23 Kasım 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

23 Kasım 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER 17 Kasım 1963 günü, bütün yar- da şamil ve bir referandum mahiyetin- de olduğu herkesçe teslim edilerek, mahalli seçimler yapıldı. Bu mecmua, seçimlere daha yıl varken, ta 17 Ağus- tos 1963 günü şöyle yazıyordu: "Mahalli seçimler şu kadar Bele- diye Başkanlığı ile bu kadar mahalli meclis üyeliğinin şu veya bu part gitmesiyle (Omâna kazanmayacaklar. Mahalli seçimlerin önemi şu olacak- tır: Bakalım, partilerin oy nisbetlerin- de 15 Ekim 1961'den bu yana nasıl ve ne gibi bir değişiklik olmuştur!" u önem, tâbir caizse "bütün öne- miyle" ortada durmaktadır ve memle- ketin siyasi hayatının alacağı yeni şek- li' o tayin edecektir. Bakalım, iki yıl C.H.P. ye oy mu kazandırdı, oy mu kaybettirdi. Bakalım, iki yıl C.H.P. nin karşısındaki kuvvetlere oy mu kazan- dırdı, oy mu kaybettirdi. Cevap hayati olacaktır, zira bu iki yıl, dört yıllık teşrii dönemin C.H.P. li İktidar için en müşkil iki yılıdır ve eğer bu devrede oylarda C.H.P. aleyhinde bir değişme Olmamışsa, yahut CHP. lehinde bir ufak kıpırdanma olmuşsa bundan sonraki iki yılın sonunda C.H.P. çok daha diri Ve canlı, seçmenin karşısına yurdun dört bir tarafında çıkacaktır. Bu haftanın ortasında, bir tozko- paran fırtına ile gözler kamaştırılmak istenilirken asıl netice, yani oyların dağılış nisbeti henüz tesbit edilmiş de- ğildi ve Yüksek Seçim Kurulu harıl harıl buna çalışmaktaydı. Herhalde "Düşünme Zamanı" an- cak bu haftanın sonunda, asıl bilinme- si gereken nokta öğrenildiğinde gele- cektir. Ondan evvel söylenecek her laf, laklakıyattır. Seçimler Dere ve paça hikâyesi (Kapaktaki sualin o cevabı, B' hafta, Türkiyede bir takdim- te- hir hatası oldu. Memleketin çok ye- rindeki çok evde lâcivert elbiseler da- ha ütülenmeden, Başkentin çok evin- de bu renk elbiseler ütülendi. Memle- ketin çok yerinde çok kimse bu elbise- leri giymeye hak kazanmışlardı. Bele- diye Başkanı, Belediye Meclisi (oveya İl Genel Meclis üyesi (o seçilmişlerdi. Ama Ankarada elbiselerini ütületen- ler, mahalli seçimlerle kendilerine Be- lediye Başkanlığı, Belediye (o Meclisi veya İl Genel Meclisi üyeliği (değil, Bakanlık, Başbakan Yardımcılığı, hatta Başbakanlık düştüğüne inanan kimseler oldular. ET bir kısmı A.P., bir diger kısm rozeti- ni yakalarında ni “Seçimler- AKİS/8 den çok önce, tamamile hususi şekilde karşı karşıya gelmişler ve sonucu hiç de sürpriz olmayan seçimlerden sonra memleketin bir "C.H.P. * A.P. Koalis- yonu" tarafından idare (edilmesinde aman ne faydalar, ne faydalar bulun- duğu hususunda tam mutabakata var- mışlardı. Bunda, bir bakıma, yadırganacak bir husus ta yoktu. Ziira C.H.P., or- taklarından Y. T. nin gerçekten "ziyadesiyle kaprisli" o lideri Alican- dan illallah demişti, A.P. ise bir gaf- let anında elinden kaçırdığı (o «koalis- yon ortaklığı" nın dayanılmaz has- reti içindeydi. İki taraf ta, mahalli se- çimler beklenen neticeyi verdiği tak- dirde —Vermiştir. Yani C.H.P. ve A.P. 196'e nazaran ilerleme o kaydet- paçayı sıvayanların adedi birden arttı. Evet, Dinçerin dediği yapılmalıydı. İk- tidar ve Başbakanlık A.P. ye verilme- liydi. A. P. tek başına Hükümeti kur- malıydı. Millet —mahalli seçimlerde— en fazla oyu A.P. ye vermemiş miydi? Bu edebiyata Gümüşpalanın kendisi bile kapılmaktan kendisini Oo alamadı. Bundan dolayıdır ki haftanın sında, CHP. nin aklıevvelleriyle baş- ka esaslar dahilinde konuşmuş olan A.P. nin aklievvelleri Genel Başkanın evinde "rahatsız" olarak ihtilâttan meni kararım aldılar. Gümüşpala "zafer dan mustaripti!. Çeşitli lâflar Buna mukabil seçimlerden sonra, me- selâ A.P. nin Genel Başkan Yar- sarhoşluğu"n- Mümtaz Tarhan seçimi kaybettikten sonra Yere bakıp mişler, öteki partiler (o kaybolmuşlar- dır— birlikte hükümet etmenin mem- lekete saymakla ban e faydalar sağlayacağım hesaplamışlar. Ütüye verilen elbiseler, bu plân gerçekleşirse, her halde göz önünde tu- tulan faydalardan birincisini (| teşkil edecektir. A. P. de hazırlıklar Ancak her partide, bu temaslardan haberdar olanlar ve olmayanlar vardır. Temaslardan haberdar olma- yanlar, seçimlerin neticesi ortaya çı- kar çıkmaz bazen falsolu notlar yük- seltmeye başladılar. AP.'de, bilhassa Hasan Dinçerin son derece talihsiz bir. demecinden sonra —Bu Başbakan Yar- dımcısı, mahalli seçim neticelerine ba- kıp İktidarın A.P- ye verilmesi gerek- tiğini söylemiştiri— dereyi görmeden yürek yakamadı dımcılarından Faruk Sükan. "— Demokratik rejimin yerleşmesi için bize düşen vazifeyi (oyapmaktan çekinmiyeceğiz. Bu vazife ne olursa olsun oyükleneceğiz" diye fetva ver- meğe başladı, hemen ardından da: — CHP. ile bir koalisyon mu? Dü- şünülebilir.. Ama ne şekilde (olacak, buna zaman karar verir" demekten çe- kinmedi. Sükan, AP-CHP koalisyonunun ba- zı şartlara bağlı olduğunu ifade etti. Ancak bu şartların neler olduğunu söylemekten «şimdilik" çekindi. : "Bilmiyenlerin Havası" ise, A.P. İçinde haftanın ikinci günü şiddetle es- meğe başladı. AP. tek başına Hükü- meti kurmalıydı. Halkın büyük oço- gunluğunun itibar ettiği siyasi teşek- kül olarak bu hak kendilerine veril-

Bu sayıdan diğer sayfalar: