SİNEMA Filmler "Acı Nikâh" Savaş öncesinin Mussolini odevrinde "Beyaz telefonlu filmler" sineması diye adlandırılan italyan sineması, sa- vaş sonrasında Yeni Gerçekçilik | ile kendine apayrı ve değişik olduğu ka- dar da çarpıcı bir yol seçmiş ve bir bakıma da "Altın çağı" na, girmişti. Sinema yazarlarıyla rejisörlerin etele vererek bir çağı kapayıp yeni bir çağı açmaları, dünya sinemasında ( alışıla gelmiş bir oluş değildi. Yeni Gerçekçilik, savaş bitiminin Şartlarım da kendine destek ederek büyük bir gelişme gösterdi. e Böylece İtalyan sinemasında en uzun ömürlü çağ Yeni Gerçekçilik çağı olda Ama zamanla şartlar düzelmeye, oortam Yeni Gerçekçilik ortamından uzaklaş- maya başlayınca, akım ustalarım da nelmeye başladılar. Bu kaybetme ve uzaklaşmanın yanı sıra, ikinci (o bir yeni kuşak sinemada yer aranıyor ve, yavaş da olsa, bir sızma hareketi gös- teriyordu. 1960 yılından sonra ise bu sızma hareketi daha da genişledi, bü- yüdü ve yeni kuşak, öyle bir an geldi ki, fransız sinemasındaki Yeni Dalga- cılar gibi İtalyan sinemasını geçirip bütünüyle etkileri altına aldı- lar. Gelenler oarasındakilerden biri de Mauro Bolognini idi. Bolognini adında biri G kuşağın bugün en önemli kişi- lerinden biri sayılan Mauro Bolog- nini 1923 doğumludur ve Pistoia'lıdır. Çocukluğu ve ilk gençlik yıllan oFlo- rence'da geçmiştir. Kendi o kuşağının çoğunluk rejisörleri gibi o da mimari tahsili yapmıştır. Fakat Bolognini'nin gözü ne mimarlıkta, ne de başka bir- şeydeydi. Sinemayı seviyordu ve mes- lek olarak sinemayı seçmede kararlıy- dı. Bu kararını gerçekleştirmek ama- a Pe terkedip Romaya göç- ü. madaki sinema öğretimi okulu- na vE Başlangıçta ar direktörlüğü kurslarına yazılmış, mimarlığının da bunda yararı olur diye düşünmüştü ama, sonradan bundan caydı ve reji- sörlük bölümüne geçti. Güzel bir rast- lantı; eseri, kurslarına öğretim o üyesi olarak rejisör Luigi Lampa giriyordu. İampa-Bolognini bu dönem de tanış- tılar ve yakınlaştılar. Zampa, genç Öğ- rencisini çevirdiği (o filmlerde (o rejisör yardımcısı olarak yanma aldı ve bir- likte "Anni ( difficili", o("Campane a martello", "Cuori senza frontiere", AKİS/32 “Signori in carrozza" ve "Processo al- lacitta" da çalıştılar. Bolognini, Zam- pa'dan sonra italyan-ingiliz (karışımı rejisör Mario Zampi ile de çalıştı ve daha sonra fransaya geçerek Yves Al- legret Ve Jean Delannoy'a yardımcı- lık yaptı. Bu uzun yardımcılık döne- mi, Bolognini'nin geleceği obakımın- dan büyük önem taşımaktadır. Genç rejisör adayı, gelecekte sağlam bir si- nema mimarisine sahip olma yolunda çeşitli ustalardan etkileniyor, bu etki lerin toplamında kendi kişiliğini ara- nıyordu. Bolognini'nin yurdumuzda ilk gös- terilen filmi "La Viaccia-Toy Bir Delikanlı" dır. "Toy Bir Delikanlı", Bolognini'nin asıl kişiliğini ortaya koymada gerçekden önemli bir film- dir. Bolognini, herşeyden önce toplum- cu bir rejisördür, olaylara bakışı, hi- kâyeyi sürdürüşü ve yorumu bu açı- dandır. "Toy Bir Delikanlı" nın kahrama- nı köyden şehre iner, şehirdeki genel- evlerin birinde genç bir kadına tutu- lur ve bu kadın adına cinayet işler. İlk bakışta yalın bir aşk ve serüven fil- mi havasında görünen "Toy Bir De- likanlı" da Bolognini, tutumunun çiz- gisi dışında değildir. İki ayrı oçevre- nin insanlarını -şehirli ve köylü- bir- biriyle karşılaştırırken öte yandan da, geleneklerle göreneklerine sımsıkı bağlı yaşayan toplumun, çağdaş düzende değişme zorunluğuna doğru (o gitmesi gerekliliğini savunmaktadır. Bunların yanında Bolognini'nin öbür italyan rejisörlerinden ayrılan bir yanı daha vardır ki, Bolognini'yi Bolognini yapan unsur da budur. Bolognini, bu çeşit bir çalışmanın ötesinde insanın cinsel ilişkilerini de işlemekte, yaşamasında- ki etkili yerini -kendisi ve çevresi ba- kımından- parmaklayarak İncelemek- tedir. İkinci filmi "Il Bel! Nikâh" bu yolun yolcusudur. "Yakışıklı Antonio" nun serüveni Bi" romandan uyarlama olan "Il Bell' Antonio-Acı Nikâh" ın senaryosu Pasoiini ile Visentini'nindir. Birincisi, genç kuşak romancıları arasında ge- niş bir üne sahiptir ve Bologni'nin tu- tumu dışında bir yazar değildir. Visen- tini ise hem Pasolini'ye ve hem de re- jisör Bolognlni'ye destek olabilecek ya- pıda bir senaryocudur. Üçlünün filmi "11 Bell' Antonio-Acı Nikâh”, yakışıklı, daha çok kadınsı bir güzelliğe sahip o- fakat homoseksüel değil- bir burjuva çocuğu olan An- tonio'nun serüvenlerini hikâye etmek- Antonio-Acı “Acı Nikah" Üzerinde durulmalı tedir. Antonio'nun serüvenleri derken, hatıra, büyük, akıllara durgunluk ve- ren aşk serüvenleri gelmemeli. Hikâye- de İtalya yarımadası ile aralarında bir türlü aşılmayan bir uçurum bulunan aşağı İtalya - Sicilya - toplumlarının karşılıklı çatışmaları da söz konusu edilmemektedir. Fakat genç Bolognini İki toplum arasındaki büyük düzen far kını, yalnızca bir toplumun - Sicilya- nın- yaşayışını, gelenek ve görenekle- rini ele alarak verme çabasındadır. A- ma bunun üstesinden gelmekte midir? Evet, hem de büyük bir rahatlıkla... Yukarı İtalyaya bir türlü ayak uydu- ramıyan, çağdaş yaşayışa seyirci kalan Aşağı İtalyadaki bir olayın hikâyesi o- lan "TI Bell' Antonio- -Acı Nikâh", Bo- lognini'nin önceki başarılarının yeni bir halkasıdır. Bir ağa oğlu olan Antonio, bir süre Romada başıboş bir hayat sürdükten sonra, günlerden birgün baba ocağına döner. Yakışıklılığını bir övünme ara- cı yapan baba, çevreye sürekli olarak oğlunun gönül hikâyelerini anlatır, ya- yar. Böylece, çevrenin gözünde Anto- nio, çağdaş bir Kazanova niteliği ka- zanır. Gerçekteki Antohio ile bu uy- durma ve yapma Antonio bir süre ön- ce kopmuş olduğu çevresi ve ortamına döndüğünde büyük bir çatışma göste- recektir. Nitekim öyle de olur. Çevre An- tonio'ya karşı görülmemiş bir hayran- lık duymaktadır. Antonio, çevre için bir çeşit övünme aracıdırr. Bir burjuva oğ- lu oluşu da buna ayrı bir önem kat- maktadır.