? Belediye Baş- kanlarıyla mı? Eğer Mecliste bir takım Gruplar, mahalli seçimlerde kaza- namadılar diye hemen şu anda muallakta kaldıkları, bittikleri, söndükleri kanaatindeyseler yapacakları şey ya acele genel seçim kararı Vermek, ya da, daha iyisi en Nitekim İbrahim Ökteni, Bursa Anayasa Referandu mu nd a oyu verince. "Ben artık bu Ut Kurucu Mecliste temsil ede- mem" diye "çekilmişti. ir da dahi kazanamayan Alican, eğer tutu- unda samimiyse, çe Ama, Belediye Meclisi seçimiyle (Millet Meclisinde ekseriyet değişikliği Bim mu? Bunlar hep, bilgisizlikten, görgüsüzlükten geliyor. (Bir Demokrasidir tutturmuşuz. Ama bu sistemin usulleri, kaideleri nedir? Ne zaman, ne ya- pılır? Ne meşrudur, ne değildir? Ne doğrudur, ne yanlıştır? Hiç haberimiz yok. Söylenen naneleri duyunca bazen akıl duracak gibi oluyor. Bazen de, daha fazla tevekkülle İnsan diyor ki: "Yok ki> bu rejimin ananesi.. Nere- den bilecek adam?" Ama, adam, bir liderse önce sorar, öğrenir canım!. meliydi. Ancak iş biraz derine varın- lerin temayüllerini inme sonra derleyip toparlamıştır Fakat A.P. yöneticileri teçimler- den sonra bir "resmi tutum" alma- nın lüzumunu, her vakit olduğu gibi gene C.H.P. den önce gördüler. P Genel İdare Kurulu hemen toplandı ve taktiği tespit etti. Evvelâ kati netice- lere intizar edilecek, sonra Temsilci- ler Meclisi toplantıya çağırılacak o ve kati vaziyet tespit edilecekti. Bu a- rada şayi olan bazı söylentiler A.P. 11 yöneticilere intikal ettirildi. A.P. Ge- nel İdare Kurulunun güğlezim üyesi Vedat Ali Özkan söyle dedi — Resmi veya gayriresmi hiç bir temas yapılmadı CHP. kanadından hiç bir teklif almış değiliz. Alırsak dü- şünürüz. Bize iki şekilde teklif yapıla- bilir: Doğrudan doğruya Hükümeti kurmak, yada C.H.P. nin ve İnönü- nün başında bulunduğu bir Koalisyo- na iştirak etmek,! Her iki halde de. ileri süreceğimiz şartlar olacaktır." Bundan sonra Vedat Ali (oOÖzkan sözlerine şartı ilâve etti: Acele yanıla- cak bir genel secime kadar bir "Ara Hükümet" formülü! li Sadettin Bilgiç de Koalis- yonla ilgili temaslar konusunda hemen hemen Veda t Ali Özkan gibi konuştu ve resmi veya gayriresmi bir temas ya- a sözlerine ekledi. bilmiyorlardı, ya bilmez görün- meyi tercih ediyorlardı. C.H.P.de ise.... u haftanın başında pazartesi ogünü saatler 24'e yaklaşıyordu ki (CHP. ca bunu nasıl yapacakları konusun- da terecdüdler başladı. Sabahleyin bas uyan hava öğlene doğru otamamen a ve : Yok, canım... Meclisteki çoğun- luk meselesi de mühimdir" dendi. AP. içinde son hava, Mi devam edeceği okanısıydı. TP CKMP liderlerinin sözlerine orağmen bazı AP il milletvekilleri Koalisyonun devam edeceğini belirttiler. Sadık Te- kin Müftüoğluna bu konuda bir sual sorulduğunda genç milletvekili bıyık altından güldü ve: — Demokratik rejimin icaplarına acaba Koalisyon partileri uyar mı der- siniz?" kabilinden lâflar kondurdu. Ancak bilinen, AP. de iri kıyım po- litikacıların CHP. ile bir ortaklıkta fayda umduklarıdır. Meselâ Çağlayan- gil ve ilk Koalisyon kabinesinin Ba- kanlarından Ahmet Topaloğlu bu fik- rin ciddi taraflısıdır. Bunlar iki kuv- vetli parti tarafından kurulacak, —ve kendilerinin Bakan olacakları— ortak- lığın memlekete faydalı olacağını ra- hatça İfadeden çekinmemektedirler. Bu fikirlerini Topaloğlu, ilk Koa- lisyon Kabinesinde beraber bulundu- gu ve bugün Bakan olmayan bazı Eroğan Seçimde. sonra, "ziyadesiyle ihtiraslı" genç C.H.P. İl- Ya, — Altunizadeliler one dedi? AKİS/9