9 Kasım 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

9 Kasım 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYAYA BAKIŞ Vietnam Hadiselerinin Anatomisi (Gen hafta Çarşamba günü, sabahleyin saat 10'da, Say- gondaki küçük Gla Long sarayının üst katında, Baş- kan Diem ile konuşup yanından ayrıldıktan sonra bana refakat eden Propaganda Bakanı Hicu Vietnama ait inti- baımın ne olduğunu sordu. O gün Saygondan ayrılıyordum. Dedim ki: "Bana kalırsa, çok yakın bir samanda çok önemli bir olay beklemelisini!. Eğer üstesinden gelirseniz, usun bir süre için önünüzdeki müşkiller halledilir. Ama üstesinden gelemezseniz, dalga sizi alıp götürecektir" Ba- Hieu buna hazır olduklarım, bunu her sabah bekle- diklerini bildirdi. Ordunun kendilerinden yana bulundu- gunu, saten daha önce ifade etmişti, aynı inancıma bir saat sonra, Amerikanın Saygondaki Büyük Elçiliği men- suplarından Bir. Miller'e, bir sohbet sırasında tekrarla- dım. O sözlerimi, sürpriz saymadı. İki gün sonra. Cuma akşam vakti, Vietnam Ordusu- na mensup birlikler Gia Dang sarayını bombaladılar, bi- nayı kuşattılar ve Başkan Diem ile kardeşi Nhu'yu dra- matik bir tanda iktidardan uzaklaştırdılar. 1960 İlkbaha- rını yaşamış bir insan için. söylediklerimde hiç bir keha- payı yoktu. Saygon, buram buram ihtilal kokuyordu. Benim, bir yabancı olarak bilemeyeceğim. Ordunun, ger- çekten kimden yana bulunduğuydu. Ama geçen hafta Vi- etnamda bir Hükümet Darbesi Teşebbüsü kaçınılmas hal- deydi. Ordu, Diem'in sandığı gibi iktidardan yana olsay- dı. Başkan kazanacaktı. Ordu Diem'den yana olmayınca. Başkan kaybetti. Böylece, bu çeşit memleketlerdeki "Or- du kimden yanaysa kuvvet ondadır" prensibi bir defa da- ha doğru çıktı. Vietnam Ordusunun, Diem İktidarım devirdikten son- ra bir askeri junta kurmayıp idareyi sivillere bırakması ve derhal seçimlere gidileceğini bildirmesi, hadisenin bir başka ilgi çekici tarafıdır. En geri kalmış memleketlerde bile askerlerin komutasındaki bir idarenin devrilen kötü idareyi hemen arattığı, bunun Ordu prestijini temelinden yıktığı re memleketi tarifsiz karışıklıklara, anarşiye, hu- zursuzluğa götürdüğü tecrübelerle ortaya çıkmıştır. Viet- nam Ordusuna komuta edenler, her halde kendilerini, en azından "destekleyen" amerikan dostlarının bu konudaki tavsiyelerine uymakla büyük akıllılık etmişler re Silahlı Kuvvetleri daimi bir muvazene unsura alarak açıkta tut- muşlardır. Zira Demokrasi re demokratik hürriyetlerin -gerçekleştirilmesi için ortaya atılıp da resmi adından baş- ka hiç bir tarafı bu rejime benzemeyen bir sistem kurarak onun başına geçen askeri şeflerin itibarı her tarafta kı- rılmış durumdadır ve bunların şahsi ihtiraslarına kapıla- rak harekete geçtikleri artık herkesçe bilinmektedir Vietnam hadiselerinden bütün batı dünyasının fayda- lanacağı bir dersi alabilmek için. onun nasıl çıktığım dik- katle araştırmak lazımdır. Vietnam Hadimleri Amerika Hükümetinin, Amerika Basınının re amerikan umumi ef- kârının eseridir. O çok gösterişli "Budist Meselesi" göz ka- maştırıcı bir dekordan ibarettir, Nhu'nun Kuzey Vietnam ile temasları ne yenidir, ne de her hangi bir ilgilinin meç- hulüdür. Bayan Nhu, dünden bugüne bir "isterik kaçık" olmamıştır. Yıllardan bari bu kadın, kendi memleketinin Jandarkı olan ve I. Asırda yaşamış bulunan Trunf kar- deşlerin hayatını yaşamaya özenmektedir. Gerçi ameri- Metin TOKER kan askerlerinin çok sayıda Vietnamda görev alışı iki se- nenin işidir ve kendi evlatlarının orada kırılmaya başla- ması sonundadır ki atlantik ötesindeki umumi efkar bu uzak bölgede olup bitenlerle ilgilenmeye başlamıştır. Ama komünistlere karşı savaşın nasıl yürütüleceği hususunda amerikan komutanlarıyla Diem idaresi pek âlâ anlaşabilir- lerdi. Zira sadece diker konularda kir faydalı işbirliği za- ten yürütülmektey O halde, en ne yapılmıştır ki de Diem ikti- darı, bunca senenin sonunda Amerikanın gözünde tu-ka- ka olmuştur re bundan cesaret alınarak, hiç devrilmeye- çekmiş gibi görünen bir idare akşamın geç vaktiyle saba- hın erken saati arasında, yani göz açılıp kapanıncaya ka- dar yarla bir edilivermiştir? Bu sorunun cevabını, bir vatanperver olduğunda hiç kimsenin şüphesi bulunmayan Diem'in kurmayı düşün- düğü Vietnamın ne menem bir Vietnam olduğunu araş- tırarak vermek kabildir. Diem, kendi la memleketi Viet- namın nasıl bir idareye layık olduğuna hatalı teşhis koy- masının, bir Ortaçağ sisteminin Vietnam milletini pakla- yacağım re onu ilerletebileceğini sanmasının neticesi ola- rak bugünkü hazin Akıbetiyle burun buruna gelmiştir. Mil- letinin ve bilhasa onun sağlam kuvvetlerinin seviyesi, ne- ye tahammül edip neye etmeyeceği noktasında yanılan Vietnam Başkam bir hatadan ötekine sürüklerimle, kendi sini hadiselerin girdabından kurt aramamış ve komünistlere karşı kazanılmak üzere olan bir talerin arefesinde Viet- nam için çok faydalı olabilecek bir tecrübeyi dejenere et- miştir. Harp içindeki bir Vietnamın, tıpatıp Amerikada- kbsa benzer bir demokratik sistemi kaldırmayacağı husu- sunda Diem'in inancı doğrudur. Ama Diem'in sisteminin de bugünkü Vietnam tarafından kaldıramayacağı, Say- gonda açık şekilde ispat olunmuştur Simdi, Vietnam Başkentindeki yeni kudret sahiple- rinin, giriştikleri kuvvet yarışının ilk kısmını kazanmış örünen amerikan idarecileriyle birlikte aramak sorunda oldukları yal Vietnamın gerçek ihtiyacına uyan yoldur. Bu yol ne Diem-Nhu ekibinin kurmayı denedikleri yan feodal, aile hakimiyeti esasına dayanan ve isteristemez te- miz olmaktan uzak, iptidai, aydın Vietnamlıların desteğini kaybetmiş İdaredir, ama ne da bazı amerikalıların hayal ettikleri veya kendilerini hayal etmeye zorladıkları hür seçimli serbest münakaşalı, bütün hürriyetlerin kusursuz işleyeceği bir sistemdir. Bugün Vietnamda, önce Devletin kurulmasına şiddetle ihtiyaç vardır. Tıpkı bizim. Milli Mü- cadele günlerinde olduğu gibi. Diem, yaların kendisine verdiği prestij sayesinde böyle bir devrin yaratıcısı olmak şansını, kozlarını iyi kullanamaması neticesi kaybetmiş- tir. Ama bu, Vietnam için bu temelin mutlaka atılması mecburiyetini ortadan kaldıramaz. Zira Vietnamda bir Devletin henüz olmadığı re onu sağlam ayaklar üzerine oturtmadan hiç bir şeyin yapılamayacağı bu memlekette göze ilk çarpan gerçektir. Devlet ise, bildiğimiz bugünün Demokrasisiyle kurulmaz. Kurulmuş devletler Demokra- siye geçerler re onun içinde yaşarlar. Düşünmek lâzımdır ki, kuruluşlarının kırkıncı yılını idrak eden memleketler- de, halk açık rejimin karşısına dikilip otoriter rejim diye tepmen kara aydınlar çıkmaktadır. AKİS/7

Bu sayıdan diğer sayfalar: