Hadiselere Bakış Bu seçimde Ç.H.P. nin karşısında kimler var? er şey gösteriyor ki, bu seçimlerde C.H.P. sadece rakibi Hani, A.P. ve M.P. C.K.M.P. ve YTP. ile mücadele etmiyor. O mücadelenin yadırganılacak bir tarafı yoktur re onu tabii görmek lazımdır. Her seçimde partiler birbir- lerini yenmeye çalışırlar re zaferi sağlamak için çok şey- den faydalanırlar. Ama bütün kampanya boyunca, C.H.P. ile uğraşmak- ta karsı partiler kendilerine inanılmaz, beklenilmedik bir müttefik bulmuşlardır. Bu müttefik, en ziyade CELP. ye karşı olan partilerin tutumlarından, onların kendilerini yıkılmış D.P. nin vârisi göstermelerinden, gericiliğe, par- tizanlığa tariz vermelerinden yüksek sesle şikayet eden re ellerine bir kudret geçse, önce onların "canına okuya- cak" çevrelerdir. Partilerin içinde ortanın, azıcık da olsa solunda bulunan parti C.H.P. dir. Siyasi bakımdan en . P.dir. A.P. aynı zamanda, reak- siyonu da temsil etmektedir. Halbuki şimdi C.H.P. nin karsızında ve A.P. nin yanında savaşan o çevreler kendi- lerini C.H.P. nin de çok solunda göstermekte hatta yel- kenlerini sık sık kuzey rüzgarlarıyla doldurmaktadırlar. İlk bakışta, bu işte bir garabetin bulunduğunu düşün- memek imkanı yoktur. Halbuki her şey sadece eşyanın tabiatı İcabıdır ve açık rejimi, batılı manâsı ile demok- ratik sistemi yıkmak isteyenlerin ilk hedef olarak C.H.P. yi İsmet Paşayı, onların temsil ettikleri fakirleri görme- lerinden daha tabii bir şey bulunamaz. O bakımdan, C.H.P. ya karşı elbette ki öteki partilerin kazanmasını isteyecek- lerdir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın! Bu neticeyi sağlarlarsa yapacakları ilk iş, memleketin sağlam kuvvetlerini karşı- larına alıp "İşte. memleketi İşte, seçmen! Nasıl oynanır bu memlekette, bu seçmenle Demokrasi oyunu! Gördünüz değil mi, ilerici İsmet Paşanın aldığı neticeyi? Haydi ba- latam, şimdi ne yapacağız?" diyecekler Ve yapılacak yola da alttan alta göstermekten fert kalmayacaklardır. Nitekim M.B.K. İdaresi zamanında, seçimlere gidile- ceğinin anlaşıldığında Demir Perde gerisinin bir büyük devletinin temsilcisi o devrin Kuvvetli Adamı (Cemal Madanoğluna gelmiş ve askeri idareyi bırakıp Demokra- siye geçmek suretiyle ne büyük hata ettiklerini anlatma- ya çalışmıştı. Bu konuşmadan sonra Madanoğlunun kendi defterine düştüğü not şudur: "Demek ki, mükemmel ka- rarvermişiz!" Bi gerçeğin bilinmesinde fayda vardır: Demokrasiye a- leyhtar cereyanlara karşı. C.H.P. nin dışındaki parti- lerin mukavemet edip edemeyecekleri hususunda; eli ate- şe sokmak kolay değildir. Kini ne mugalâta yaparsa yap- sın, dorum şudur: C.H.P. ve memleketin sağlam müessese- lerinin inanmış kadrosu Demokrasi cephesinin (o kalkanı, AKİS/20 zırhı halindedirler. O kalkan, o zırh delinemediği içindir ki Demokrasiye aleyhtar cereyanlar iki yıldır dalga dalga gerilemiş, kuvvetini kaybetmiş yahut isten içe yanan bir ateş olma çabasına düşmüştür. Buttu inkâr etmek beyhu- dedir. Buna kızmak kabildir. Bundan dolayı memnuniyet duymamak ta mümkündür. Zira memlekette Demokrasi- nin hâkim kalmasını isteyenlerin hepsi ne C.H.P. nin ve ne de sağlam müesseselerin sempatizanıdır. Hatta içlerin- de bunlara hınç, kin belleyenler bile yok değildir, Anın hakikat, her türlü hislerin üstünde, ortadadır. Almanyadaki Weimar Cumhuriyetinin son günleri bir iyi hatırlanılmalıdır. Demokratik sisteme karşı nazilerle can düşmanları komünistler ittifak etmişlerdir. e İkisinin de hesabı, önce Demokrasiyi bir haklayalım, ben ondan sonra öteki rakibi nasıl olsa temizlerim olmuştur. Sahiden de, Hitler komünistlerin yardımıyla parlâmenter sistemi yok ettikten sonra silâhlarını hemen komünistlere çevir- miş ve anların hakkından gelmiştir. İkinci Dünya Harbin- den sonra ise çok Doğu Avrupa memleketinde komünist- ler, Almanyada nazilerin kendilerine karşı kullandığı bu metoda kullanarak iktidarı ele almışlardır. Önce, türlü oyunlarla Demokrasiyi oyenmişlerdir, sonra partileri ve kuvvetli şahsiyetleri bir bir yok edip memleketin dizgin- lerini ela geçirmişlerdir. Çekoslavakya, bu oyunun en açık oynadığı Doğa Avrupa memleketidir. a düşününüz: C.H.P. nin bu memlekette ei ratik usulle asla çok oy alamayacağını, zira C.H.P. ne de olsa ilericiliği temsil ettiğini yan» yakıla ve e li bir hulus ile anlatan, yazan, söyleyen bir kalem bir se- çimde ne yapar? Oyların bu partiye gitmesini tavsiye eder, değil mi? Ama, yapılan tam bunun tersidir. Yapılan, C.H.P. ye ait olan oyların sandığa girmesine mani olma, hatta el altından A.P. için çalışma gayretidir. Bunda bir samimi- lik aramak beyhudedir. Bunda gözetilen hedef, hayâller- dekinin hakikat olma ihtimâlinin mahalli seçimlerde C.H.P. nin geride kalmasıyla kolaylaşa cağı hesabından başka şey değildir. İki taraflı mücadeleden C.H.P. nasıl bir neticeyle çıkacak- tır? Bu önemi alan ve bu önemi aldığı çok kimse ta- rafından görülen böyle bir seçimin neticesi hakkında bir ley söylemek kolay değildir, hatta kabil değildir. Bir yan- dan iki yıllık iktidarın verdiklerinin değerlendirilmesi, di- ger taraftan memleketlin siyasi kaderi üzerinde verilecek oyların önemi seçmenler tarafından kaale alınacak başlıca hususlar olacaktır. Ama, demokratik rejime inananların şu sırada İsmet Paşayı desteklemelerindeki lüzum gözden kaçmamaktadır. Sadece acılan bir kampanya bunun ispatı olarak ortada durmaktadır.