HAFTANIN İÇİNDEN Demokratik Üsullerin Gerektirdiği B' satırların yazıldığı sırada. 17 Kasım mahalli seçim- lerinde memleketin nasıl bir siyasi temayül izhar etti- gi henüz kesin şekilde belli olmuş değildir. Verilen oyla- rın, en Ziyade ilgi çekeni, İl Genel Meclisleriyle alâkalı olanıdır. Zira o oylar, doğrudan doğruya milletvekili se- çimlerinin seçmen kütlesi tarafından verilmektedir. Her partinin İl Genel Meclisi seçimlerinde ne nisbette oy al- dığının bilinmesi memleketin, 1961 seçimlerinden iki yıl sonra siyasi görüş bakımından nasıl bir manzara göster- diğini ortaya koyacaktır. Tabii bu manzara, siyaset ha- yatımız üzerinde son derece önemli bir tesir icra edecek- ncak bir noktanın herkes tarafından iyi biilnmesi lâzımdır. Mâna bakımından ne derece değerli olursa ol- sun, mahiyet itibariyle mahalli secimler Parlâmento için- deki fiili durumu değiştirmez. Hükümtler, genel seçim- lerle kurulan Meclisler bünyesinde te«kll oedilir, genel seçimlerle kurulan Meclisler bünyesinde dağılır, genel seçimlerle (okurulan Meclisler oObünyesinde tâdil olunur. Yoksa, mahalli seçimlerin sonuçlarına göre kararlar alı- nıp,'kararlar verilmez. dan dolayı, .P. Genel Başkanı olan Başbakan Yardımcısı Hasan Dinçerin "Oyların yüzde ellisinden fazlası A.P. tarafından alın- mışsa, A.P. Hükümeti kurmaya çağırılmalıdır" yolundaki sözü bir gerçeği ve bir lüzumu ifade etmemektedir. Ma- halli seçimlerin neticesi Parlâmento dahilinde bir geniş transfer hareketine yol acar, partilerin milletvekilleri sa- yısında esaslı derişiklikler olur, çok milletvekiline, bugünkü gibi C.H.P. değil de A.P. sahip çıkar, o takdir- de A.P. nin Hükümeti kurmaya çağırılması tabiidir. Ama e, bir başka muameledir. Her halde, Meclis içinde parti» lirin kontenjanları aynı kaldıkça sadece mahalli secim- lerin neticesine bakıp tasarruflarda (o bulunulabileceğini sanmak halidir.. Mecliste en çok milletvekilini H.P elinde tuttukça, demokratik; usuller gereğince Cumhur- başkanı, bir hükümet krizi halinde önce C.H.P. Genel Başkanını Hükümeti kurmaya davet edecek, ancak on- dan menfi cevap alırsa veya C.H.P. Genel Başkam bir hükümet kurmakta âciz kalır, yani çoğunluk, bulamaz- sa başka alternatif arayacaktır. Bu alternatif A.P. ola- bilir, bu alternatif bir başka kombinezon olabilir. Bunu, hükümet krizinin ortaya çıktığı anda Meclisin teşekkül tarzı tayin edecektir Mahalli seçimlerin Parlâmento üzerinde bir tek tesi- ri olabilir: Nisbetler o şekilde tezahür eder ki Parlâmen- to içindeki ekseriyet ile memleket dahilindeki ekseriye- tin birbiriyle hiç alâkası kalmadığı anlaşılır. Yeni isti- kametin eskisinden çok farklı bulunduğu ortaya çıkar. O saman, genel geçimlere, gitmek bir şart, demokratik re- jimin en basit icabı halise gelir, Bu yol acık durmak- tadır. ahalli geçimlere dair şu anda elde mevcut bilgi. istikbal hakkında bir takım tahminlerin yapılmasını im- kânsız kılmamaktadır. Bir ihtilâl sonrasının doyurduğu anormal ortam içinde meydana çıkmış bulunan ve bün yeri zaruretlerden ziyade arazi zaruretlerin sonucu olan siyasi teşekkuller kaybolmuşlardır. Hemen bütün büyük ye sağlam Demokrasilerde olduğu gibi Türkiyede de siya- Metin TOKER set oyununun ortanın solunda ve ortanın, sağında iki kütle partisi arasında oynanacağı anlaşılmaktadır. Nasıl se Muhatazakârlar ve İsçiler varsa, nasıl Ame- rika da ve D l nasıl lm yala Hristiyan Demokratlar ve Sosyalistler çarpışıyorlarsa Türkiyede de adı şimdi A.P. olmuş eski D.P. oyları ile C.H.P., oyları daima geniş nisbetler dahi- linde bölüşeceklerdir. Bu, partiler sorumluluklarını — bil- dikleri takdirde bir sağlamlık- alâmetinden başka şey de- ğildir. Bugün alınan netice D.P. nin kapatılmasındaki büyük gafleti ve basiretsizliği, tecrübesizliği bir defa da- ha ortaya koymaktadır. Parti kapatılmakla, onun taraf- tarlarının kaybolmadığı, ama bu taraftarlar bir başka isim altında tekrar organise (o edilirlerken ister istemez çok düşük kalitede bir takım kimselerin yemi teşekküle katı- lıp siyaset hayatını berbat ettikleri böylece tescil edil- miş olmakladır. A.P. liler 1961'den heri dajma C.H.P. nin karşısında- ki partileri tek bir cephe olarak görmüşler, kaynakları- nın aynı olduğunu söylemişler, memleketin Siyasi tema- yülünü bir «C.H.P. oyları" nı, bir de "A.P * C.K.M.P. öoyları"nı o karşılaştırarak ifade Gümüşler. 1961'de ekseriyet usulüyle yapılan Senato seçimlerinde CHP. nin karşısındaki partiler 50 ili, CHP. ise 17 Ill kazan ılığı halde 1963de gene ekseriyet usulüyle yapılan ve üstelik il sâkinlerinin sadece bir kısmının oylarının ifadesi olan il merkezi belediye başkanları seçiminde C.H.P. kendi il- lerinin adedini 23'e çıkarmış, karşı taraf ise 42si A.P. nin. ği P. nin olmak Üzere 43 ile düşmüştür. Tabii bu. kendi başına her şeyi izah eden bir kıyaslama değildir. İl Genel Meclisi seçimlerinin kati neticesi elbette du- ruma çok daha fazla aydınlık getirecektir. - Ama, 1961'den bu iyasi (oOgö örüşler erdeki (o değişiklikler hakkında bir fikir ermelteğir İllerdeki duruma itiba- riyle 1961'de 1957 e nazaran gerilemiş bulunan CHP. 1963'te tekrar 1957'deki durumuna eş, hattâ ondan biraz ileri hale gelmiştir. Değişikliğin İstikameti aynı kaldığı takdirde 1965 seçimlerinde C.H.P. nin 1960'dâki fiili du- rumuna gelmesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Her halde mahalli seçimler, kütlelerin örüne ve hislerine bağlı kalarak oy verdikleri isnadını kökünden yıkmıştır. Kati neticeler alındıktan sonra yapılacak bir seçim hari- tası 1967 seçimlerinin haritasını şaşırtıcı bir tarzda hatır- latacaktır. Mahalli seçimlerin bir başka hayırlı neticesi, bir kü- çük ve zihniyeti değişik zümrenin o sarıldığı bağımsızlık müessesesinin hiç bir itibar girmemesidir. En ümitli sa- nılan bağımsız adaylar hiç bir varlık gösterememişler ve bundan yıllarca önce "Rauf Orbay Tecrübesi"nin verdi- -i dersin bugün için de doğruluğunu muhafaza ettiği an- laşılmıştır. Her normal Demokraside olduğu gibi Türki- yede de siyaset hayatı partiler çerçevesi içinde cereyan edecek, ama hu partiler kendi üzerlerinde - bağımsız şa- hısların değil - bağımsız müesseselerin kuvvetli müraka- besini hissedeceklerdir. AKIS/7