Özel Sektör Fasih İNAL Devlet Sektörü Daimi münakaşa konularından birisi de, devlet sektörünün mü, yoksa özet sektörün mü memleket ekonomisine daha faydalı olacağıdır. Özel sektörcüler genel olarak sadece özel sektörü tercih etmiyorlar, devlet sektörü ile özel sektörün karma bir sistem içinde yürümesini uygun görüyorlar» Buna karşılık, resmi sektörü tercih edip özel sektörün memleketin başı- na belâ olduğu kanaatline sahip bulunanlar - ki bunlar kendilerinin, ama sadece kendilerinin, sosyalist olduğuna kaanidirler- o hiç bir şekilde özel sektörü kabul etmiyorlar. İthalâtı devlet yapmalı, İhracatı devlet yapmalı, sanayi devletin elinde olmalı, her türlü ticari fonksiyonu olan işten özel sektörü atmalıdır ki, mem- leket, millet refaha, saadete kavuşsun. Bu da bir düşünce tarzıdır elbette... Ama biz Ortak Pazarla ortaklık anlaşması yapmışız, Ortak Pazarda her türlü devle tekelleri - aslında sadece devlet tekelleri değil, bütün tekel- ler - yasak edilmişmiş, devlet sektörüne subvansiyonlar tanınması Imkânsız- mış, bunlar bizim sosyalistlerin pek üzerinde durdukları konulardan değil- dir. Daha doğrusu, üzerinde durmaz görünürler de, hangi devletçiye soracak olursanız. Ortak Pazara girmemizin manasızlığından -manasızlık ne kelime! Memleket bakımından felaket olduğuna kaanidirler- acı acı şikâyet eder- er. Neyse, anlatmak istediğimiz bunlar değildi. Lâf lâfı açtı da, konudan biraz uzaklaşıverdik. Biz genel olarak devlet sektörünün nasıl çalıştığına bir misal vermek istiyoruz. İstanbul Belediyesine bağlı, Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri U- mum Müdürlüğünü bilirsiniz. Bir işiniz düşse de bu daireye bir dilekçeyle müracaat etseniz, bir müddet sonra alacağınız yazının sağ altında şu harfleri ve herbirinin karşısında birer imza görmeniz mukadderdir: U.M.M., U.M.M,, U.M.M., D.R., D.R.Mv,, Ş.M., X, Merakımızı mücib oldu, sorduk, soruşturduk bu 7 imzanın la Ge harflerin neye delâlet ettiklerini ve nihayet anladık. "U.M.M." , Müdür Muavini anlamına gelmekteymiş. «D.R." Daire Reisi, RN Becis Muavini, "Ş.M." Şube Müdürü, "Ş.M.Y." Şube Müdür Yardımcısı", Bütün bu paraflardan sonra yazının altında da Umum Müdürün im- zası var. Gördünüz mü çalışma sistemini? Yazı, Şube Müdür muavininden Umum Müdür muavinlerine kadar yedi kişiye imzalatılıyor, ancak ondan sonra Umum Müdür, yazının sağlamlığına, doğruluğuna inanıyor da, basıyor İm- zayı!.. İyi, hoş da, insanın aklına bir şey geliyor: Eğer Umum Müdür muavin- lerinden birisi yerinde bulunamazsa veya daha fenası, yazıyı imzalamak istemezse, ne olur acaba? Umum Müdür yazıyı imzalamaz mı? A , düşündüğünüz şeye bakın!.. O Umum Müdür muavini imzala- mazsa öbürü imzalar ya, olur biter. Şimdi İ.E.T.T. nin özel sektör tarafından işletilen bir müessese olduğunu tasavvur edin. Bu sekiz imza kaça inerdi dersiniz? Allah bilir ya, birçok ah- valde, ilgili memur, yazı yazmağa da lüzum görmez, telefonu açıp, yazıyla ifade edeceğini bir dakikada söyleyip geçiverirdi. misalleri bizim devletçilere anlatmanın faydası yy Zira onlar da devlet sektörünün ne menem şey olduğunu gayet iyi bilir Bilirler, bilirler ya, ne etsinler ki, bir kere özel sektöre olduklarım söylemişlerdir. Şimdi bu sözlerinden dönmeğe utanırlar. bilmesi için âzami likiditenin mevcu- diyeti şarttır. Yâni, nasıl bir bankaya vadesiz mevduat yatıran istediği sa- man mevduatım çekebilirse, hisse de böyle olmalı, derhal satılabilmeli, ölü para haline gelmemelidir. Alınması gereken tedbirler unun için, bu sütunlarda defalarca belirtildiği gibi, Esham ve Tahvilât Borsası Kanununun, ihtiyaçlara gö- re değiştirilmesi, her hissenin Bor- sada muhakkak surette kote olması ve gene Borsada muamele şartının kon- ması, fiyatların hakiki ve ciddi bir şe- kilde yayınlanması lüzumu ileri sürül- dü Hisse senedi, altın ve gayrimen- kul gibi şahsı enflâsyona karşı koru- yan tedbirlerden olduğu İçin gerekli şartlar hazırlandığı takdirde, hisse se- nedi mubayaası tasavvur edildiğinden de hızla gelişebilecektir. Bununla beraber, Türkiyede halen Amerikada (otatbik edilmekte olan Borsa sistemlerini kurmaya imkân o- lamayacağı da bir realitedir. Şimdiki halde Türkiyede, XX. yüzyıl o başında Birleşik Amerikada olduğu gibi, mu- ayyen gün ve saatlerde muayyen şir- ketlere ait hisse senetlerinin satıla- cağım ilân ettmek suretiyle hisse se- netleri satışım intizama sokmalıdır. Sonra sonra, Batı memleketlerinde ol- duğu gibi borsalarda her zaman, her hissenin satılması imkânları araştırıl- malıdır. (o Ayrıca hükümet, lisansı ve kontrolü altında kurulmuş, hisse se- nedi alıp satan spesiyalist şirketlerini faaliyete geçirmelidir. Bundan başka, Borsayı kontrol edecek kuvvetli kont- rol organları tesis edilmelidir; Borsa simsarı, satıcısı bakımından en iyi hisse senedini değil, kendisine en fazla kâr getirecek hisse senedini satmak isteyecek ve onun satış çarele- rini arıyacaktır. Bu sebeple, kurulacak kuvvetli bir kontrol sistemine, Borsa- larda hakikaten ihtiyaç vardır. ndan bir müddet önce gene bu sütunlarda belirtildiği gibi, yeminli he- sap uzmanlarının bir şirketin durumu hakkında vereceği mali rapor, o şirke- te ait hisse senetlerinin piyasada satı- labilmesini Oo sağlayacaktır. Velhasıl, sermaye piyasasının teşekkülü için muhtelif o tedbirlerin ileri sürüldüğü seminerde dinleyiciler tarafından çe- şitli sualler soruldu, nakaşalar ya- pıldı ve yatırımların özel sektör ta- rafından sağlanacak kısmının finans manini en iyi şekilde elde edecek for- müllerin neler olacağı araştırıldı. Ancak, akademik şekilde yapılan bu tartışmalarla oOelde edilen neticeler haddizatında birer kanun konusu ol- duğu için, Büyük Millet Meclisinden çıkacak çeşitli kanunları beklemekten başka yapacak birşey olmadığım semi- nerlere iştirak edenler belirtmekten kendilerini alamadılar. AKİS/19