ÇAL | Grevler Bir grevin hikâyesi İeianbul Emniyet Müdürlüğünün en üst katındaki, "çifte ay" lı kapısı de- vamlı kapalı dairede, geçtiğimiz hafta içinde enteresan bir konuşma cereyan etti. Siyasi Şubenin Müdür muavinle- rinden biri, Bozkurt Mensucat Fabri- kasında grev yapan 1053 işçiden biri ile karşı oturmuş konuşuyor- lardı. Muavi "— ii balalm, bu kanunsuz greve niçin katıldın?" diye sordu. Karşısındaki koltukta oturan utan- gaç tavırlı, otuzbeş yaşlarındaki a- dam: "— Bilmem ki beyim... Oniki sene- lik işçiyim. Benim aklım ermiyor böy- le şeylere. Grev yapacağız, dediler, uy- duk. Sendikacılarımız böyle istemiş" diye cevap verdi. Geçtiğimiz. ka içinde Veliefendi Hipodromunun birkaç yüz metre ileri- sindeki Bozkurt Mensucat Fabrikasın- da cereyan eden greve katılanların hemen hepsi de, bu oniki yıllık işçi gibi hareket etti. "Greve niçin katıl- dın?" sorusuna cevap veremeyen grev- ciler, basit bir taktik hatasının, daha doğrusu, "acemi sendikacıların kur- olduklarını söylediler. Bozkurt Mensucat Fabrikası işve- renleri bundan bir ay kadar önce. fab- Yi çalışan işçilerin bağlı bu- lundukları iki ayrı sendika temsilci- leri ile tin zim müzakerelerine girişmişlerdi. Biri "Teknik İdeal Men- sucat İşçileri (oSendikası" diğeri ise "Bozkurt Mensucat İşçileri Sendikası" ismini taşıyan bu iki teşekkül, işçiler adına yaptıkları görüşmeler sırasında, bir ara kendilerini feshedivermişlerdi. Her iki sendika daha sonra fevkalâde bir kongre yaparak birleştiler ve "Tek- Ş M A nik İdeal Mensucat Sendikası" aldılar. o Ancak ze ni de dükleri gibi yürüm İşçiler önemli Uç Alİ bulunu- yorlardı: I — Ye emekleri kalori mik- tarının artırılması, 2 — Ücretlerin as- gari 20 lira 18 Emi olması, 3 — Çalış- tıkları servisten başka bir servise nak- ledilmemeleri... Aslında her üç talep de işveren ta- rafından uygun karşılanmıştı. Ancak, karşılıklı masa başına geçildiğinde, İşverenler Sendikası omensupları, işçi Sendika» yetkilileriyle ücret mesele- sinde ihtilâfa düştüler. İşverenler Sen- dikası yetkilileri, Bozkurt Fabrikası iş- vereninin kabul ettiği taleplere diğer işyerlerinden örnek gösterilmesini iste- ismini üşün- seyirci kalamıyacağını anlıyan Türk-iş, geçtiğimiz hafta İstanbulda bulunan I. Bölge temsilcisi İsmail Topkarı Boz- kurt Mensucat Fabrikasına gönderdi. Büyük ümitlerle fabrikaya gelen ve topluluk, kendisine, sıyla hareket eden bir teşekkülün tem- silcisini dinlemeyiz" diyor ve Topkarın "Beni dinleyin, beni dinleyin arkadaş- lar!" hitabına "Yuh!" sesleriyle karşı- lık veriyordu. o İsmail Topkar, bütün çabalarının boşa gittiğini görünce, ağ- layarak işçi arkadaşlarının yarımdan ayrıldı ve durumu bir raporla Türk-İş merkezine bildirdi. Grevin üçüncü gününde | İstanbul Sıkı Yönetim Komutam Refik Yılmaz bir tebliğ neşretti ve "Kanunsuz grev yapanların altı ay hapis, 1000 lira ra cezası ile cezalandırılacaklarım" bildirdi. İşçiler, tebliğin mânâsım ilk Grev başladıktan sonra işçiler flamalarıyla İlk heyecan diler. İşte bu husus, ücret meselesiyle ilgili maddenin kabulünü ( güçleştirdi. Bu arada, iki sendikanın birleşmesi sı- rasında açıkta kalan bazı sendikacılar da, "işler gecikiyor, haklarınızı güç alırsınız" gibi tahrik edici sözlerle or- talığı karıştırmağa başlamışlardı. Geri tepen silâhlar ji temsilcileri, grev kararını derhal uyguladılar. 1053 işçi bir anda işle- rini bıraktılar. 275 sayılı Toplu Söz- leşme ve Grev Kanunu hükümlerime uyulmadığı yolundaki ikazlara kulak verilmedi. Fakat gün geçtikçe silâhla- nıl geri teptiğini hissediyorlardı. Olaya anlarda kavrıyamadılar. Fakat Sıkı Yönetim Komutanlığında görevli bazı e Emniyet kuvvetlerinin olay ne gelmesi üzerine meselenin cid- diyetini anladılar ve kendilerine hitap eden Emniyet Müdürü Haydar Özkını dinlemeğe koyuldular. Özlkın: "— Madem ki taleplerinizden şim- dilik vazgeçiyor ve sadece çalışmadığı- nız günlerin parasını istiyorsunuz, SİZİ temin ederim ki bu hususta müspet bir karar alınması, için işverenle temasa geçeceğim" diyordu.