köyde fazla çocuk, istenmektedir. Böy- le olunca da yapacak birşey yoktur, çünkü Aile Plânlaması ancak ailele- rin kendi isteklerine, göre uygulana- bilir. Zorla Aile Plânlaması yapıla- maz. Ancak bu inanç, bir gerçeğe da- yanmaktadır. Prof. Stycos'un, Türki- yede 240 köyde 1500 kadın ile 1500 er- kek arasında; 50 kasabada 500 çiftle, ayrıca İstanbul, Ankara ve İzmir gi- bi büyük şehirlerimizde (yaptığı an- aile içinde bile çok az konuşulduğunu ve kadınla erkeğin, kaç çocuk istedik- lerini birbirlerine bile söylemedikleri- iası koruyucu tedbirleri öğrenmek is- temektedirler. o Banlar bu koruyucu bilginin hükümet tarafından kendile- rine verilmesini beklemektedirler. Korunma çareleri ürkiyede köy kadınlarının o yüzde 37'si ve şehir kadınlarının yüzde 44'ü çocuktan korunmak için değişik çare- lere başvurmakta ve kendi imkânları nispetinde Aile Plânlamasını uygula- maktadırlar. Kasabada bu korunma yüzde 20 nispetinde lâvaj suretiyle ol- maktadır. Köylerde, korunan kadın- ların yüzde 12'si ve şehirlerde yüzde 251 kesintili cinsi münasebeti uygula- maktadırlar. Erkeklerin prezervatif kullanması da oldukça yaygın görün- mekle beraber, bu tedbir daha çok zührevi hastalıklara (okarşı düşünül- mektedir. Genel olarak bugünkü (o korunma araçlarını mekanik, kimyevi Ve hor- monal olarak üçe ayırmak gerekir. Me- kanik korunma araçları arasında, va- hime kapak şeklinde okonulan diaf- ragm, henüz piyasaya çıkmamış olan, fakat çok başarılı sonuçlar veren, ra- hime ancak doktor tarafından yerleş- tirilen ve bir yıl süre, zarar vermeden rahimde duran, çocuğa kesin şekilde mani olan helezon şeklindeki araçlar gelmektedir. Sünger de uzun yıllardır kullanılan bir araçtır Kimyevi araçlar artanda Amer» kada çok tanınmış köpük tabletleri de saymak mümkündür. Hormonal araç, ağızdan alınan haplardır. £ Bunlar omemleketimizde mevcuttur. Ayda yirmi gün, hergün bir hap alınır. Netice kesindir. Memle- ketimizde bu korunma, her ay bir ka- dına in liraya mal olmaktadır Dünya memleketlerinde (oağlıdan alınan bu haplar sekiz yıldır çok iyi bir tecrübe geçirmiştir .İlk günlerde hafif bulantı yapmakla beraber, bu yan tesir bir ay sonra gözükmemekte ve haplar kadın- ların hormon faaliyetlerini etkilemek- tedir. Bu hapların sakal ve bıyık çı- kardığı söylentisi doğru değildir. Usu B orunma vasıtaları yanında, erkeğin kesintili cinsi münasebet usü- lüne başvurması veya kadının takvime bulunması dur. Cins! tatminsizlik meydana geti- rir, tazyik yaparak erkeğin sıhhatini bozar, teneffüse dahi tesir eder. İkincisi kadının çok muntazam âdet TIB görmesine bağlıdır. £ Adetin başladı- ğından itibaren 12, 13, 14, 15 ve 16 günler gebelik büyük ihtimalle mey- dana gelir. Çok muntazam âdet gören kadın bu günlerde cinsi münasebetten sakınarak korunabilir. Bundan başka ameliyatla kısırlaşma vardır ki, bazı memleketlerin kanunları buna da mü- saade etmektedir. AKİS/25