Ss İ Filmler Fora Ustanın Çırağı Ss" yıllarda Hollywood'u yeniden estem-kovboy (o filmleri (omerakı gardı. Televizyonda olsun, sinemada olsun western imleri öteden beri > niş ilgi görüyordu. tarları harıl harıl eski western Tilmle. rinin konularım günümüzün anlayı- şına göre değiştirmekle uğraşıyorlar. Kimilerine bakılırsa, western'ler çağ daş hayatın düzensizliklerinden seyir- ciyi uzaklaştırıp, geçmiş günlerin tatlı havasına kavuşturmaktadır. İleri sü- rülen bir iddia da, western filmlerinin psikolojik amaçlar taşımasıdır. o Yani western'ler, insanın kaderinin toplu- R. ranışlarına bağlı olduğunu göstermek- tedir. "Amerika çabuk büyüyüp gelişti. Bu arada, bizlerin kaybı da pek çok oldu. Vestem hikâyeleri, bize topra- ga dönmemizi, köklerimizi yeniden a- rayıp bulmamızı sağlıyor" diyorlar. N E M A Gerçekte de western'ler, amerikan ahlâk sisteminin en canlı örnekleridir. Western kahramanı, 1865 ile 1886-87 yıllan arasında yaşamıştır. O yıllarda Colorado ve Nevada'da altın madenle- ri yeni yeni bulunmaya (başlamıştı, Kansas'ın batısında kanun diye birşey tanınmıyordu. Sşoux ve Apache kızıl- derili kabileleri de beyazlara karşı son kozlarını oynuyorlar, ölüm-dirim sa- vaşı yapıyorlardı. e Binlerce serüvenci altın bölgelerine akın etmişti. Gerçek western kahramanı, daha sonraki yıllarda sahnede görülen ben- zerlerine hiç mi hiç benzemiyordu. Sa- nıldığından da vahşi bir yaradılıştay- dı. İneğin, öküzün sırtından yüzülmüş deriyi pantalon diye ayağına geçirir- di. Kötü kadınlarla, yerli kadınlarla düşüp kalkardı. Hoş, çevrede başka mİ bulması da mümkün değildi .. Fırsatını buldu mu, burnunun u- in göremeyecek kadar sarhoş olur- du, hayatının başkaca renkli bir yanı yoktu. u tür kahramanların tek üstün- lükleri, silah kullamadaki ustalıkla- rıydı. Bazan, can sıkıntısından sinek- Robert Taylor, rejisör Sturges'in "Kanlı Öç" ünde Kaygısız rejisörün kabiliyetsiz oyuncusu AKİS/32 lere bile ateş ettikleri olurdu. Oscella gerçek hayatları, tutkunlarım hayal kırıklığına uğratacak kadar da bozuk- luklar, düşkünlüklerle doluydu. Örnek mi? En ünlülerinden Billy the Kid, psikopat bir katildi, yirmibir kurba- nının çoğunu tuzağa düşürüp ellerin- den silahlarım aldıktan sonra öldür- müştü. Jesse James için tutkunları ne der- lerse desinler, onun bir yoksula tek bir kuruş bile verdiği de, yoksulu ba- gışladığı da görülmemiştir. Ufak te- fek Texas'iı wos Harding de çok cim- riydi, daha sakalları çıkmadan bir dü- zine insanın kanma girmişti. Kırkiki yaşma girdiğinde kurban sayısı, ya- şadığı yıl sayısına eşit geliyordu. O çağın kanun temsilcileri de berikiler- den aşağı kalır kişiler değillerdi. Çok- luk şunun bunun ahım almış, kanlı kişilerdi. Bu sözde kahramanlar, Ken- dileri üzerine uydurulan Oo hikâyelere en az başkaları kadar inanıyorlardı. Batının efsanesi, (gerçeklerden daha hızlı yayılmaktaydı. James Peminore Cooper'in roman- cılıkta açtığı çığırla, western kahra- manları, giderek roman kahramanla- rı oldular. Başka yazarlar, Owen Wis- ter ve Zane Grey de western edebiya- tının öncülüğünü yaptılar, romanları yirmibeşer milyon sattı. Kahramanlar ve gerçekler W estern kahramanlarım ve onlara dair uydurulmuş hikâyeleri edebi- yatın malı haline getirmek, bağışlan- maz bir hata oldu. Arkadan, Holly- wood bu konuya el attı ve Hollywood ile Vahşi Batı, daha başlangıçta bir- birleri için biçilmiş kaftan oldukları- nı anladılar, birbirlerine' onmaz bir tutkuyla bağlandılar. "The Great Train Robbery - Büyük! Tren Soygu- " ilk western filmiydi. Bu filmde iyi adam beyaz, kötü adamlar da si- yah şapka giyiyorlardı. Vurulan her- kes ölüyordu. İyi adam sonunda payı- na düşen mükâfatı alıyordu ama, bur na gelinceye kadar da bir türü adam öldürüyordu. Posta arabasının soyul- ması, kızılderililerin öaldlrişl, da kavgalar ve sövüp saymalı konuş- malar, bu tür filmlerin en bellibaşlı özellikleriydi. . Hemen hemen bütün filmlerde bunlara rastlanıyordu. Wil- liams S. Hart ile başlayan "kahra- man kovboy'luk, Hoot Gibson, Harry Carey, Rex Bell, Tim McCoy ve Bob Steel ile devam etmişti, Bob Livings- ton, Bob Baker, Bob Allen, Buck Jo- nes, Gene Autry, Roy Rogers'li ara kuşaktan sonra James Gardner, Hugh O'Brien ile günümüze kadar geldi. 1930 yıllarında western'lerin "kali- tesi" yükseldi. Gary Cooper, John Wayne, Robet Mitchum, Joel McCrea ve başkaları işe karıştılar. Ucuz, de-